Connect with us

Otomotiv

Elektrikli Opel Corsa Türkiye’de!

Türkiye pazarındaki elektrikli otomobil atağını Mokka-e ile başlatan Opel, sürüş keyfiyle öne çıkan elektrikli Corsa modeli ile bu alandaki iddiasını ortaya koyuyor. Aralık ayı itibarıyla sınırlı sayıda adetle ön satışa sunulan Corsa-e, 839.900 TL’den başlayan fiyatıyla sahiplerini bekliyor. Lansmana özel olarak yeni model, Opel Türkiye’nin 17 farklı bayisinde*, 1 yıllık EUREKO kasko desteğiyle, 120 bin TL için; 12 ay %0 faiz finansman kampanyası ve 1 yıllık Eşarj bakiye kampanyası ile sunuluyor.  Buna ek olarak; Opel Corsa-e’de 8 yıl/160.000 km batarya garantisi de standart. Altıncı nesil Corsa’nın tamamen elektrikli versiyonu, 136 HP gücünde bir motora sahip ve kullanıcısına 350 km’ye** ulaşan menzil sunabiliyor. 0-100 km/s hızlanmasını 8,1 saniye tamamlayan Corsa-e’deki 50 kWh kapasiteli batarya, 30 dakikada yüzde 80’e kadar hızlı şarj edilebiliyor. Duvar tipi şarj istasyonu yüksek hızlı şarj veya kablo ile ev tipi priz olmak üzere tüm şarj çözümleri ile destekleniyor. İlk olarak Auto Bild okuyucuları tarafından küçük otomobil kategorisinde “Yılın Şirket Aracı” seçilen Opel Corsa, devam eden süreçte “Avrupa’da Yılın Satın Alınması En Mantıklı Otomobili” AUTOBEST 2020 Ödülü’nün, sonrasında ise Auto Bild ve Computer Bild’in okuyucu oylarıyla “2019 Bağlanabilir Otomobil Ödülü”nün sahibi oldu. Son olarak ise Alman otomobil endüstrisinin en önemli ödüllerden biri olan “2020 Altın Direksiyon” ödülünü alan altıncı nesil Corsa’nın elektrikli versiyonuyla elektrikli ulaşımın yaygınlaşması hedefleniyor.

 

2024 senesinde portföyündeki her modelin elektrikli bir versiyonunun olmasını hedefleyen Opel, 2028 itibarıyla Avrupa’da tamamen elektrikli bir marka olmaya yönelik planlarını hayata geçiriyor.  Alman otomotiv devi, Corsa’nın elektrikli versiyonunun Türkiye fiyatlarını açıkladı. Ultimate donanımında 839.900 TL’den başlayan fiyatıyla Türkiye’ye giriş yapan Opel Corsa-e, 350** kilometreye kadar menzile sahip batarya elektrikli bir versiyon olarak öne çıkıyor.

 

Sportif tasarımlı, çevik bir şehirli

 

Opel Corsa-e, sadece sabit mıknatıslı senkron motoruyla değil, aynı zamanda önceki nesillerin kompakt dış boyutlarını koruyan sportif tasarımıyla da dinamik sürüş özellikleri sunuyor. 4,06 metrelik uzunluğuyla Corsa, çevik, pratik ve kullanışlı beş kişilik bir model. Aerodinamik olarak optimize edilen jantlar verimliliği desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda görünümü de iyileştiriyor. Önceki nesle göre 48 mm daha alçak tavan kabin içindeki baş mesafesini olumsuz etkilemiyor ve coupe tarzındaki çizgisiyle sportif bir görümüm sergiliyor. İç mekandaki deri görünümlü kaptan mavisi kumaş koltuklar gelişmiş mühendisliğin bir eseri olarak öne çıkıyor. Yol tutuş özellikleri ve sürüş dinamikleri düşük ağırlık merkezinden yararlanıyor. Opel Corsa-e, iç mekanı ısıtmak ve soğutmak için bir ısı pompası kullanıyor. Isı pompası, geleneksel bir HVAC (ısıtma havalandırma kliması) sisteminden daha verimli ve daha az batarya enerjisi tükettiğinden menzile olumlu yansıyor.

 

Etkileyici veriler: 136 HP güç üretimi, 350 km’ye kadar menzil

 

Yeni Corsa-e, kullanıcılarına ileri teknolojili bir elektrikli ulaşım modeli sunuyor. WLTP’ye göre 350 km’ye varan menzili ile beş koltuklu Corsa-e, günlük kullanım gereksinimlerini tam anlamıyla karşılıyor. 50 kWh kapasiteli batarya, 100 kw’lik DC hızlı şarj istasyonlarında 30 dakikada yüzde 80’e kadar şarj edilebiliyor. Corsa-e, duvar tipi şarj istasyonu, yüksek hızlı şarj veya kablo ile ev tipi priz olmak üzere tüm şarj çözümlerini destekliyor. Ayrıca 8 yıl/160.000 km’lik batarya garantisi de standart olarak sunuluyor. Sürücü, Normal, Eko ve Spor olmak üzere üç sürüş modundan birini seçebiliyor. Spor sürüş modu, menzil üzerinde orta düzeyde bir etki yaparken üstün sürüş dinamikleri sunuyor. Eco modu ise sürücüyü daha fazla verimlilik için destekliyor. Corsa-e’nin güç-aktarma sistemi, emisyonsuz sürüşü maksimum sürüş keyfi ile harmanlıyor. 100 kW (136 HP) güç ve 260 Nm anlık maksimum tork üreten motor, anlık gaz tepkisi, çevik sürüş özellikleri ve dinamik bir performans sunuyor. Corsa-e, sıfırdan 50 km/s hıza sadece 2,8 saniyede ve sıfırdan 100 km/s hız sadece 8,1 saniyede ulaşıyor. Bu, spor otomobil benzeri bir performans anlamına geliyor. Maksimum hızı ise elektronik olarak 150 km/s ile sınırlandırılmış durumda.

 

Önce güvenlik

 

Daha çok üst sınıf araçlarda kullanılan teknolojiler ve destek sistemleri, Corsa-e’de de sahneye çıkıyor. ABS, ESP, yokuşta kalkış desteği, ön, yan ve perde hava yastıkları, kör nokta uyarı sistemi, şerit koruma özelliği ile aktif şerit takip sistemi, sürücü yorgunluk tespit sistemi, trafik işareti tespit sistemi, hız limitleyici, aktif acil fren sistemi (yaya algılama özelliğiyle) ve ön çarpışma ikazı, standart güvenlik donanımları arasında. Corsa-e’nin aydınlatma elemanları da güvenliği artırırken verimliliği de destekliyor. Aydınlatma performansından ödün vermeden halojene kıyasla yüzde 80’in üzerinde enerji tasarrufu sağlayan verimli LED farlar, özel reflektör teknolojisi sayesinde geceyi gündüze çeviriyor. Yüksek teknolojili ön kamera sayesinde trafik işareti tanımlama sistemi, LED işaretler gibi farklı bilgileri algılıyor. Sistemde kayıtlı olan hız limitleri ekranda gösteriliyor. Radar destekli hız sabitleyici ve sensör tabanlı yan koruma, yeni Corsa’da ilk kez kullanıma sunuluyor. Araç, istem dışı olarak şeritten çıkarsa, aktif şerit yardımcısı zarif hareketlerle direksiyona müdahale ediyor. Aktif sürüş asistanı devredeyken araç, sürüş şeridinin ortasında tutuluyor. Ayrıca yan kör nokta asistanı ve çeşitli park yardımcıları da sunuluyor.

 

Son teknoloji konfor unsurları Ultimate donanımda standart

 

Türkiye’de Ultimate donanım seviyesiyle satılmaya başlanan Corsa-e, tüm bu güvenlik donanımlarına ek olarak konfor ve tasarım donanımlarıyla da eksiksiz bir paket sunuyor. Tasarımda 17 inçlik alaşımlı jantlar, karartılmış arka camlar, krom detaylı pencere çerçeveleri, siyah tavan, panoramik cam tavan, ambiyans aydınlatma, deri görünümlü kaptan mavisi kumaş koltuklar, deri görünümlü kapı döşemesi, piano black iç dekor ile şık bir kombinasyon sağlanıyor. Corsa-e’nin konfor ve teknoloji donanımlarında, küçük sınıf hatchback’lerdeki tüm ihtiyaçlar karşılanıyor. 7 inçlik dokunmatik renkli ekranı, 6 hoparlörü, bluetooth, Apple CarPlay2, Android Auto1 ve USB çıkışı ile desteklenen Multimedya sistemiyle farklı seçenekler tüm bir pakette yönetilebiliyor. Ayrıca otomatik açılan ve kapanan ön ve arka camlar, yükseklik ve derinlik ayarlı direksiyon, hız sabitleyici (Cruise Control), 60/40 katlanabilir arka koltuklar, düz tabanlı spor ve çok fonksiyonlu deri direksiyon, elektronik park freni, kol dayama, elektrikli, ısıtmalı ve otomatik katlanan yan aynalar, otomatik yanan farlar, ışığa duyarlı otomatik kararan iç dikiz aynası, yağmur sensörü, ön ve arka park sensörü, 180 derecelik panoramik geri görüş kamerası, elektronik iklim kontrollü klima, 6 yönlü sürücü ve yolcu koltuğu, ön koltuk sırtlarında cepler, anahtarsız giriş ve çalıştırma gibi özellikler Ultimate donanım paketi kapsamında yer alıyor. Müşteriler, Opel Corsa-e modelinde 7 farklı renk seçeneğinden birini tercih edilebiliyor.

 

Alman teknolojisini en çağdaş tasarımlarla buluşturan Opel’in elektrikli modellerini online olarak keşfetmek isteyenler, yenilenen Opel Türkiye web sitesi üzerinden tüm detaylara erişebiliyor.

 

* “Opel Corsa-e’yi Deneyimleyebileceğiniz Bayiler”

İstanbul  Mepa

            Nev

            Gülan

            Öztek Çekmeköy

            Odak

            Çetaş Büyükçekmece

Bursa     Neskar Nilüfer

Ankara   Abc

            Otosay

Eskişehir Alpata

Balıkesir Beyaz

İzmir      Arkas Karşıyaka

            Egem

Aydın     Surtaş

Muğla    Turgut Milas

Antalya  Antoto Merkez

Kayseri   İnciroğlu

 

** WLTP

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

BMW i5 Flow NOSTOKANA, Los Angeles Frieze’den Sonra Contemporary İstanbul’a Geliyor

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, bu yıl 23 Ekim Ön İzleme ve 24-27 Ekim 2024 Genel Ziyaret tarihleri arasında gerçekleştirilecek Contemporary İstanbul’un 19. edisyonunda BMW i5 Flow NOSTOKANA ile yer alıyor. Frieze Los Angeles sanat fuarında dünya prömiyeri yapılan enstalasyon, Tersane İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor.

BMW i5 Flow NOSTOKANA, BMW’nin yenilikçi renk değiştirme teknolojisini Güney Afrikalı ünlü sanatçı Esther Mahlangu’nun geleneksel sanat anlayışıyla buluşturuyor. BMW Art Car projesinde yer alan ilk kadın ve ilk Afrikalı sanatçı Mahlangu’nun tarzını yansıtan renk ve desenleri, elektrik yüklerine tepki veren film katmanları ile araç yüzeyinde dinamik bir şekilde değişiyor. Bu teknoloji, BMW i5 Flow NOSTOKANA’yı sadece bir araç olmaktan çıkarıp, sürekli değişen bir sanat eserine dönüştürüyor.

BMW i5 Flow NOSTOKANA’da, BMW Group’un en yeni renk değiştirme teknolojisini kullanılıyor. Elektrik yüklerine duyarlı E Ink film teknolojisi sayesinde, aracın yüzeyi sürekli farklı renklerle hareket ediyor. Bu teknoloji, Mahlangu’nun sanatını dinamik bir boyuta taşıyor ve eserin her an yeni bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. E Ink teknolojisinin uygulayıcısı BMW Group’un Açık İnovasyon Araştırma Mühendisi Dr. Stella Clarke, bir otomobilin renk değiştirme konseptinin fikir aşamasında olduğu süreçte Mahlangu’dan aldığı ilhamla bunu gerçeğe dönüştürerek, projede sanatçı ile birlikte çalıştı.

Bu görsel deneyim, BMW Group’un Ses Direktörü Renzo Vitale tarafından tasarlanan işitsel bir performansla destekleniyor. Vitale, Mahlangu’nun yaşadığı toprakların kültüründen gelen sesleri ve resim yaparken kullandığı fırça seslerini kullanarak eserin görselliği ile uyumlu bir ses atmosferi yaratıyor. Böylece BMW i5 Flow NOSTOKANA, görsel ve işitsel duyulara hitap eden bir enstalasyon olarak öne çıkıyor.

BMW’nin sanat ve teknolojiye verdiği değer, bu projeyle bir kez daha vurgulanıyor. BMW i5 Flow NOSTOKANA, hem sanatseverlerin hem de teknoloji meraklılarının dikkatini çekecek eşsiz bir deneyim sunuyor.

Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW markasının, ülkenin önde gelen çağdaş sanat etkinliklerinden Contemporary Istanbul’un uzun yıllardır destekçisi olduğunu belirtti. Tiftik, “Borusan Otomotiv’in de bünyesinde yer aldığı Borusan Grubu, kurulduğu günden bu yana kültür sanat etkinliklerinin çok yakın takipçisi ve destekçisi konumunda. Türkiye’nin başlıca koleksiyonlarından Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na da sahip olan Borusan Grubu, güncel sanat alanındaki faaliyetlerine, Borusan Holding’in genel merkezi Perili Köşk binasında ‘Borusan Contemporary’ çatısı altında devam ediyor. Farklı sanat disiplininde gerçekleşen birçok etkinliği desteklediğimiz BMW markamızla, bu yıl Contemporary Istanbul’da BMW i5 Flow NOSTOKANA ile yer almanın heyecanını yaşıyoruz. Esther Mahlangu’nun özgün sanatını yansıttığı BMW i5 Flow NOSTOKANA’da, renk değiştirme teknolojisinin en iyi örneklerinden birini otomobil ve sanatseverlerle buluşturuyoruz. Ayrıca bu teknolojinin uygulayıcısı ve projede Mahlangu ile çalışan Dr. Stella Clarke’ı İstanbul’da ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Fuarın geçen yılki konuğu “The Electric AI Canvas” olmuştu

Contemporary İstanbul’da dünyaca ünlü sanatçıları ve özgün sanat eserlerini sanatseverlerle buluşturan BMW Türkiye, geçtiğimiz yıl tamamen elektrikli Yeni BMW i5 modelini “The Electric AI Canvas” enstalasyonuyla sergilemişti. Yeni BMW i5’ten ilham alarak tasarlanan “The Electric AI Canvas”, yapay zeka tarafından oluşturulan özgün animasyonlar, ünlü çağdaş sanatçıların eserlerinden oluşan bir veri kümesi ile eğitilmiş yapay zeka modelleri kullanılarak hazırlanmıştı. Yeni BMW i5’in sanat eserine dönüştürülmesinde rol alan sanatçılar arasında Esther Mahlangu da yer alıyordu.

 

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

Çok Yönlü Elektrikli: Hyundai INSTER Cross

Hyundai, geçtiğimiz aylarda tanıttığı INSTER’ın yeni bir versiyonu olan INSTER Cross’u da gün yüzüne çıkardı. Yeni crossover model, çok yakında satışa sunulurken aynı zamanda hem outdoor hem de şehir içi kullanımda çok yönlü bir kullanım imkanına sahip olacak.

A ve B segmenti modelleri arasında konumlanan INSTER, geniş iç mekanı ve cömert bagaj kapasitesiyle dikkat çekerken aynı zamanda gelişmiş manevra kabiliyeti, pratiklik ve esneklik sunuyor. INSTER Cross ise normal versiyondan daha belirgin dış ve iç tasarım öğelerine sahip olacak.

INSTER Cross, maceracı karakterini vurgulamak için geniş, dikdörtgen ön ve arka tamponlarla ve ayrıca kabartmalı siyah kaplamalarla fark yaratıyor. Ön ve arka koruma kaplamalar, tamamlayıcı 17 inç alaşım jantlarla birleşerek üstün bir crossover görüntüsü sunuyor. Tavan rayları ise açık hava gezileri veya kamp etkinlikleri için standart olarak sunuluyor. Crossover versiyon, özel bir dış renk olan Mat Amazon Yeşil ve INSTER için sunulan standart beş renk (opsiyonel siyah tavan) seçeneğiyle sunulacak.

INSTER Cross’un iç mekanı da son derece iddialı. INSTER ile benzer şekilde bir düzen sunan otomobil, kendinden daha üst segmentlerdeki modellerde yaygın olarak karşımıza çıkan özellikleri de sunacak. INSTER Cross, 360 kilometreye varan bir menzilin yanı sıra, yaklaşık 30 dakikada yüzde 10 ila yüzde 80 oranında şarj edilebiliyor. INSTER Cross ayrıca, Otoyol Sürüş Asistanı, Akıllı Hız Kontrolü ve İleri Çarpışma Önleme Asistanı 1.5 dahil olmak üzere segment lideri güvenlik donanımlarına da sahip. INSTER Cross’un üretimine bu yılın sonlarına doğru Hyundai’nin Kore’deki üretim tesisinde başlaması planlanıyor.

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

EY-Parthenon, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin (BESS) geleceğine ilişkin raporu yayımladı

EY (Ernst & Young) çatısı altında yer alan ve 120 ülkede 9.000’den fazla danışmanı bünyesinde barındıran EY-Parthenon (EYP) strateji danışmanlığı ekibinin Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne (BESS) yönelik hazırladığı rapor, tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin ticari uygulanabilirliğini ve mevcut piyasa koşullarında gelir potansiyeli sunan temel iş modellerini ele alıyor. Aynı zamanda Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımlarının ticari yönünü belirlemek için büyümeyi sağlayan itici güçlerini, teknoloji eğilimlerini, pazar düzenlemelerini, mevcut iş modellerini ve yatırım yaparken gelecek vaat eden bölgeleri analizlerle ortaya koyuyor. 

Batarya Enerji Depolama Sistemleri küresel yerleşik kapasitesinin 2030 yılına kadar 160 GWh’den 1.800 GWh’ye çıkması, yani 10 kat büyümesi bekleniyor. Güçlü gelir potansiyeli sunan ve mevcut gelirlerin %90’ından fazlasını oluşturan enerji arbitrajı, yardımcı hizmetler ve kapasite mekanizmaları üç iş modeli olarak ortaya çıkıyor. Son maliyet artışlarına rağmen, sistem maliyetinin 2030 yılına kadar kilit pazarlarda %15-20 oranında düşmesi bekleniyor. Rapor, bağımsız Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının çekiciliğinin, özellikle ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi ülkelerde artacağını öngörüyor. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede  düzenleyici reformlar ile yatırım ortamı iyileşiyor, riskler azalıyor ve gelirler artıyor.

EY-Parthenon’un Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) üzerine hazırladığı rapor, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne tekil varlık olarak yatırım yapmanın zamanı geldi mi?” ve “Gelişen piyasa mekanizmaları, Batarya Enerji Depolama Sistemleri operatörleri ve yatırımcılar için daha kârlı ticari sonuçları nasıl mümkün kılıyor?” sorularını ele alıyor. Bu sorular ışığında tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin, kilit pazarlardaki ticari uygulanabilirliğini iyileştiren ve mevcut piyasa koşullarında yatırımcılar için kredi açısından olumlu bir fırsat yaratan stratejik kaldıraçları açıklıyor.

BESS’in küresel pazardaki durumunu, yarınını ve geleceğini 5 trend şekillendiriyor

Batarya Enerji Depolama Sistemleri, enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Günümüzdeki beş temel trend, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin küresel pazardaki mevcut durumunu, bir sonraki adımını ve geleceğini şekillendiriyor.

Batarya Enerji Depolama Sistemleri talebinin önümüzdeki yıllarda hızla artması bekleniyor. Küresel pazardaki birleşme ve satın alma işlemlerinin, 2020 yılından bu yana elektrik dağıtıcılarının ve enerji oyuncularının artan yatırımlarının etkisiyle, 24,4 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Buna ek olarak düzenleyici destek, sübvansiyonlar, teşvikler ve temiz enerji hedefleriyle yönlendirilen depolama sistemleri üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar küresel olarak yılda 4 kat büyüyerek 421 GWh’ye ve yerleşik kapasitenin ise 1,800 GWh’ye çıkacağı ve %70’den fazlasının şebeke ölçeğinde olacağı tahmin ediliyor. Maliyet tasarrufu, yatırım erteleme ve fiyat arbitrajı gibi avantajlı iş modellerinin de yakın gelecekte birçok ülkede ortaya çıkması bekleniyor.

Aynı zamanda batarya depolama, enerji geçişindeki hızlanma için önemli bir kolaylaştırıcı olarak görülüyor. Artan kısıtlama, sınırlı ara bağlantılar, artan çatı güneş enerjisi kapasitesi ve elektrikli araç (EV) kullanımı, daha uzun süreli batarya depolama teknolojilerine olan ihtiyacı artırıyor. Hâlihazırda kullanılan lityum-iyon teknolojisi yanı sıra, maliyet ekonomisi ve enerji yoğunluğu arttıkça vanadyum akışı, katı hal ve sodyum iyon gibi yenilikçi batarya kimyası teknolojileri de ticari olgunluğa ulaşmaya devam ediyor.

Türkiye getiri potansiyeline sahip pazar

Batarya Enerji Depolama Sistemleri büyümesinin iyileşen ekonomik fizibilite, güçlü politika, regülatif düzenlemeler ve çeşitli devlet teşvikleriyle desteklendiği ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi olgun pazarlara kıyasla Türkiye, son gelişmelere rağmen, düşük-orta olgunluk seviyesinde değerlendiriliyor ve buna paralel bir getiri potansiyeline sahip pazar olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda, Türkiye Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının gelecekte büyümesi için üç alandaki gelişmeler olumlu adımlar olarak görülüyor.

Türkiye’de yenilenebilir kapasitenin artması büyümeyi hızlandırıyor

Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’na göre, 2030 yılına kadar kurulu gücün %61’inden fazlası 91 GW kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacak. Aynı zamanda 2035 yılına kadar kurulu BESS kapasitesi de 15 GW’ye ulaşacak. Kurulu güçte hidro-elektrik harici yenilenebilir enerji kaynaklarının %90’ından fazlasını oluşturması beklenen rüzgar ve güneş enerjisi, BESS endüstrisine olan talebi olumlu yönde etkileyecek.

Türkiye’de çok fazla başvuru ve onaylanmış ön lisans bulunuyor 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) göre, Aralık 2023 itibarıyla tahmini 280 milyar dolar yatırım potansiyeline denk gelen toplam 260 GW kapasiteye sahip yenilenebilir enerji santrali için 5.968 adet Batarya Enerji Depolama Sistemleri başvurusu alındı. Ayrıca, Türkiye’de onaylanan ön lisansların toplam kapasitesi Eylül 2024 itibarıyla 658 başvuruyla 34 GWh’ye ulaştı. Ülkede kurulu ilk depolamalı kapasitelerin 2025 yılının son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Yerel üretim kapasiteleri artıyor

Türk üreticiler ve girişimciler, başta Ankara, İstanbul, Antalya ve Kocaeli dahil olmak üzere birçok ilde 1 GWh’nin üzerindeki kapasitelerle Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırım planlarını hâlihazırda açıkladı. Batarya hücresi montaj operasyonlarından işe başlayan sektör oyuncularının çoğunun, küresel şirketlerle gerçekleştirdikleri iş birlikleri sayesinde veya tek başlarına hücre üretimine genişleme planları bulunuyor. Ayrıca, gelişmekte olan yerel Batarya Enerji Depolama Sistemleri üreticilerini korumak amacıyla Ocak 2024’ten beri Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen prizmatik LFP bataryalar için Türkiye’de %30 ek gümrük vergisi uygulanıyor. Talebin büyümesine bağlı olarak ilave kapasite artışları, farklı coğrafyalara ve ülkelere satışlar ile yurtdışı üretim yatırımlar da yerel oyuncuların gelecek büyüme planları arasında bulunuyor.

Büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıraç belirliyor

EY-Parthenon’ın hazırladığı rapor, Türkiye dahil olmak üzere küresel pazarların çoğunda tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin gelecekteki büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıracın belirleyeceğini ortaya koyuyor. Rapor, gelir modellerinin netleştirilmesi, düzenleyici mekanizmalar ve teşviklerin varlığı, yatırım maliyetinin azaltılması, altyapı esnekliği için doğru yerlerin bulunması ve yeni batarya teknolojilerinin izlenmesi gibi temel gelişmelerin gelecekte çok önemli olacağını belirtiyor.  

  • Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımcılarının, batarya sistemi gelirleriyle gaz fiyatları arasında artan bir korelasyon olduğu için emtia fiyatlarındaki oynaklığı yatırım analizlerine dahil etmeleri gerekiyor.
  • Mevcut kapasite piyasası mekanizmaları ve güvenilirlik endişeleri, BESS potansiyelini en üst düzeye çıkarmıyor, bu nedenle piyasayı daha etkili hale getirmek için ek reformlar gerekiyor.
  • Yüksek sermaye harcaması, batarya hücresi fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı önemli yatırım duyarlılığını gösteren analizlerle projelerin karakterize edilmesine imkân tanıyor.
  • En uygun konumun belirlenmesi, şebeke tıkanıklığının ve yenilenebilir santral konsantrasyonunun daha yüksek olduğu alanlara daha yakın konumlanarak kâr marjlarının artırılmasını sağlıyor.
  • Şebeke ara bağlantı gecikmelerine yol açan, düzenleyici çerçeve eksikliğinin izin prosedürleri uzun süredir devam ediyor.
  • Avrupa batarya hücresi kapasitesinin yaklaşık %70’i, Çin’e artan bağımlılık ve lityumun fiyat oynaklığı nedeniyle risk altında bulunuyor, bu yüzden büyümenin de büyük ölçüde sağlam tedarik zincirine bağlı olması bekleniyor.
  • Vanadyum akışı gelecekte Li-ion ile rekabet edecek ve yatırım için daha iyi bir iş koşulları sağlayacak. Hidrojen depolama daha uygun maliyetli hale geldikçe de yeni bir alternatif olabilir.

 

EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Sektörler Lideri Ateş Konca, “EY Parthenon analizi BESS’in kârlılığa ulaşması için küresel pazarlarda ölçeklenebilirliğine ve belirli stratejik kaldıraçların uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Bunlar arasında gelir kesinliğinin artırılması, daha iyi bir konum stratejisi, etkili düzenleyici mekanizmalar, ölçeklendirme bağlantıları, tedarik zincirinin güçlendirilmesi ve yeni rakip teknolojilerin izlenmesi yer alıyor. Bu kaldıraçlar, BESS’in çeşitli pazarlardaki tam potansiyelini gerçekleştirmesi için önem taşıyor. Çünkü BESS’i sürdürülebilir enerji geleceğine giden yolda uygulanabilir bir ticari çözüm haline getirmek için dahil olan tüm paydaşların katılım göstermesi, yatırım ve iş birliği yapması gerekiyor. Tüm bunlarla birlikte BESS’in bağımsız bir varlık olarak geleceği her zamankinden daha umut verici görünüyor” dedi.

EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Cem Çamlı, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS), her geçen gün yeşil enerji dönüşümünde kilit bir rol oynuyor ve ana kolaylaştırıcı araçlar arasında yer almaya hazırlanıyor. Sektörde yer alan birçok oyuncu, stratejik satın almalar ve ortaklıklarla sistem sağlayıcılarından operatörlerine ve entegratörlerine kadar değer zinciri boyunca BESS pazarına yatırım yapıyor. Diğer yandan mevcut regülasyonlar ve gelir modellerinde yeni gelişmeler devam ederken, BESS hizmetlerinde iş modellerinin çeşitlenmesi ile stratejik bir değişime de tanık oluyoruz. Stratejik kaldıraçlar, BESS’in uygulanabilir bir iş planı ile daha da yaygınlaşması için kritik hale geliyor” dedi.

Continue Reading

Popüler