Connect with us

Genel

TEMSA 2021’i %122 Büyümeyle Tamamladı

2021 yılında üretim, satış ve ihracatta önemli başarılara imza atan TEMSA, otobüs ve midibüs segmentinde, adet bazında satışlarını yüzde 90, ihracatını yüzde 144 artırdı. Tüm ürünlerde toplam satış adeti ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 122 yükseldi. Tarihinin ilk elektrikli otobüs satışını İsveç’e yapan TEMSA, yurtdışına 2021 yılı içinde de 50 elektrikli otobüs satışı gerçekleştirdi.

2020 yılının sonundan itibaren Sabancı Holding ve Skoda Transportation’ın da hissedarı olan PPF Group ortaklığında faaliyetlerini sürdüren TEMSA, yeni ortaklık yapısı altındaki ilk yılını büyük başarılarla tamamladı. Pandeminin dünya ekonomisi ve ülkeler üzerindeki tüm olumsuz etkilerine rağmen, üretim, satış ve ihracatta önemli sonuçlara imza atan TEMSA, aynı zamanda yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiği ilklerle elektrikli araçlar konusundaki öncü rolünü de pekiştirdi.

TEMSA’nın 2021 yılı iş sonuçlarına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, pandeminin ve aşı çalışmalarının gölgesinde geçen bir yılı geride bıraktıklarını ifade ederken, “Turizm ve taşımacılık endüstrileri, belki de dünyada pandeminin direkt etkisini en yoğun şekilde hisseden sektörler. Bununla birlikte, yurt dışında ABD, Almanya, Fransa, İngiltere gibi öncelikli pazarlarımızda COVID kaynaklı endişelerin yanında, sosyal ve siyasi anlamda da çok sayıda olağanüstü gelişmeye tanıklık ettik. Tüm bunlara ve TEMSA’nın son yıllarda yaşadığı zorlu süreçlere rağmen, 2021 yeniden yükselişe geçtiğimiz; TEMSA’nın parlak günlerine geri dönüşünü başlattığımız başarılı ve sembolik bir yıl oldu. Sabancı Holding’in yanı sıra kardeş şirketimiz Skoda Transportation’ın bilgi birikimi ve teknolojik gücüyle önümüzdeki dönemde bu başarıları çok daha üst seviyelere taşıyacağız” dedi.

18 ÜLKEYE ARAÇ SATTIK, İHRACATI %144 ARTIRDIK

2021 sonuçlarına ilişkin detayları paylaşan Tolga Kaan Doğancıoğlu şunları söyledi: “Otobüs, midibüs ve hafif kamyon segmentinde yaklaşık 2000 adetlik araç satışı gerçekleştirdik. 2021’in bizim için en büyük başarılarından biri ihracattaki güçlü konumumuzu pekiştirmemiz oldu. Bu alanda gerek yenilikçi ürünlerimiz gerekse güçlendirdiğimiz bayi ağımızla ihracatımızı da yine adetsel bazda yüzde 144 oranında artırdık ve 18 farklı ülkeye araç satışı yaptık. TEMSA’nın toplam satış adeti de geçtiğimiz yıla göre yüzde 122 yükseldi.”

İLKLERLE DOLU BİR YILI GERİDE BIRAKTIK

2021’in özellikle elektrikli araçlar konusunda yaşanan gelişmelerle TEMSA tarihine geçtiğini de sözlerine ekleyen Tolga Kaan Doğancıoğlu, “TEMSA’nın uzun yıllara dayanan elektrikli araç yolculuğunun ilk meyvesini geçtiğimiz yıl içinde aldık ve TEMSA tarihinin ilk elektrikli araç teslimatını geçtiğimiz yıl içinde İsveç’e gerçekleştirdik. Diğer yandan, kardeş şirketimiz Skoda’nın logolarını taşıyan ilk elektrikli araçlarımızı da Adana’daki fabrikamızda üreterek Prag’a teslim ettik. Yine Romanya, Sırbistan, Buzau, Arad, Druskininkai ile yaptığımız anlaşmalarla TEMSA’nın elektrikli araçları bu ülkelerde de yollarda olacak. Ayrıca şehirler arası yolculuk için tasarladığımız elektrikli aracımız bugün ABD’nin California eyaletinde, dünya teknoloji devlerine ev sahipliği yapan Silikon Vadisi’nde pilot uygulamalarına devam ediyor. Yurt dışında bunları yaparken, yurt içinde de ASELSAN ile birlikte geliştirdiğimiz Türkiye’nin ilk yüzde 100 yerli elektrikli otobüsünün yollara çıkması için Samsun Büyükşehir Belediyemiz ile imzaları attık” ifadelerini kullandı.

SADECE 1 ELEKTRİKLİ ARACIMIZ 1.400 TON CO2’Yİ ORTADAN KALDIRIYOR

2022 ve ötesi için de hedeflerini paylaşan Tolga Kaan Doğancıoğlu, sürdürülebilirlik ve teknoloji alanında ortaya konacak başarıların şirketlerin geleceklerinde belirleyici olacağını belirtti. Elektrikli araçların TEMSA’nın sürdürülebilirlik ve teknoloji vizyonunun en önemli göstergesi olduğunu ifade eden Tolga Kaan Doğancıoğlu şunları söyledi: “Bizim elektrikli araçlar konusundaki vizyonumuzun temelinde birkaç unsur var. İlki çevreye karşı sorumluluğumuz. Uluslararası Enerji Ajansı’nın araştırmasına göre, yakıt kaynaklı global emisyonun yüzde 24’ünü ulaşım sektörü sağlıyor. Bunun yüzde 75’i de kara araçlarından kaynaklanıyor. Toplu taşıma araçları doğası itibariyle emisyonu azaltıyor. Bir de bunun üzerine elektriklenmeyi ve hidrojeni koyduğumuzda çarpan etkisi yaratıyor. 9 metrelik şehir içi otobüs ortalama 60 aracı trafikten kaldırıyor. Ya da 12 – 18 metrelik bir belediye otobüsü 90 ila 120 otomobili trafikten kaldırabiliyor. Örnek olarak; sadece bir tane Avenue Electron aracımız, yılda yaklaşık 528.000 litreye kadar yakıt tasarrufu sağlayabiliyor. Bu da yaklaşık 1.400 ton CO2 salınımının durdurulması anlamına geliyor.

2030 VE 2040 TAAHÜTLERİNE ÖNCÜLÜK EDECEĞİZ

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen COP26 İklim Zirvesi’nde verilen taahhütlere de dikkat çeken Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Ülke olarak, 2040’tan itibaren tüm yeni kamyon ve otobüslerin karbondioksit salınımının sıfıra indirilmesi taahhüdünde bulunduk. 2030’a geldiğimiz de de bu oranı yüzde 30’a ulaştırmak zorundayız. Biz TEMSA olarak ülkemizin bu taahhütlerine sadece uymakla kalmayacağız; aynı zamanda bu konuda öncülük edeceğiz. Kendi yol haritamızı da buna göre hazırladık. İhracatımızın şu an yüzde 6’sı bu sıfır emisyonlu elektrikli araçlardan geliyor. Bu oran her yıl artacak ve 2025’te hedefimiz bu oranı yüzde 80’e çıkarmak. Ayrıca 2025 yılında toplam otobüs hacmimizin yarısından fazlasını elektrikli araçlarla karşılayacağız” dedi.

KG BAŞI İHRACATIMIZ TÜRKİYE ORTALAMASININ 20 KATI

TEMSA’nın teknolojik ürünleriyle, kendi sektöründe katma değerli ihracata da öncülük ettiğini vurgulayan Tolga Kaan Doğancıoğlu, “2021 yılı ülke ihracatımızın kilogram birim değeri yaklaşık 1,3 dolar. Bu bizim sektörümüzde 10-11 dolar civarında. TEMSA’nın ihracatına baktığımızda da konvansiyonel araçlarda bu rakam 20 dolar civarındayken elektrikli araçlarda bu 30 doların dahi üzerine çıkıyor. Yani TEMSA bugün ülkemiz ihracatına da çok önemli katkılar sunuyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması bu katkıyı ciddi şekilde pekiştirecektir. Burada en büyük avantajımız TEMSA’nın artık otomotiv odaklı bir teknoloji şirketine dönüşümünü tamamlamamış olmamız. Her yıl cirosunun yaklaşık yüzde 4’ünü Ar-Ge’ye ayıran, inovasyonu bir şirket kültürü olarak benimsemiş, Adana’da bulunan TEMSATech yapılanmasıyla kendi batarya paketlerini dahi geliştirme kabiliyetine erişmiş ve teknolojisini her geçen gün geliştiren TEMSA, önümüzdeki dönemde de faaliyet gösterdiği tüm alanlarda sektöre öncülük etmeyi sürdürecektir” şeklinde konuştu.

TOPYEKÛN BİR SEFERBERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR

Ülkemizde elektrikli araçlar konusunda topyekün bir seferberliği ihtiyaç olduğunu ifade eden Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Biz teknolojimizle, altyapımızla, insan kaynağımızla buna hazırız. Türk sanayisi, Türk otomotiv sektörü buna hazır. Şu an elimizde çok büyük bir fırsat var. Hem ekonomik hem de çevresel kazanımları düşündüğümüzde elektrikli araçlar ülkemizin iktisadi kalkınmasına da ışık tutacak konulardan biri. Elektrikli araçların ilk yatırım maliyeti konvansiyonel araçlara göre biraz daha yüksek. Ancak 5-6 yıllık kullanımda bunların dizel araçlardan çok daha ekonomik olduğunu da hepimiz biliyoruz. İlk yatırım maliyetindeki zorluğu aşmak, yerel yönetimlerin finansman zorluğunu giderebilecek bir teşvik sistemi ya da mali destek olursa elektrikli otobüslerin toplu ulaşımda kullanımı da hızla artacaktır.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler