Elektrikli Otomobiller
591 km’ye Varan Menzili ile Yeni MG ZS EV Türkiye’de!
MG markasını Türkiye’de temsil eden Doğan Trend Otomotiv, Mart ayı itibarıyla yüzde 100 elektrikli yeni ZS EV’yi, lansmana özel 1.379.000 TL’den satışa sundu. Yenilenen birçok özelliğine ek olarak batarya kapasitesi de yükseltilen yeni MG ZS EV’nin 440 km WLTP menzili, şehir içi kullanımlarda 591 km’ye ulaşıyor. Yeni ZS EV, sunduğu yeni teknolojilerden biri olan V2L (Vehicle to Load) araçtan araca şarj özelliği sayesinde bilgisayar, klima, elektrikli ısıtıcı gibi elektronik cihazları kullanmaya imkan sağlıyor. Aynı zamanda bu özellik sayesinde bir e-scooter, e-bisiklet ve elektrikli otomobilleri de şarj etmek mümkün.
Türkiye’de Doğan Trend Otomotiv tarafından temsil edilen İngiliz otomobil markası MG’nin yüzde 100 elektrikli yeni modeli ZS EV, Mart ayı itibarıyla lansmana özel 1.379.000 TL’den satışa sunuldu. Euro NCAP’ten kazandığı 5 yıldız ile güvenliğini kanıtlayan ZS EV’nin Luxury versiyonunda panoramik açılabilir cam tavan, MG Pilot teknolojik sürüş destek sistemi, kablosuz telefon şarjı, V2L araçtan araca şarj özelliği, karbon fiber görünümlü ön konsol, sportif kırmızı dikişli koltuklar ve 448 litre bagaj hacmi standart olarak sunuluyor. Premium özellikleri standart olarak sunmasıyla dikkat çeken yeni ZS EV’nin şehir içinde 591 km’ye varan menzil sunabilmesi ise en çok dikkat çeken özellik olarak öne çıkıyor. Doğan Trend Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Tibet Soysal yaptığı açıklamada; “Ülkemizde MG’ye gösterilen ilgi ve başarılarımız sayesinde yeni ZS EV’nin geliştirilmesinde aktif rol alan ülkelerden biri olduk. Yeni ZS EV’nin müşterilerimizin geri bildirimleri doğrultusunda geliştirildiğini söyleyebiliriz. Yeni ZS EV, sınıfının üstünde boyutları, 5 yıldızlı Euro NCAP güvenliği, ileri teknolojisi ve standart olarak sunulan premium özellikler ile rakiplerinden ayrılıyor” dedi.
Tibet Soysal: “Elektrikli otomobil denilince akla ilk ZS EV geliyor”
Yeni ZS EV’nin elektrikli menzili konusuna da vurgu yapan Tibet Soysal, “Ülkemizde yüzde 100 elektrikli denilince ilk akla gelen modellerden olan yeni ZS EV, kapasitesi artırılan bataryası sayesinde 440 km menzil sunuyor. Şehir içi kullanımlarda ise menzili 591 km’ye ulaşabiliyor. Markamıza olan yoğun talebin farkındayız. Satış ve pazarlama konusundaki faaliyetlerimiz globalde markanın dikkatini çekti ve Türkiye pazarını önceliklendirmelerinde etkili oldu. Bu da araç bulunabilirliği konusunda istediğimiz adetleri talep edebilmemizi sağladı. Bu sayede müşterilerimize çok beklemeden araç teslim avantajı sağlayabileceğiz” dedi.
“Yeni ZS EV, kullanıcıların isteklerine göre geliştirildi”
ZS EV modelinin MG markası için ne kadar değerli olduğunu vurgulayan Doğan Trend Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Tibet Soysal; “Yüzde 100 elektrikli ZS EV modeli ile birçok konuda öncü olmayı başardık. Ülkemizde ilk defa televizyonlarda elektrikli bir otomobilin reklamını yayınladık. ZS EV, sınıfının Euro NCAP’ten 5 yıldız alan ilk yüzde 100 elektrikli modeli oldu. Valueguard ikinci el değer koruma programımız ve Wallbox şarj istasyonu ile müşterilerimize kendi evlerinde hızlı şarj çözümü sunmamız ile de birçok yeniliği Türkiye’ye getiren marka olduk. En önemlisi de ülkemizde MG’ye gösterilen ilgi ve başarılarımız sayesinde yeni ZS EV projesinde aktif rol alan ülkelerden biri olduk. Müşterilerimizin geri bildirimlerini yakından takip ederek üretim merkezi ile yaptığımız paylaşımların sonucunda yeni ZS EV taleplerimiz dikkate alınarak geliştirildi. Satışa çıktığı ülkelerde birçok prestijli ödül kazanan ve İngiltere’de ‘Yılın En İyi Elektrikli Aile Otomobili’ seçilen yeni ZS EV’yi yollarda görecek olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.
Elektrikli SUV’de bir başarı hikayesi!
Markanın en çok satılan modeli olan ZS, bugüne kadar 70’ten fazla ülkede 1 milyonun üzerinde satıldı. Satışa çıktığı ülkelerde 40’ın üzerinde prestijli ödül kazanan ZS EV, SUV gövde yapısı, geniş iç hacmi, 448 litre bagaj kapasitesi ve Euro NCAP’ten 5 yıldızlı güvenliği ile son olarak ev sahibi İngiltere’de 2023 yılının “En İyi Elektrikli Aile Otomobili” seçilmişti. Ülkemizde 2021 Haziran ayında yollara çıkan ZS EV aynı ay içerisinde en çok satılan elektrikli otomobil olmuştu. ZS EV, ülkemizde satışa çıktığı günden itibaren çok başarılı bir satış grafiği yakalayarak Türkiye’nin en çok satan ilk 5 elektrikli otomobili arasına girme başarısını da göstermişti. Marka, 2023 yılının ilk yarısında bugüne kadar Türkiye’de satılan tüm elektrikli MG modellerinden daha fazla ZS EV satışı gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Yeni ZS EV bir önceki ZS EV’yi şarj ediyor, 273 km de menzili kalıyor!
Teknolojisi gelişen iç tasarımı, eklenen yeni güvenlik önlemleri ve Türkiye için yepyeni bir teknoloji olan V2L (Vehicle to Load) yani araçtan araca şarj özelliği sayesinde yeni ZS EV, elektrikli araçlar arasında adından çokça söz ettirmeye hazırlanıyor. İngiltere ve İsveç’te “Yılın Otomobili” seçilen yeni ZS EV’nin araçtan araca şarj (V2L) özelliği sayesinde elektronik cihazları şarj etmek veya çalıştırmak mümkün olduğu gibi bu özellik ile ZS EV, bir elektrikli otomobili de şarj edilebiliyor. Hatta yeni ZS EV, 2021 yılında satışa sunulan bir önceki ZS EV’yi yüzde 20’den yüzde 80’e kadar şarj ettikten sonra 273 km daha menzili kalmasıyla da öne çıkıyor. Elektriğin bulunmadığı ortamlarda elektrik enerjisi sağlayan ZS EV, kampçılar ve karavan sahipleri tarafından da rahatlıkla kullanılabiliyor.
13 yeni, 26 geliştirilen özelliğiyle ZS EV
Yeni ZS EV, tasarımıyla, donanımlarıyla ve iç mekan özellikleriyle çok daha fazlasını sunuyor. Yeni ZS EV’nin uzunluğu 9 mm’lik artışla 4323 mm’ye, yüksekliği de 5 mm’lik artışla 1649 mm’ye ulaştı. Daha elektrikli ve daha premium bir görüntü sunan yeni ZS EV, yassı MG logosu ve gövde rengi kapalı ızgarası ile dikkat çekiyor. Alt ızgara tasarımı, koyu renkli farlar, şarj kapağı ve ön tampon deflektörü de diğer ön bölüm yenilikleri arasında yer alıyor. Ayrıca önde 21 LED’den oluşan “Silverstone” farlar daha düşük enerji tüketimi sağlıyor, 50.000 saati aşan kullanım ömürleri var ve yüzde 144 daha parlak aydınlatma sağlıyorlar. Yeni 17 inçlik çift renkli sportif alaşım jantlar, optimize edilmiş, aşınmaya dirençli yapısıyla rüzgar sesinin azaltılmasında etkili olurken, enerji tüketimine de katkı sağlıyor. Koyu renkli “Phantom” LED arka stoplar, yeni arka sis farları ve arka tampon deflektörü de arka tasarımdaki yenilikler arasında yer alıyor.
İç mekanda da yeni tuş takımlarını kapsayan yeni orta konsol ve kırmızı dikişli spor koltuklar göze çarpıyor. Yumuşak malzemeleriyle konfor sunan 6 yönlü elektrikli ayarlanabilir sürücü koltuğunda olduğu gibi ön yolcu koltuğunda da ısıtma fonksiyonu sunuluyor. Toplamda 5 USB çıkışı, kablosuz telefon şarjı, orta konsolda tutamak, 360 derece kamera, otomatik klima, arka koltuklar için havalandırma menfezleri, arka koltuk kol dayanağı içinde bardaklıklar ve arka orta koltuk başlığı, MG ZS EV’nin geliştirilen iç mekan donanımları arasında yer alıyor. Otomobil içinde en yüksek hava kalitesi sağlama fikri ile ortaya çıkan ve MG modellerinde bulunan PM 2.5 filtre sayesinde araç içindeki herkes yolculuk boyunca temiz ve sağlıklı bir hava soluyabiliyor.
Kokpitte yer alan iki farklı dijital ekrandan sürücünün önünde olan 12.3 inçlik gelişmiş görsel sunumuyla LCD göstergeden temel hız, menzil, kalan enerji, adaptif sürüş gibi donanımlar takip edilebiliyor. Orta konsoldaki 10.1 inçlik yansıma önleyici ve parmak izi engelleyici dokunmatik ekrandan da multimedya arayüzleri yönetilebildiği gibi MG Pilot fonksiyonları da dahil olmak üzere sürüş ile ilgili önemli ayarlamalar da yapılabiliyor. Android Auto, Apple Carplay ve Bluetooth uyumlu multimedya, 6 hoparlörlü ve 3 boyutlu ses sistemiyle destekleniyor.
Premium standart donanım
Yeni MG ZS EV, Luxury donanım seviyesiyle sunuluyor. “Uzun Menzilli” batarya ile donatılan Yeni ZS EV son derece kapsamlı premium donanımları standart olarak sunması ile öne çıkıyor. Yeni model, panoramik açılabilir cam tavan, 360 derece kamera, PM2.5 filtreli iklim kontrolü, ısıtmalı ön koltuklar, deri çok işlevli direksiyon, LED farlar ve stop lambaları, 6 yönlü ayarlanabilir elektrikli sürücü koltuğu, 40:60 oranında katlanabilir arka koltuklar, anahtarsız giriş, elektrikli ve ısıtmalı yan aynalar, yeni tasarımlı 17 inç alüminyum alaşım jantlarla yollara çıkıyor. Ayrıca MG Pilot adı verilen gelişmiş sürüş destek sistemi (ADAS) içeriyor. Adaptif Hız Sabitleyici, Otomatik Acil Fren Sistemi, Ön Çarpışma Uyarısı, Şerit Takip Desteği, Kör Nokta Monitörü ve Trafikte Sürüş Sistemi gibi özellikler bu sistemin altında yer alıyor.
Yeni ZS EV; Dover White, Pebble Black, Diamond Red, Battersea Blue ve Blade Silver olmak üzere beş farklı gövde rengiyle sunuluyor. Elektrikli MG modelleri, elektrikli aktarma organları ve batarya da dahil olmak üzere 7 yıl/150.000 km garantiye sahip olarak sahiplerine teslim ediliyor. Doğan Trend Otomotiv, önceki ZS EV modelinde çok konuşulan Valueguard ikinci el değer koruma garantisini Yeni ZS EV için de sunuyor.
Elektrikli sürüşte güçlü performans özellikleri
ZS’in en yeni versiyonu yüzde 100 elektrikli ZS EV’nin performans değerlerinde de önemli gelişimler sağlandı. 105 kW yerine artık 115 kW güç üreten elektrik motoru besleyen batarya kapasitesi de 44,5 kWsa’den 72,6 kWsa’e yükseltildi. Şarj süresini kısaltacak geliştirmeler de yapıldı, dahili AC şarj gücünün kapasitesi 11 kWsa’e artırıldı. Azami DC şarj gücü 92 kW’ye yükseltilerek yüzde 30’dan 80’e olan şarj süresi 40 dakikadan 30 dakikaya indirildi. Yeni ZS EV’nin enerji tüketimi 17,8 kWsa/100 km’ye düşerken WLTP menzili 263 km’den 440 km’ye çıktı. Yeni model, tüm bunlara ek olarak artık şehir içinde 335 km yerine 591 km’lik menzile ulaşabilmesiyle segmentindeki en iddialı seçeneklerden biri konumuna geliyor. Maksimum hız ise 140 km/sa’ten 175 km/sa’e yükseltilen Yeni ZS EV, 0-50 km/s hızlanmasını 3,6 saniyede ve 0-100 km/s hızlanmasını 8,6 saniyede tamamlıyor.
Sahip olduğu Eco, Normal ve Sport olarak 3 farklı sürüş modu ve 3 seviyeli enerji geri kazanım seçeneği sunan KERS (Kinetik Enerji Geri Kazanım Sistemi), ZS EV kullanıcısının tüm ihtiyaçlarına cevap verirken menzilinin de kontrol edilmesine olanak tanıyor. Akıllı batarya yönetim sistemi ile çok daha verimli batarya kullanımı sağlayan ZS EV’nin üst düzey batarya koruma özelliği ile de güvenlik ön planda tutuluyor.
Aile için ideal bir elektrikli
Yeni MG ZS EV, geliştirilen özellikleriyle kalabalık aileler de dahil olmak üzere herkese hem günlük hem de haftasonu yolculuklarında eksiksiz bir yol arkadaşı oluyor. Sınıfının en geniş iç hacimlerinden birini sunan ZS EV, MG’nin ses ve titreşim konusundaki üstün NVH değerlerinde yeni bir seviyeye erişiyor. EDS Akustik Panel Kaplaması, çamurluk iç panellerindeki özel yalıtım ve Michelin 3ST lastikler gibi çok sayıdaki akustik konforu iyileştirici sayesinde yeni ZS EV ile tüm yolculuklar konforlu ve sessiz oluyor. 448 litre ile 1166 litre arasında değiştirilen bagaj hacmine ek olarak iç mekanda 23 farklı saklama alanıyla fonskiyonellik artırılıyor. 50 kg taşıma kapasiteli alüminyum tavan raylarına ek olarak 500 kg çekme kapasitesiyle de hafta sonu kaçamakları için ideal bir SUV oluyor.
Deneyim Noktaları Hızla Artmaya Devam Ediyor
Türkiye’de Doğan Trend Otomotiv tarafından temsil edilen MG, elektrikli ve benzinli modelleriyle elde ettiği başarıya paralel olarak satış ve servis ağını da genişletiyor. Geçtiğimiz yılın MG markası için öne çıkan başlıklarından biri de Servis ve Deneyim Noktaları sayısındaki artış olmuştu. Elektrikli yeni modellerin de katılımı ile 2023 yılında yatırımlarına devam edecek olan MG markası, bu sene deneyim noktalarının sayısını 23’e çıkartacak.
MG ZS EV Teknik özellikler
Uzunluk: 4.323 mm
Genişlik: 1.809 mm
Yükseklik: 1.649 mm
Aks mesafesi: 2.585 mm
Yerden yükseklik: 161 mm
Bagaj hacmi (Koltuklar dik/katlı): 448/1166 litre
Maksimum güç: 115 kW (156 PS)
Maksimum tork: 280 Nm
Hızlanma 0-50 km/s: 3,6 sn
Hızlanma 0-100 km/s: 8,6 sn
Maksimum hız: 175 km/s
Batarya kapasitesi: 72,6 kWsa
WLTP menzili: 440 km
Şehiriçi menzil: 591 km
Enerji tüketimi: 178 kWsa/km
Entegre şarj cihazı (AC): 11 kW
DC %5-80 şarj süresi: 40 dk
Boş ağırlık: 1.620 kg
Çekme kapasitesi (frensiz): 500 kg
Elektrikli Otomobiller
Çok Yönlü Elektrikli: Hyundai INSTER Cross
Hyundai, geçtiğimiz aylarda tanıttığı INSTER’ın yeni bir versiyonu olan INSTER Cross’u da gün yüzüne çıkardı. Yeni crossover model, çok yakında satışa sunulurken aynı zamanda hem outdoor hem de şehir içi kullanımda çok yönlü bir kullanım imkanına sahip olacak.
A ve B segmenti modelleri arasında konumlanan INSTER, geniş iç mekanı ve cömert bagaj kapasitesiyle dikkat çekerken aynı zamanda gelişmiş manevra kabiliyeti, pratiklik ve esneklik sunuyor. INSTER Cross ise normal versiyondan daha belirgin dış ve iç tasarım öğelerine sahip olacak.
INSTER Cross, maceracı karakterini vurgulamak için geniş, dikdörtgen ön ve arka tamponlarla ve ayrıca kabartmalı siyah kaplamalarla fark yaratıyor. Ön ve arka koruma kaplamalar, tamamlayıcı 17 inç alaşım jantlarla birleşerek üstün bir crossover görüntüsü sunuyor. Tavan rayları ise açık hava gezileri veya kamp etkinlikleri için standart olarak sunuluyor. Crossover versiyon, özel bir dış renk olan Mat Amazon Yeşil ve INSTER için sunulan standart beş renk (opsiyonel siyah tavan) seçeneğiyle sunulacak.
INSTER Cross’un iç mekanı da son derece iddialı. INSTER ile benzer şekilde bir düzen sunan otomobil, kendinden daha üst segmentlerdeki modellerde yaygın olarak karşımıza çıkan özellikleri de sunacak. INSTER Cross, 360 kilometreye varan bir menzilin yanı sıra, yaklaşık 30 dakikada yüzde 10 ila yüzde 80 oranında şarj edilebiliyor. INSTER Cross ayrıca, Otoyol Sürüş Asistanı, Akıllı Hız Kontrolü ve İleri Çarpışma Önleme Asistanı 1.5 dahil olmak üzere segment lideri güvenlik donanımlarına da sahip. INSTER Cross’un üretimine bu yılın sonlarına doğru Hyundai’nin Kore’deki üretim tesisinde başlaması planlanıyor.
Elektrikli Otomobiller
EY-Parthenon, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin (BESS) geleceğine ilişkin raporu yayımladı
EY (Ernst & Young) çatısı altında yer alan ve 120 ülkede 9.000’den fazla danışmanı bünyesinde barındıran EY-Parthenon (EYP) strateji danışmanlığı ekibinin Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne (BESS) yönelik hazırladığı rapor, tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin ticari uygulanabilirliğini ve mevcut piyasa koşullarında gelir potansiyeli sunan temel iş modellerini ele alıyor. Aynı zamanda Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımlarının ticari yönünü belirlemek için büyümeyi sağlayan itici güçlerini, teknoloji eğilimlerini, pazar düzenlemelerini, mevcut iş modellerini ve yatırım yaparken gelecek vaat eden bölgeleri analizlerle ortaya koyuyor.
Batarya Enerji Depolama Sistemleri küresel yerleşik kapasitesinin 2030 yılına kadar 160 GWh’den 1.800 GWh’ye çıkması, yani 10 kat büyümesi bekleniyor. Güçlü gelir potansiyeli sunan ve mevcut gelirlerin %90’ından fazlasını oluşturan enerji arbitrajı, yardımcı hizmetler ve kapasite mekanizmaları üç iş modeli olarak ortaya çıkıyor. Son maliyet artışlarına rağmen, sistem maliyetinin 2030 yılına kadar kilit pazarlarda %15-20 oranında düşmesi bekleniyor. Rapor, bağımsız Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının çekiciliğinin, özellikle ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi ülkelerde artacağını öngörüyor. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede düzenleyici reformlar ile yatırım ortamı iyileşiyor, riskler azalıyor ve gelirler artıyor.
EY-Parthenon’un Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) üzerine hazırladığı rapor, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne tekil varlık olarak yatırım yapmanın zamanı geldi mi?” ve “Gelişen piyasa mekanizmaları, Batarya Enerji Depolama Sistemleri operatörleri ve yatırımcılar için daha kârlı ticari sonuçları nasıl mümkün kılıyor?” sorularını ele alıyor. Bu sorular ışığında tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin, kilit pazarlardaki ticari uygulanabilirliğini iyileştiren ve mevcut piyasa koşullarında yatırımcılar için kredi açısından olumlu bir fırsat yaratan stratejik kaldıraçları açıklıyor.
BESS’in küresel pazardaki durumunu, yarınını ve geleceğini 5 trend şekillendiriyor
Batarya Enerji Depolama Sistemleri, enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Günümüzdeki beş temel trend, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin küresel pazardaki mevcut durumunu, bir sonraki adımını ve geleceğini şekillendiriyor.
Batarya Enerji Depolama Sistemleri talebinin önümüzdeki yıllarda hızla artması bekleniyor. Küresel pazardaki birleşme ve satın alma işlemlerinin, 2020 yılından bu yana elektrik dağıtıcılarının ve enerji oyuncularının artan yatırımlarının etkisiyle, 24,4 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Buna ek olarak düzenleyici destek, sübvansiyonlar, teşvikler ve temiz enerji hedefleriyle yönlendirilen depolama sistemleri üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar küresel olarak yılda 4 kat büyüyerek 421 GWh’ye ve yerleşik kapasitenin ise 1,800 GWh’ye çıkacağı ve %70’den fazlasının şebeke ölçeğinde olacağı tahmin ediliyor. Maliyet tasarrufu, yatırım erteleme ve fiyat arbitrajı gibi avantajlı iş modellerinin de yakın gelecekte birçok ülkede ortaya çıkması bekleniyor.
Aynı zamanda batarya depolama, enerji geçişindeki hızlanma için önemli bir kolaylaştırıcı olarak görülüyor. Artan kısıtlama, sınırlı ara bağlantılar, artan çatı güneş enerjisi kapasitesi ve elektrikli araç (EV) kullanımı, daha uzun süreli batarya depolama teknolojilerine olan ihtiyacı artırıyor. Hâlihazırda kullanılan lityum-iyon teknolojisi yanı sıra, maliyet ekonomisi ve enerji yoğunluğu arttıkça vanadyum akışı, katı hal ve sodyum iyon gibi yenilikçi batarya kimyası teknolojileri de ticari olgunluğa ulaşmaya devam ediyor.
Türkiye getiri potansiyeline sahip pazar
Batarya Enerji Depolama Sistemleri büyümesinin iyileşen ekonomik fizibilite, güçlü politika, regülatif düzenlemeler ve çeşitli devlet teşvikleriyle desteklendiği ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi olgun pazarlara kıyasla Türkiye, son gelişmelere rağmen, düşük-orta olgunluk seviyesinde değerlendiriliyor ve buna paralel bir getiri potansiyeline sahip pazar olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda, Türkiye Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının gelecekte büyümesi için üç alandaki gelişmeler olumlu adımlar olarak görülüyor.
Türkiye’de yenilenebilir kapasitenin artması büyümeyi hızlandırıyor
Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’na göre, 2030 yılına kadar kurulu gücün %61’inden fazlası 91 GW kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacak. Aynı zamanda 2035 yılına kadar kurulu BESS kapasitesi de 15 GW’ye ulaşacak. Kurulu güçte hidro-elektrik harici yenilenebilir enerji kaynaklarının %90’ından fazlasını oluşturması beklenen rüzgar ve güneş enerjisi, BESS endüstrisine olan talebi olumlu yönde etkileyecek.
Türkiye’de çok fazla başvuru ve onaylanmış ön lisans bulunuyor
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) göre, Aralık 2023 itibarıyla tahmini 280 milyar dolar yatırım potansiyeline denk gelen toplam 260 GW kapasiteye sahip yenilenebilir enerji santrali için 5.968 adet Batarya Enerji Depolama Sistemleri başvurusu alındı. Ayrıca, Türkiye’de onaylanan ön lisansların toplam kapasitesi Eylül 2024 itibarıyla 658 başvuruyla 34 GWh’ye ulaştı. Ülkede kurulu ilk depolamalı kapasitelerin 2025 yılının son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.
Yerel üretim kapasiteleri artıyor
Türk üreticiler ve girişimciler, başta Ankara, İstanbul, Antalya ve Kocaeli dahil olmak üzere birçok ilde 1 GWh’nin üzerindeki kapasitelerle Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırım planlarını hâlihazırda açıkladı. Batarya hücresi montaj operasyonlarından işe başlayan sektör oyuncularının çoğunun, küresel şirketlerle gerçekleştirdikleri iş birlikleri sayesinde veya tek başlarına hücre üretimine genişleme planları bulunuyor. Ayrıca, gelişmekte olan yerel Batarya Enerji Depolama Sistemleri üreticilerini korumak amacıyla Ocak 2024’ten beri Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen prizmatik LFP bataryalar için Türkiye’de %30 ek gümrük vergisi uygulanıyor. Talebin büyümesine bağlı olarak ilave kapasite artışları, farklı coğrafyalara ve ülkelere satışlar ile yurtdışı üretim yatırımlar da yerel oyuncuların gelecek büyüme planları arasında bulunuyor.
Büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıraç belirliyor
EY-Parthenon’ın hazırladığı rapor, Türkiye dahil olmak üzere küresel pazarların çoğunda tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin gelecekteki büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıracın belirleyeceğini ortaya koyuyor. Rapor, gelir modellerinin netleştirilmesi, düzenleyici mekanizmalar ve teşviklerin varlığı, yatırım maliyetinin azaltılması, altyapı esnekliği için doğru yerlerin bulunması ve yeni batarya teknolojilerinin izlenmesi gibi temel gelişmelerin gelecekte çok önemli olacağını belirtiyor.
- Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımcılarının, batarya sistemi gelirleriyle gaz fiyatları arasında artan bir korelasyon olduğu için emtia fiyatlarındaki oynaklığı yatırım analizlerine dahil etmeleri gerekiyor.
- Mevcut kapasite piyasası mekanizmaları ve güvenilirlik endişeleri, BESS potansiyelini en üst düzeye çıkarmıyor, bu nedenle piyasayı daha etkili hale getirmek için ek reformlar gerekiyor.
- Yüksek sermaye harcaması, batarya hücresi fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı önemli yatırım duyarlılığını gösteren analizlerle projelerin
karakterize edilmesine imkân tanıyor. - En uygun konumun belirlenmesi, şebeke tıkanıklığının ve yenilenebilir santral konsantrasyonunun daha yüksek olduğu alanlara daha yakın konumlanarak kâr marjlarının artırılmasını sağlıyor.
- Şebeke ara bağlantı gecikmelerine yol açan, düzenleyici çerçeve eksikliğinin izin prosedürleri uzun süredir devam ediyor.
- Avrupa batarya hücresi kapasitesinin yaklaşık %70’i, Çin’e artan bağımlılık ve lityumun fiyat oynaklığı nedeniyle risk altında bulunuyor, bu yüzden büyümenin de büyük ölçüde sağlam tedarik zincirine bağlı olması bekleniyor.
- Vanadyum akışı gelecekte Li-ion ile rekabet edecek ve yatırım için daha iyi bir iş koşulları sağlayacak. Hidrojen depolama daha uygun maliyetli hale geldikçe de yeni bir alternatif olabilir.
EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Sektörler Lideri Ateş Konca, “EY Parthenon analizi BESS’in kârlılığa ulaşması için küresel pazarlarda ölçeklenebilirliğine ve belirli stratejik kaldıraçların uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Bunlar arasında gelir kesinliğinin artırılması, daha iyi bir konum stratejisi, etkili düzenleyici mekanizmalar, ölçeklendirme bağlantıları, tedarik zincirinin güçlendirilmesi ve yeni rakip teknolojilerin izlenmesi yer alıyor. Bu kaldıraçlar, BESS’in çeşitli pazarlardaki tam potansiyelini gerçekleştirmesi için önem taşıyor. Çünkü BESS’i sürdürülebilir enerji geleceğine giden yolda uygulanabilir bir ticari çözüm haline getirmek için dahil olan tüm paydaşların katılım göstermesi, yatırım ve iş birliği yapması gerekiyor. Tüm bunlarla birlikte BESS’in bağımsız bir varlık olarak geleceği her zamankinden daha umut verici görünüyor” dedi.
EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Cem Çamlı, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS), her geçen gün yeşil enerji dönüşümünde kilit bir rol oynuyor ve ana kolaylaştırıcı araçlar arasında yer almaya hazırlanıyor. Sektörde yer alan birçok oyuncu, stratejik satın almalar ve ortaklıklarla sistem sağlayıcılarından operatörlerine ve entegratörlerine kadar değer zinciri boyunca BESS pazarına yatırım yapıyor. Diğer yandan mevcut regülasyonlar ve gelir modellerinde yeni gelişmeler devam ederken, BESS hizmetlerinde iş modellerinin çeşitlenmesi ile stratejik bir değişime de tanık oluyoruz. Stratejik kaldıraçlar, BESS’in uygulanabilir bir iş planı ile daha da yaygınlaşması için kritik hale geliyor” dedi.
Elektrikli Otomobiller
Honda 0 Serisi’nin yeni teknolojilerini tanıttı
Honda, tamamen elektrikli 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni teknolojileri Japonya’da gerçekleştirdiği basın toplantısı ile duyurdu. Honda’nın elektrifikasyon stratejisi ve karbon nötr hedefi kapsamında hayata geçirilen Honda 0 Serisi’ndeki toplam yedi modelin 2030 yılına kadar satışa sunulması planlanıyor. Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler sayesinde Honda, müşterilerine sürüş destek sistemleri ile daha güvenli, batarya yenilikleri ile daha verimli, dijital kullanıcı deneyimi ile mobiliteyi kolaylaştıran özellikleri bir arada sunmayı hedefliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması hedefleniyor.
Honda elektrifikasyon stratejisi kapsamında tamamen elektrikli Honda 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni nesil teknolojilerini Japonya’daki toplantısında tanıttı. Gerçekleştirilen “Honda 0 Teknoloji Toplantısı”nda yeni teknolojiler ve 0 Serisi’ne dair yaklaşımlar açıklanırken; Honda’nın elektrifikasyon ile ilgili global vizyonu vurgulandı. Karbon nötr hedefi kapsamında Honda, 2030 yılına kadar küçük, orta ve büyük boyutlu olmak üzere toplam yedi adet Honda 0 Serisi modelini satışa sunmayı hedefliyor. Honda 0 Serisi ile ilgili ilk önemli adımı, bu yılın başında gerçekleştirilen CES 2024’te Saloon ve Space-Hub isimli iki konsept modelini tanıtarak atmıştı. Serinin ilk seri üretim modelinin 2026 yılında satışa sunulması planlanırken; modelin tasarımının konsepte benzer olacağı ve serinin amiral gemisi olarak öne çıkacağı belirtiliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te ise Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması planlanıyor.
İnsan odaklı yaklaşımı temel alan Honda 0 Serisi, “İnce, Hafif ve Bilge” prensibi ile “Sıfır” felsefesi esasına dayanarak tasarlanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım; sanatsal tasarım, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), Nesnelerin İnterneti (IoT) ile araç içi yaşam alanı, sürüş keyfi ve elektrik verimliliği olmak üzere beş temel değeri kapsıyor.
Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler
Honda, yeni tasarım yaklaşımıyla elektrikli araçları yeniden şekillendiriyor. “İnce” prensibi, alçak profilli ve kısa çıkıntılara sahip tasarımlar kullanarak araçları hem estetik hem de daha konforlu hale getirmeyi amaçlarken; “Hafif” prensibi ise, daha dinamik bir sürüş deneyimi sunarken elektrik verimliliğini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor. Bu kapsamda Honda, ultra yüksek dayanımlı çelik kullanarak yeni bir elektrikli araç platformunu hayata geçirdi. Kompakt e-Aks ve ince batarya paketiyle birleşen bu yapı, araç içi alanın daha verimli kullanılmasına olanak tanıyor. Bu platform, ince batarya paketi ve kompakt e-Aks ile birleşerek, aracın ağırlık merkezini düşürüp dengeli ve dinamik bir sürüş sağlıyor. Yüzde 40 küçültülen e-Aks, daha kompakt bir yerleşim sunarak kabin alanını genişletiyor. Diğer yandan Honda’nın geliştirdiği aktif aerodinamik sistem, aracın hızına göre ön aero deflektörünü devreye sokarak hava direncini azaltıyor. Özellikle SUV gibi yüksek yapılı araçlarda enerji verimliliğini artıran bu yeni teknoloji, düz yolda da yüksek stabilite sağlıyor. Aynı zamanda Honda’nın yeni gövde rijitliği yönetimi ile virajlarda araç üzerindeki yük dağılımı optimize edilerek yol tutuşu ve sürüş keyfi artıyor.
Honda’nın gelişmiş üretim teknolojileri
Honda, elektrikli araç üretiminde ileri üretim teknolojileriyle öne çıkıyor. Batarya gövdelerinin üretiminde kullanılan yeni döküm teknolojisi sayesinde, parça sayısının önemli ölçüde azaltılması planlanırken; bu hamlenin üretim verimliliğini artırması amaçlanıyor. Böylelikle, farklı araç modelleri için esnek bir üretim süreci sunuluyor. Araç gövdesini hafifletmek için dünyanın ilk CDC birleştirme (metal kaplama) teknolojisini kullanan Honda, yüksek dayanımlı malzemelerle aracın ağırlığını azaltırken aynı zamanda güvenlik performansını artırıyor. Honda mühendisleri tarafından geliştirilen bu teknoloji sayesinde elektrikli araçların verimliliği yükseltilerek daha hafif ve dayanıklı araçlar üretilmesine olanak sağlanıyor. Ek olarak batarya paketlerinin montaj hattında kullanılan esnek hücre üretim sistemi, otomatik yönlendirmeli araçlar ile çalışarak üretim süreçlerini daha esnek hale getiriyor. Honda’nın yeni nesil gelişmiş üretim teknolojileri, farklı araç modellerine ve üretim hacimlerine uyum sağlanması ve verimlilik iddiası ile dikkat çekiyor.
Honda’nın akıllı teknolojilerle yükselen mobilite vizyonu
Honda’nın “Bilge” prensibi doğrultusunda, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), yeni nesil teknolojilere odaklanarak sürücülere güvenli ve sorunsuz bir mobilite deneyimi sunmayı amaçlıyor. Honda SENSING Elite donanıma sahip Legend modeli, Seviye 3 otonom sürüş özellikleri ile 2021 yılında satışa sunularak gelecek dönemin habercisi oldu. Honda 0 Serisi’ndeki seri üretim modeller de otonom sürüş özelliklerine sahip olacak ve otonom sürüş teknolojisini kablosuz güncellemelerle geliştirecek. Honda, uzun vadede bilgi birikimi ve tüketici deneyimleri ile akıllı teknolojileri geliştirerek yazılım tanımlı araçlar (SDV) üretmeyi hedefliyor. Bu yeni nesil araçlar, her müşteri için kişiselleştirilmiş çözümler sunarak kendilerini daha akıllı hale getirecek.
Honda, otomatik sürüş teknolojisini geliştirerek sürüş keyfini artırmayı ve enerji yönetimini optimize etmeyi hedefliyor. Gelecek nesil elektrikli araçlar, entegre sistemler ile sürücü ve araç arasında güçlü bir bağlantı kuracak; üç boyutlu sensörleri sayesinde daha kontrollü sürüş deneyimi sunulacak. Honda 0 Serisi, batarya ve termal yönetim teknolojilerini birleştirerek konforlu bir kabin ve pratik bir menzil sağlayacak. Son olarak Honda, dijital kullanıcı deneyimi (UX) geliştirerek kullanıcı stresini azaltmayı ve araç içi keyfi artırmayı amaçlıyor. Kişiselleştirilmiş sesli asistan ve görüntü tanıma teknolojisi, kullanıcılara optimize edilmiş öneriler sunarak mobilite deneyimini eğlenceli hale getirecek yenilikçi çözümlerle desteklenecek.