Connect with us

Genel

Ford KUGA ve Ford PUMA Tanıtıldı

Otomotiv dünyasının herkesi heyecanlandıran dönüşümüne liderlik eden Ford, yeni marka vizyonu “Bring on Tomorrow” ile müşterilerine “geleceği bugünden yaşatabilmek” için yenilikçi teknolojileri ve hizmetleri bir arada sunuyor. Ford SUV ailesinin merakla beklenen en yeni üyeleri Yeni Kuga ve Puma da bu yeni vizyonun en güncel örnekleri.

 

2020 yılına yepyeni bir marka vizyonu ile başlayan Ford Avrupa, “Geleceği Bugünden Yaşa” (Bring on Tomorrow) ana teması ile otonom, bağlanabilir ve elektrikli araçların rol oynayacağı gelecek için yeni bir vizyon belirledi.  Otomotivin geleceği için yol gösterici bir rehber olacak bu vizyon, yenilikçi ürün ve hizmetlerle sürücülere ve yolculara bir araçtan çok daha fazlasını vadediyor.

 

Ford Otosan da bu global vizyona paralel olarak insan odaklı, hayatı kolaylaştıran tasarım ve yenilikçi teknolojilere sahip ürünleriyle benzersiz bir müşteri deneyimi sunarak geleceğe hazırlanan bir markaya dönüşüyor. Geleneksel süreç ve teknolojilerin yerini çevreci, elektrikli, hibrit ve otonom teknolojilere bıraktığı “Geleceği Bugünden Yaşa” vizyonunu yansıtan ilk modeller, son dönemin yükselen trendi SUV segmentinin iki önemli oyuncusu olan Yeni Kuga ve Puma oldu. Kısa süre önce müşterilerle buluşan Ford SUV dünyasının bu en yeni üyeleri, Ford’un akıllı bir dünya için akıllı araçlardan oluşan kapsamlı bir ürün portföyü geliştirme planlarının da başlangıcını temsil ediyor.

 

“Artık geleceği hayal etmiyoruz, yaşatıyoruz”

 

Ford’un artık “gelecek”ten konuşan bir marka olduğunu vurgulayan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk; “Ford dünyasında bir slogan veya kampanyadan çok daha fazlası olan ‘Geleceği Bugünden Yaşa’, otomotivin geleceği için yol gösterici bir rehber olacak. Ford Otosan olarak bu yeni vizyon doğrultusunda otomotiv sektörünü yeniden yaratan marka olmak üzere yolumuza devam ediyoruz. Artık biz geleceği hayal etmiyoruz, yaşatıyoruz. Köklü mirasımızdan aldığımız güçle, bu değişimi satış ve satış sonrası müşteri deneyiminden başlayarak araçlarımıza ve teknolojilerimize yansıtmaya devam ediyoruz. Son yıllarda hızla büyüyen SUV segmentinde dengeleri değiştirecek Yeni Kuga ve Yeni Puma, bu alandaki iddiamızı yeni modellerle ortaya koyma yaklaşımımızın en önemli adımlarından biri” diye konuştu.

 

Geleceği Bugünden Yaşa

 

Ford, “Geleceği Bugünden Yaşa” vizyonu çerçevesinde, marka ile özdeşleşen, güven, uygun fiyat ve keyifli sürüş değerlerini gelecek modellerine de taşıyor. Yakın gelecekte sunulması planlanan hibrit ve elektrikli modellerin, sadece ayrıcalıklı bir kesime değil tüm tüketicilere hitap etmesine özen gösteriliyor. Ar-Ge süreci devam eden yeni modeller, elektrikli, şarj edilebilir hibrit ve içten yanmalı motorlara uygun esnek yapıları sayesinde değişken koşullara rahatlıkla ayak uydurabiliyor.

 

 

 

 

Ford’un Avrupa’da en çok satan SUV modeli olan ve yenilenen Ford Kuga şık tasarımıyla dikkat çekerken tamamen yenilenen daha geniş iç mekân ve konfor sunan tasarım ve teknoloji detaylarıyla da öne çıkıyor.

 

Style, Titanium ve daha sportif karakterli ST Line versiyonlarına sahip olan yeni Ford Kuga gelişmiş güç ve aktarma organlarıyla sınıfının en iyi verimliliğini sunuyor. Yeni Ford Kuga, 1.5 litre EcoBoost benzinli, manuelin yanı sıra yeni sekiz vitesli otomatik şanzımanla da kombine edilebilen 1.5 litre EcoBlue dizel, Akıllı 4×4 Çekiş Sistemi ile sunulan 2.0lt Ecoblue dizel ve 2.5 litre PHEV benzinli motorla zengin bir güç ve aktarma organı çeşitliliği sunuyor.

 

Yeni Ford Kuga, 150 mm ileri-geri hareket eden kızaklı arka koltuk tasarımıyla sınıf lideri 2.sıra diz mesafesini ve esnek bagaj hacmi kullanımı imkanını birlikte sunuyor. Geniş ve ferah iç mekân özelliklerini; kablosuz şarj özelliği, 8 inçlik renkli dokunmatik ekranıyla SYNC bilgi-eğlence sistemi, premium B&O ses sistemi ve farklı sürüş modları ile tasarımı değişen 12,3 inç büyüklüğünde Dijital Gösterge Paneli gibi gelişmiş konfor donanımları tamamlıyor. Euro NCAP tarafından en yüksek derecelendirme olan 5 Yıldız ile değerlendirilen yeni Ford Kuga; Dur & Kalk ve Trafik Levhası Tanıma Sistemine sahip Adaptif Hız Kontrol ve Şerit Hizalama Asistanı, Ford Dinamik LED Ön Far Sistemi, Göz Hizası Gösterge Paneli ve Yeni Aktif Park Asistanı gibi gelişmiş teknolojilerle üstün güvenlik sunuyor.

Tamamen müşteri ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlandı

 

Yeni Ford Kuga, yakıt verimliliğine katkı sağlayan gelişmiş aerodinamik özellikler dışında önceki nesil ile kıyaslandığında eşdeğer güç ve aktarma seçeneğine oranla 80 kg’a kadar ağırlık avantajı sağlayan Ford’un yeni esnek önden çekişli platformu üzerine yükseliyor.

 

Sadece aerodinamik performansı iyileştirmekle ve önemli bir ağırlık avantajı sunmakla kalmayan yeni platform aynı zamanda yeni Kuga’nın üstün güvenlik seviyesine de katkı sağlıyor. Yeni Kuga’nın çarpışma güvenliğinde önemli bir paya sahip olan yeni platform, gelişmiş sürüş dinamiklerini de beraberinde getiriyor. Yüzde 10 daha fazla burulma dayanıklılığı sağlarken daha fazla yaşam alanı yaratıp aynı zamanda etkileyici ve dinamik bir tasarım sunuyor.

 

Yeni Ford Kuga daha şık ve zarif hatlar, arkaya doğru uzanan ön farlar, daha uzun motor kaputu, daha eğimli arka cam, genişleyen omuz ve daha alçak tavan çizgisi ile uzun dingil mesafesine sahip akıcı hatlarıyla çok daha prestijli, çevik ve dinamik bir görünümü beraberinde getiriyor.

 

Zengin, verimli ve gelişmiş yeni motor seçenekleri tüm ihtiyaçları karşılıyor

 

6 ileri manuel ve 8 ileri otomatik şanzıman seçenekleri ile sunulacak olan Ford’un 1.5 litre EcoBlue dizel motoru 120 PS güç ve 300 Nm tork üretiyor ve 4,2- 4,5* lt/100 km yakıt tüketimi ile 109 – 119* gr/km CO2 emisyon değerleri sunuyor. EcoBlue dizel motor; yanmayı daha verimli hale getiren ve emisyonları azaltan su ve hava soğutma sistemi, entegre emme manifoldu, daha hassas gaz tepkileri için düşük ataletli turbo besleme, yüksek basınçlı enjeksiyon sistemi de dahil olmak üzere tüm güncel, gelişmiş ve yenilikçi motor teknolojilerini bünyesinde barındırıyor.

 

1.5 litre EcoBoost motor ise 120 PS güç ve 240 Nm tork üretiyor ve 5,6* lt/100 km yakıt tüketimi ile 127*gr/km CO2 emisyon değerine imza atıyor. Ford’un endüstride bir ilk olan üç silindirli motorunda silindir kapatma özelliği yüksek güç gereksiniminin olmadığı durumlarda üç silindirden birini kapatarak devre dışı bırakıyor. Silindir kapatma veya devreye alma süresi sadece 14 milisaniye sürüyor ve kabin içinde hissedilmiyor. EcoBoost motor; silindir kapatma özelliğinin yanı sıra gelişmiş turbo besleme, yüksek basınçlı direkt enjeksiyon, iki adet bağımsız değişken zamanlamalı eksantrik mili, emisyonları azaltan benzinli partikül filtresi, düşük devirde yüksek tork üreten düşük sürtünmeli üç silindirli motor mimarisi, gaz tepkilerini hızlandıran entegre egzoz manifoldu ve ağırlık avantajı sağlayan tamamı alüminyum yapı olmak üzere en güncel motor teknolojileriyle yüksek verimlilik seviyesi sunuyor.

 

 

Style, Titanium, ST-Line donanım seviyeleri ve 11 renk seçeneğiyle satışa sunuluyor

Style, Titanium ve ST-Line olmak üzere her bir donanım seviyesine bağlı olarak uygulanan özel tasarım detayları yeni Kuga’nın karakterini değiştiriyor. 17 inçlik jantlara sahip Style donanım seviyesi daha yalın bir görünüme sahipken, 18 inçlik jantlara sahip Titanium donanım seviyesinde ilave teknoloji, konfor ve tasarım detayları devreye giriyor. ST-Line versiyonu ise; 19 inçlik jantlar, renkli fren kaliperleri, daha sportif bir ön tampon tasarımı, arka tampona entegre difüzör ve tam boy spoyler ile LED gündüz farlarıyla Ford’un performans DNA’sından izler taşıyor.

 

Yeni Ford Kuga; Buz Beyazı, Blazer Mavi, Pasifik Mavi, Aytozu Gri, Akik Siyah, Kurşun Gri, Manyetik Gri, Kumsal Gri, Bronz Turuncu, Mercan Kırmızı ve Platin Beyaz olmak üzere 11 farklı gövde rengiyle satışa sunuluyor.

 

Yeni Kuga’nın karakterini sürüş koşullarına uyarlayan yepyeni sürüş modları

Yeni Kuga’da ayrıca ilk kez seçilebilir sürüş modu teknolojisi sunuluyor. Sistem gaz tepkisi, direksiyon sertliği ve çekiş kontrolü dışında otomatik modeller için vites değiştirme zamanlamasına müdahale ederek Kuga’nın sürüş karakterini uyarlıyor. Normal, Spor ve Eko sürüş modları dışında sunulan Kaygan Zemin sürüş modu sürücüye kar ve buz gibi daha az tutuş özelliğine sahip yüzeylerde daha fazla sürüş güvenliği sağlıyor. Derin Kar/Kum sürüş modu ise yumuşak ve gevşek zeminlerde aracın tutuşunu arttırmaya yardımcı oluyor.

 

Genişlik, esneklik ve bağlanabilirlik yüksek konforla bir arada

Konfor, genişlik, esneklik ve bağlanabilirlik Yeni Kuga’nın yolcu deneyiminin temelini oluşturuyor. Yeni Kuga, yerini aldığı nesil ile kıyaslandığında 44 mm daha geniş, 89 mm daha uzun ve 20 mm daha fazla dingil mesafesine sahip. Yeni boyutlar önceki nesil ile kıyaslandığında 6 mm daha alçak olan tavan yüksekliğine karşın ön ve arka koltuk yolcularına daha fazla omuz mesafesi ve baş mesafesi sunuyor.

 

Kızaklı arka koltuk tasarımıyla sınıfının en iyi 2.sıra diz mesafesi

Yanlarda oturan arka koltuk yolcularına ilk kez ısıtmalı koltuklar sunulurken kızaklı arka koltuklar ileri-geri hareket edebiliyor. Koltukların geriye çekilmesiyle Kuga 1.035 mm ile sınıfının en iyi 2. sıra diz mesafesini sunarken koltuklar ileriye kaydırıldığında 67 litre ek bagaj hacmini kullanıma sunuyor ve 650 litrelik bir değere ulaşıyor.

Geniş bagaj aynı zamanda gelişmiş fonksiyonellik çözümleriyle de dikkat çekiyor. Arka koltuklar 60/40 oranında katlanarak düz bir yükleme zemini oluşturuyor.

 

İç mekanda hayatı kolaylaştıran bağlanabilirlik özellikleri

Yeni Kuga’nın iç mekânı, kullanıcının hayatını kolaylaştıran yenilikçi çözümlerle donatılıyor. Kablosuz şarj gibi gelişmiş bağlanabilirlik çözümleri kabin içindeki kablo karmaşasını ortadan kaldırıyor. Kullanıcı akıllı telefonunu Bluetooth üzerinden Ford’un SYNC iletişim ve bilgi-eğlence sistemine bağlayarak aynı zamanda kablosuz şarj özelliğinden yararlanabiliyor ve 8 inçlik dokunmatik ekrana sahip SYNC ile sisteme bağlı akıllı telefonun ve aracının bazı özelliklerini da kumanda edebiliyor. Sistem ayrıca Apple CarPlay ve Android Auto™ özelliklerini de destekliyor.

 

Yeni 12,3 inç büyüklüğünde dijital gösterge paneliyle bir ilk

Yeni bir 12,3 inç büyüklüğündeki dijital gösterge paneli, kesintisiz iç tasarım için kavisli üst kenarı kullanan serbest biçimli teknolojiyle sektörde bir ilk olmasıyla öne çıkıyor. Serbest biçimli panel, ekranın içine yerleştirilmiş özel bir devreyle tasarımcıların geleneksel dikdörtgen tasarımın ötesinde şekiller kullanmasına imkan tanıyor. 24 bit gerçek renkli dijital gösterge paneli ayrıntılı, yüksek çözünürlüklü, daha gerçekçi görüntüler ve simgeler üreterek daha parlak, gözlerde daha az yorucu ve okunması kolay bir yapı sunuyor. Bununla birlikte farklı sürüş modları ile farklı tasarıma sahip oluyor. Özel olarak geliştirilen 10 hoparlörlü 575 Watt gücündeki yeni B&O Ses Sistemi hoparlörlerin konumu ve akustik optimizasyonu ile araç içerisindeki her bir yolcuya benzersiz bir ses deneyimi yaşatıyor.

 

Ford’un Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisi kullanıcının elleri doluyken arka tamponun altına yapacağı basit bir ayak hareketiyle bagaj kapağını konforlu bir şekilde açma imkânı sunuyor. Ford mühendisleri yerinden çıkarılan bagaj örtüsünü göz önünden kaldıracak bir çözüm de geliştirdi. Bir çekme kayışı ile pratik şekilde yerinden sökülebilen bagaj örtüsü esnek bagaj zemininin altına gizlenebiliyor.

 

Şarj Edilebilir (Plug-in) Hibrit modeli

Önümüzdeki dönemde Şarj Edilebilir (Plug-in) hibrit versiyonunun da Türkiye’de sunulması planlanan Yeni Ford Kuga’nın ilk etapta 1.5 litre EcoBoost benzinli manuel şanzımanlı versiyonu ve sekiz ileri otomatik şanzımanla kombine edilebilen 1.5 litre EcoBlue dizel versiyonları Türkiye’de satışa sunulacak.

 

 

 

 

 

 

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler