Connect with us

Genel

Yeni Mokka, Cesur Tasarımı ve Üstün Teknolojileriyle Sınıfında Normalleri Değiştirecek

Opel, yeni Mokka’yı yüksek verimliliğe sahip benzinli motoru ve 3 farklı donanım seçeneğiyle satışa sundu. Zamanın ötesinde cesur tasarımı, sahip olduğu yenilikçi standart teknolojileri ve zengin sürüş destek sistemleriyle öne çıkan yeni Mokka, Opel markası için birçok ilki temsil ediyor.

Yeni Mokka, markanın gelecekteki yüzü Opel Vizör’e ve tamamen dijital Pure Panel kokpite sahip ilk model olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Elegance, GS Line ve Ultimate olmak üzere üç farklı donanım seçeneğini zengin renk ve jant seçenekleriyle buluşturan yeni Mokka’da ayrıca, Türkiye’de bir ilk olarak siyah renkli kaput opsiyonu da bulunuyor. 130 HP gücündeki 1.2 litrelik turbo beslemeli benzinli motor ve AT8 otomatik şanzıman kombinasyonuyla tercih edilebilen yeni Mokka, 365 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor. Mokka’nın merakla beklenen %100 elektrikli versiyonu Mokka-e ise 2022 yılında Türkiye yollarıyla buluşmaya hazırlanıyor.

 

Üstün Alman teknolojisini en çağdaş tasarımlarla buluşturan Opel, güncel tasarım dilini tamamen hayata geçirdiği ilk modeli yeni Mokka’yı Türkiye’de satışa sundu. Zamanın ötesinde cesur tasarımı, sahip olduğu yeni teknolojileri ve zengin sürüş destek sistemleriyle öne çıkan yeni Mokka, Opel markası için birçok ilki temsil ediyor. Yeni Mokka, markanın gelecekteki yüzü Opel Vizör’e ve tamamen dijital Pure Panel kokpite sahip olan ilk model olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Ülkemize, 130 HP gücündeki 1.2 litrelik turbo beslemeli benzinli motor ve AT8 otomatik şanzıman kombinasyonuyla gelen yeni Mokka; Elegance, GS Line ve Ultimate olmak üzere üç farklı donanım seçeneğiyle satışa çıkıyor. Yenilikçi tasarımını zengin renk ve jant seçenekleriyle tamamlayan yeni Mokka’da ayrıca, Türkiye’de bir ilk olarak siyah renkli kaput opsiyonu da bulunuyor. Yeni Mokka, 365 bin 900 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.

2020 Opel Mokka-e

“Toplam satışlarımızın yüzde 15’inin Mokka’dan gelmesini hedefliyoruz”

 

Opel Türkiye Genel Müdürü Alpagut Girgin, “Yeni Mokka, şehirli kitlenin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek boyutlara sahip, günlük hayatın parçası olabilecek kompaktlıkta ve konfor unsurlarını üzerinde barındıran bir otomobil olarak karşımıza çıkıyor. Tasarımıyla tamamen yenilenen Yeni Mokka,  teknolojik özellikleriyle de dikkat çekiyor. Boyutlarıyla tam bir şehirli Crossover olduğunu gösteren yeni Mokka’nın, yüksek satış adetleri konusunda bizlere büyük katkılar sağlamasını bekliyoruz. Toplam satışlarımızın yakın ve ileriki dönemde yüzde 15’inin yeni Mokka’dan gelmesini hedefliyoruz. Kısacası, yeni Mokka ürün gamımız içerisinde kuvvetli bir role sahip olacak ve markamıza yeni müşteri kitlelerinin gelmesini sağlayacak. Yeni Mokka, Crossland ve Grandland’den oluşan SUV üçlemesi Opel’i SUV pazarında ilk 5 içerisinde tutacak. Öte yandan, Mokka ve Crossland ikilisinin B-SUV kategorisinde bizi liderliğe taşımasını da hedefliyoruz. Önümüzdeki yılla beraber heyecanla beklenen bataryalı elektrikli modellerimizi pazara sunmak üzere de çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda, Mokka-e 2022’nin ikinci yarısından itibaren Türkiye’de olmasını planladığımız bir ürün” değerlendirmesinde bulundu.

2020 Opel Mokka-e

Net, yalın ve cesur: Yeni Opel Vizör

 

Başarılı modelin ikinci nesli her açıdan güçlü ve yenilikçi bir görünüm sunuyor. Opel, yeni Mokka ile markayı adeta yeniden keşfediyor. 4,15 metre uzunluk ile kompakt boyutlar, beş kişilik yaşama alanı ve 350 litre bagaj hacmine sahip olan yeni Mokka, 2020’ler boyunca yeni Opel modellerinin neye benzeyeceğini açık, net ve cesur bir şekilde gözler önüne seriyor. Marka bu tasarım anlayışını ‘saf, hassas ve temel unsurlara odaklanmış’ şeklinde tasvir ediyor. Yeni Mokka’nın tasarımı; kısa ön ve arka çıkıntılar, kaslı ve geniş bir duruş, mükemmel gövde orantıları ve detaylarla dikkat çekiyor. Opel Vizör, tıpkı tam boy bir kask gibi yeni Opel yüzünü tamamen kaplıyor ve araç ızgarasını, farları ve yeniden tasarlanan Opel Şimşek logosunu tek bir ögede bütünleştiriyor. Alman otomobil üreticisinin gelecekteki tüm modellerini süsleyecek yeni Opel Şimşek logosu, daha ince halkalar, daha zarif bir duruşla Opel Vizör’deki yerini alıyor. LED farlar veya bu sınıfta benzersiz olan yeni nesil IntelliLux LED® matrix farlarla tamamlanan Opel Vizör, ileri teknolojileri bir araya getirme fikriyle 2020’li yıllar boyunca tüm Opel modellerinin ayırt edici özelliği olmaya devam edeceğini ortaya koyuyor.

 

Markanın yeni yüzü, Opel Design Compass yaklaşımını benimsiyor. Söz konusu tasarım yaklaşımında iki eksen ortada Opel Şimşek ile kesişirken marka logosu böylece ön plana çıkıyor. En güncel Opel araçlarının karakteristik tasarım unsurlarından biri olan kaputtaki çizgiler daha keskin ve daha net uygulanırken, Şimşek ile birleşerek dikey bir eksen belirliyor. Gelecekteki tüm Opel modellerinde de kullanılacak olan kanat şeklindeki LED gündüz farları ise yatay ekseni belirliyor. Aynı tema arka görünümde tekrar ediyor ve Opel Design Compass yaklaşımını otomobilin bütününe taşıyor. Ortadaki Şimşek logosu, yine ortada konumlandırılan model ismi ile bütünlük oluşturuyor. Bu konumlandırma kanat şeklindeki arka stop lambalarının yatay çizgisini, tavan anteninden gelen dikey çizgi ile tampondaki vurgulu kıvrıma bağlıyor.

 

Sürücü odaklı “Opel Pure Panel Kokpit” ilk kez yeni Mokka’da

 

Yalın, net, temele indirgeme felsefesi yeni nesil Mokka’nın iç mekânında da karşımıza çıkıyor. Sürücü, ilk kez bir Opel modelinde hem tamamen dijital hem de odaklanmış ileri teknoloji ürünü Opel Pure Panel kokpit ile tanışıyor. İki adet geniş ekrandan oluşan Pure Panel, mimarisi gereği çok sayıda düğme ve kumandayı gereksiz kılıyor. Sistem en güncel dijital teknolojileri kullanıma sunarken, az sayıda düğme, kumanda alt menülere gerek kalmadan dijitalleştirme ve tamamen sezgisel kullanım arasındaki doğru dengeyi sağlıyor. Yeni Mokka’daki Pure Panel kokpit, Opel’in yenilikçi teknolojileri müşterilerin hayatını kolaylaştırmak için nasıl kullandığını da gözler önüne seriyor. Yeni Mokka’da 7 inç renkli dokunmatik ekrana sahip Multimedya Radyo, 10 inç renkli dokunmatik ekrana sahip üst seviye Multimedya Navi Pro olmak üzere farklı multimedya seçenekleri sunuluyor. Ekranlar, yeni Opel Pure Panel ile entegre olup sürücüye dönük olacak şekilde konumlandırılıyor. Böylelikle, 12 inçe kadar uzanan bir dijital gösterge paneli sağlanıyor.

 

Yeni nesil 130 HP’lik benzinli motor yüksek verimlilik ve perfomans sunuyor

 

Yeni Mokka, yüksek verimlilik seviyesine sahip çoklu enerjili platform CMP (Ortak Modüler Platform) üzerinde yükseliyor. Bu sistem, içten yanmalı motorların yanı sıra batarya elektrikli güç-aktarma sistemlerinin de bir arada üretilmesine olanak sağlıyor. Model, ülkemizde ise 130 HP gücünde ve 230 Nm maksimum torka sahip 1.2 litrelik turbo beslemeli benzinli motor seçeneğiyle satışa sunuluyor. 130 HP’lik motor, 0-100 km/s hızlanmasını 9,2 saniyede tamamlıyor ve 200 km/s maksimum hıza ulaşıyor. NEDC normuna göre 100 kilometrede ortalama 4,9 lt yakıt tüketip, 111 g/km CO2 emisyon değerine ulaşıyor. Yeni nesil benzinli motor ayrıca, aracın hafif yapısı ile günlük kullanımda akıcı ve rahat bir sürüş sunuyor. Bu motora, uyarlanabilir vites programları ve Quickshift teknolojisine sahip AT8 otomatik şanzıman eşlik ediyor. Sürücü isterse direksiyondaki vites değiştirme kulakçıkları ile manuel olarak da vites değiştirebiliyor.

 

Yeni teknolojiyi standartlaştırıyor

 

Opel daha üst araç sınıflarından çok sayıda yenilikçi teknolojiyi geniş kitlelerle buluşturma geleneğini yeni Mokka’da da devam ettiriyor. Yeni Mokka, sürüş güvenliğini ve sürüş konforunu arttıran 16 adet yeni nesil sürüş destek sistemiyle donatılıyor. Bu sistemlerin birçoğu yeni Mokka’da standart olarak yer alıyor. Standart olarak sunulan teknolojiler arasında; yaya algılama özellikli aktif acil fren sistemi, ön çarpışma ikazı, aktif şerit takip sistemi, 180 derece panoramik geri görüş kamerası ve trafik işareti tespit sistemi bulunuyor. Dur-kalk özellikli adaptif hız sabitleme sistemi, şerit ortalama özellikli gelişmiş aktif şerit takip sistemi, kör nokta uyarı sistemi, gelişmiş park pilotu gibi birçok ek özellik de yeni Mokka’da sürücülere sunuluyor.

 

Bağlantılı sürüşün keyfi yeni Mokka’da

 

B-SUV segmentine yenilikçi teknolojiler getiren yeni Mokka otomatik klima, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi, yağmur ve far sensörü gibi sayısız konfor elemanlarıyla donatılıyor. Ayrıca, tüm versiyonlar standart olarak elektrikli el freniyle geliyor. Toplam 14 ayrı LED modülden oluşan akıllı aydınlatma modları ve göz almayan IntelliLux LED® matrix farlar da yeni Mokka’yı sınıfında benzersiz kılıyor. Yeni Mokka’da sürücü ve yolcular, çeşitli multimedya çözümleri sayesinde bağlantılı sürüşün keyfini de çıkarıyor. 7 inç renkli dokunmatik ekrana sahip Multimedya Radyo veya 10 inç renkli dokunmatik ekrana sahip üst seviye Multimedya Navi Pro olmak üzere farklı seçenekler sürücülerin tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. Opel’in yeni Pure Panel’iyle bütünleşen ekranlar, sürücüye dönük olarak konumlandırılıyor. Apple CarPlay ve Android Auto uyumlu multimedya sistemleri sesli komut özelliği ile hayatı daha da kolaylaştırıyor.

 

Yeni Mokka’nın en sportif versiyonu GS Line

 

Yeni Mokka ülkemizde Elegance, GS Line ve Ultimate olmak üzere üç farklı donanım seçeneğiyle satışa sunuluyor. Opel, GS Line donanım seviyesiyle ilk kez Mokka’nın daha sportif versiyonunu sunuyor. Bu versiyonde, üç-renkli siyah 18 inçlik hafif alaşım jantlar, siyah tavan, siyah yan aynalar ve SUV tasarımında önde ve arka tampon altı kaplamaları sportif bir görünümü beraberinde getiriyor. Opel Şimşek logosu, Mokka ismi ve Opel Vizör çerçevesi parlak siyah renkte uygulanıyor. Karakteristik kırmızı kapı üstü dekoru güçlü bir kontrast oluşturuyor. İç mekan siyah tavan, alüminyum pedallar ve kırmızı süslemelerle dikkat çekiyor. Premium deri görünümlü yan desteklere sahip siyah koltuklar kırmızı dikişlere ve detaylara sahip olmasıyla tasarımı tamamlıyor. Yeni Mokka’nın tüm versiyonlarında sürücüler gaz ve direksiyon tepkilerini ayarlayan farklı sürüş modlarını da seçebiliyor. Sekiz ileri otomatik şanzımanla birlikte Spor, Eko ve Normal olmak üzere üç farklı sürüş modu sunuluyor.

 

6 farklı renk, 3 tavan rengi ve Türkiye’de ilk siyah kaput opsiyonu

 

Sürücüler için zengin kişiselleştirme seçeneklerine olanak tanıyan yeni Mokka’da 6 farklı renk seçeneği, çift renk tavan ve Türkiye’de bir ilk olarak siyah renkli kaput opsiyonu bulunuyor. Sürücüler, yeni Mokka’daki zengin renk seçenekleri arasından Alp Beyaz, Kuvars Gri, Elmas Siyah, Matcha Yeşil, Mistik Mavi ve Rubin Kırmızı’yı tercih edebiliyor. Elegance donanımda opsiyonel olarak çift renk tavan (siyah, beyaz ve kırmızı) seçilebilirken, Ultimate donanımdaki ‘Bold Pack’ yani siyah kaput opsiyonu yeni Mokka’ya bambaşka bir hava katıyor. Yeni Mokka, dinamizmini özel tasarım jantlarına da yansıtıyor. Elegance donanıma sahip yeni Mokka’lar 17 inç alaşımlı çift kollu elmas kesim jantlarla gelirken; GS Line donanımı 18 inç alaşımlı çift kollu üç renkli elmas kesim jantlarla, Ultimate donanımı ise 18 inç alaşımlı çift kollu elmas kesim jantlarla geliyor.

 

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler