Connect with us

Genel

Her Kullanım Amacına Tek Çözüm: Yeni Suzuki S-CROSS

Dünyanın önde gelen Japon üreticilerinden Suzuki, yenilenen SUV modeli S-CROSS’u Türkiye’de satışa sundu. Güçlü ve iddialı yeni yüzüyle, S-CROSS, akıllı hibrit teknolojisine sahip motor sistemi, yakıt verimliliği, yüksek performansı, Allgrip 4×4 çekiş sistemi, en güncel güvenlik donanımları ile yeniden doğdu.

Günümüzün modern SUV kullanıcılarının gereksinimlerini tam anlamıyla karşılamak üzere tasarlanan Yeni S-CROSS, kusursuz tasarımıyla ve yüksek işlevselliğiyle dikkat çekiyor. Suzuki’nin boyutları büyüyerek ve güçlenerek yollara çıkan SUV modelinin 4×2 versiyonu 759 bin TL’lik başlangıç fiyatına, AllGrip 4×4 versiyonu ise 819 bin TL başlangıç fiyatına sahip olmasıyla öne çıkıyor.

Türkiye lansmanında konuşma yapan Doğan Trend Otomobil Markaları Genel Müdür Yardımcısı Tibet Soysal, “Suzuki olarak B SUV segmentinde 4×4 araçlarımızla çok iddialıyız. SUV Ailemizin en yeni üyesi S-CROSS ile birlikte liderliğimizi daha da kuvvetlendireceğiz. Müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda hem Vitara’da hem de S-CROSS’ta  4×4 modellerimize olan konsantrasyonumuzu daha da arttırdık. Satış adetlerine baktığımızda neredeyse bütün segmenti Suzuki olarak biz domine ediyoruz. Ayrıca satışını gerçekleştirdiğimiz araçlarımızın %91’i akıllı hibrit teknolojisine sahip modellerden oluşuyor. Her geçen sene hızla büyüyen hibrit pazarının önemli oyunculardan bir tanesi haline gelerek satışlarımızı katlamayı sürdürüyoruz. Güçlenen tasarımı ve yeni teknolojilerinin yanı sıra, 1.4L Boosterjet Akıllı Hibrit teknolojili motoruyla hem performansı hem de tasarrufu bir arada sunan yepyeni S-CROSS modelimiz de bu büyümeye önemli bir katkı sağlayacak” şeklinde konuştu.

 Ülkemizde Doğan Holding’e bağlı Doğan Trend Otomotiv tarafından temsil edilen Suzuki, yenilenen SUV modeli ile sınıfında dengeleri değiştirmeye hazırlanıyor. Yenilikçi tasarım dili, güçlü hibrit motoru ve iddialı başlangıç fiyatıyla dikkatleri üzerine

toplamayı başaran Suzuki S-CROSS, Türkiye yollarına çıktı. 759 bin TL’lik başlangıç fiyatına sahip olan yeni S-CROSS, bir SUV modelinde aranan tüm özellikleri bir araya topluyor. Suzuki, cesur tasarımı, yenilikçi teknolojileri, üstün gücü, verimliliği ve işlevselliği ile rakiplerine göz dağı veriyor. 50 yılı aşkın süredir dünya çapında nam salan SUV tecrübesini yepyeni modeli S-CROSS’ta mükemmelliğe ulaştıran marka, lider Allgrip 4 tekerlekten çekiş sistemiyle de dikkatleri üzerine toplamayı başarıyor. Bunun yanı sıra 1.4 litre Boosterjet 48V Akıllı Hibrit motoruyla hem gücü hem de verimliliği ve tasarrufu en üst düzeyde sunmayı başarıyor.

“Akıllı Hibrit satışlarımızla güç kazanmayı sürdüreceğiz”

Suzuki S-CROSS Türkiye lansmanında konuşma yapan Doğan Trend Otomobil Markaları Genel Müdür Yardımcısı Tibet Soysal, “Biz 4×4’te B SUV segmentinde çok iddialıyız. S-CROSS ile bu segmentin lideri olmaya da devam edeceğiz. Müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda hem Vitara’da hem de S-CROSS’ta  4×4 modellerimize olan konsantrasyonumuzu daha da arttırdık. Satış adetlerine baktığımızda neredeyse bütün segmenti Suzuki olarak biz domine ediyoruz. Dünya çapında elektrikli modellere geçiş sürecinde hibrit motorların önemi her geçen gün daha da artıyor. Bizim de Suzuki olarak satışını gerçekleştirdiğimiz araçlarımızın %91’i akıllı hibrit modellerden oluşuyor. Her geçen sene hızla büyüyen hibrit pazarının önemli oyunculardan bir tanesi haline gelerek satışlarımızı katlamayı ve bu sayede büyüme yakalamayı sürdürüyoruz. Güçlenen tasarımı ve yeni teknolojilerinin yanı sıra, 1.4L Booster Akıllı Hibrit teknolojili motoruyla yepyeni S-CROSS modelimiz de bu büyümeye önemli bir katkı sağlayacak” şeklinde konuştu.

“Güvenlik lüks değil bir ihtiyaç”

S-CROSS modelinin sınıfında fark yaratacak güvenlik ekipmanlarına da sahip olduğunun vurgusunu yapan Tibet Soysal, “Biz marka olarak güvenliğin bir lüks değil ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz ve bu şekilde araçlarımızı konumlandırıyoruz. Bu doğrultuda, 360 Derece Çevre Görüş Sistemi, Şerit Takip ve İhlal Uyarısı Sistemi, Yalpalama Uyarısı, Kör Nokta Uyarı Sistemi, Geri Manevra Trafik Uyarı Sistemi, Acil Fren Sinyal, Adaptif Hız Sabitleme gibi gelişmiş güvenlik donanımlarını yeni S-CROSS modelimizde standart olarak sunuyoruz” dedi.

Her koşulda en iyi performans: Allgrip 4×4

Suzuki’nin Allgrip Select ismini verdiği dört tekerlekten çekiş sistemi, dört farklı sürüş moduna sahip. Otomatik, Spor, Kar ve Kilit olarak isimlendirilen dört sürüş modu ile Yeni S-CROSS tüm koşullarda en iyi performansı sunmayı başarıyor. Allgrip dört tekerlekten çekiş sistemi, iki aks arasındaki tork miktarını ayarlıyor ve dört sürüş modunu ESP, motor gücü, hidrolik direksiyon ve diğer entegre sistemlerin desteği ile optimize ediyor.

Güçlü SUV tasarımı ile gözler üzerinde

Yeni S-CROSS, henüz ilk göz temasından itibaren güçlü bir SUV görünümü sergiliyor. Dış ve iç tasarımda detaylara gösterilen özen ona güçlü ve kendinden emin bir araç görünümü kazandırıyor. İlk görüşte güçlü tasarım vurgusunu karşısındakine hissettiren, S-CROSS’un piyano siyahına boyanmış, büyük ve heybetli ön ızgarası, krom çıta üzerine yerleştirilen Suzuki logosu ile tamamlanıyor. Önde ve arkada kullanılan gümüş süslemeler yeni S-CROSS’un agresif SUV görünümüne destek oluyor. Ön ve arka LED aydınlatma birimleri teknolojik ve modern bir görünüm kazandırırken, köşeli çamurluk kemerleri yan tasarıma güçlü bir güven duygusu kazandırıyor. Buna ek olarak yeni SUV model sunduğu 8 farklı renk seçeneği ile farklı zevklere sahip kullanıcılara da hitap etmeyi başarıyor.

Yeni gövde rengi: Titan Grisi

Lansman rengi olarak belirlenen Titan Grisi, Suzuki’nin ilk defa S-CROSS’ta kullanacağı yeni gövde rengi olarak öne çıkıyor. Sedefli metalik gövde rengi, yeni S-CROSS’un SUV tasarımını güçlendiriyor.

Yalın ve kullanışlı iç mekân

Güçlü bir dış görünüme sahip olan yeni S-CROSS içeride ise zengin donanımıyla dikkat çekiyor. Keyifli ve konforlu bir deneyim sunarken macera duygusunu da yansıtmayı hedefleyen yeni model, her bir detayıyla ferahlık ve konfor sunuyor. Ortada sentetik deri dokuma tasarıma sahip olan ergonomik deri koltuklar aracın SUV doğasını tamamlıyor. Kokpit ise güçlü ve gelişmiş görünümüyle benzersiz bir ergonomi vaat ediyor. Büyük gösterge paneli, üç boyutlu tasarımıyla modern ve kaliteli bir görüntü sergiliyor. Apple CarPlay®, Android Auto™, sesli komut ve eller serbest Bluetooth® görüşme olmak üzere en güncel teknolojilerin yanı sıra yakıt tüketimi, sürüş mesafesi, Suzuki Akıllı Hibrit Sistemi enerji akışı gibi sürüş bilgileri dışında farklı uyarılar, geri görüş kamerası, 360 çevre görüş sistemi ve park sensörleri bilgilerini de görüntüleyen 9 inçlik bilgi-eğlence sistemi ve vites konsolundaki Allgrip Select paneli gibi ayrıntılarla ileri teknoloji iç mekânı kendine özgü bir hale getiriyor.

Yüksek konfor

Geniş iç mekânından esnek bagaja kadar farklı SUV kullanıcılarının gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanan yeni S-CROSS, 5 yetişkin için geniş ve ferah yaşam alanı sunuyor. Ön yolculara sunulan oturma konforu, daha fazla rahatlık için koltuk sırtlığının konumunu ayarlama seçeneğine de sahip olan arka koltuk yolcularının konfordan ödün vermesini gerektirmiyor. Kabin, yolcuların ihtiyaçlarını karşılamak üzere birçok depolama alanı ve olanaklarla donatıldı.

Ailenin tüm üyeleri için geniş bagaj

Geniş bagaj VDA ölçüm normuna göre 430 litre hacim kullanıma sunuyor. 60:40 iki parça halinde katlanan arka koltuk sırtlıkları kadar farklı konumlarda kullanılabilen bagaj zemini de kullanım amacına uygun esnek bir yapı sunuyor. Varılacak hedef ne olursa olsun yeni Suzuki S-CROSS beş yetişkin ve bagajını sırtlayacak alanı ve konforu kullanıma sunuyor.

Verimlilik ve performans bir arada

Yeni S-CROSS, yüksek torklu sahip 1.4 Boosterjet direkt enjeksiyonlu turbo benzinli motorla donatılmış. Ara soğutucuya sahip turbo besleme, sıkıştırılmış havayı yanma odalarına yönlendirerek alt devirlerde yüksek tork üretimi sağlıyor. Bu da yüksek çekiş gücü sağlarken aynı zamanda verimliliği de en üst seviyede sunuyor. Direkt enjeksiyon sistemi, gelişmiş performans ve verimlilik için yakıt miktarını, zamanlamasını ve basıncını optimize ediyor. Elektrikli emme değişken supap zamanlaması (VVT), soğutulmuş egzoz gazı devridaimi (EGR) ve yüksek sıkıştırma oranı sayesinde verimlilik artıyor.

Güçlü Suzuki Akıllı Hibrit Sistemi

Yakıt verimliliğini daha da üst düzeyde sunabilmek için 48V hafif hibrit sistemle donatılan yeni S-CROSS, normal sürüş koşullarında, elektromotorla içten yanmalı motoru destekleyerek yakıt tüketimini düşürüyor. Güç gereksiniminin olduğu sürüş koşullarında sistem torku artırıyor ve tork hassasiyetini iyileştiriyor. Böylece daha canlı ve daha akıcı bir sürüş elde ediliyor.

Güvenlik ekipmanları ile fark yaratıyor

Yeni S-CROSS, sürüş ve güvenliğe yardımcı olmak üzere kameralar ve sensörlerden yararlanan ve farklı sistemleri bünyesinde barındıran Suzuki Güvenlik Desteği ile donatıldı. Şerit Takip  ve İhlal Uyarısı Sistemi, Yalpalama Uyarısı, Kör Nokta Uyarı Sistemi, Geri Manevra Trafik Uyarı Sistemi, Acil Fren Sinyali gibi uyarı sistemlerinin yanı sıra Suzuki Güvenlik Desteği şu sürüş teknolojileri ile güvenliği en üst seviyede sunuyor:

Çift Sensörlü Fren Destek Sistemi (DSBS), otomobil ileri yönde hareket halindeyken, ön camın üst kısmında yer alan monoküler kamera ve lazer sensör yardımıyla, bir araç veya yaya ile çarpışma riski olup olmadığını belirliyor. Sistem, olası bir çarpışma algıladığında, duruma bağlı olarak görsel ve işitsel bir uyarı veriyor ve/veya otomatik fren uyguluyor.

Dur ve kalk özelliğine sahip Adaptif Hız Sabitleme, 6 vitesli otomatik şanzımanla birlikte adaptif hız sabitleme sistemi, dur ve kalk işlevi sunuyor. Sistem, sürücünün öndeki araçla güvenli bir mesafeyi koruması için gaz ve fren pedalını otonom bir şekilde kontrol ediyor. Öndeki araçla mesafeye göre hızlanabiliyor ve fren yapıyor. Dur ve Kalk işlevi gerektiğinde otomobili tamamen durdurabiliyor ve ardından trafik 2 saniye içinde tekrar hareket etmeye başladığında öndeki otomobili takip etmeye devam edebiliyor.

 

360 çevre görüş sistemi, 360 derecelik görünüm manevra anında ek güvenlik ve rahatlık sağlıyor. Ön, arka ve her iki yan olmak üzere dört adet kamera güvenli sürüş için 3-Boyutlu görünüm ve daha güvenli park manevraları için kuş bakışı görünüm dahil olmak üzere çeşitli görünümler sunuyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler