Connect with us

Genel

%100 Elektrikli Yeni Renault Zoe Türkiye’de Yola Çıkmaya Hazır!

   Avrupa’nın en çok tercih edilen elektrikli otomobili unvanını taşıyan yeni Renault ZOE’nin, daha uzun menzil, daha fazla sürüş konforu, birinci sınıf enerji verimliliği ve şarj çeşitliliği sunan üçüncü nesli Aralık ayına özel 349.900 TL’lik indirimli fiyatıyla satışa çıktı.

Elektrikli araç teknolojisinin öncüsü Renault’nun, bu alandaki amiral gemisi ZOE’nin üçüncü nesli Türkiye yollarına çıkıyor. İlk kez 2012 yılında Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan ZOE, Avrupa çapındaki 60’tan fazla ödül ile markanın elektrikli araç geliştirme stratejisi için önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor. Her bir AC (alternatif akım) terminalinden 22 kW’a kadar güç beslemesi alabilen ZOE, ilk neslinin lansmanından bu yana halka açık alanlardaki şarj noktalarında en hızlı şarj edilen elektrikli araç olma özelliği taşıyor.

Mühendisliğinden montaj ve satış ağlarına kadar 30 binden fazla insanın emeğinin ürünü olan Yeni ZOE, WLTP (Küresel Uyumlu Hafif Araç Test Prosedürü) döngüsünde 395 kilometreye kadar menzil ve doğru akımla (DC) şarj edilebilen 52 kWh batarya sayesinde daha kısa şarj süresi sunuyor.

Elektrikli mobilite alanında Renault Grubu’nun 10 yılı aşkın deneyiminin bir ürünü olan otomobil 80 kW motoruyla sürüş keyfini artırırken; Mod B, e-shifter, auto-hold fonksiyonlu elektrikli park freni, kablosuz şarj ünitesi gibi yenilikleri de bünyesinde bulunduruyor. Sürücünün fren pedalı kullanmasına neredeyse hiç ihtiyaç bırakmayan Mod B sürücünün gaz pedalından ayağını çektiğinde aracın yavaşlamasını sağlarken, farklı sürüş modları için mekanik vites kolunun yerini e-shifter alıyor. Bünyesinde bulundurduğu tüm yeniliklerle birlikte artırılmış güvenliği de kullanıcılarına sunan Yeni ZOE, birçok İleri Sürüş estek Sistemini de (ADAS) sahip.

%100 elektrikli motorunun yanında çevre dostu malzemelerden üretilen Yeni ZOE’de, yolcu bölmesindeki görünür parçalar dahil %100 geri dönüştürülmüş sentetik malzemeler kullanıldı. Sınıfının en geniş arka koltuk alanına sahip otomobil, 338 litrelik geniş bir bagaj hacmini de kullanıcısıyla buluşturuyor.

 

“Yeni ZOE büyüyen elektrikli araç pazarında bize güç katacak”

Renault Grubu’nun elektrikli araç alanında öncü konumunu sürdürdüğünü vurgulayan Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş, şunları kaydetti:

“Elektrikli araç pazarında referans noktası olan ZOE, Ocak-Kasım döneminde 84 binden fazla adetle Avrupa’da en çok satan elektrikli otomobil unvanını elinde bulunduruyor. Ülkemizde de elektrikli otomobil dendiğinde akıllara ilk gelen modellerden olan ZOE’nin yeni neslini Türk tüketicisiyle buluşturmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Üçüncü nesil ZOE, daha modern ve çekici yeni yüz, artan menzil, sürüş güvenliği ve konforunu artıran teknolojiler, rakipsiz şarj çeşitliliği, birinci sınıf enerji verimliliği, kalite ve geri dönüşüm odaklı iç tasarım gibi özellikleriyle çıtayı daha da ileriye taşıyor. Yeni ZOE gibi tüketicinin bir otomobilden beklediği her şeyi sunan elektrikli otomobillerin giderek büyüyen pazarda gücümüze güç katacağını umuyoruz.”

Karakteristik dış tasarım

Yeni ZOE’de, önceki neslin yumuşak hatlarının yerini dikkat çeken ve daha geniş oturma alanı sunan karakteristik bir tasarım alıyor. Tamamen yeniden tasarlanmış ön tamponda, krom detaylarla çevrelenmiş sis farları bulunuyor. Tamponun yeni şekli, ızgaradaki ve sis farlarının çevresindeki krom detaylarla aracın alt kısmına yepyeni bir görünüm kazandırıyor. Yeni ön difüzörler aracın hava akış sirkülasyonunu geliştiriyor. Bu durum, Yeni ZOE’nin aerodinamik özelliklerine önemli ölçüde katkı sağlıyor. Mavi bir hatla çevrelenmiş Renault elmas logosu, şarj soketini başarıyla gizliyor. Yeni ZOE’nin %100 LED farları, tüm yeni Renault modellerinin göz alıcı C şekline sahip.

Yeni ZOE, Boğaz mavisinin de aralarında bulunduğu 6 farklı renk seçeneğini kullanıcılarının beğenisine sunuyor.

Kullanıcı deneyimini daha ileriye taşıyan teknolojiler

Yeni ZOE’de yeniden tasarlanmış sürüş paneli, işlevsel konsolu, multimedya sistemi ve mat dokuya sahip yumuşak iç malzemesi araç içindeki şık ve rahat ambiyansa katkıda bulunuyor. Sürüş yardımcılarından 10 inç sürücü ekranına, Renault EASY LINK multimedya sistemine ve yeni Mod B gibi tüm sistemler, günlük sürüşleri daha kolay ve keyifli hale getirmek için tasarlandı.

Sınıfında rakipsiz çözünürlük ve işlevselliğe sahip 10 inç sürücü ekranı sunan yeni ZOE, aynı zamanda orta konsol boyunca uzanan 7 inç dokunmatik ekranı sayesinde çeşitli sürüş yardımcılarından 10 inç sürücü ekranındaki renklerin özelleştirilmesine kadar araçla ilgili ana ayarları kontrol ediyor.

Kalite ve geri dönüşüm odaklı iç tasarım

Yeni ZOE’nin çevre dostu yapısı, %100 elektrikli motorunun da ötesine geçiyor. Otomobil, geri dönüşüm ilkelerine göre üretilmiş döşemeleri ve geri dönüştürülmüş polipropilenden üretilmiş parçaları gibi, yolcu bölmesindeki görünür parçalar dahil %100 geri dönüştürülmüş sentetik malzemeler içeriyor. Yeni ZOE %100 geri dönüştürülmüş kumaştan üretilmiş döşemeler sunuyor. Bu döşeme kumaşı plastik şişe (PET) ve kumaş artıklarından (yeni kumaşların kesilmesinden kalan artık kumaş parçaları) üretiliyor.

Aile ihtiyaçlarını da karşılıyor

Güç aktarma organlarının az yer kaplaması sayesinde, yeni ZOE’de arka koltuktaki yolcular sınıfının en geniş arka koltuk alanının keyfini çıkarabiliyor. 338 litre bagaj ve katlanır koltuklar ise, taşıma kapasitesini daha da artırıyor. Yeni ZOE, yaşam ve kullanım alanlarıyla bir ailenin tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor.

 

Şarj çeşitliliğinde rakipsiz 

Yeni ZOE, WLTP döngüsünde 395 kilometreye kadar menzil sunan 52 kWh gücündeki Z.E. 50 batarya ile donatıldı. Otomobilin üçüncü nesliyle birlikte, araçta artık evde veya yolda kullanılabilen alternatif akımlı şarj seçeneklerine ek olarak doğru akımlı hızlı şarj seçeneği de sunuluyor.

Her bir AC (alternatif akım) terminalinden 22 kW’a kadar güç beslemesi alabilen ZOE, ilk neslinin lansmanından bu yana halka açık alanlardaki şarj noktalarında en hızlı şarj edilen elektrikli araç oldu. ZOE’nin bu çeşitliliği sunmasını Caméléon şarj ünitesi sağlıyor. Renault, şarj ve sürüş için iki ayrı elektrik devresi kullanmak yerine her iki işlem için de aynı elektronik ünitelerinin kullanılabilmesini başararak düşük maliyetle esnek şarj imkânı sağlıyor.

Yeni ZOE artık, doğru akımla (DC) tasarlanmış bir şarj kontrol ünitesine sahip. Elektrikli güç aktarma sistemi ile akünün ortasına monte edilen bu yeni ve tamamen Renault’ya ait şarj kontrol ünitesi, aracın DC terminallerde 50 kW ile şarj edilebilmesini sağlıyor.

Birinci sınıf enerji verimliliği

Yeni ZOE’nin artan menzilinde, Z.E. 50 batarya kapasitesindeki artışın yanı sıra enerji verimliliğini artırmak amacıyla araç tasarımında gerçekleştirilen bazı optimizasyonlar da büyük rol oynuyor. Yeni ZOE, pazardaki en iyi batarya kapasitesi / menzil oranlarından birini sunuyor. Yeni ZOE ile yapılan her frenleme, kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürerek akünün şarj edilmesine katkıda bulunuyor. Ayrılmış (dekuple) fren sistemi kullanılması, enerjinin ısı biçiminde dağıtılmasına yol açan disk frenlerle donatılmış mekanik sistemin aksine, rejeneratif frenlemenin en etkin şekilde gerçekleşmesine olanak sağlıyor.

Güvenlikten ödün vermeyen bir sürüş keyfi

Aracın elektrik mimarisi, standart sunulan dijital gösterge panelini ve pek çok İleri Sürüş Destek Sistemini (ADAS) barındıracak biçimde tamamen yeniden tasarlandı. %100 LED aydınlatma sistemi, aynı enerji tüketimiyle halojen aydınlatmadan %75 daha fazla parlaklık sunuyor.

Yeni ZOE, sürücünün fren pedalı kullanmasına neredeyse hiç ihtiyaç bırakmayan yeni bir sürüş modu ile geliyor. Mod B etkinleştirildiğinde, sürücü gaz pedalını bırakır bırakmaz araç çok daha çabuk yavaşlıyor. Mod B özellikle şehir içinde veya yavaş trafikte sürüşü kolaylaştırıyor.

Elektrik motoru nedeniyle Yeni ZOE’de vites kutusu ve kavrama bulunmasa da, geri vitesi seçmek veya farklı sürüş modları arasında geçiş yapmak için bir vites kolu bulunmaya devam ediyor. Mekanik vites kolunun yerini “e-shifter” aldı.

Auto-hold fonksiyonlu elektrikli park freni, araçtan ayrılmadan önce veya yokuşlardaki kalkışlar sırasında park frenini etkinleştirme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Böylece sürüş ergonomisi artıyor. Park freni kolu bulunmaması ise, orta konsolda ek alan açıp kablosuz akıllı telefon şarj ünitesinin yerleştirilmesini sağlayarak konforu daha üst seviyeye taşıyor.

Yeni ZOE tüm bunların yanında (TSR) Trafik İşaretleri Tanıma Sistemi, (AHL) karşıdan gelen aracı tespit ettiğinde devreye giren Otomatik Uzun/Kısa Farlar özelliği, (LDW) Şerit Takip Sistemi, ön & arka park sensörü, geri görüş kamerası gibi sistemleri ile artırılmış güvenlik ve sürüş keyfini kullanıcıyla buluşturuyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading

Genel

Hyundai Inster’in Rekabetçi Fiyatı Belli Oldu!

Hyundai, elektrikli araç pazarındaki iddiasını her geçen gün artırırken, şimdi de Inster ile şehir içi ulaşım segmentine iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa pazarı için tasarlanan ve A segmentinde konumlandırılan bu tamamen elektrikli modelin, Türkiye’de de önemli bir pazar payı elde etmesi bekleniyor. Uygun fiyatı, kompakt yapısı ve pratik kullanımıyla Inster, özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çevre dostu bir ulaşım aracı arayan tüketicilerin dikkatini çekecek gibi görünüyor.

Hyundai’nin minik elektrikli otomobili INSTER, Türkiye’de satışa sunuldu. Advance donanım seviyesiyle tercih edilebilen yeni Hyundai INSTER fiyatı 1.319.000 TL olarak açıklandı.

Türkiye Pazarında Güçlü Bir Pay Beklentisi

Türkiye’deki otomobil pazarında elektrikli araçlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle ÖTV teşvikleri ve şarj altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketiciler elektrikli modellere daha sıcak bakmaya başladı. Bu noktada Hyundai Inster, sahip olduğu avantajlarla Türkiye pazarında önemli bir yer edinebilir.

  • Uygun Fiyatlandırma: Hyundai’nin Inster’ı rekabetçi bir fiyatla sunması bekleniyor. Bu da elektrikli araç sahibi olmayı düşünen geniş bir kitle için cazip bir seçenek haline gelmesini sağlayacak.
  • Şehir İçi Kullanıma Uygunluk: Kompakt boyutları ve yüksek manevra kabiliyeti sayesinde Inster, özellikle dar şehir sokaklarında ve yoğun trafikte kolaylık sağlayacak. Park yeri bulma sorununa da çözüm sunması, şehirde yaşayanlar için büyük bir avantaj.
  • Çevre Dostu ve Ekonomik Sürüş: Sıfır emisyonlu olması Inster’ı çevre bilinci yüksek tüketiciler için ideal bir seçenek yaparken, düşük işletme maliyetleri de uzun vadede önemli bir ekonomik avantaj sunacak.
  • Hyundai Güvenilirliği: Hyundai’nin Türkiye pazarındaki güçlü bayi ağı ve satış sonrası hizmet kalitesi, Inster’ın da güvenle tercih edilmesini sağlayacaktır.

Teknik Verilerle Hyundai Inster

Hyundai Inster, boyutları ve teknik özellikleriyle şehir içi kullanım için optimize edilmiş bir yapıya sahip.

  • Boyutlar: Inster, yaklaşık 3,8 metrelik uzunluğuyla Hyundai Casper’dan (3,6 metre) biraz daha uzun olacak. Bu da iç mekanda daha fazla yaşam alanı sunarken, şehir içi manevra kabiliyetinden ödün vermeyecek.
  • Batarya ve Menzil: Inster’da 42 kWh’lik bir batarya paketinin bulunması bekleniyor. Bu batarya ile aracın WLTP standartlarına göre 300-355 kilometre civarında bir menzil sunması hedefleniyor. Şehir içi kullanım için bu menzil oldukça yeterli görünüyor.
  • Hızlı Şarj: Aracın hızlı şarj desteğiyle kısa sürede şarj edilebilmesi, pratikliğini artıracak önemli bir özellik.
  • Motor Gücü: Resmi motor gücü henüz açıklanmasa da, A segmenti bir elektrikli araç için yeterli düzeyde bir performans sunması bekleniyor. Şehir içi hızlanma ve dinamik sürüş kabiliyeti, Inster’ın beklentileri karşılayacağını gösteriyor.
  • Tasarım: Inster’ın tasarımında Hyundai’nin son elektrikli modellerinde gördüğümüz modern ve fütüristik çizgilerin korunması bekleniyor. Özellikle parametrik piksel farlar ve dinamik hatlar, araca özgün bir hava katacak.

Hyundai Inster’ın Türkiye yollarına çıkmasıyla birlikte, elektrikli araç pazarında yeni bir rekabetin başlaması ve şehir içi ulaşımda önemli bir dönüşümün yaşanması bekleniyor. Uygun fiyatı, çevreci yapısı ve pratik kullanımıyla Inster’ın Türk tüketicisinin beğenisini kazanarak pazar payında güçlü bir yer edinmesi oldukça olası görünüyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler