Connect with us

Elektrikli Otomobiller

“Elektrikli, Dijital ve Döngüsel” BMW Group Mobilite Vizyonunu IAA Mobility 2023’te Tanıtacak

Borusan Otomotiv’in Türkiye temsilcisi olduğu BMW, MINI ve BMW Motorrad markalarının üreticisi BMW Group yarının dünyasını şekillendirecek bireysel ulaşım vizyonunu ve en yeni modellerini IAA Mobility 2023’te sergileyecek. BMW Group elektrifikasyon, dijitalizasyon ve döngüsel ekonomi odak alanlarındaki en son gelişmeleri paylaşırken, geleceğin mobilite vizyonuna ışık tutan BMW Vision Neue Klasse’nin yanı sıra BMW, MINI ve BMW Motorrad’ın en yeni modellerinin de dünya prömiyerini gerçekleştirecek.

BMW Group’un, elektrikli ürün gamında yer alan BMW iX1, BMW i4, BMW i5, BMW iX ve BMW i7 ile gövde gösterisi yapacağı fuarda lüks sedan segmentinin ilk zırhlı otomobili Yeni BMW i7 Protection, Yeni BMW 5 Serisi’nin plug-in hybrid modeli ve hidrojen yakıt hücreli öncü model BMW iX5 Hydrogen ile Yeni nesil MINI Cooper ve MINI Countryman modelleri dünyaya tanıtılacak. 

BMW Group’un merkezinin de yer aldığı Münih’te ikinci kez düzenlenen dünyanın en önemli otomotiv buluşmalarından IAA Mobility 2023’ün ana teması “Bağlantılı Mobilite Deneyimi” olarak öne çıkıyor. Max-Joseph-Platz’daki BMW Open Space’te tamamen elektrikli Yeni MINI Cooper, Yeni MINI Countryman ve şehir içi ulaşımda çığır açması beklenen elektrikli motosiklet Yeni BMW CE 02 eParkourer da gösteriliyor.

BMW Vision Neue Klasse: Elektrikifikasyon, Dijitalizasyon ve Döngüsellik

BMW’nin gelecek jenerasyonlarından ipuçları taşıyan konsept otomobili The BMW Vision Neue Klasse, elektrifikasyon, dijitalizasyon ve döngüselliği bir araya getiriyor. BMW’nin kendine özgü tarzını bu odak alanlarına yansıtan yeni konsept otomobil tasarım, kontrol/operasyon, verimlilik ve sürdürülebilirlik kriterlerini yeni bir boyuta taşıyor.

Öncülleri BMW iVision Circular ve BMW iVision Dee çalışmalarında geliştirilen teknoloji, bilgi ve tecrübe üzerine inşa edilen BMW’nin yeni konsept otomobili iç ve dış tasarımdan, kullanıcı deneyimine, güç ünitesinden pil teknolojisine kadar yeni ufukları gözler önüne seriyor.

Sade, zamansız ve elegan dış tasarımını otomobilin kabin dizaynına da yansıtan BMW Vision Neue Klasse, 21 inç boyutundaki jantları ve geniş çamurluklarıyla üstün bir aerodinamizmi de beraberinde taşıyor. Monolitik yüzeye sahip gövdesiyle dikkat çeken Neue Klasse’nin ön ve arka bölümlerindeki güçlü girintileri olabildiğince geniş görüş açısı sağlarken otomobile farklı bir estetik de katıyor.

BMW’nin imzası niteliğindeki BMW Böbrek Izgaraları ve çift parçalı farlar, Neue Klasse’nin dış dünya ile etkileşimini sağlarken üç farklı animasyona sahip farlar diğer otomobillerin ve yayaların yakınlaşma durumuna göre hızlıca tepki veriyor.

BMW Vision Neue Klasse Yeni Nesil iDrive Teknolojisini de Beraberinde Getiriyor

Otomobil içinde yer alan geleneksel düğmeler BMW Vision Neue Klasse ile minimum sayıya düşüyor. İnsan-otomobil etkileşimi BMW Panaromic Görüş, Merkezi Ekran ve fonksiyonel direksiyon sayesinde kendini gösteriyor. BMW Kişisel Akıllı Asistan, kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşırken

ilk defa Neue Klasse’de kullanılan BMW Panaromik Görüş BMW iDrive ve BMW Head-Up Display ile bir arada çalışıyor. Sürücünün ideal görüş açısına yansıtılan sürüş bilgileri geliştirilmiş bir BMW Head-Up Display teknolojisini bünyesinde barındırıyor.

Eski Modellere Göre Yüzde 25 Daha Verimli

BMW Vision Neue Klasse, BMW markasının gelecekteki modellerinin düşük karbon salınım seviyesi için de yeni bir referans oluşturuyor.

Otomobil kullanım esnasında yüksek enerji verimliliği sağlayan altıncı nesil BMW eDrive teknolojisi elektrikli aktarma organları için ağırlık, hava ve yuvarlanma direncinin yanı sıra ısıyı da akıllı bir şekilde yönetiyor. Yeni geliştirilen yüksek verimli elektrik motorları, BMW eDrive teknolojisinin sahip olduğu yeni nesil bataryalar, eski teknolojiye sahip prizmatik hücrelerden yüzde 20 daha az yer kaplıyor. Neue Klasse modelinde kullanılan 6. jenerasyon eDrive teknolojisi otomobilin şarj hızını yüzde 30 artırırken, menzili de aynı oranda uzatıyor. Bu detaylar sonucunda otomobilin toplam verimliliği önceki nesil elektrikli otomobillere nazaran yüzde 25 artıyor.

BMW’nin düşük karbonlu üretim tesisleri arasında yer alan ve üretim esnasında fosil yakıt kullanmayan Debrecen Fabrikası ikincil materyal kullanımıyla da CO2 salımını düşürmeye devam ediyor.

IAA’da Sergilenen Modeller Hakkında

Yeni BMW 5 Plug-in Hybrid 2024 Baharında Yollarda

Yeni BMW 5 Serisi Sedan’ın plug-in hybrid varyantı da ilk kez IAA Mobility 2023’te sahneye çıkacak. Önümüzdeki yılın ikinci çeyreğinde satışa sunulması planlanan 6 ve 4 silindirli iki ayrı plug-in modele BMW’nin geliştirdiği sınıfının en iyisi eDrive teknolojisi eşlik edecek.

Yeni BMW iX5 Hydrogen

IAA Mobility 2023’te ilk kez otomobil tutkunlarının beğenisine sunulan Yeni BMW iX5 Hydrogen, markanın sürüş teknolojilerindeki inovatif gücünü gözler önüne serecek. BMW X5’in hidrojen yakıt hücreli versiyonu olarak geliştirilen Yeni BMW iX5 Hydrogen, BMW’nin beşinci nesil iDrive teknolojisini bünyesinde barındırıyor. 295kW/401 HP güce sahip olan Yeni BMW iX5 Hydrogen, 0-100 km hızlanmasını altı saniyede tamamlıyor. İki adet 700 barlık hidrojen tankı bulunan otomobil, WLTP verilerine göre 504 kilometre menzile sahip. Altı litrelik hidrojen depolamaya imkan tanıyan tanklar, üç ile dört dakika arasında doldurulabiliyor.

Tamamen Elektrikli İlk Zırhlı Otomobil: Yeni BMW i7 Protection

BMW, lüks sedan sınıfındaki yeni nesil zırhlı otomobili Yeni BMW i7 Protection’ı IAA Mobility 2023’te tanıtacak. Yeni BMW i7 Protection, dünyanın onaylanmış ilk tamamen elektrikli zırhlı otomobili olarak öne çıkıyor. İki güçlü elektrik motoruyla VR9 sınıfı zırhı sorunsuz bir şekilde taşıyan Yeni BMW i7 Protection, WLTP verilerine göre 100 kilometrede 30 kWh elektrik tüketim ortalamalarına sahip. Zırhlı otomobilin içten yanmalı V8 motora sahip versiyonunun ise 100 kilometrede 14.6 litre yakıt tüketimi bulunuyor. Gövdesi, tavanı ve tabanındaki zırhın yanı sıra VPAM 10 sınıfı zırhlı camlarla güçlendirilmiş Yeni BMW i7 Protection, ateşli silahlar ve patlamalara karşı üst düzey dayanıklılık sunuyor.

Elektrikli, Benzersiz ve Dijital Yeni MINI Ailesi

Otomotiv dünyasının ikonik modelleri arasında yer alan MINI Cooper ve MINI Countryman, tamamen elektrikli versiyonlarıyla birlikte IAA Mobility 2023’te tanıtılacak.

MINI Cooper’ın beşinci nesli, geleneksel MINI tasarım çizgilerini taşıyan pürüzsüz yüzeyler, şık hatlar ve dengeli oranlarla bezenmiş dış tasarımıyla kendine güvenen ve etkileyici bir formda öne çıkıyor. Beşinci nesil MINI Cooper, 3 Kapı ve 5 Kapı modellerinin yanı sıra Cabrio modelini de tutkunlarıyla buluşturuyor. Tamamen elektrikli Yeni MINI Countryman ise maceracı özelliklerini fonksiyonellikle birleştirerek çağdaş MINI-malist yapısıyla sürüşü daha eğlenceli ve heyecan verici hale getiriyor. Ayrıca MINI, ilk tamamen elektrikli crossover modeli olan Aceman’in prömiyerini 2024 Nisan’ında yapmayı planlıyor.

MINI Cooper 3 Kapı modeli, markanın temelini oluşturmaya devam ederken, Yeni MINI Ailesiyle birlikte tamamen elektrikli iki yeni versiyon IAA Mobility’de karşımıza çıkıyor. Tamamen elektrikli Yeni MINI Cooper E modeli, 135 kW / 184 bg güç ve 290 Nm tork üreten bir elektrik motoruna sahip. Bu motor, aracı 0’dan 100 km/s hıza 7.3 saniyede çıkarıyor. Yeni MINI Cooper E, WLTP değerlerine göre 305 km’ye varan menziliyle dikkat çekiyor.

Tamamen elektrikli MINI Cooper SE ise 160 kW / 218 bg güç ve 330 Nm tork üreten elektrik motoru sayesinde 0’dan 100 km/s hıza sadece 6.7 saniyede ulaşıyor. Otomobil tek şarjla ise 402 km’ye varan menzil sunuyor.

Yeni Nesil MINI Ailesinin en büyük otomobili Yeni MINI Countryman; 6 cm daha yüksek ve 13 cm daha uzun olan gövde boyutlarıyla genişletilmiş bir yaşam alanı sunuyor. Geniş lastik iz genişliği ile kaslı bir görünüm kazanan otomobil, geliştirilmiş modern tasarımıyla MINI’ye yakışır bir imaja sahip oluyor. Ayrıca, sıfır emisyonlu sürüş sağlayan dört tekerlekten çekiş özelliği sunuyor. Go-kart sürüş hissi, elektrikli MINI DNA’sıyla birleşerek daha farklı bir seviyeye taşınıyor.

Tamamen elektrikli Yeni MINI Countryman E, 150 kW / 204 bg güç ve 250 Nm tork üreten elektrik motoruna sahip. 0-100 km/s hızlanmasını 8.6 saniyede tamamlayan bu otomobil WLTP değerlerine göre 462 km’ye varan menziliyle öne çıkıyor.

Yeni MINI Countryman SE ALL4.  ise dört tekerlekten çekiş özelliğiyle geliyor. Bu otomobil 230 kW/ 313 bg güç ve 494 Nm tork değerlerine sahip.  0’dan 100 km/s hıza 5.6 saniyede ulaşabilen yeni tamamen elektrikli MINI Countryman SE ALL4, WLTP değerlerine göre 433 km’ye varan menziliyle tamamen elektrikli sürüş sunuyor.

MINI’den Kişiselleştirilebilir Eğlence Sistemi & Kişisel Asistan

Yeni MINI Cooper ve Yeni MINI Cooper Countryman, otomobilin içindeki eğlence sistemi ve ambiyansıyla dikkat çekiyor. İç mekanın kalbinde yer alan, tamamen yenilenen multimedya ekranı; gelişmiş OLED teknolojisine ve kişiselleştirilebilir kullanıcı ara yüzüne sahip. 8 farklı Deneyim Modu  ile birlikte karşımıza çıkan dairesel OLED ekran; kullanıcıların sürüş deneyimlerini kendi tercihlerine göre dizayn edebilmelerine olanak sağlıyor. MINI’nin Yeni İşletim Sistemi 9’la çalışan ekran, Spike adını verdiği     MINI’nin ilk tam donanımlı kişisel asistanı ile mükemmel bir yol arkadaşlığı deneyimi vadediyor. Üç boyutlu navigasyon özelliğiyle öne çıkan sistem, video ve oyun gibi pek çok seçeneğe sahip. Otomobilin iç ambiyansı da kişiselleştirilebilir renk ve tasarım özellikleriyle benzersiz bir deneyim sunuyor.

Şehir İçi Ulaşımın Yıldızı: Yeni BMW CE 02

BMW Motorrad’ın şehir içi ulaşım odağında erişilebilir modeli olarak geliştirilen Yeni BMW CE 02, çevik, pratik ve sağlamlığının yanı sıra birçok arazide üst düzey sürüş keyfini de beraberinde getiriyor. Yeni BMW CE 02’nin 11 kW/15 HP güç çıkışına sahip motor seçeneği bulunuyor. Bu güç çıkışı sayesinde kullanıcısına dinamik bir sürüş deneyimi sunan Yeni BMW CE 02, 90 km’ye varan menziliyle uzun şehir içi yolculuklar için de ideal bir alternatif sunuyor.  Güçlü motoru sayesinde maksimum 95 km/s hıza ulaşan Yeni BMW CE 02, 132 kg ağırlığa sahip 11 kW’lik versiyonuna ek olarak 119 kg ağırlığında 4 kW’lik seçeneği de kullanıcılarına sunuyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elektrikli Otomobiller

Efsanevi Gran Turismo Hyundai IONIQ 5 N ile Elektrikleniyor

Hyundai’nin gelişmiş elektrikli otomobil teknolojisini ve üstün sürüş performansını kusursuz bir şekilde sunan IONIQ 5 N, gerçek hayatta olduğu gibi sanal dünyada da öne çıkmaya hazırlanıyor. Dünyanın en popüler araç ve yarış simülasyonu olan Gran Turismo, birbirinden etkileyici ve hızlı otomobil listesine IONIQ 5 N’i de ekledi. Kullanıcıların modellerdeki yüksek performansı sanal yarışlarda deneyimlemelerine olanak tanıyan Gran Turismo 7, zorlu pistleri, realistik sürüş dinamikleri ve üstün grafikleriyle çoğu otomobil tutkununun rüyalarını süslüyor. Hyundai ise bu heyecana ortak olarak N modellerini dijital olarak geliştirmeyi planlarken, gelecekte simülasyonda daha fazla modelle yer almayı da hedefliyor.

Hyundai’nin gelişmiş elektrifikasyon teknolojisini kullanan IONIQ 5 N, yüksek performanslı dört tekerlekten çekiş sistemine sahip. Ön ve arka motorlarıyla birlikte toplam 478 kW (650 beygir) güç ve 770 Nm maksimum tork üreten otomobilin öne çıkan özellikleri arasında N Grin Boost ve Drift Optimizer başı çekiyor. Sürüş modlarına göre maksimum performans ve sürüş zevki sunabilen otomobilde 84 kWh gibi yüksek çıkışlı bir batarya görev alıyor.

N Marka Yönetimi Grup Başkan Yardımcısı Joon Park, konuyla ilgili olarak şunları söyledi. “Hyundai N markasının ve IONIQ 5 N’in Polyphony Digital Gran Turismo’da yer almasından dolayı mutluluk duyuyoruz. IONIQ 5 N, gerçek hayatta olduğu gibi simülasyonda da mükemmel bir sürüş keyfi sunuyor. Otomobil tutkunlarının Hyundai N’in yüksek performanslı modellerini sanal dünyada da deneyimleyebilmesi son derece önemli. Biz de bu modelleri Gran Turismo için geliştirmeye ve özelleştirmeye devam edeceğiz”.

Gran Turismo Yapımcısı Kazunori Yamauchi ise “IONIQ 5 N’i Gran Turismo 7’de sunmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Hyundai N markası, bu yıl motor sporlarında önemli başarılar elde etti ve bunlar arasında Nürburgring 24 Saat yarışlarındaki TCR zaferi, TCR Dünya Pilotlar Şampiyonluğu, Pikes Peak’te üst üste yeni rekorlar ve WRC Pilotlar Şampiyonluğu yer alıyor. Gran Turismo ve Hyundai’nin gelecekteki e-spor iş birliklerini de sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

 

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

Çok Yönlü Elektrikli: Hyundai INSTER Cross

Hyundai, geçtiğimiz aylarda tanıttığı INSTER’ın yeni bir versiyonu olan INSTER Cross’u da gün yüzüne çıkardı. Yeni crossover model, çok yakında satışa sunulurken aynı zamanda hem outdoor hem de şehir içi kullanımda çok yönlü bir kullanım imkanına sahip olacak.

A ve B segmenti modelleri arasında konumlanan INSTER, geniş iç mekanı ve cömert bagaj kapasitesiyle dikkat çekerken aynı zamanda gelişmiş manevra kabiliyeti, pratiklik ve esneklik sunuyor. INSTER Cross ise normal versiyondan daha belirgin dış ve iç tasarım öğelerine sahip olacak.

INSTER Cross, maceracı karakterini vurgulamak için geniş, dikdörtgen ön ve arka tamponlarla ve ayrıca kabartmalı siyah kaplamalarla fark yaratıyor. Ön ve arka koruma kaplamalar, tamamlayıcı 17 inç alaşım jantlarla birleşerek üstün bir crossover görüntüsü sunuyor. Tavan rayları ise açık hava gezileri veya kamp etkinlikleri için standart olarak sunuluyor. Crossover versiyon, özel bir dış renk olan Mat Amazon Yeşil ve INSTER için sunulan standart beş renk (opsiyonel siyah tavan) seçeneğiyle sunulacak.

INSTER Cross’un iç mekanı da son derece iddialı. INSTER ile benzer şekilde bir düzen sunan otomobil, kendinden daha üst segmentlerdeki modellerde yaygın olarak karşımıza çıkan özellikleri de sunacak. INSTER Cross, 360 kilometreye varan bir menzilin yanı sıra, yaklaşık 30 dakikada yüzde 10 ila yüzde 80 oranında şarj edilebiliyor. INSTER Cross ayrıca, Otoyol Sürüş Asistanı, Akıllı Hız Kontrolü ve İleri Çarpışma Önleme Asistanı 1.5 dahil olmak üzere segment lideri güvenlik donanımlarına da sahip. INSTER Cross’un üretimine bu yılın sonlarına doğru Hyundai’nin Kore’deki üretim tesisinde başlaması planlanıyor.

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

EY-Parthenon, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin (BESS) geleceğine ilişkin raporu yayımladı

EY (Ernst & Young) çatısı altında yer alan ve 120 ülkede 9.000’den fazla danışmanı bünyesinde barındıran EY-Parthenon (EYP) strateji danışmanlığı ekibinin Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne (BESS) yönelik hazırladığı rapor, tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin ticari uygulanabilirliğini ve mevcut piyasa koşullarında gelir potansiyeli sunan temel iş modellerini ele alıyor. Aynı zamanda Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımlarının ticari yönünü belirlemek için büyümeyi sağlayan itici güçlerini, teknoloji eğilimlerini, pazar düzenlemelerini, mevcut iş modellerini ve yatırım yaparken gelecek vaat eden bölgeleri analizlerle ortaya koyuyor. 

Batarya Enerji Depolama Sistemleri küresel yerleşik kapasitesinin 2030 yılına kadar 160 GWh’den 1.800 GWh’ye çıkması, yani 10 kat büyümesi bekleniyor. Güçlü gelir potansiyeli sunan ve mevcut gelirlerin %90’ından fazlasını oluşturan enerji arbitrajı, yardımcı hizmetler ve kapasite mekanizmaları üç iş modeli olarak ortaya çıkıyor. Son maliyet artışlarına rağmen, sistem maliyetinin 2030 yılına kadar kilit pazarlarda %15-20 oranında düşmesi bekleniyor. Rapor, bağımsız Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının çekiciliğinin, özellikle ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi ülkelerde artacağını öngörüyor. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede  düzenleyici reformlar ile yatırım ortamı iyileşiyor, riskler azalıyor ve gelirler artıyor.

EY-Parthenon’un Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) üzerine hazırladığı rapor, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne tekil varlık olarak yatırım yapmanın zamanı geldi mi?” ve “Gelişen piyasa mekanizmaları, Batarya Enerji Depolama Sistemleri operatörleri ve yatırımcılar için daha kârlı ticari sonuçları nasıl mümkün kılıyor?” sorularını ele alıyor. Bu sorular ışığında tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin, kilit pazarlardaki ticari uygulanabilirliğini iyileştiren ve mevcut piyasa koşullarında yatırımcılar için kredi açısından olumlu bir fırsat yaratan stratejik kaldıraçları açıklıyor.

BESS’in küresel pazardaki durumunu, yarınını ve geleceğini 5 trend şekillendiriyor

Batarya Enerji Depolama Sistemleri, enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Günümüzdeki beş temel trend, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin küresel pazardaki mevcut durumunu, bir sonraki adımını ve geleceğini şekillendiriyor.

Batarya Enerji Depolama Sistemleri talebinin önümüzdeki yıllarda hızla artması bekleniyor. Küresel pazardaki birleşme ve satın alma işlemlerinin, 2020 yılından bu yana elektrik dağıtıcılarının ve enerji oyuncularının artan yatırımlarının etkisiyle, 24,4 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Buna ek olarak düzenleyici destek, sübvansiyonlar, teşvikler ve temiz enerji hedefleriyle yönlendirilen depolama sistemleri üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar küresel olarak yılda 4 kat büyüyerek 421 GWh’ye ve yerleşik kapasitenin ise 1,800 GWh’ye çıkacağı ve %70’den fazlasının şebeke ölçeğinde olacağı tahmin ediliyor. Maliyet tasarrufu, yatırım erteleme ve fiyat arbitrajı gibi avantajlı iş modellerinin de yakın gelecekte birçok ülkede ortaya çıkması bekleniyor.

Aynı zamanda batarya depolama, enerji geçişindeki hızlanma için önemli bir kolaylaştırıcı olarak görülüyor. Artan kısıtlama, sınırlı ara bağlantılar, artan çatı güneş enerjisi kapasitesi ve elektrikli araç (EV) kullanımı, daha uzun süreli batarya depolama teknolojilerine olan ihtiyacı artırıyor. Hâlihazırda kullanılan lityum-iyon teknolojisi yanı sıra, maliyet ekonomisi ve enerji yoğunluğu arttıkça vanadyum akışı, katı hal ve sodyum iyon gibi yenilikçi batarya kimyası teknolojileri de ticari olgunluğa ulaşmaya devam ediyor.

Türkiye getiri potansiyeline sahip pazar

Batarya Enerji Depolama Sistemleri büyümesinin iyileşen ekonomik fizibilite, güçlü politika, regülatif düzenlemeler ve çeşitli devlet teşvikleriyle desteklendiği ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi olgun pazarlara kıyasla Türkiye, son gelişmelere rağmen, düşük-orta olgunluk seviyesinde değerlendiriliyor ve buna paralel bir getiri potansiyeline sahip pazar olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda, Türkiye Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının gelecekte büyümesi için üç alandaki gelişmeler olumlu adımlar olarak görülüyor.

Türkiye’de yenilenebilir kapasitenin artması büyümeyi hızlandırıyor

Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’na göre, 2030 yılına kadar kurulu gücün %61’inden fazlası 91 GW kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacak. Aynı zamanda 2035 yılına kadar kurulu BESS kapasitesi de 15 GW’ye ulaşacak. Kurulu güçte hidro-elektrik harici yenilenebilir enerji kaynaklarının %90’ından fazlasını oluşturması beklenen rüzgar ve güneş enerjisi, BESS endüstrisine olan talebi olumlu yönde etkileyecek.

Türkiye’de çok fazla başvuru ve onaylanmış ön lisans bulunuyor 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) göre, Aralık 2023 itibarıyla tahmini 280 milyar dolar yatırım potansiyeline denk gelen toplam 260 GW kapasiteye sahip yenilenebilir enerji santrali için 5.968 adet Batarya Enerji Depolama Sistemleri başvurusu alındı. Ayrıca, Türkiye’de onaylanan ön lisansların toplam kapasitesi Eylül 2024 itibarıyla 658 başvuruyla 34 GWh’ye ulaştı. Ülkede kurulu ilk depolamalı kapasitelerin 2025 yılının son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Yerel üretim kapasiteleri artıyor

Türk üreticiler ve girişimciler, başta Ankara, İstanbul, Antalya ve Kocaeli dahil olmak üzere birçok ilde 1 GWh’nin üzerindeki kapasitelerle Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırım planlarını hâlihazırda açıkladı. Batarya hücresi montaj operasyonlarından işe başlayan sektör oyuncularının çoğunun, küresel şirketlerle gerçekleştirdikleri iş birlikleri sayesinde veya tek başlarına hücre üretimine genişleme planları bulunuyor. Ayrıca, gelişmekte olan yerel Batarya Enerji Depolama Sistemleri üreticilerini korumak amacıyla Ocak 2024’ten beri Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen prizmatik LFP bataryalar için Türkiye’de %30 ek gümrük vergisi uygulanıyor. Talebin büyümesine bağlı olarak ilave kapasite artışları, farklı coğrafyalara ve ülkelere satışlar ile yurtdışı üretim yatırımlar da yerel oyuncuların gelecek büyüme planları arasında bulunuyor.

Büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıraç belirliyor

EY-Parthenon’ın hazırladığı rapor, Türkiye dahil olmak üzere küresel pazarların çoğunda tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin gelecekteki büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıracın belirleyeceğini ortaya koyuyor. Rapor, gelir modellerinin netleştirilmesi, düzenleyici mekanizmalar ve teşviklerin varlığı, yatırım maliyetinin azaltılması, altyapı esnekliği için doğru yerlerin bulunması ve yeni batarya teknolojilerinin izlenmesi gibi temel gelişmelerin gelecekte çok önemli olacağını belirtiyor.  

  • Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımcılarının, batarya sistemi gelirleriyle gaz fiyatları arasında artan bir korelasyon olduğu için emtia fiyatlarındaki oynaklığı yatırım analizlerine dahil etmeleri gerekiyor.
  • Mevcut kapasite piyasası mekanizmaları ve güvenilirlik endişeleri, BESS potansiyelini en üst düzeye çıkarmıyor, bu nedenle piyasayı daha etkili hale getirmek için ek reformlar gerekiyor.
  • Yüksek sermaye harcaması, batarya hücresi fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı önemli yatırım duyarlılığını gösteren analizlerle projelerin karakterize edilmesine imkân tanıyor.
  • En uygun konumun belirlenmesi, şebeke tıkanıklığının ve yenilenebilir santral konsantrasyonunun daha yüksek olduğu alanlara daha yakın konumlanarak kâr marjlarının artırılmasını sağlıyor.
  • Şebeke ara bağlantı gecikmelerine yol açan, düzenleyici çerçeve eksikliğinin izin prosedürleri uzun süredir devam ediyor.
  • Avrupa batarya hücresi kapasitesinin yaklaşık %70’i, Çin’e artan bağımlılık ve lityumun fiyat oynaklığı nedeniyle risk altında bulunuyor, bu yüzden büyümenin de büyük ölçüde sağlam tedarik zincirine bağlı olması bekleniyor.
  • Vanadyum akışı gelecekte Li-ion ile rekabet edecek ve yatırım için daha iyi bir iş koşulları sağlayacak. Hidrojen depolama daha uygun maliyetli hale geldikçe de yeni bir alternatif olabilir.

 

EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Sektörler Lideri Ateş Konca, “EY Parthenon analizi BESS’in kârlılığa ulaşması için küresel pazarlarda ölçeklenebilirliğine ve belirli stratejik kaldıraçların uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Bunlar arasında gelir kesinliğinin artırılması, daha iyi bir konum stratejisi, etkili düzenleyici mekanizmalar, ölçeklendirme bağlantıları, tedarik zincirinin güçlendirilmesi ve yeni rakip teknolojilerin izlenmesi yer alıyor. Bu kaldıraçlar, BESS’in çeşitli pazarlardaki tam potansiyelini gerçekleştirmesi için önem taşıyor. Çünkü BESS’i sürdürülebilir enerji geleceğine giden yolda uygulanabilir bir ticari çözüm haline getirmek için dahil olan tüm paydaşların katılım göstermesi, yatırım ve iş birliği yapması gerekiyor. Tüm bunlarla birlikte BESS’in bağımsız bir varlık olarak geleceği her zamankinden daha umut verici görünüyor” dedi.

EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Cem Çamlı, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS), her geçen gün yeşil enerji dönüşümünde kilit bir rol oynuyor ve ana kolaylaştırıcı araçlar arasında yer almaya hazırlanıyor. Sektörde yer alan birçok oyuncu, stratejik satın almalar ve ortaklıklarla sistem sağlayıcılarından operatörlerine ve entegratörlerine kadar değer zinciri boyunca BESS pazarına yatırım yapıyor. Diğer yandan mevcut regülasyonlar ve gelir modellerinde yeni gelişmeler devam ederken, BESS hizmetlerinde iş modellerinin çeşitlenmesi ile stratejik bir değişime de tanık oluyoruz. Stratejik kaldıraçlar, BESS’in uygulanabilir bir iş planı ile daha da yaygınlaşması için kritik hale geliyor” dedi.

Continue Reading

Popüler