Connect with us

Elektrikli Otomobiller

EY-Parthenon, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin (BESS) geleceğine ilişkin raporu yayımladı

EY (Ernst & Young) çatısı altında yer alan ve 120 ülkede 9.000’den fazla danışmanı bünyesinde barındıran EY-Parthenon (EYP) strateji danışmanlığı ekibinin Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne (BESS) yönelik hazırladığı rapor, tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin ticari uygulanabilirliğini ve mevcut piyasa koşullarında gelir potansiyeli sunan temel iş modellerini ele alıyor. Aynı zamanda Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımlarının ticari yönünü belirlemek için büyümeyi sağlayan itici güçlerini, teknoloji eğilimlerini, pazar düzenlemelerini, mevcut iş modellerini ve yatırım yaparken gelecek vaat eden bölgeleri analizlerle ortaya koyuyor. 

Batarya Enerji Depolama Sistemleri küresel yerleşik kapasitesinin 2030 yılına kadar 160 GWh’den 1.800 GWh’ye çıkması, yani 10 kat büyümesi bekleniyor. Güçlü gelir potansiyeli sunan ve mevcut gelirlerin %90’ından fazlasını oluşturan enerji arbitrajı, yardımcı hizmetler ve kapasite mekanizmaları üç iş modeli olarak ortaya çıkıyor. Son maliyet artışlarına rağmen, sistem maliyetinin 2030 yılına kadar kilit pazarlarda %15-20 oranında düşmesi bekleniyor. Rapor, bağımsız Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının çekiciliğinin, özellikle ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi ülkelerde artacağını öngörüyor. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede  düzenleyici reformlar ile yatırım ortamı iyileşiyor, riskler azalıyor ve gelirler artıyor.

EY-Parthenon’un Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) üzerine hazırladığı rapor, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne tekil varlık olarak yatırım yapmanın zamanı geldi mi?” ve “Gelişen piyasa mekanizmaları, Batarya Enerji Depolama Sistemleri operatörleri ve yatırımcılar için daha kârlı ticari sonuçları nasıl mümkün kılıyor?” sorularını ele alıyor. Bu sorular ışığında tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin, kilit pazarlardaki ticari uygulanabilirliğini iyileştiren ve mevcut piyasa koşullarında yatırımcılar için kredi açısından olumlu bir fırsat yaratan stratejik kaldıraçları açıklıyor.

BESS’in küresel pazardaki durumunu, yarınını ve geleceğini 5 trend şekillendiriyor

Batarya Enerji Depolama Sistemleri, enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Günümüzdeki beş temel trend, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin küresel pazardaki mevcut durumunu, bir sonraki adımını ve geleceğini şekillendiriyor.

Batarya Enerji Depolama Sistemleri talebinin önümüzdeki yıllarda hızla artması bekleniyor. Küresel pazardaki birleşme ve satın alma işlemlerinin, 2020 yılından bu yana elektrik dağıtıcılarının ve enerji oyuncularının artan yatırımlarının etkisiyle, 24,4 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Buna ek olarak düzenleyici destek, sübvansiyonlar, teşvikler ve temiz enerji hedefleriyle yönlendirilen depolama sistemleri üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar küresel olarak yılda 4 kat büyüyerek 421 GWh’ye ve yerleşik kapasitenin ise 1,800 GWh’ye çıkacağı ve %70’den fazlasının şebeke ölçeğinde olacağı tahmin ediliyor. Maliyet tasarrufu, yatırım erteleme ve fiyat arbitrajı gibi avantajlı iş modellerinin de yakın gelecekte birçok ülkede ortaya çıkması bekleniyor.

Aynı zamanda batarya depolama, enerji geçişindeki hızlanma için önemli bir kolaylaştırıcı olarak görülüyor. Artan kısıtlama, sınırlı ara bağlantılar, artan çatı güneş enerjisi kapasitesi ve elektrikli araç (EV) kullanımı, daha uzun süreli batarya depolama teknolojilerine olan ihtiyacı artırıyor. Hâlihazırda kullanılan lityum-iyon teknolojisi yanı sıra, maliyet ekonomisi ve enerji yoğunluğu arttıkça vanadyum akışı, katı hal ve sodyum iyon gibi yenilikçi batarya kimyası teknolojileri de ticari olgunluğa ulaşmaya devam ediyor.

Türkiye getiri potansiyeline sahip pazar

Batarya Enerji Depolama Sistemleri büyümesinin iyileşen ekonomik fizibilite, güçlü politika, regülatif düzenlemeler ve çeşitli devlet teşvikleriyle desteklendiği ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi olgun pazarlara kıyasla Türkiye, son gelişmelere rağmen, düşük-orta olgunluk seviyesinde değerlendiriliyor ve buna paralel bir getiri potansiyeline sahip pazar olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda, Türkiye Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının gelecekte büyümesi için üç alandaki gelişmeler olumlu adımlar olarak görülüyor.

Türkiye’de yenilenebilir kapasitenin artması büyümeyi hızlandırıyor

Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’na göre, 2030 yılına kadar kurulu gücün %61’inden fazlası 91 GW kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacak. Aynı zamanda 2035 yılına kadar kurulu BESS kapasitesi de 15 GW’ye ulaşacak. Kurulu güçte hidro-elektrik harici yenilenebilir enerji kaynaklarının %90’ından fazlasını oluşturması beklenen rüzgar ve güneş enerjisi, BESS endüstrisine olan talebi olumlu yönde etkileyecek.

Türkiye’de çok fazla başvuru ve onaylanmış ön lisans bulunuyor 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) göre, Aralık 2023 itibarıyla tahmini 280 milyar dolar yatırım potansiyeline denk gelen toplam 260 GW kapasiteye sahip yenilenebilir enerji santrali için 5.968 adet Batarya Enerji Depolama Sistemleri başvurusu alındı. Ayrıca, Türkiye’de onaylanan ön lisansların toplam kapasitesi Eylül 2024 itibarıyla 658 başvuruyla 34 GWh’ye ulaştı. Ülkede kurulu ilk depolamalı kapasitelerin 2025 yılının son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Yerel üretim kapasiteleri artıyor

Türk üreticiler ve girişimciler, başta Ankara, İstanbul, Antalya ve Kocaeli dahil olmak üzere birçok ilde 1 GWh’nin üzerindeki kapasitelerle Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırım planlarını hâlihazırda açıkladı. Batarya hücresi montaj operasyonlarından işe başlayan sektör oyuncularının çoğunun, küresel şirketlerle gerçekleştirdikleri iş birlikleri sayesinde veya tek başlarına hücre üretimine genişleme planları bulunuyor. Ayrıca, gelişmekte olan yerel Batarya Enerji Depolama Sistemleri üreticilerini korumak amacıyla Ocak 2024’ten beri Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen prizmatik LFP bataryalar için Türkiye’de %30 ek gümrük vergisi uygulanıyor. Talebin büyümesine bağlı olarak ilave kapasite artışları, farklı coğrafyalara ve ülkelere satışlar ile yurtdışı üretim yatırımlar da yerel oyuncuların gelecek büyüme planları arasında bulunuyor.

Büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıraç belirliyor

EY-Parthenon’ın hazırladığı rapor, Türkiye dahil olmak üzere küresel pazarların çoğunda tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin gelecekteki büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıracın belirleyeceğini ortaya koyuyor. Rapor, gelir modellerinin netleştirilmesi, düzenleyici mekanizmalar ve teşviklerin varlığı, yatırım maliyetinin azaltılması, altyapı esnekliği için doğru yerlerin bulunması ve yeni batarya teknolojilerinin izlenmesi gibi temel gelişmelerin gelecekte çok önemli olacağını belirtiyor.  

  • Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımcılarının, batarya sistemi gelirleriyle gaz fiyatları arasında artan bir korelasyon olduğu için emtia fiyatlarındaki oynaklığı yatırım analizlerine dahil etmeleri gerekiyor.
  • Mevcut kapasite piyasası mekanizmaları ve güvenilirlik endişeleri, BESS potansiyelini en üst düzeye çıkarmıyor, bu nedenle piyasayı daha etkili hale getirmek için ek reformlar gerekiyor.
  • Yüksek sermaye harcaması, batarya hücresi fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı önemli yatırım duyarlılığını gösteren analizlerle projelerin karakterize edilmesine imkân tanıyor.
  • En uygun konumun belirlenmesi, şebeke tıkanıklığının ve yenilenebilir santral konsantrasyonunun daha yüksek olduğu alanlara daha yakın konumlanarak kâr marjlarının artırılmasını sağlıyor.
  • Şebeke ara bağlantı gecikmelerine yol açan, düzenleyici çerçeve eksikliğinin izin prosedürleri uzun süredir devam ediyor.
  • Avrupa batarya hücresi kapasitesinin yaklaşık %70’i, Çin’e artan bağımlılık ve lityumun fiyat oynaklığı nedeniyle risk altında bulunuyor, bu yüzden büyümenin de büyük ölçüde sağlam tedarik zincirine bağlı olması bekleniyor.
  • Vanadyum akışı gelecekte Li-ion ile rekabet edecek ve yatırım için daha iyi bir iş koşulları sağlayacak. Hidrojen depolama daha uygun maliyetli hale geldikçe de yeni bir alternatif olabilir.

 

EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Sektörler Lideri Ateş Konca, “EY Parthenon analizi BESS’in kârlılığa ulaşması için küresel pazarlarda ölçeklenebilirliğine ve belirli stratejik kaldıraçların uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Bunlar arasında gelir kesinliğinin artırılması, daha iyi bir konum stratejisi, etkili düzenleyici mekanizmalar, ölçeklendirme bağlantıları, tedarik zincirinin güçlendirilmesi ve yeni rakip teknolojilerin izlenmesi yer alıyor. Bu kaldıraçlar, BESS’in çeşitli pazarlardaki tam potansiyelini gerçekleştirmesi için önem taşıyor. Çünkü BESS’i sürdürülebilir enerji geleceğine giden yolda uygulanabilir bir ticari çözüm haline getirmek için dahil olan tüm paydaşların katılım göstermesi, yatırım ve iş birliği yapması gerekiyor. Tüm bunlarla birlikte BESS’in bağımsız bir varlık olarak geleceği her zamankinden daha umut verici görünüyor” dedi.

EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Cem Çamlı, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS), her geçen gün yeşil enerji dönüşümünde kilit bir rol oynuyor ve ana kolaylaştırıcı araçlar arasında yer almaya hazırlanıyor. Sektörde yer alan birçok oyuncu, stratejik satın almalar ve ortaklıklarla sistem sağlayıcılarından operatörlerine ve entegratörlerine kadar değer zinciri boyunca BESS pazarına yatırım yapıyor. Diğer yandan mevcut regülasyonlar ve gelir modellerinde yeni gelişmeler devam ederken, BESS hizmetlerinde iş modellerinin çeşitlenmesi ile stratejik bir değişime de tanık oluyoruz. Stratejik kaldıraçlar, BESS’in uygulanabilir bir iş planı ile daha da yaygınlaşması için kritik hale geliyor” dedi.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elektrikli Otomobiller

Togg, kiralar gibi T10X sahibi olma fırsatı sunuyor

Togg, daha fazla kullanıcıyı T10X ile buluşturmak için mart ayında da fiyat artırmadı ve bayram öncesine özel cazip finansman seçeneklerini katladı. Buna göre T10X’in en donanımlı versiyonu olan V2 için bireysel müşterilere ayda 25 bin 433 TL’den başlayan geri ödemeyle 500 bin TL veya ayda 48 bin 915 TL’den başlayan geri ödemeyle 900 bin TL arasında değişen kredi imkanları sunuluyor. Kurumsal müşteriler için de 500 bin TL ile 1 milyon 500 bin TL arasında değişen kredi ve 48 aya varan vade seçenekleri sağlanıyor.

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, T10X sahibi olmak isteyenlere mart ayında da farklı finansman avantajları sunmaya devam ediyor. Sadece mart ayında geçerli olmak üzere gerek satış fiyatında gerekse finansman koşullarında kaçırılmayacak fırsatlar sağlayan Togg, hem bireysel hem kurumsal müşterilerin kiralar gibi T10X sahibi olmasının önünü açıyor.

Bireysel kullanıcılar için 500 bin, 700 bin ve 900 bin TL kredi seçenekleri var

Mart kampanyası kapsamında bireysel kullanıcılar T10X V2 için farklı ödeme seçenekleri arasından bir seçim yapabilecek. Buna göre kullanıcılar V2 için 500 bin TL krediye %0 faizli 12 ay vadeli 41 bin 666 TL geri ödemeli veya %2.29 faizli 30 ay vadeli 25 bin 433 TL geri ödemeli seçenekten yararlanabilecek. Daha yüksek kredi kullanmak isteyen kullanıcılar, mart boyunca 700 bin TL krediye 1.19 faizli 12 ay vadeli 64 bin 364 TL geri ödemeli veya 2.49 faizli 30 ay vadeli 36 bin 816 TL geri ödemeli fırsatı tercih edebilecek. Bireysel kullanıcılar için mart ayında geçerli 900 bin TL kredi seçeneği de var. Bu krediyi kullanmak isteyenler 1.69 faizli 12 ay vadeli 86 bin 136 TL ya da 2.69 faizli 30 ay vadeli 48 bin 915 TL geri ödemeyle T10X sahibi olabilecek.

1 milyon 500 bin TL krediye 48 ay vade 

Kurumsal müşteriler için de mart ayında fırsatlar büyüdü. Bu kapsamda kurumsal kullanıcılar 12 ay vadeli 500 bin TL krediyi bireysel kullanıcılarla aynı koşullarda sıfır faizle kullanırken, 900 bin TL krediye 12 ay vade ve yüzde 1,69 faiz oranıyla sahip olabilecek. Kurumsal kullanıcılar 500 bin TL ve 900 bin TL krediyi isterlerse farklı faiz oranlarıyla 24, 36 veya 48 ay vadeli olarak da kullanabilecek. Kurumsal kullanıcılar ayrıca 1 milyon 500 bin TL kredi imkânından da yararlanabilecek. Kurumsal müşteriler 1 milyon 500 bin TL kredi için 12 ve 24 ay vadenin yanı sıra 36 ay vadeli 2.89 faizli 66 bin 706 TL geri ödemeli veya 48 ay vadeli 2.39 faizli 54 bin 108 TL geri ödemeli koşullardan yararlanabilecek.

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

Hyundai , Türkiye’de Elektrikli Araç Üretimine Hazırlanıyor

Hyundai Motor Türkiye, ünvan değişikliğinden sonra şimdi de elektrikli araç üretimiyle dikkatleri çekmeye devam ediyor. Türkiye’de elektrikli araç üretme planlarıyla birlikte üretim kapasitesini ve sürdürülebilirlik çabalarını güçlendirmeye yönelik önemli bir adım atan Hyundai, aynı zamanda markanın karbon ayak izini azaltma hedefini de güçlendiriyor. Yerli elektrikli araç üretimi aynı zamanda ülke ekonomisini ve global yeşil mobiliteye geçişi de destekliyor.

Türkiye’deki İzmit fabrikasında üretilecek olan EV model, Hyundai’nin büyüyen elektrikli ürün gamına katkıda bulunacak ve Avrupa pazarının sürdürülebilir mobilite çözümlerine yönelik artan talebini destekleyecek. Hyundai Motor Türkiye, elektrikli modelin yanı sıra içten yanmalı motorlu modeller üretmeye de devam edecek.

Buna ek olarak; Hyundai Motor Türkiye, geçtiğimiz günlerde, global otomotiv dünyasındaki rolünü daha iyi vurgulamak için “Hyundai Assan Otomotiv Sanayi” olan ticari ünvanını da “Hyundai Motor Türkiye” olarak değiştirmişti.

Markanın yeniden yapılanma çabaları, Hyundai Motor Grubu’nun Kore dışındaki ilk ve en uzun süredir hizmet veren yurtdışı üretim merkezi konumunu da vurguluyor. 28 yılda üç milyondan fazla araç üreten Hyundai Motor Türkiye, istihdama, ihracata ve ulusal ekonomiye önemli ölçüde katkıda bulunmaya da devam ediyor. Hyundai Motor Türkiye, mevcut üretim genişlemesine ek olarak yerel tedariğe de öncelik veriyor. Bu sayede araç bileşenlerinin yüzde 55’inden fazlası 50’den fazla tedarikçiden oluşan bir ağ aracılığıyla yerli olarak üretiyor. İzmit’te üretilecek EV’ler de bu oranı sürdürme hedefinde olacak.

Hyundai Motor Türkiye, tüm bu gelişmelerin ışığında elektrikli araç üretimini hızlandırarak hem rekabetçi konumunu hem de çevre dostu mobiliteye olan bağlılığını güçlendiriyor. Bu stratejik hamle, markanın 2035 yılına kadar Avrupa’da yalnızca sıfır egzoz emisyonlu araçlar sunma planlarını sağlamlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin marka adına Avrupa’daki önemli rolünü de güçlendiriyor.

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

TEST : BMW iX2

BMW iX2, modern dünyanın ihtiyaçlarına uygun şekilde tasarlanmış, tamamen elektrikli bir SUV olarak otomotiv sektöründe devrim yaratıyor. BMW’nin uzun yıllara dayanan köklü geçmişiyle şekillenen bu araç, teknolojiyi, sürdürülebilirliği ve lüksü bir araya getiriyor. Premium segmentte yer alan BMW iX2, elektrikli araçlara olan bakış açınızı değiştirecek bir deneyim sunuyor.

BMW’nin Köklü Geçmişi: Kalite ve Yeniliğin Simgesi

1916 yılında kurulan BMW, otomotiv dünyasında her zaman yenilikçi teknolojilerin öncüsü olmuştur. iX2, bu mirası geleceğin elektrikli araç dünyasına taşıyor. BMW’nin ikonik çift böbrek ızgarası, iX2 modelinde kapalı ve aerodinamik olarak optimize edilmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. LED farlar, modern ve teknolojik bir tasarımı desteklerken, keskin hatlar aracın sportif ruhunu ortaya koyuyor.

Arka bölümdeki minimalist LED stop lambaları ve mavi detaylar, iX2’nin elektrikli bir model olduğunu vurguluyor. 19 inç aerodinamik jantlar ise hem görsel bir şölen sunuyor hem de enerji verimliliğine katkıda bulunuyor. Gövde üzerindeki ince mavi çizgiler, BMW i serisinin tasarım diline sadık kalındığını gösteriyor.

Elektrikli Performans: Sessizlikte Gizli Güç

BMW iX2, 313 beygir gücündeki elektrik motoruyla performans ve çevre dostu bir sürüş deneyimi sunuyor. 494 Nm tork üreten bu motor, aracı 0’100 km/s hıza yalnızca 5.6 saniyede çıkarabiliyor. Elektrikli motorun anlık tork sağlama yeteneği, şehir içi hızlanmalarda ve otoyol sürüşlerinde akıcı bir deneyim sunuyor.

Aracın 64.7 kWh kapasiteli bataryası, WLTP standartlarına göre tam şarjda 450 kilometre menzil sağlıyor. Hızlı şarj istasyonlarında yalnızca 30 dakikada %80 doluluğa ulaşan batarya, ev tipi AC şarj cihazlarıyla gece boyunca rahatça şarj edilebiliyor. Bu özellikler, iX2’yi günlük kullanımda pratik bir çözüm haline getiriyor.

Sürüş Dinamikleri: BMW Konforu ve Hassasiyeti

BMW iX2, xDrive dört tekerlekten çekiş sistemi ve havalı süspansiyonuyla her türlü yol koşulunda güven veriyor. Eco Pro, Comfort ve Sport sürüş modları, farklı sürüş stillerine uygun deneyimler sunuyor. Sport modu, iX2’ye daha çevik ve dinamik bir karakter kazandırırken, Eco Pro modu enerji tüketimini minimuma indiriyor.

Düşük ağırlık merkezi, virajlarda mükemmel yol tutuşu sağlarken, sessiz çalışan elektrik motoru, konforlu bir sürüş sunuyor. iX2, hem şehir içi hem de uzun yolculuklarda keyifli bir sürüş deneyimi vaat ediyor.

İç Mekân: Teknoloji ve Konfor Bir Arada

BMW iX2’nin iç mekânı, ileri teknoloji ve lüks tasarımın bir araya geldiği bir alan sunuyor. Geniş ve ferah yaşam alanı, premium bir sürüş deneyimi için özel olarak tasarlanmış.

  • BMW Curved Display: 12.3 inçlik dijital gösterge ekranı ve 14.9 inçlik dokunmatik ekran, sürücü odaklı bir arayüz sunuyor.
  • iDrive 8: BMW’nin yeni nesil multimedya sistemi, sezgisel kontroller ve geniş kişiselleştirme seçenekleriyle kullanıcı dostu bir deneyim sağlıyor.
  • Sürdürülebilir Malzemeler: Koltuk döşemeleri ve iç kaplamalarda geri dönüştürülmüş malzemeler kullanılmış, bu da aracın çevre dostu yaklaşımını destekliyor.
  • Panoramik Cam Tavan: İç mekâna daha fazla ışık alarak ferahlık hissini artırıyor.

Güvenlik ve Sürücü Destek Sistemleri

BMW iX2, güvenlik konusunda da ileri teknoloji özelliklerle donatılmış. Otonom sürüş destekleri ve aktif güvenlik sistemleri, sürüş sırasında maksimum koruma sağlıyor.

  • Adaptif Hız Sabitleyici: Trafik yoğunluğunda sürüşü kolaylaştırıyor.
  • Şerit Takip Asistanı: Şerit dışına çıkmayı engelleyerek güvenliği artırıyor.
  • 360 Derece Kamera: Park ve manevralarda sürücünün işini kolaylaştırıyor.
  • Otomatik Frenleme Sistemi: Çarpışma risklerini en aza indiriyor.

Elektrikli Sürüşün Avantajları: Çevre Dostu ve Ekonomik

BMW iX2, elektrikli bir araç olmanın sağladığı tüm avantajları sunuyor. Sessiz çalışma özelliği, düşük işletim maliyetleri ve sıfır emisyon hedefi, bu aracı hem çevre dostu hem de ekonomik bir seçenek haline getiriyor. BMW’nin geniş şarj ağı, iX2 sahiplerinin günlük hayatını kolaylaştırıyor.

Sonuç: BMW iX2 ile Geleceğin Sürüş Deneyimi

BMW iX2, elektrikli SUV dünyasında lüksü, teknolojiyi ve sürdürülebilirliği bir araya getiriyor. Premium segmentte yeni bir standart belirleyen bu araç, hem çevre bilinci yüksek kullanıcılar hem de performanstan ödün vermek istemeyenler için ideal bir seçim.

Continue Reading

Popüler