Connect with us

Genel

Tamamen elektrikli Volvo EX30, İskandinav rüzgarı

Yeni, tam elektrikli Volvo EX30 güvenlik ve sürdürülebilirlik dışında, sunduğu en son teknolojiler ve İskandinav tasarımıyla kullanıcılarının hayatını daha rahat ve daha keyifli hale getirmeyi amaçlıyor.

Tamamen elektrikli Volvo EX30, buram buram İskandinav kokuyor

Sürdürülebilirlik anlayışıyla üretilen Volvo Cars’ın yeni küçük SUV’u EX30, şık bir iç mekân ve içerisinde özenle kullanılan malzemelerle birlikte etkileyici bir tasarım sunuyor. Sorumluluk anlayışıyla tasarlanan iç mekânda, çeşitli renk ve dokularda, kot, keten ve yün gibi geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemeler kullanılıyor.

Volvo EX30, tek bir ekranda karmaşıklığı ortadan kaldırarak, kullanıcı odaklı ve keyifli sürüş deneyimi sağlıyor. Türünün ilk örneği olan gösterge panelini tamamen kaplayan bir soundbar ve bir dizi akıllı depolama alanı gibi özellikler, kullanıcılara ve yolculara sanki daha büyük bir otomobilde bulundukları hissini veriyor.

Volvo Cars İç Tasarım Başkanı Lisa Reeves, “Volvo EX30, İskandinav tasarımının en iyi unsurlarını bir araya getiriyor. Yeni malzemeler, yaratıcı dokular ve renkler, akıllı işlevsellik ve harika bir kullanıcı deneyimi, her otomobilimizde olduğu gibi EX30’da da kendini gösteriyor. Volvo EX30’da tüm bu unsurlar özenle kullanılmış ve küçük bir pakete akıllıca sığdırılmış diyebiliriz” dedi.

Birinci sınıf ses kalitesi

Volvo EX30’da yer alan, türünün ilk örneği Soundbar, ev ses sistemlerinden ilham alınarak tasarlandı. Soundbar’da tek bir ses çubuğu içerisinde birkaç hoparlör yer alıyor ve otomobilin kabininde premium bir ses olanağı sağlıyor. Donanımlar arasından Harman Kardon high-end ses sistemi de tercih edilirse, en sevilen müzikleri ve podcast’leri olağanüstü bir ses kalitesinde dinleme imkanı sunuyor.

Soundbar, hoparlörleri tek bir bileşen içinde kümeliyor, böylelikle kullanılan kablo ve malzeme miktarını azaltarak akıllı tasarımın harika bir örneğini oluşturuyor. Ön camın altına yerleştirilmiş ve kokpit tasarımına sorunsuz bir şekilde entegre edilmiş bu tasarım ilk başta fark edilemeyebiliyor. Ancak, bu tasarım sayesinde kapılarda hoparlör kullanımına ihtiyaç duymadan, bunun yerine araç içinde çok daha fazla depolama alanı sunuluyor.

Aynı şekilde cam açma kapama düğmeleri, hem sürücü hem yolcu için kolay ulaşılabilecek şekilde orta konsolda konumlandırılıyor. Torpido gözü ise orta ekranın altında yer alıyor. Böylelikle, düz zeminin sağladığı ekstra alan daha rahat kullanılabiliyor, hem sürücü hem de yolcu torpidoya kolaylıkla erişebiliyor. Tüm bu örnekler ve diğerleri, EX30’un tasarımının merkezileştirme ilkesine göre gerçekleştirildiğini gösteriyor.
Çok yönlü kullanım imkanı sunan orta konsol, bir kaydırma sistemi sayesinde ihtiyaca göre şekillendirilebiliyor. Bardak tutucunun üst kısmı, kahvenin veya akıllı telefonun sabitlenmesi için dışarı kaydırılabilme veya daha fazla depolama alanı sağlamak için içeriye itilebilme olanağı sunuyor. Alt tünelde, güneş gözlüğü veya kulaklık gibi küçük eşyalar için koruyucu bir saklama alanı yer alıyor.

Yukarıdaki geniş açık alana ise çanta yerleştirebiliyor. Rahatlık söz konusu olduğunda arkadaki yolcular da unutulmamış. Telefonlar için ön koltuk arkasında özel cepler yer alıyor. Orta konsolun altında arkadaki yolcular için düzgün bir saklama kutusu bulunuyor. Ayrıca bagaj kapağının içinde kullanışlı bir boyut kılavuzu eklenmiş. Böylelikle mobilya almaya gidildiğinde ya da alınan yeni bir masanın otomobile sığıp sığmayacağından emin olunmadığı zamanlarda bu kılavuz yol gösteriyor.

ex30-design-ux-teaser-2.jpg

Bir boşluk hissi yaratmak

EX30’un iç tasarımında yer alan merkezileştirme teması, gösterge panosunun ortasında yer alan 12,3 inçlik ekranda da kendini ortaya koyuyor. Ekran, bir sürücü olarak ihtiyaç duyulan tüm bilgileri içeriyor. Her şeyi tek bir ekrana sığdırmak, sürücünün etrafında bir ferahlık hissi yaratmanın yanı sıra malzemelerden tasarruf edildiği anlamına da geliyor.

Volvo Cars UX (Müşteri Deneyimi) Başkanı Tom Stovicek, “EX30’un içinde, bağlamsal ve odaklanmış arayüzler kullanma stratejimize devam ediyoruz .Tek bir ekranda, hız ve şarj seviyeleri gibi temel sürüş bilgileri üstte belirgin bir şekilde konumlandırılırken; aşağıda, navigasyon, medya ve diğer kontroller kolaylıkla görülebiliyor ve erişilebiliyor. Ayrıca, her an ihtiyaçlarınıza en uygun işlevleri sağlayan bağlamsal bir tuş da ekledik” dedi.
Orta ekran ayrıca, en önemli bilgiler dışında her şeyi ortadan kaldıran ‘ferah’ bir görünüm sunuyor. Bu özellik, hem ekstra odaklanma sağlıyor hem de uzun yolculuklar sırasında, özellikle gece kullanımlarında, gözlerinizin üzerindeki yükü azaltabiliyor.
Volvo EX30’da, en son teknolojiye sahip bilgi-eğlence sistemini sunma hedefi doğrultusunda, Google uygulaması yerleşik olarak yer alıyor. Bilgi-eğlence sisiteminde, Google Asistan, Google Haritalar ve Google Play’deki en sevdiğiniz diğer uygulamalar hands free özelliğiyle yer alıyor. EX30 aynı zamanda kablosuz Apple CarPlay işleviyle sunulan ilk Volvo otomobil olarak öne çıkıyor.

Bilgi-eğlence sistemi mevcut olduğu yerlerde 5G bağlantısı ile sunuluyor. ; Qualcomm Technologies, Inc.’in Snapdragon® Kokpit Platformları tarafından desteklenen bu birinci sınıf araç içi deneyim hız konusundaki beklentileri de karşılayacak.

Dört farklı ‘iç oda’ seçeneği

Yeni Volvo EX30’u seçerken, dört farklı iç ‘oda’ arasından seçim yapılabiliyor. Her oda, malzemelere sürdürülebilir bir yaklaşım getirirken her birinin teması farklı. Örneğin, kot kumaşının zamansız çekiciliğiyle tasarlanmış bir iç tasarımda kot geri dönüşümünden elde edilen atık ürünler kullanılıyor.
Sunulan diğer malzemeler arasında eski pencere çerçeveleri ve panjurlar gibi atık maddelerden yapılan geri dönüştürülmüş plastik; keten tohumu bitkilerinden elde edilen ve bir Volvo Cars Tech Fund yatırımı olan Bcomp tarafından sağlanan, yenilenebilir bir lif olan keten; yüzde 70 geri dönüştürülmüş polyester içeren bir yün karışımı; ve geri dönüştürülmüş plastik içeren yapılandırılmış örgü koltuk malzemeleri gibi materyaller yer alıyor.
Volvo EX30’da ayrıca, Nordico’nun kullanıldığı iç döşeme seçeneği de yer alıyor. Nordico, PET şişeler gibi geri dönüştürülebilir ürünlerden, İsveç ve Finlandiya’daki ormanlardan elde edilen biyolojik malzemelerden üretilen, yenilikçi ve teknik olarak gelişmiş bir malzemedir.

İskandinav tasarımının en iyi örneklerini içinde barındıran yeni Volvo EX30’un dünya prömiyeri 7 Haziran’da Milano’da yapılacak olup aynı tarihte seçili pazarlarda sipariş veya ön sipariş için hazır olacak.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Popüler