Connect with us

Genel

Ford, Yeni Ford Fiesta’yı ‘Hibrit’ versiyonu ile birlikte tanıttı

B segmentinin önde gelen modellerinden Ford Fiesta, cesur ve karakteristik özelliklere sahip yeni dış tasarımı, teknolojik özellikleri ve hibrit dahil olmak üzere birbirinden farklı model seçenekleri ile tanıtıldı. Trend, Titanium, ST ve Active modellerinin her biri daha fazla renk seçenekleri, jant tasarımı ve iç tasarım detaylarından faydalanıyor. Fiesta ailesi oldukça belirgin özelliklere sahip Titanium, ST ve Active modellerinin yanısıra karakteristik özelliklerini güçlendiren Vignale paketleri ile büyüyor.

 

İleri teknolojiler yeni Fiesta’yı daha keyifli sürüş deneyimi sunması için daha donanımlı kılıyor. LED ön farlar ilk kez tüm Fiesta modellerinde sunuluyor. Üst donanımlara geçtikçe uzun farlarda yansıma önleme özelliği bulunan Matrix LED teknolojili LED ön farlar, zorlayıcı yol ve hava koşullarında daha net görüş için uyarlanabiliyor. 1 Yeni Fiesta’da ayrıca sürücülerin konforlu şekilde seyahat edebilmeleri için gerekli bilgilere sahip olmalarına yardımcı olan 12.3 inçlik dijital yol bilgisayarı bulunuyor.

Elektrikli güç ve aktarım organları yeni Fiesta’nın yakıt verimliliğini artırırken, maksimum sürüş keyfi sunuyor ve emisyon miktarlarının azaltılmasına imkan sunuyor. Ford’un EcoBoost 48-voltluk hafif hibrit teknolojisi, yakıt verimliliğini optimize ediyor, aynı zamanda Fiesta’nın takdir edilen sürüş dinamiklerini duyarlı hızlanma özelliği ile pekiştiriyor. Söz konusu teknoloji Ford’un Powershift yedi ileri vitesli otomatik şanzımanı ile birlikte çalışıyor, hızlı ve kusursuz biçimde vites değiştirmeyi mümkün kılarken, en konforlu ve güvenli sürüş deneyimini sunuyor.

 

Ford ayrıca, performansı geliştirilmiş yeni ‘Fiesta ST’ modelini de tanıttı. Etkileyici hatchback deneyimi yeni Matrix LED ön farlar, Yeni Fiesta ST, Ford mühendisleri tarafından tasarlanmış yeni Performans Koltuklar,  çarpıcı ön ızgara ve yeni renk seçenekleri gibi sportif tasarım detayları ve yüzde 10 artışla 320 Nm’ye kadar çıkan azami tork özelliği ile zenginleştirildi.

Yepyeni tasarım, daha fazla karakteristik özellik

Yeni Ford Fiesta, kompakt SUV Ford Puma tarafından da kullanılan, başarısı kanıtlanmış Ford B- otomobil mimarisine dayanıyor.Serinin yeni dış tasarımında burun kısmının yüksekliğini artıran motor kaputu ve daha geniş üst ızgaralar yer alıyor. Ford’un “mavi oval” amblemi artık motor kaputunın kenarında değil, ızgara içinde yer alıyor ve yolda kendini daha fazla gösteriyor.

 

Yeni standart LED ön farlar Yeni Fordi Fiesta’nın iddialı, güvenilir, modern tasarım detaylarını şık ve yatay tasarımıyla tamamlıyor. Arkada, standart arka farlar daha sofisitike bir görünüm sağlayan yeni siyah çerçeveler içinde yer alırken, mevcut LED arka farları da Premimum Siyah renk tamamlıyor. Bireysel stili yansıtmak için her bir yeni FordFiesta modelinin kendine özgü dış ve iç tasarım unsurları dışında benzersiz tampon alt paneli ve ızgara tasarımı bulunuyor; bu da her bir modele karakteristik bir özellik kazandırıyor. Trend ve Titanium modellerinde ise yan havalandırma ızgaraları ve belirgin yatay levhalar ve krom çerçeveye sahip daha geniş üst ızgaralar bulunuyor. Titanium modelinde ayrıca, krom pencere çerçeveleriyle eşleşen, kromla kaplanmış üst ızgara yatay çubukları yer alıyor.

 

Ford Performansı’ndan ilham alan ST modelinde daha sportif özelliklere sahip; bal peteği görüntüsünde, parlak siyah renkte yeni üst ızgaralar bulunuyor. Geniş yan havalandırma ızgaraları otomobilin gövde rengiyle aynı renkte. Daha geniş ve daha alçakta yer alan ızgara da serinin sportif görünümüne katkı sağlıyor.

 

SUV’dan ilham alan Active modelini diğer modellerden maceracı karakterini ortaya koyan sert çizgilere sahip tasarım detayları ayırıyor. Parlak siyah renkteki geniş üst ızgara, daha yüksek ve çıkıntılı yan havalandırma ızgaraları, Active serisinin Crossover duruşunu yansıtıyor.

Yeni Fiesta’da yedi adet yeni alaşımlı jant tasarımı ve iki yeni gövde rengi bulunuyor. Titanium, ST ve Active modelleri için mevcut olan Vignale paketleri özel tasarım 17 ve 18 inçlik alaşımlı jantlar, Sensico tasarımı koltuk malzemeleri ve modeline göre mat karbon efektli iç dekorasyon unsurları ile sunuluyor.

 

Bugünün ve yarının güç aktarım organları

Yeni Ford Fiesta, sade, duyarlı ve yakıt tasarruflu sürüş deneyimini EcoBoost 48 voltluk hafif hibrit ve EcoBoost benzinli güç aktarım organları ile sunuyor.

 

Fiesta’nın cazibesinin merkezinde yer alan keyifli ve eğlenceli sürüş deneyimini pekiştirirken kullanım maliyetlerini düşürme hedefiyle tasarlanan EcoBoost Hibrit modellerde standart jeneratör yerine Kayış Tahrikli Entegre Jeneratör (BISG) yer alıyor; bu da genellikle fren ve yavaşlama sırasında azalan enerjinin geri kazanılmasını ve depolanmasını sağlıyor. BISG, 48 voltluk lityum-iyon, hava ile soğutulan aküyü şarj ediyor.

BISG ayrıca motor ile entegre olarak, depolanan enerji ile normal sürüş ve hızlanma sırasında torka yardımcı olarak ve aracın elektrikli yardımcı donanımlarını çalıştırarak hareketlendirme görevi görüyor. Bu teknoloji, motoru 350 milisaniye gibi kısa bir sürede yeniden çalıştırabiliyor; daha fazla yakıt tasarrufu sağlamak için aracın debriyaj pedalına basılıyken ve vitesteyken yavaşlayarak 25 km/s’nin altında bir hıza düşmesi ve durması gibi durumlarda motoru durdurmak için Otomatik Başlat-Durdur sistemini devreye sokuyor.

 

Yeni Fiesta’nın 1.0-litre EcoBoost Hibrit motoru ise altı ileri manuel şanzımanlı 125 PS ve 155 PS motor gücü seçenekleri ile sunuluyor. Ford’un gerçekleştirdiği araştırmalardan elde ettiği bulgulara göre yeni Fiesta’nın 4.9l/100 km WLTP yakıt verimliliği ve 111g/km‘den 2 başlayan CO2 emisyon değerleri hibrit olmayan 125 PS 1.0-litre EcoBoost motora kıyasla yüzde 5 oranında iyileştirme sağlıyor ve buna bağlı olarak da şehir içi kullanımda yüzde 10’a kadar tasarrufu mümkün kılıyor. 5.2 l/100 km yakıt verimliliği ve 117 g/km’den başlayan CO2  değerleri ile 125 PS EcoBoost Hibrit ayrıca yedi ileri vites ve Powershift şanzıman ile sunuluyor; ayrıca optimum sürüş deneyimi için kusursuz vites değişimini mümkün kılıyor.

 

Normal, Spor ve Eco Sürüş Modlarının teknolojisi kullanılarak Fiesta’nın sunduğu etkileyici sürüş deneyimleri sürücülerin gaz pedalı duyarlılığını, ESP sistemini (Elektronik Stabilite Programı), çekiş kontrolünü, otomatik vites modellerde vites değiştirme sürelerini farklı performans gerektiren sürüş şekillerine göre ayarlamalarını mümkün kılıyor. Fiesta Active modelinde ayrıca Patika ve Kaygan Yol sürüş modları da yer alıyor.

 

Maksimum güvenlik ve konfor için bağlantılı teknolojiler

Yeni Ford Fiesta’da sürücüler ve yolcular için şehir içi sürüşten şehirlerarası otoyolda sürüşe kadar farklı senaryolara yönelik olarak konforu, güvenilirliği ve kullanım kolaylığını artırmaya yardımcı olacak sürüş teknolojileri yer alıyor. Standart LED ön farlar, üstün görüş sağlamak için uzun ve kısa LED far ve gündüz farı içeriyor. Üst sınıf Matrix LED ön farlar, farklı sürüş senaryolarına göre uyarlanabiliyor. 1 Araç sensörleri düşük hızda manevra girişimi ya da cam sileceklerinin çalıştığını algıladığında Manevra Farı ve Kötü-Hava Farı fonksiyonları devreye giriyor ve otomatik olarak farları sürücünün daha net görmesini sağlayacak şekilde ayarlıyor. 1 Yansıma yapmayan uzak far, yaklaşmakta olan trafiği algılamak ve yoldaki diğer sürücülerin gözünde parlama yapabilecek ışınları engellemeye yönelik olarak “yansımasız nokta” oluşturmak için öne monte edilmiş bir kamera kullanıyor. Bu teknoloji gece sürüşlerinde görüş etkinliğini maksimum düzeye taşırken, diğer sürücülerin gözlerinin kamaşma riskini azaltmaya yardımcı oluyor ve uzun farların kullanımını artırıyor.

 

Yeni Ford Fiesta’larla sunulan 12.3 inçlik dijital yol bilgisayarı, sürücülere navigasyon bilgilendirme de dahil tüm bilgi ekranlarını kişiselleştirme ve önceliklendirme olanağı veriyor. Dijital gösterge grubunda benzersiz temalarla tasarlanmış, seçilen Sürüş Modlarına uygun ekranlar ve sürücü asistanı teknolojileri gibi yüksek öncelikli bilgiler için ayrı bir alan yer alıyor.

 

Daha sofistike teknolojiler arasında Dur & Kalk özellikli Adaptif  Hız Sabitleme ve Hız Levhası Tanıma teknolojileri1 yer alıyor. Her iki teknoloji de öndeki araçla mesafeyi koruyarak, konforlu bir sürüşü sağlamak için tasarlandı. Powershift şanzımanlı araçlarda sistem otomatik olarak Fiesta’yı tamamen durdurabiliyor ve dur-kalkların yoğun olduğu trafikte otomatik olarak hareket ettirebiliyor.

 

Ayrıca, Aktif Park Asistanı1, aracın sığabileceği boyutta park alanlarını tespit edebiliyor ve sürücünün yalnızca hızı, freni ve vites seçimini kontrol ederken ellerini kullanmadan park etmiş araçlar arasında dikey ya da paralel park etmesini sağlıyor. Olası çarpışmaları önlemek ya da çarpışmanın etkisini hafifletmek üzere tasarlanmış teknolojiler arasında, Çapraz Trafik Uyarı Sistemli ve Aktif Fren Sistemli Kör Nokta Uyarı Sistemi (BLIS) 1, Şerit Takip Sistemi ve Çarpışma Öncesi Aktif Fren Sistemli Asistan1 yer alıyor.

 

Ford’un iletişim ve eğlence sistemi SYNC 36 basit sesli komutlarla sesi, navigasyon sistemini ve bağlantılı akıllı telefonları kontrol etmeyi mümkün kılıyor. Sistem Apple CarPlay ve Android Auto™ ile uyumlu ve 8 inçlik bilgi eğlence sistemi ile destekleniyor. Dokunmatik ekran, tutma ve kaydırma hareketleriyle yönetilebiliyor ve kullanılabilir arka görüş kamerasından 180 derecelik görüntüyü ekrana yansıtabiliyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Popüler