Genel
Her Koşulda Güvenli Sürüş Sunan Pirelli Cinturato All Season SF2 Tanıtıldı


Her hava koşulunda güvenli sürüş deneyimi sunan Pirelli Cinturato All Season SF2, yıl boyu kullanılabiliyor. En ileri lastik teknolojilerini içeren yeni dört mevsim Cinturato’da sürüş güvenliğini ve çok yönlülüğü en üst düzeye çıkarmak için hem hamurdan hem de sırt yapısından yararlanan ‘uyumlu sırt deseni’ sistemi ilk defa kullanılıyor.
Lastik delinse bile sürücülerin yola devam etmesini sağlayan Pirelli Seal Inside ve Run Flat teknolojilerinin yanı sıra elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçlar için Elect işaretli versiyonu da sunuluyor.


YIL BOYU DERTSİZ LASTİK
Cinturato All Season SF2, 15’ten 20 inçe kadar 65 farklı ebatla en yeni SUV’lardan orta boy sedanlara kadar modern kentli araçlar için sunuluyor. Lastiğin yanağında M+S sembolü ile 3PMSF (üç zirveli dağ ve kar tanesi simgesi) işareti yer alıyor. Lastiğin kış koşullarında bile mükemmel performansının göstergesi olan bu işaretler, belirli testlerden geçirilerek Avrupa mevzuatıyla uyumu da belgeliyor. Cinturato ailesinin en yeni üyesi, otomobilini çoğunlukla şehir içinde ve dağlık bölgelerden uzakta, ılıman hava koşullarında kullanan ve yılda ortalama 25.000 kilometre yol yapan sürücüler için ideal bir seçenek sunuyor. Dört mevsim lastiklerin sırt deseni ve hamuru, gerek ıslak gerek kuru asfaltta hem düşük hem de yüksek hava sıcaklıklarında iyi performans sergileyecek ve çok yönlü kullanım sağlayacak kadar iyi denge yakalayabiliyor. Maksimum performans arayan sürücülerin kış ve yaz lastikleri arasında geçiş yapması önerilirken, dört mevsim lastikler diğer pek çok sürücü için lastiğin ömrü boyunca rahatça ve tasasızca kullanılabilen bir seçenek oluyor.
KURU, ISLAK VE KARLI ZEMİNDE GÜVENLİK
Cinturato All Season SF2, yıl boyu karşılaşılan her sürüş durumunda sınıfının en iyi performanslarından birini sergiliyor. Bu durum, yeni Cinturato’nun bir süre önce tanınmış Alman test kurumu TÜV SÜD tarafından ‘Performance Mark’(1) (Performans İşareti) almaya layık bulunmasıyla da teyit edildi.



Bir başka Alman referansı olarak, Dekra(2) da Cinturato All Season SF2’nin kuru zeminde daha kısa fren mesafesiyle mükemmel kontrol sunduğunu, bire bir rakiplerine kıyasla karlı zeminde daha iyi sürüş sağladığını ve hem ıslak hem de karlı zeminde mükemmel frenleme performansı sergilediğini belgeledi. Cinturato All Season Plus, önceki versiyonuna kıyasla kuru zeminde fren mesafesini 3,5 metre ve ıslak zeminde yaklaşık 2 metre(3) kısaltıyor. Önceki versiyonuyla karşılaştırıldığında lastiğin karlı zemindeki performansı da hem yol tutuşu hem de frenleme (yaklaşık 1 metre(3) kazanç) açısından iyileştiriliyor.
DAHA UZUN LASTİK ÖMRÜ
Cinturato All Season SF2’nin profili ve yapısı ile birlikte yeni sırt deseni de eşit dağılımlı temas yüzeyi sayesinde sürüş kabiliyetini optimize ederken lastik ömrünü önceki Cinturato All Season Plus versiyonuna göre %50’ye kadar uzatıyor. Bu etkileyici sonuç, hamurlarda yeni maddelerin kullanılması ve sırt deseninin lokalize sertliklerinin iyileştirilmesi sayesinde elde ediliyor.


DÜŞÜK YAKIT TÜKETİMİ
Dekra’nın gerçekleştirdiği testler(2) sırasında görüldüğü üzere, yeni nesil uyumlu sırt deseni hamuru da ana rakiplere kıyasla daha düşük dönme direnci yaratıyor. Daha düşük dönme direnci, yakıt tüketiminde iyileştirme veya Elect işaretli lastiklerle donatılmış elektrikli otomobillerde daha uzun menzil anlamına geliyor. Çevresel sürdürülebilirlik açısından fayda sağlayan bu durum, aynı zamanda lastik etiketi sınıflandırmasını Cinturato All Season SF2 ürün yelpazesinin büyük çoğunluğu için dönme direncinde B kategorisine yükseltiyor.
DÖRT MEVSİM LASTİKLERİN EN SESSİZİ
Cinturato All Season SF2, Dekra(2) tarafından başlıca rakiplerle karşılaştırmalı olarak gerçekleştirilen testlerde sınıfının en sessiz lastiği oldu. Özel hamur ve sırt deseni sayesinde gürültü seviyesinin minimuma inmesi çevreye de olumlu katkıda bulunuyor.
CINTURATO ALL SEASON SF2: ÜRETİM
DAHA FAZLA GÜVENLİK İÇİN UYUM SAĞLAYAN SIRT
Lastiğin güvenli kullanım için yaz kış farklı sıcaklıklara otomatik olarak uyum sağlayabilen hamuru ve sırt deseni, değişken sürüş ve hava koşullarında mükemmel fren performansını mümkün kılıyor. Sırt desenindeki oluklar kışın soğuk havalarda açık kalarak karlı zeminde daha iyi frenleme sağlarken ıslak ve kuru koşullarda fren yapıldığında kapanıyor, sırt bloklarını sertleştiriyor ve zemini daha iyi kavrıyor.
Bu uyum sağlayabilen sistem için kar olmadığında kapanarak kış sırt desenini yaz lastiğine dönüştüren ve böylece normal ıslak ve kuru zeminlerde aracın hakimiyetini iyileştiren sırt deseni oluklarının 3D teknolojisinden yararlanılıyor.
Sırt deseninde yanal olukların giderek bölümlere ayrılan tasarımıyla birlikte geniş bir orta kanal sayesinde yağmur yağdığında suyun etkin bir biçimde atılmasını sağlanırken güvenlik ve suda kızaklamaya karşı direnç de artırılıyor.
Hamurun ömrü de ikiye katlanıyor: Soğuk ve ıslak koşullarda yumuşak ve uyumlu, kuru zeminde ise sert ve istikrarlı bir performans elde ediliyor. Silika parçacıklarıyla kimyasal olarak birbirine bağlı bifazik polimerik maddeler de dahil hamurun yenilikçi bileşenleri sayesinde mümkün olan bu konsept, aynı zamanda yakıt tüketimini düşürmek veya bataryayla daha uzun menzil elde etmek için daha düşük dönme direnci sunuyor.


CINTURATO ALL SEASON SF2’DEKİ ‘AKSESUARLAR’
SEAL INSIDE VE RUN FLAT TEKNOLOJİLERİYLE DELİNME SORUN DEĞİL
Cinturato All Season SF2’nin bazı ebatları, sürücüye daha da fazla güvenlik hissi vermek için yenilikçi Seal Inside teknolojisiyle sunuluyor. Bu teknoloji, 4 milimetreye kadar büyüklükteki delinmelerde bile sürücünün yola devam etmesini sağlıyor. Lastiğin içine yerleştirilen jel benzeri özel bir madde, sırtı delen her türlü nesnenin üzerini hızla kaplayarak havanın dışarı kaçmasını engelliyor ve basıncı koruyor. Delici nesne çıkarıldığında bu jel benzeri madde, deliği kapatıyor. Pirelli’nin Kendinden Destekli Run Flat özelliği de seçenek olarak sunuluyor. Yolculuğu sürdürürken güvenliği artıran bu özellik sayesinde lastik basıncının aniden düşmesi halinde bile aracın dengede kalması, en yüksek 80 km/saat hızda 80 kilometreye kadar yol alınabilmesi sağlanıyor. Bu lastikler, yanak yapısının içine yerleştirilen takviyeler sayesinde otomobil üzerindeki yanal ve dikey yükleri destekleyebiliyor.
ELECT: ELEKTRİKLİ VE ŞARJ EDİLEBİLİR HİBRİT OTOMOBİLLERDE MAKSİMUM OTONOMİ
Elect işaretli Cinturato All Season SF2 lastikler şimdi elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların emrinde. Bu lastiklerde her otomobilin menzilini maksimuma çıkarmak için daha düşük dönme direncini garanti eden hamur, yapı ve sırt deseniyle çeşitli teknolojiler birlikte kullanılıyor. Araç içinde konforu artırmak için daha az gürültü yaratan bu lastikler, elektrikli otomobillerin gücünden ve gercek torkundan yararlanmak amacıyla anında kavrama sağlıyor.



KULLANICI HATALARI SONUCU MEYDANA GELEN HASARLAR İÇİN 6 AYLIK ‘TYRELIFE’ GARANTİSİ
Pirelli’nin yeni dört mevsim lastiği, satın alındıktan sonraki ilk 6 ay içinde kullanıcı hatası sonucu meydana gelen ve tamir edilemeyecek durumdaki hasarlar için her set başına bir lastiğin değiştirilmesine izin veren ‘Tyrelife’ garantisiyle sunuluyor ve sürücülerin içini daha da rahatlatıyor. Tyrelife Lastik Garantisi için müşterilerin lastikleri satın aldıktan 15 gün içerisinde pirelli.com.tr’de yer alan Tyrelife sayfasını ziyaret ederek kaydını gerçekleştirmesi yeterli oluyor.
1950’LERDEN BUGÜNE CINTURATO
CINTURATO: GÜVENLİĞİ ÖNEMSEYEN LASTİK AİLESİ
Güvenlik ve verimlilik, 70 yıldan uzun zamandır Pirelli Cinturato lastik ailesinin odağında yer alıyor. En başlarda Pirelli pazarlama departmanının “içinde kendi emniyet kemerine sahip olan muhteşem yeni lastik” diye tanımladığı Cinturato, 1950’li yıllarda dünyanın en önemli otomobillerinin donanımı oldu. Pirelli, o dönemin en ünlü otomobillerinin donanımı olan ilk lastiklerle başlayıp Ferrari 250 GT, 400 Superamerica, Lamborghini Miura, Maserati 4000 ve 5000 gibi spor otomobillere olabildiğince kavrama kabiliyeti kazandırmak için gereken nitelikte sportif yol lastikleri konseptini geliştirmeye devam etti.
Ardından, özellikle rallilerde büyük başarı yakalayan, daha da yüksek performanslı ilk düşük profilli lastikler tanıtıldı. Bu deneyim sayesinde yenilikçi bir radyal kuşak içeren başka lastikler pazara sunuldu. Daha sonra sıfır derece naylon kuşak ve ultra düşük profil gibi çığır açan inovasyonlarla ilk Cinturato P7 lanse edildi. P7’nin gelişimi devam ederken yakıt tüketimini ve zararlı emisyonları azaltma gibi özellikleriyle öne çıkan Cinturato P7’nin yeni bir versiyonunun pazara sunulduğu 2000’li yıllara kadar Cinturato P6 ve P6000 takip etti. Pirelli, geçen yıl dünyanın lider premium otomobil üreticileriyle birlikte geliştirdiği yeni yaz lastiği Cinturato P7’yi pazara sundu. Bu yeni lastik, davranışı çalışma ısısına göre ayarlayabilen bir tür ‘mekanik zekalı’ yenilikçi hamur sayesinde hem kuru hem ıslak zeminde üstün güvenlik seviyelerine ulaşabiliyor. Ürün yelpazesini tamamlayan Cinturato Winter lastiği ise iş ya da keyif amacıyla uzun yol yapan ve tipik soğuk hava koşullarında bile en iyi performansı arayan dinamik sürücülere hitap ediyor.
- TÜV SÜD tarafından gerçekleştirilen karşılaştırmalı testlerde 205/55R16 94V ebatlı Cinturato All Season SF2 ile Bridgestone Weather Control A005 EVO, Michelin Cross Climate + ve Goodyear Vector 4 Seasons Gen-3 lastikler kullanıldı.
- Ocak 2021’de DEKRA Test Merkezi tarafından Idiada – Tarragona (İspanya), Vistträsk (İsveç) ve Milano’da (İtalya) gerçekleştirilen kıyaslama testlerinin 20CPCEXT-181 numaralı raporundan derlenen sonuçlar. Test edilen lastikler: 205/55R16 94V ebatlı Cinturato Dört Mevsim SF2,Michelin Cross Climate+, Goodyear Vector 4 Season Gen3, Bridgestone Weather Control A005 EVO.
- Yeni Cinturato Dört Mevsim SF2 ile önceki Cinturato Dört Mevsim Plus arasında kurum içi karşılaştırmalı testler.
Genel
Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!


Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.
Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.
Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket
Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”
Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”
Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Genel
Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı


Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.
Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.
Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk
Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.
Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.
Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.


An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.
Sınırları Zorlayan Verimlilik
Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.
Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.
Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.
Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart
Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.
Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri
PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.
Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim
Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.
Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri
Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.
Genel
Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek


Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.
1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.
Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.
Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.
“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”
Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.
Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.
Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”
Deprem bölgesinde seferberlik başlattı
Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.
Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.
Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.
23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.
Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.
Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.
-



Test Sürüşleri3 ay önceTEST SÜRÜŞÜ :Mustang Mach-E: Bir Efsanenin Yeniden Doğuşu mu, Yoksa Bir Kutsal İsyan mı?
-



Otomotiv3 ay önceTurka’dan araç muayenede yeni dönem için ilk imza
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceHotomobil Tesla Cybertruck için Tasarladığı Cyberglad Modelinin Avrupa Lansmanını “Caravan Salon Düsseldorf” Fuarı’nda Gerçekleştiriyor
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceTogg, Münih’te IAA Mobility 2025’te yerini alıyor
-



Şarj Sektörü2 ay önceWATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı
-



Otomotiv Sektörü2 ay önceHyundai Motor Türkiye’den Gençlik Kampı
-



Yeni Modeller2 ay önceElektrikli Lüksün Yeni Temsilcisi: Mercedes-Benz Yeni GLC
-



Elektrikli Otomobiller2 ay önceYeni BMW iX3 ve MINI JCW , IAA Mobility 2025’te Tanıtılacak







