Genel
Nissan’ın Geleceği ve 2020 İş Süreçleri


Yeni Nissan Ariya’nın dünya lansmanının ardından, Nissan Türkiye, Kuzey Afrika ve BDT Genel Müdürü Emre Doğueri, Nissan’ın bölgesel bazda odaklandığı stratejiyi, hedef ve planlarını aktardı.
Nissan, gelecek dönemde performansını artırmak adına dört yıllık bir dönüşüm planına odaklandı. Nissan Next olarak ifade ettiğimiz bu yeni dönemde, bulunduğu pazarlardaki konumu daha da güçlendirmek adına hızlı, yalın ve çevik bir yaklaşımı devreye aldı ve değişim hızla başladı.
Hem marka değerini yükseltmek hem sürücülere daha keyifli ve benzersiz sürüş deneyimi yaşatmak hem de teknolojinin geleceğinde iz bırakmak adına gerçekleşecek çalışmalar tüm heyecanıyla devam edecek.


İçinde bulunduğumuz dönemde insan odaklı olmak büyük değer taşıyor. Nissan, müşteri beklentilerini anlamanın ötesinde bu beklenti ve ihtiyaçları öngörerek; araçlarını geleceğin teknolojileri ile harmanlayarak sürücülerin hayatının bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.
Dün gerçekleşen Nissan Ariya’nın dünya lansmanı bu yaklaşımın bir göstergesi ve Nissan için inovasyona, fütüristik teknolojiye ve sürdürülebilirlik konusuna odaklandığı yeni bir tasarım döneminin başlangıcını temsil ediyor. Bu da Nissan’ın EV alanındaki yenilikçi konumunu güçlendirirken NIM vizyonunu pekiştirmesini sağlıyor.
Önümüzdeki 18 ayda lansmanı yapılacak 12 yeni modelden biri olarak Nissan Ariya, EV ve SUV’ler dahil olmak üzere temel güçlü yönlerimize odaklandığımız Nissan’ın dönüşüm sürecini temsil ediyor.


“Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Afrika, Orta Doğu ve Hindistan bölgesi, Nissan Global için çok önemli bir pazar.”
SUV segmentindeki liderliğimizin verdiği güç ile gelecek dönemdeki konumumuzu, otonom sürüş ve elektrik araçlar alanında da taçlandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye, elektrikli araçlar konusunda her geçen gün daha elverişli bir pazar haline geliyor. Bu noktada Nissan dünyasında ülkemizin önemi ve değeri artıyor.
Gelecekte, Nissan Türkiye olarak NIM teknolojileri ile donatılmış, sürüş deneyimini dış dünyayla bağlantı kurarak sağlayan modeller ile yerimizin hazır olduğunu düşünüyorum. Çünkü teknoloji, Nissan’ın varlığının temel taşı ve her zaman teknolojimizin insanların yararına olmasına odaklanıyoruz. Nissan söz konusu olduğunda hem insan odaklı hem de teknik olmaktan bahsedebiliriz.
Bağlı bulunduğumuz AMI bölgesi, genç nüfusu, global otomotiv pazarının %10’luk bir bölümünü temsil eden müşteri profili ile birçok fırsatı da içinde barındırıyor. Bu noktada halihazırda müşteri odaklı bir yaklaşımla çalışan Nissan için bu müşteri taleplerini, değişen ihtiyaçları anlamak ve buna uygun çözümler sunmak oldukça öncelikli.


“Türkiye olarak Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”
Nissan, AMI bölgesinde başarılı bir konuma sahip, ancak bu bölgenin potansiyelini bilerek hem performansımızı hem de varlığımızı bir adım öteye taşımayı ve Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Örneğin odaklandığımız ana modeller üzerindeki stratejilerimizi geliştiriyoruz. SUV stratejisi bunlardan biri…
Yeni Juke ve Yeni Qashqai önümüzdeki dönemde müşterilerimizle buluşturacağımız modellerimizden ve NIM özellikleri ile benzersiz bir sürüş deneyimi vaat ediyor.
2021 yılının başında öncelikle Yeni Juke ve sonraki aylarda da Yeni Qashqai müşterilerimizle buluşacak. Yeni Qashqai aracımızda ilk defa ürün yelpazemizde yer alacak E-Power teknolojisi de planlanıyor.
Ayrıca Türkiye, yine 2021’de %100 elektrikli Nissan Leaf’in lanse edileceği ilk pazar olacak. Daha önce de paylaştığımız gibi EV pazarına hızlı bir giriş yaparak bugüne kadar globalde yarım milyon adedin üzerinde satış rakamına ulaşan Leaf ile elektrikli araç pazarında liderlik hedefliyoruz.
Nissan’ın yeni dönemini Türkiye, bu yeni model lansmanları ile karşılayacak. Elbette Nissan Next çatısı altında teknolojik ve otomotivin geleceğini ifade edecek özelliklerle modellerimizi taçlandıracağız.



“Yeni Nissan logosu, DNA’mızda bulunan; zorluklara meydan okuyan, tutkulu ve yaratıcı marka olma özelliklerini yansıtıyor.”
Nissan’ın logosu 20 yıldır araçlarında bir yol gösterici oldu ve tüm kimliğini araçlarında birden fazla temas noktasında yansıttı.
Nissan’ın logosu, kurucusu Yoshisuke Aikawa’nın “Güçlü bir inancınız varsa, güneşe bile nüfuz eder” anlamına gelen bir inanca sadık kalmıştır.
Nissan’ın yeni logosu, son yirmi yılda toplumdaki önemli değişiklikleri yansıtırken bu özü canlı tutuyor.



“Nissan’ın yeni döneminde insan odaklı yeni elektrikli aracı: Ariya Crossover”
Ariya, Nissan EV’ler için yeni bir döneme işaret eden en son EV’imizdir. Aydınlatılmış logo, dünya ve yeni nesil Nissan hareketliliği için yeniliği ifade eden elektrifikasyonun geleceğinin bir sembolüdür.
Beklentileri yüksek performans, bağlantılı teknolojiler ve yenilikçi yeni elektrikli araç dizaynı ile aşmayı hedefliyor. ‘Zamandan bağımsız / Ebedi Japon Fütürizmi’ yaklaşımı geleneksel Japon dizaynını modern bir perspektif ile buluşturuyor.
Nissan’ın elektrikli geleceğinin vizyonu olarak yaratılan Ariya ismi, eski zamanlara kadar uzanıyor – saygı ve hayranlık kelimelerini temsil ediyor. Yeni Nissan Ariya bağlamında, ismi gücü, amacı ve aracın daha güvenli, daha heyecan verici ve daha bağlantılı bir sürüş deneyimi sağlama misyonunu temsil ediyor.
Globalde kullanıcıları EV ile tanıştıran Nissan iç alanı yeniden düşünerek otonom sürüş sistemi ve farklı bir sürüş dinamiği sağlayan e-4ORCE teknolojisi ile farklı stillere hitap ediyor.
Teknoloji meraklısı kullanıcılar için benzersiz bir bağlantı ve kişiselleştirme deneyimi ile ProPILOT teknolojisinden akıllı kişisel asistan özelliğine kadar yine kişisel tercihlere maksimum derecede uyum sağlıyor.
Güçlü sürüş deneyimi ise kesin motor kontrolü ile pürüzsüz ivmelenme ve neredeyse mükemmel ağırlık dağılımı sayesinde kazanılan dengeli ve konforlu performansa işaret ediyor.


Ariya’nın özellikleri:
- 4 farklı powertrain ile 2 adet 2 çeker ve 2 adet 4 çeker versiyona sahip olacak.
- 610 km tam şarj ve sadece 30 dakikada 130kw şarj ile 375 km kullanım mesafesine ulaşabiliyor.
- Uzaktan yazılım güncellemesi sayesinde en güncel özellikler ve aynı zamanda yüksek performans sağlıyor.
- Akıllı yol planlama asistanı sayesinde yol koşullarını denetleyerek alternatif rota oluşturabiliyor.
- ProPILOT ve Navi-link sistemi ile yol bilgisine ilaveten ilerideki virajların tespiti sayesinde daha yumuşak bir sürüş sağlıyor.
- Bazı pazarlarda 3 boyutlu HD harita datası kullanan ProPILOT2.0 sürüş destek sistemi, direksiyona dokunmadan güvenli otoban sürüş deneyimini 360 derece görüş açılı, sezgisel ve akıllı arayüzü sayesinde gerçekleştiriyor.
- Amazon Alexa Auto entegrasyonu sayesinde on-board ve off-board concierge desteği verebiliyor.
Sınıfında benzersiz olan tamamen yeni bir EV modeli sunmaktan heyecan duyuyoruz. Yeni Ariya Japonya’da Tochigi ve Çin’de Wuhan fabrikasında üretilecek.
Nissan 2023 yılı itibariyle yıllık 1 milyon elektrikli ve e-power araç ile liderliğini korumayı hedefliyor. Her yıl daha fazla EV ve crossover pazara girerek tüketicilere heyecan veriyor. Ariya için rekabet hem EV hem de crossover pazarlarını içeriyor ve Ariya’nın tüketicilerin büyük boyut, kullanılabilirlik gibi ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde pazara girmesinden biz de heyecan duyuyoruz.
Konsept ve üretim araçları arasında yaygın olan farklılıklar vardır. Bununla birlikte, Ariya örneğinde konsept, üretim modelinin %95’ini temsil ediyor.


NIM Ariya’da nasıl yansıtılıyor?
Tasarım, Nissan Intelligent Mobility’nin arkasındaki teknolojiye ilk görsel ve temas noktasıdır. Ariya’nın tüm yüzeyleri, yeni platformda yer alan güçlü elektrik aktarma organlarını belirten yeni, temiz ve güçlü bir ifade sunuyor. İç mekanda EV mimarisi sayesinde düz zeminler ve açık alan mümkün hale gelmiştir. Kesintisiz dokunsal kontroller ve yatay ekranlar kullanımı kolay ve nettir. Nissan Intelligent Mobility’nin ayırt edici özelliği, müşteri için ne kadar sezgisel olduğu ve Ariya, aracın içinde ve dışında bu vizyonu ifade ediyor. Ariya NIM’in üç boyutunu da kapsıyor: Akıllı Güç (yeni EV platformuyla), Akıllı Sürüş (ProPILOT ve eksiksiz bir güvenlik ve teknoloji özellikleri paketi ile) ve Akıllı Entegrasyon (araç dışındaki dünyayla bağlantı).
Hedef müşteriler kimler?
Ariya’nın küresel pazardan kitlesel çekiciliğe ulaştığını görüyoruz. Bu, en son gelişmiş güvenlik ve bağlantı teknolojisini arayan teknoloji meraklı müşteriler, geniş bir aralık, güç ve geniş bir kabin arayan çapraz müşteriler ve Nissan’ın en yeni EV teklifini ilk kez deneyimlemek isteyen ilk kez EV müşterilerini içerir.
“Bu yenilikler, heyecan dolu yeni bir dönemin başlangıcı.“
Ariya’nın, gerek teknoloji anlamında gerekse tasarımıyla birçok yönden geleceğe bakan bir duruşu var. NIM özellikleriyle donatılmış olması ise geleceğin sürüş konseptine katkı sağlıyor.
Nissan Next’in kapsadığı yeni döneme ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu AMI bölgesine tekrar dönecek olursak, Afrika, Orta Doğu ve Hindistan Bölge Başkanımız Guillaume Cartier’in de bahsettiği üzere bölgemiz büyük bir potansiyel barındırıyor.
Bu potansiyeli, Türkiye gibi faaliyet gösterdiğimiz ana pazarlardaki güçlü varlığımız, uzun yıllara dayanan güçlü iş ortaklarımız ve güçlü modellerimizle daha ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyoruz. Bu hedefte SUV segmenti bizim için büyük önem taşıyor.
Önümüzdeki dönemde 3 yeni aracımızı Türkiye yollarına çıkaracağız. Nissan tutkunlarının bu heyecana ortak olacağına dair güvenimiz tam. Çünkü Nissan’ın geleceğinde daha fazla inovasyon, sürücülerin tam de isteyeceği türden sürüş deneyimi yaşatacak modeller ve her zaman yenilikçi bir bakış açısı mevcut.
Genel
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor


Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Genel
Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!


Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.
Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.
Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket
Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”
Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”
Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Genel
Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı


Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.
Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.
Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk
Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.
Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.
Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.


An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.
Sınırları Zorlayan Verimlilik
Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.
Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.
Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.
Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart
Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.
Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri
PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.
Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim
Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.
Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri
Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.
-





Şarj Sektörü3 ay önceWATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı
-



Yeni Modeller3 ay önceElektrikli Lüksün Yeni Temsilcisi: Mercedes-Benz Yeni GLC
-



Otomotiv Sektörü3 ay önceHyundai Motor Türkiye’den Gençlik Kampı
-



Elektrikli Otomobiller3 ay önceYeni BMW iX3 ve MINI JCW , IAA Mobility 2025’te Tanıtılacak
-



Otomobil3 ay önceHyundai Motor Türkiye’de Yeni Dönem: Online Satış Sistemi Başlıyor
-



Yeni Modeller3 ay önceHyundai’nin Beklenen Modeli i30 Türkiye’de Yeniden Satışta
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceHyundai, IAA Mobility 2025 Öncesinde Concept THREE’nin İlk Çizimini Paylaştı
-





Şarj Sektörü3 ay önceTürkiye Elektrikli Araç Şarj Altyapısı Hızla Büyüyor: Sayı 33 Bini Aştı








