Connect with us

Genel

CITROËN’İN CESUR YOLCULUĞU RETROMOBILE 2023’DE SERGİLENİYOR!

CITROËN OLİ İLK DEFA KAMUOYUNUN KARŞISINA ÇIKIYOR!

Citroën, otomobil ve tarih tutkunlarını bir araya getiren klasik otomobil fuarı Rétromobile 2023 için hazırladığı özel stantta geçmişte otomotiv dünyasına damga vuran ikonik modellerine yer verirken, Oli konsept otomobilini de ilk defa görücüye çıkarıyor. Citroën, Oli ile birlikte elektrikli ulaşımı herkesin kullanımına sunma taahhüdünü yerine getirmek için işleri farklı yapma cesaretini gözler önüne seriyor. Citroën, Rétromobile 2023 fuarında cesareti ile her zaman insanların yaşam tarzına yön veren ve bu etkinlik için kırmızı ve beyaz ile renklendirilen, ikonik modellerinden bazılarını sergiliyor. Rétromobile 2023’de ayrıca “Asterix and Obelix: The Middle Kingdom” filmindeki konsept savaş aracı da ilk defa tanıtılırken, B2 autochenille “Scarabée d’Or”, ilk Sahra geçişinden 100 yıl sonra tekrar sergileniyor.

Citroën, Paris Expo Porte de Versailles’de 1-5 Şubat 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Rétromobile 2023’de geçmişten günümüze iddialı tasarımlarını sergilerken aynı zamanda konsept otomobili Oli’yi de ilk defa geniş kitlelerle buluşturuyor. Citroën stantında Oli’ye ek olarak, “Asterix and Obelix: The Middle Kingdom” filmindeki konsept savaş aracı, B2 autochenille “Scarabée d’Or” ve marka tarihindeki ikonik araçlar sergileniyor.

C10’dan Oli’ye ilham verici, iddialı ve dahiyane konseptler

Citroën’in Eylül 2022’de tanıttığı son konsept otomobili Oli, markanın, herkesin günlük hayatını iyileştirmek için tasarladığı, işlevsel, elektrikli ulaşıma yönelik yol haritasını gözler önüne seriyor. Otomotiv endüstrisindeki güncel trendlerin aksine Oli, aile ulaşımına elektrikli, hafif, işlevsel, basit, çok yönlü ve uygun fiyatlı çözüm sunarak toplumun zorluklarını kucaklıyor. Böyle bir dönemde Oli, gelecekteki ulaşım gereksinimlerimiz için güvenilir ve sürdürülebilir bir çözüm ortaya koyuyor.

Citroën, Oli ile abartıya ve masrafa “dur” diyor. Oli, ağırlığı ve karmaşıklığı önemli oranda azaltarak gelişmiş yaşam döngüsü yönetimini hedefliyor. Geri dönüştürülen ve geri dönüştürülebilir malzemeler bu yaklaşımı yansıtıyor. Ortaya, iyileştirilmiş uzun ömür, güvenilirlik ve satın alma kolaylığı ve gelişmiş maliyet kontrolü ile etkin bir ulaşım çözümü çıkıyor. Oli, tekerlekli, tam teşekküllü bir fikir laboratuvarı olmasıyla da öne çıkıyor. Zekice düşünülmüş fikirlerle dolu olan Oli,  örneğin geleneksel koltuklara göre yüzde 80 daha az parça gerektiren “ağ” tipi koltuk sırtlıklarına sahip. Ayrıca son derece güçlü, geri dönüştürülmüş petek yapılı mukavvadan üretilen kaput, tavan ve bagaj zemin panelleri ile yenilikçi çözümler sunuyor. Uygulanan etkin çözümler sayesinde Oli son derece hafif bir yapıya sahip. Sadece 1000 kg ağırlığa sahip Oli, hafif yapının sağladığı avantajla 40 kWsa kapasiteli batarya ile 400 km’ye kadar hedef menzil sunuyor.

Hafif ve cesur tarzıyla benzersiz bir tasarım

Citroën Oli, işlevsellik, verimlilik ve sürdürülebilirliği harmanlayan akıllı bir tasarım izliyor. Örneğin ön cam düz ve dikey olarak tasarlanırken, küçültülmüş boyutlar, daha az kütle ve daha düşük üretim maliyeti anlamına geliyor. Ayrıca yolcular güneşe daha az maruz kalıyor. Bu da klimaya daha az ihtiyaç duyulması anlamına geliyor. Ortaya, alışılmışın dışında saf bir şekil çıkıyor. Oli’nin Citroën ailesinin bir parçası olduğunu vurgulamak üzere Citroën tarihinde önemli kilometre taşlarını temsil eden ve tasarımı kadar yenilikleriyle bireylerin yaşam tarzına yön veren ikonik modeller de Rétromobile 2023’de yer alıyor. Oli, Citroën’in imzası olan logonun yeni bir yorumunun yanı sıra yeni, canlı bir kızılötesi imza rengi ile dikkat çekiyor. Bu yeni beyaz renk ile Oli son derece çekici bir görünüm sergiliyor. Oli’yi tamamlamak ve onun Citroën ailesine katılımını kutlamak için, stanttaki araçlar beyaz veya kırmızı renk olacak. Ayrıca bazı özel sportif modifikasyonlar da yapılacak. C4 Torpedo, Traction Avant Cabriolet ve Mehari beyaza boyanırken, 2CV’nin koltuklarında Oli’nin “Kızılötesi” kumaşı kullanılıyor.

C4: C4, 1928 yılında pazara sunuldu ve Citroën’i, gelişmiş süspansiyonları ve “Yüzer Motoru”yla modern çağa taşıdı. Ayrıca yolların henüz oldukça pürüzlü ve bozuk olduğu bir dönemde nadir görülen bir konfor seviyesi sağlıyordu. Rétromobile 2023’de 1929 model bir C4 Torpedo sergilenecek.

Traction Avant: Önden çekiş, monokok yapı, hidrolik frenler ve dört tekerlekten bağımsız süspansiyon ile donatılan ilk seri üretim araç olmasıyla Citroën’in bir başka tarihi üretimi de Traction Avant’dır. 1934’te pazara sunulan otomobil döneminin en iyi dinamiklerine sahipti. Yolcularını çok rahat ettiriyordu. Bu nedenle “Reine de la Route” (Yolun Kraliçesi) lakabına sahipti. Rétromobile 2023’de 1937 model bir Traction Avant Cabriolet sergilenecek.

Concept C10: Sadece Citroën, 1956’da böylesine iddialı, kompakt bir mimariye sahip, çok hafif, ekonomik, teknik olarak gelişmiş ve tasarımında deniz uçağı tekniklerini kullanan böyle bir konsepti ortaya koymaya cesaret edebilirdi. C10 tanıtıldığında çok dikkat çekti ve şekli itibariyle “Su damlası” lakabını kazandı. 1956 Concept C10 “Su Damlası” stanttaki yerini alıyor.

2 CV: Minimalist 2CV, 1948’de pazar talebine yanıt olarak geldi. Amacı, herkesin otomobili olmaktı. Üretimi ve onarımı kolaydı. Mevcut haliyle en ucuz otomobildi. 75 yılda, sıra dışı tasarımı ve ürün konumlandırmasıyla Citroën araçlarının felsefesini somutlaştıran efsanevi bir araç haline geldi. 1990 model 2 CV 6 Club, Rétromobile 2023’de sevenleriyle buluşuyor.

AMI 6: 1961’de tanıtılan Ami 6, 4 metreden daha kısaydı. Ferah iç mekanı ve geniş bagajıyla konforlu bir otomobil arayan müşteriler için tasarlandı. Citroën’in cevabı devrim niteliğindeki Z-şekilli arka kısmına sahip bu araç oldu. Ters arka cam, bagaj için ek alan kazandırdı. Sergi için 1963 Citroën Ami 6 Sedan hazırlandı.

Mehari: Akıllı, sıra dışı ve arkadaş canlısı eğlence aracı Mehari, 55. yaş gününü kutluyor. Hafif, ısı ile şekillendirilen renkli plastik gövde, çizilmelere karşı ve basınçlı su jeti ile yıkamaya karşı dayanıklıydı. Kanvas tavanı ve katlanan ön camıyla, maceracıların gönlünü kazanmaya devam ediyor. Rétromobile 2023 için beyaz bir 1972 Mehari hazırlandı.

CX: Akıcı, zarif ve son derece aerodinamik tasarımı, geniş cam yüzeyleri ve içbükey arka camı ile CX, 1974’te üstün konfor seviyesiyle sınıfının en iyi otomobiliydi. Fütüristik gösterge paneli kadar ergonomik kontrolleri hilal şeklinde bir araya geliyordu. CX, 1975’te “Yılın Otomobili” seçilerek başarısını tescil etmiş oldu. 1989 CX Prestige Phase II, Citroën standında yer alıyor.

B2 autochenille şov yapıyor

17 Aralık 1922 ile 7 Ocak 1923 arasında Citroën’in Autochenille B2’si, Sahra’yı geçen ilk otomobil olmuştu. Bu tarihi başarının 100. yıldönümü anısına, I. Dünya Savaşı öncesi araç standında, “Scarabée d’or”un bir kopyası sergileniyor.

Galya’da üretilen ve efsanevi 2CV’den ilham alan konsept savaş arabası

Masif meşe gövde, Lutetia kanvas tavan, geri dönüştürülmüş kalkanlardan yapılan jantlar, yaban domuzu göbeği süspansiyon sistemi, büyülü ateşböcekleriyle çalışan farlar ve efsanevi 2CV’den ilham alan genel tasarıma sahip bu cesur konsept otomobil, Guillaume Canet tarafından yönetilen ve 24 Şubat’ta Türkiye’de de vizyona girecek “Asterix & Obelix: The Middle Kingdom” filmi için Citroën tarafından tasarlanıp geliştirildi. Citroën ve Asterix, Citroën ile yapımcılar Pathé, Trésor Films ve Editions Albert René arasındaki benzersiz ortaklığın bir sonucu olarak Fransız kültürünün iki efsanesini bir araya getiriyor.

Bunları biliyor musunuz?

  • C10 prototipinin kompakt mimarisi nedeniyle bagaja sadece ince bir stepne sığabiliyordu. Bu tür geçici stepne uygulaması, modern otomobillere çok daha sonra dahil edildi.
  • C10 prototipinin gözyaşı damlası şekli daha sonra efsanevi DS ve SM modellerinde yeniden kullanıldı.
  • Traction Avant, rakipleriyle karşılaştırıldığında, “Traction Avant, merkezkaç kuvvetini yumuşatıyor” sloganının yer aldığı bir reklam kampanyasına ilham kaynağı olan etkileyici bir yol tutuşuna sahipti.
  • 2CV’nin teknik özellikleri, Fransa’da yürütülen saha çalışmasından elde edilen verilerle belirlendi. 10.000 adedin üzerindeki kapsamlı anketle, Citroën muhtemelen ilk büyük ölçekli pazarlama çalışmasını gerçekleştirdi.
  • DIRAVI, (VariPower veya güç destekli geri dönüşlü hidrolik direksiyon) ile donatılan CX’in direksiyonu, araç dururken bile düz konuma geri dönüyordu.

Rétromobile’in kapılarını halka açmasını beklerken, marka tarihinin en ikonik modellerinin bazılarını-79 değişik araç-Citroën Origins isimli sanal müzede inceleyebilirsiniz:

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Popüler