Connect with us

Genel

DS AUTOMOBILES VE PENSKE AUTOSPORT, DS E-TENSE FE23 GEN3’Ü TANITTI FORMULA E’DE İKİ ÇİFTE ŞAMPİYONLUĞU BULUNAN DS AUTOMOBILES, YENİ ARACIYLA 2023’ÜN EN GÜÇLÜ ŞAMPİYON ADAYI

DS PENSKE, DS E-TENSE FE23 aracını, Valencia’da (İspanya) gerçekleştirilen ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası dokuzuncu sezon resmi testi öncesinde tanıttı. Tanıtım sonrasında sezon öncesi testler de, tüm takımların katılımıyla Valencia’da yapıldı. Daha hafif, daha verimli ve daha güçlü olan üçüncü nesil %100 elektrikli yarış otomobil, DS Automobiles’in yarış bölümü DS Performance tarafından geliştirildi. DS E-TENSE FE23’ün direksiyonuna şu anki dünya şampiyonu Stoffel Vandoorne ve elektrik kategorisindeki tek çifte şampiyon Jean-Eric Vergne geçiyor. Dokuzuncu sezonun ilk yarışı 14 Ocak’ta Meksika’da yapılacak.

 

DS Automobiles, ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nda kendi tarihi açısından önemli bir kilometre taşına daha imza atıyor. 2019 ve 2020 yıllarında ardı ardına hem Pilotlar hem Takımlar Şampiyonluğu’nu iki defa elde etmesinin yanı sıra, 10 galibiyet, 15 pole pozisyonu ve 28 podyum gibi bir dizi benzersiz rekor kıran, inanılmaz derecede başarılı ikinci neslin arkasından gelen Stellantis destekli ekip, 2022-2023’teki dokuzuncu sezon mücadelesinde kullanacağı DS E-TENSE FE23’ü resmen tanıttı. Siyah ve altın rengi boyasıyla hemen fark edilen üçüncü nesil, %100 elektrikli otomobil, DS Automobiles’in değerlerini kusursuzca yansıtıyor ve en son teknolojinin kanıtı olarak öne çıkıyor. FE23’te, selefine kıyasla bir dizi önemli değişikliğe yer veriliyor. Üçüncü nesil araçlar, 280 km/sa maksimum hıza ve aynı zamanda ikinci nesil araçtan 60 kg daha düşük ağırlığı sayesinde Formula E Dünya Şampiyonası’nda şimdiye kadar görülen en hızlı araç olma özelliği taşıyor. Ancak büyük önem taşıyan verimlilik konusunda da hatırı sayılır gelişmeler kaydediliyor. Bir Formula E yarışındaki kullanılan enerjinin %40’ından fazlasının frenleme sırasındaki geri kazanımdan elde edilmesi bu alandaki önemi artırıyor. Bunun da ötesinde, DS E-TENSE FE23, ikinci nesil otomobildeki 250 kW’a kıyasla 350 kW güç üretmesi ve dört tekerlekten çekiş sayesinde hem daha güçlü hem de daha kıvrak. Yeni ön aktarma organları, arkaya fazladan 250 kW ekleyerek geri kazanım kapasitesini ikiye katlıyor ve toplam gücü 600 kW’a çıkarıyor. Son olarak, yeni ön aktarma organları sayesinde üçüncü nesil araç, hidrolik arka frenleri olmayan ilk Formula E aracı olarak dikkat çekiyor.

 

Sezon öncesi testler Valencia’da yapıldı

 

ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nın geleneksel sezon öncesi testleri, İspanya’nın Valencia kentindeki ünlü Ricardo Tormo pistinde gerçekleştirildi. Yedi zamanlı seans boyunca, dokuzuncu sezon için katılan 11 takım, tamamen elektrikli, üçüncü nesil yarış araçlarında ilk kez kafa kafaya mücadele etti. DS PENSKE ekibi, bu zorlu ilk sınavdan, DS E-TENSE FE23’ün direksiyonundaki Stoffel Vandoorne ve Jean-Eric Vergne sayesinde güçlü performanslarla çıktı. Biri Formula E’nin son şampiyonu, diğeri iki şampiyonluk sahibi olan pilotlar, zorlu rekabete rağmen, DS Performance tarafından geliştirilen yeni yarış aracını zaman çizelgelerinin en tepesine yerleştirmeyi başardı. Bu sonuçlar, 14 Ocak 2023’te Meksika’da gerçekleşecek dokuzuncu sezonun ilk yarışı öncesinde DS Automobiles ve ortağı PENSKE AUTOSPORT için oldukça cesaret verici oldu.

 

DS Automobiles 2024’te tamamen elektrikli oluyor

 

DS Automobiles’in yarış bölümü DS Performance tarafından geliştirilen DS E-TENSE FE 23, DS PENSKE ekibinin ve pilotlarının, yani son Formula E dünya şampiyonu Stoffel Vandoorne ile Formula E tarihinde birden fazla şampiyonluk kazanan tek pilot Jean-Eric Vergne’in favori silahı olacak. PENSKE AUTOSPORT ile kurduğu yeni işbirliğinden güç alan DS Automobiles, araştırma ve geliştirme çalışmalarına hız kazandırmasında temel faktör olmaya devam eden, tamamen elektrikli şampiyonada yeni rekorların yanı sıra daha fazla zafer ve unvan elde etme kararlılığını sürdürüyor. Bu kararlılık, 2024’ten itibaren yeni otomobillerinin tümü %100 elektrikli olacak DS Automobiles için her zamankinden daha da önemli.

 

Yeni kurallara uygun bir altyapı

 

Formula E’nin dokuzuncu sezonu, yenilikçi üçüncü nesil araç, başlangıç çizgisindeki 11 takım ve yenilenen spor yönetmelikleriyle 2014’te ilk kez verilen starttan bu yana en rekabetçi sezonlardan biri olmayı vaat ediyor. Yarış mesafeleri artık zamandan çok tur sayısına göre belirlenirken, takımlar pit stoplar sırasında Atak Modları’nı hızlıca şarj edebiliyorlar.

 

DS E-TENSE FE23 Gen3’ün temel özellikleri:

 

Performans ve verimlilik:

 

  • DS Performance tarafından geliştirilen güç aktarma organı.
  • Maksimum güç: 350 kW (476 d/dk.)
  • Maksimum hız: 280 km/sa (Cadde pistleri için optimize edildi)
  • Frenler: Yeni ön aktarma organları, arkada üretilen 350 kW’a 250 kW ekliyor. Dört tekerleğin hepsinde elektrikli fren sistemi (Brake-by-wire).
  • Frenleme sırasında enerji geri kazanımı: 600 kW
  • Bir yarış sırasında kullanılan enerjinin yüzde 40’ı frenleme sırasındaki geri kazanımdan geliyor.

Sürdürülebilirlik:

 

  • Tedarikçiye göre, üçüncü nesil batarya, şimdiye kadarki en gelişmiş ve dayanıklı bataryalar arasında yer alıyor. Çevreye duyarlı kaynaklardan elde edilmiş minerallerle üretilen bataryanın hücreleri, kullanım ömürlerinin sonunda yeniden kullanılacak ve geri dönüştürülecek.
  • Otomobilin karoserinde ilk kez keten ve geri dönüştürülmüş karbon fiber kullanılacak. Üretilen yeni karbon fiberin toplam miktarını azaltmak için karbon fiber ikinci nesil araçlardan geri dönüştürülecek.
  • Üçüncü neslin karbon ayak izi, alınan enerji tasarrufu önlemlerinin yanı sıra genel çevresel etkiyi belgelemek için tasarım aşamasından itibaren ölçülüyor. Tüm kaçınılmaz emisyonlar, Formula E’nin net sıfır karbon taahhüdünün bir parçası olarak dengelenecek.

 

DS Automobiles CEO’su Béatrice Foucher: “Yenilik rekabetten doğar! DS Automobiles kurulduğundan beri elektrik enerjisine geçişi küresel stratejimizin merkezine yerleştirdik. Kategorimizdeki ilk üst sınıf üretici olarak Formula E’deki başarılarımız ve ikinci nesil otomobille elde ettiğimiz sayısız rekor, teknolojik bilgi birikimimizi ve itibarımızı artırdı. Bugün, tanınan bir ekip, olağanüstü pilotlar ve net bir hedefle yeni bir sayfa açıyoruz: 2024’ten itibaren sadece elektrikli yeni modellerimizin lansmanına eşlik edecek unvanlar kazanmaya devam edeceğiz.”

 

DS Performance Direktörü Eugenio Franzetti: “DS E-TENSE FE23’ün geliştirilmesi için yürüttüğümüz çok yoğun çalışmaların ardından, Valencia testleri nihayet gerçekleştirildi. Orada hepimiz bir araya geldik ve rakiplerimizin performansı hakkında fikir edinme fırsatı bulduk. Bize çok olumlu işaretler veren ama aynı zamanda rekabet seviyesinin son derece yüksek olacağını ve dokuzuncu sezonun çok yakın mücadelelere sahne olacağını gösteren yoğun bir hafta sonuydu.”

 

DS PENSKE’nin Sahibi ve Takım Sorumlusu Jay Penske: “Bu sezon takım için dönüm noktası olacak. Yeni nesil bir yarış aracı, yeni bir aktarma organı ve yıllardır hayran olduğumuz bir üreticiyle tarihi bir iş birliği. Dokuzuncu sezon için daha heyecanlı olamazdık! Stoffel ve Vergne’nin serideki en güçlü ve en deneyimli pilotlar olduğu düşünülürse, sezon için beklentilerimizin inanılmaz derecede güçlü olması gerektiğine inanıyoruz. Bu sezon alacağımız olağanüstü sonuçları ve DS ve Stellantis ile Ocak 2023’te Mexico City’de başlayacak yolculuğumuzu sabırsızlıkla bekliyorum.”

 

Son Formula E Dünya Şampiyonu Stoffel Vandoorne: “Sezon öncesi testler için tekrar Valencia’ya gelmek gerçekten heyecan vericiydi! Seanslar bizim için son derece olumlu geçti. Yeni aracımız hakkında çok şey öğrendik. Meksika’da sezonun ilk yarışında mücadeleye çıkmadan önce sağlam bir temel oluşturmuş olduk.”

 

2018 ve 2019 Formula E şampiyonu Jean-Éric Vergne: “Her şey çok güzel geçti! Araçtan ve takımla yapılan tüm çalışmalardan memnunum. Bu test günleri, verileri analiz etmek ve nasıl geliştirebileceğimizi belirlemek için çok önemli. Tabii ki çalışmaya devam etmemiz gerekiyor ama burada performansımız çok iyi olduğu için kendime güveniyorum.”

 

DS Automobiles’in Formula E’ye girmesinden beri elde edilen önemli başarılar:

  • 89 yarış
  • 4 şampiyonluk
  • 15 zafer
  • 44 podyum
  • 22 pol pozisyonu

 

DS AUTOMOBILES hakkında

Avant-garde ruhuyla 1955 DS’in olağanüstü mirasına dayanan ve 2014 yılında kurulan DS Automobiles, Fransız lüks bilgi birikimini otomotiv endüstrisine uygulamayı hedefliyor. Kişiliğini dışa vurmayı amaçlayan ve en son teknolojiler konusunda istekli olan müşteriler için tasarlanan ikinci nesil DS modelleri, zarafet ve ileri teknolojiyi bir araya getiriyor. DS markası; Yeni DS 3, Yeni DS 7, DS 4 ve DS 9 ile küresel bir ürün yelpazesini piyasaya sürüyor. 2019 ve 2020’de çifte Formula E Şampiyonluğu başarılarına sahip olan DS Automobiles, tüm modellerini elektrikli versiyonda sunarak elektrifikasyonun en ileri noktasında yer alıyor. E-TENSE etiketi altında DS Automobiles, hem %100 elektrikli hem de şarj edilebilir hibriti 360 beygir gücüne kadar 4×4 teknolojisiyle sunuyor. DS Automobiles, müşterileri için benzersiz marka deneyimine yönelik özel hizmet programı olan “ONLY YOU, DS Deneyimi” programını yarattı. 40 ülkede bulunan DS markası, dünya genelinde 400 DS satış noktasından oluşan ve sürekli gelişen özel bir dağıtım ağı oluşturdu.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading

Genel

Hyundai Inster’in Rekabetçi Fiyatı Belli Oldu!

Hyundai, elektrikli araç pazarındaki iddiasını her geçen gün artırırken, şimdi de Inster ile şehir içi ulaşım segmentine iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa pazarı için tasarlanan ve A segmentinde konumlandırılan bu tamamen elektrikli modelin, Türkiye’de de önemli bir pazar payı elde etmesi bekleniyor. Uygun fiyatı, kompakt yapısı ve pratik kullanımıyla Inster, özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çevre dostu bir ulaşım aracı arayan tüketicilerin dikkatini çekecek gibi görünüyor.

Hyundai’nin minik elektrikli otomobili INSTER, Türkiye’de satışa sunuldu. Advance donanım seviyesiyle tercih edilebilen yeni Hyundai INSTER fiyatı 1.319.000 TL olarak açıklandı.

Türkiye Pazarında Güçlü Bir Pay Beklentisi

Türkiye’deki otomobil pazarında elektrikli araçlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle ÖTV teşvikleri ve şarj altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketiciler elektrikli modellere daha sıcak bakmaya başladı. Bu noktada Hyundai Inster, sahip olduğu avantajlarla Türkiye pazarında önemli bir yer edinebilir.

  • Uygun Fiyatlandırma: Hyundai’nin Inster’ı rekabetçi bir fiyatla sunması bekleniyor. Bu da elektrikli araç sahibi olmayı düşünen geniş bir kitle için cazip bir seçenek haline gelmesini sağlayacak.
  • Şehir İçi Kullanıma Uygunluk: Kompakt boyutları ve yüksek manevra kabiliyeti sayesinde Inster, özellikle dar şehir sokaklarında ve yoğun trafikte kolaylık sağlayacak. Park yeri bulma sorununa da çözüm sunması, şehirde yaşayanlar için büyük bir avantaj.
  • Çevre Dostu ve Ekonomik Sürüş: Sıfır emisyonlu olması Inster’ı çevre bilinci yüksek tüketiciler için ideal bir seçenek yaparken, düşük işletme maliyetleri de uzun vadede önemli bir ekonomik avantaj sunacak.
  • Hyundai Güvenilirliği: Hyundai’nin Türkiye pazarındaki güçlü bayi ağı ve satış sonrası hizmet kalitesi, Inster’ın da güvenle tercih edilmesini sağlayacaktır.

Teknik Verilerle Hyundai Inster

Hyundai Inster, boyutları ve teknik özellikleriyle şehir içi kullanım için optimize edilmiş bir yapıya sahip.

  • Boyutlar: Inster, yaklaşık 3,8 metrelik uzunluğuyla Hyundai Casper’dan (3,6 metre) biraz daha uzun olacak. Bu da iç mekanda daha fazla yaşam alanı sunarken, şehir içi manevra kabiliyetinden ödün vermeyecek.
  • Batarya ve Menzil: Inster’da 42 kWh’lik bir batarya paketinin bulunması bekleniyor. Bu batarya ile aracın WLTP standartlarına göre 300-355 kilometre civarında bir menzil sunması hedefleniyor. Şehir içi kullanım için bu menzil oldukça yeterli görünüyor.
  • Hızlı Şarj: Aracın hızlı şarj desteğiyle kısa sürede şarj edilebilmesi, pratikliğini artıracak önemli bir özellik.
  • Motor Gücü: Resmi motor gücü henüz açıklanmasa da, A segmenti bir elektrikli araç için yeterli düzeyde bir performans sunması bekleniyor. Şehir içi hızlanma ve dinamik sürüş kabiliyeti, Inster’ın beklentileri karşılayacağını gösteriyor.
  • Tasarım: Inster’ın tasarımında Hyundai’nin son elektrikli modellerinde gördüğümüz modern ve fütüristik çizgilerin korunması bekleniyor. Özellikle parametrik piksel farlar ve dinamik hatlar, araca özgün bir hava katacak.

Hyundai Inster’ın Türkiye yollarına çıkmasıyla birlikte, elektrikli araç pazarında yeni bir rekabetin başlaması ve şehir içi ulaşımda önemli bir dönüşümün yaşanması bekleniyor. Uygun fiyatı, çevreci yapısı ve pratik kullanımıyla Inster’ın Türk tüketicisinin beğenisini kazanarak pazar payında güçlü bir yer edinmesi oldukça olası görünüyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler