Connect with us

Genel

Oto Bagajlarına Elektrikli Bisiklet / Scooter Zamanı!

Dünyanın önde gelen elektrikli otomobil ve motosiklet markalarını Türkiyedeki tüketicilerle buluşturan Doğan Holding çatısı altındaki Doğan Trend Otomotiv, Hollanda markası BIMAS BIKES ile elektrikli bisiklet ve scooter ürünlerini de portföyüne ekledi.

İş birliği kapsamında, BIMAS BIKES çatısı altındaki elektrikli bisikletler markası BIMAS ve elektrikli scooter markası OKAI, Doğan Trend Otomotiv güvencesiyle tüketicilerle buluşacak. BIMAS markalı bisikletler City, Comfort, eFolding ve eCargo olmak üzere 4 ana kategoride sunuluyor. OKAI’nin ise herkes için kullanışlı, güvenli ve eğlenceli e-scooter seçenekleri bulunuyor.

 

Doğan Trend Koşuyolu merkezindeki imza törenine katılan Hollanda Başkonsolosu Arjen Uijterlinde, “BIMAS BIKES ülkemizin önemli markaları arasında yer alıyor. Her biri kendi alanında uzman iki markanın buluşmasını önemli bir adım olarak görüyoruz. Hollanda ile Türkiye arasındaki iş birliklerini önemsiyoruz ve benzer iş birliklerini desteklemeye hazırız” diye konuştu. BIMAS BIKES Yönetim Kurulu Başkanı Emre Erciyas ise, “BIMAS BIKES olarak, bisikletin ana vatanı Hollanda’da başarılı olmuş modellerimizle %10’a yakın bir paya ulaşmış bir markayız. Son yıllarda özellikle elektrikli ürünlere odaklandık. Ürünlerimizi kendi tesislerimizde uluslararası kalite standardlarında üretiyoruz. Doğan Trend Otomotiv’le yaptığımız anlaşma kapsamında elektrikli şehir içi mobilite ürünlerimizi Türkiye’de kendilerine emanet ediyoruz” dedi.

 

Doğan Trend Otomotiv CEO’su Kağan Dağtekin ise, Doğan Trend olarak elektrikli mobilite dönüşümünde ürün gamımızı genişletmeye devam ediyoruz. Yakında her otomobilin bagajında bir katlanır bisiklet ya da e-scooter olacak. Otomobil kullanıcıları artık daha fazla esnekliğe ihtiyaç duyuyorlar. Trafik sıkıştığında veya otomobille girmenin zor olduğu yerlere gelmeden aracı park edip BIMAS ve OKAI’leriyle hem zaman kazanacak hem tasarruf yapacak hem de stres seviyelerini azaltacaklar” şeklinde konuştu.

 

Dünya devi elektrikli otomobil ve motosiklet markalarını Türkiye’deki tüketicilerle buluşturan Doğan Trend Otomotiv, Hollandalı BIMAS BIKES ile elektrikli bisiklet ve scooter pazarına da girdi. Türkiye’deki sürdürülebilir mobilite dönüşümünün önemli temsilcilerinden olan Doğan Trend Otomotiv, Hollanda merkezli BIMAS BIKES’ın ülkemizdeki tek yetkili distribütörü oldu. Distribütörlük anlaşması kapsamında, BIMAS BIKES çatısı altındaki elektrikli bisiklet markası BIMAS ve elektrikli scooter markası OKAI, 2021 yılının kalan aylarından itibaren Doğan Trend Otomotiv güvencesiyle Türkiye’de satışa sunulacak.

 

Doğan Trend Otomotiv ve BIMAS BIKES arasındaki distribütörlük anlaşması kapsamında bir imza töreni de düzenledi. İstanbul’da düzenlenen törene Hollanda Başkonsolosu Arjen Uijterlinde, BIMAS BIKES Yönetim Kurulu Başkanı Emre Erciyas ve Doğan Holding Otomotiv Grubu CEO’su Kağan Dağtekin katıldı. Bununla birlikte, Hollanda Başkonsolosluğu ve yetkilileri, Hollanda Büyükelçilik temsilcileri ile BIMAS BIKES ve Doğan Trend Otomotiv’den çok sayıda yetkili de gerçekleştirilen imza töreninde hazır bulundu. Hollanda Başkonsolosu Arjen Uijterlinde törende yaptığı açıklamada, “Bisiklet Hollanda kültürünün çok önemli bir parçası ve artık hızla sürdürülebilir çözümler için elektrikli ürünlere de öncülük ediyoruz. Trafiği ve genç nüfusu düşündüğümüzde ise bisikletin gerçekten Türkiye için de iyi bir çözüm olacağına inanıyoruz. Bu noktada, BIMAS BIKES ülkemizin önemli markaları arasında yer alıyor. Her biri kendi alanında uzman iki markanın buluşmasını önemli bir adım olarak görüyoruz. Hollanda ile Türkiye arasındaki iş birliklerini önemsiyoruz ve benzer iş birliklerini desteklemeye hazırız” dedi.

 

Hollandada %10a yakın pazar payına ulaştı

 

Konuşmasında Avrupa bisiklet pazarına, BIMAS BIKES’ın Hollanda pazarındaki konumuna ve Doğan Trend Otomotiv ile olan iş birliklerine değinen BIMAS BIKES Yönetim Kurulu Başkanı Emre Erciyas, “İki tekerli ulaşım araçları son yıllarda birçok farklı anlamda talep görmeye başladı. Pandemiyle birlikte büyüyen e-ticaret pazarı, tedarik zincirindeki yeni ihtiyaçlar ve artan çevre bilinci elektrikli mobiliteye olan talebi artırdı. 2020 senesinde tüm Avrupada 22 milyon adet bisiklet satışı yapıldı ve bu rakamın 4,5 milyonu elektrikli bisiklet olarak gerçekleşti. Toplam pazar büyüklüğü ise 18,3 milyar Euroya ulaştı. 2025 yılında elektrikli bisiklet rakamının 10 milyon adet seviyelerine ulaşması bekleniyor. BIMAS BIKES olarak Hollandada yani bisikletin anavatanında faaliyet gösterdiğimiz süre boyunca %10a yakın bir pazar payına ulaşmış bir markayız. Şimdi ürün gamımızı genişletiyoruz ve özellikle elektrikli ürünlere odaklanıyoruz. Kendi tesislerimizde ürettiğimiz kaliteli ürünlerimiz var. Doğan Trend Otomotivle yaptığımız anlaşma kapsamında, elektrikli şehir içi mobilite ürünlerimizi Türkiyede kendilerine emanet ediyoruz. Doğan Trend Otomotiv, alanının önde gelen köklü şirketlerinden biri. Hem mikro hem makro mobilite alanındaki uzmanlığını temsil ettiği uluslararası markalarla kanıtlamış bir şirket. Anlaşmadan dolayı çok mutluyuz” ifadelerini kullandı. Konuşmasında Türkiye pazarında bisiklete olan ilgiye de değinen Erciyas, “Türkiye’nin, bisiklet pazarı için çok büyük bir potansiyel taşıdığını düşünüyoruz. Hem yüksek bir genç nüfusumuz var, hem paylaşımlı mikro araç kullanımında ciddi artışlar yaşanıyor. Ayrıca pandemi ile değişen ulaşım tercihleri de bisiklete olan ilgiyi artırmaya başladı. Günlük hayatta bisikleti artık bir ulaşım aracı olarak da görmeye başladık. Çevre konusundaki artan duyarlılık seviyesi ve Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması konusundaki adımıyla beraber, bisikletin ulaşım aracı olarak daha çok tercih edilmeye başlanacağını düşünüyoruz. Şehir içi bisiklet yolu alt yapı yatırımları da bu gelişimi destekleyecek adımların önünde geliyor” dedi.

Yakında her otomobilin bagajında bir elektrikli bisiklet olacak”

 

Doğan Trend Otomotiv’in mobilitede yaşanan dönüşümdeki rolünü vurgulayan Doğan Holding Otomotiv Grubu CEO’su Kağan Dağtekin ise; “Sadece otomotiv değil tüm iş kolları büyük bir dönüşümden geçiyor. Biz de Doğan Trend olarak özellikle ulaşımda sürdürülebilir mobilite ihtiyaçlarını karşılamak üzere elektrikli ürün gamımızı genişletmeye devam ediyoruz. Yakında her otomobilin bagajında bir katlanır bisiklet ya da e-scooter olacağını söylemek mümkün. Trafiğin artmasıyla birlikte otomobil kullanıcıları daha fazla esnekliğe ihtiyaç duyar hale geldi. Bu durumlarda kullanıcılar arabalarının bagajından BIMAS veya OKAI’leriyle hem zaman tasarrufu sağlayacak hem de trafiğin sebep olduğu stres seviyelerini azaltacaklar” diye konuştu.

 

Hollanda tasarımı ve mühendislik gücüyle Türkiyede üretim

 

1996 yılında kurulan BIMAS BIKES, yalın ve fonksiyonel tasarım özelliklerine sahip elektrikli bisikletleri ile Hollanda bisiklet pazarının önde gelen markaları arasında yer alıyor. Uzmanlığını Hollanda tasarım ve mühendislik gücü ile birleştiren marka, bisikletlerini Türkiye İzmir’de yer alan tesislerinde, uluslararası kalite standartları ve Avrupa bisiklet standardı EN15194’a göre sıfır emisyonlu olarak sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde üretiyor. Yenilikçi, insan odaklı, sürdürülebilir ve doğa dostu tasarım ve üretim sürecinden geçen ürünleri işlevsel, güvenilir, uzun ömürlü ve ergonomik özellikleri ile e-mobilite pazarında fark yaratıyor.” Love At First Ride” felsefesini odağına alan BIMAS marka bisikletler ise sürücülerine güvenli ve konforlu bir sürüş keyfi yaşatırken, şehir yaşantısındaki kalabalık ve trafikten kaçmak için pratik ve sağlıklı bir fırsat sağlıyor.

 

Konforlu ve güvenli yolculuk deneyimleri sunan BIMAS markalı bisikletler City, Comfort, eFolding ve eCargo olmak üzere 4 ana kategoride satışa sunuluyor. 17 yılı aşkındır mikromobilite alanında yarattığı tasarım ve çözümlerle, ulaşım deneyimini yeniden tanımlayan OKAI ise herkes için kullanışlı, güvenli ve eğlenceli ulaşım seçenekleri sunuyor. OKAI’nin katlanabilir, uzun menzilli ve performanslı scooter modelleri Doğan Trend Otomotiv güvencesiyle Türkiye’deki tüketicilerle buluşuyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler