Connect with us

Otomotiv Sektörü

Japon Efsanesi Suzuki 100 Yaşında!

Sunduğu ürün gruplarıyla dünya markası olan ve Türkiye’de Doğan Trend Otomotiv tarafından temsil edilen Suzuki, bu yıl 100. yaşını kutluyor. 1920 yılında Michio Suzuki tarafından kurulup dokuma tezgahlarıyla başlayan faaliyetini; motosiklet, otomobil, dıştan takma deniz motorları ve ATV araçları olmak üzere genişleten Suzuki Motor Corporation, gerek ürünleri gerekse de küresel ölçekteki işbirlikleriyle günümüzün en önemli markaları arasındaki yerini daha da güçlenerek koruyor.

Suzuki bu konumunu endüstri, tasarım, pazarlama ve inovatif alanlarda kazandığı başarılarla taçlandırırken, 100. yılına ulaştığı yolculuğunda insan hayatını kolaylaştıran ve teknolojiye yön veren birçok yeniliğe imza atmaya da devam ediyor. Bu özel yıldönümü için yeni bir logo da tasarlayan Suzuki, kutlamalar çerçevesinde https://www.globalsuzuki.com/100th/ adresli web sayfasıyla da asırlık yolculuğunu gözler önüne seriyor.

Türkiye’de Doğan Holding çatısı altında faaliyet gösteren Doğan Trend Otomotiv tarafından temsil edilen dünyanın dev markası Suzuki, bu yıl 100. yaşını kutluyor. Tarihi boyunca otomobilden motosiklete, deniz motorlarından ATV araçlarına kadar taşıt endüstrisinin pek çok kolunda ürünler veren Suzuki, geride bıraktığı 100 yıldaki birikimlerini geleceğe aktarmak üzere faaliyetlerine devam ediyor. İnsan hayatını kolaylaştıran ve teknolojiye yön veren birçok yeniliğe imza atmayı sürdüren Suzuki, bu özel yıldönümü için oluşturduğu web sitesinde ise hayranlarını asırlık bir yolculuğa çıkarıyor. Suzuki’nin en önemli kilometre taşlarının yer aldığı 100. yıl özel logolu siteye https://www.globalsuzuki.com/100th/ adresinden ulaşılabiliyor.  

Dokuma tezgahlarından otomobil üretimine

 

Suzuki’in Japon Michio Suzuki tarafından kurularak ilk etapta dokuma tezgahlarıyla başlayan serüveni, hızlı bir büyüme gösterdi. Motorlu araç faaliyetine 1952 yılında iki zamanlı Power Free 36 cc motosiklet ile adım atan Suzuki, 1954 yılında Suzuki Motor Co. Ltd olarak şirket unvanını değiştirdi ve bir yıl sonra seri üretime geçtiği iki zamanlı Suzulight 360 cc ile Japonya’da mini araç dönemini başlattı. Günümüzün hafızalara kazınan Suzuki logosunun 1958 yılında tescil edilmesinden 2 sene sonra otomobil üretim tesisini de tamamlayan Suzuki, ilk ihracatını ve kamyonet üretim tesisini de bu dönemde tamamladı. Suzuki’nin ilk hafif ticari aracı 1961’de üretilmeye başlanan Suzulight Carry oldu. 1979’da üretilen küçük sınıf model Alto ise markanın büyüme hızına katkı sağlayan modeller arasında yer aldı.

Küresel entegrasyon dönemi

 

1980’li yıllarda Suzuki, küresel çaptaki ortaklıklarını artırdı. İlk olarak GM, Isuzu ve Suzuki arasında otomobil üretimi için bir ortaklık kuruldu. Suzuki’nin efsane modeli Swift’in 1983’te 3 kapılı olarak üretilmeye başlanmasının ardından 5 kapı seçeneği de eklendi. Markanın küçük SUV’daki öncü modeli Vitara ise 1988’de Escudo adıyla 1,6 litrelik motoru ve 4×4 çekişli olarak Japonya’da tanıtıldı. 1990’a gelindiğinde Suzuki Motor Corporation yılları başladı. 2002’de dünya genelinde 30 milyon otomobil satışı gerçekleştiren Suzuki, 2003’te Fiat ile ortaklık imzaladı.

 

2010’lu yıllar ise Toyota ile yapılan ve giderek kapsamı genişleyen işbirliklerine şahitlik etti. 2016 yılında başlayan bu ortak hareket, Suzuki’nin Hindistan’daki Gujarat fabrikasını açması ve Toyota ile geleceğe yönelik iş ortaklığı mutabakatın imzalanmasıyla devam etti. 2018 yılında her iki şirket, Hindistan’da hibrit ve diğer araçların karşılıklı tedariki için anlaştı. Bir yıl sonra ise sermaye ortaklığı anlaşması imzalandı.

Öncü motosikletler Suzuki’de

 

1952 yılında motosiklet üretimine Power Free isimli 2 zamanlı 36 cc’lik bisiklet motor ile başlayan Suzuki, 60 cc’lik Diamond Free motorunu 1953’te pazara sundu. Motosiklet üretimi sürerken 60’lı yıllarda motorsporları dünyasına da adım atan Suzuki, Man Adası TT şampiyonasının 50 cc motosiklet klasmanını yarışçı Mitsuo Ito ile kazandı. 1999’da hız rekoru kıran Suzuki GSX 1300R Hayabusa gibi modellerle markanın motosiklet üretimi 40 milyonu aştı. 2002’de Burgman serisinden Skywave 650, 2012’de e-Let’s elektrikli scooter, 2018’de yeni Katana ve 2019’da pazara sunulan V-Strom 1050 modelleriyle Suzuki motosiklet yelpazesi genişlemesini sürdürdü.

 

Deniz motorları pazarının dinamosu

 

Kara taşıtlarının yanında deniz motorları pazarının da küresel ölçekli isimleri arasında bulunan Suzuki, ilk olarak 1965 yılında 5,5 HP gücünde 2 zamanlı D55 model dıştan takmalı deniz motorunu üretti. 2017 yılında ters yönde de dönen pervaneli model DF350A sınfının öncüsü olurken S17 ise 2019 yılında Japonya Yılın Teknesi yarışmasında “En İyi Balıkçı Teknesi” ödülünü kazandı.

 

 

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

Yeni G-Serisi: Zamansız lüks tasarım ve benzersiz performans

Benzersiz tasarımı üstün performansla buluşturan Yeni Mercedes-AMG G 63 ve G 450d şimdi yollara çıkmaya hazır.Zamanın ötesine geçen kendine özgü iç ve dış mekân tasarım konsepti Daha az yakıt tüketimi daha yüksek performans

Mercedes-Benz’in yenilenen G-Serisi, sahip olduğu elektrikli tahrik aksamı, modern sürüş destek sistemleri, daha yüksek konfor ve gelişmiş dijitalleşme ile performansını artırırken tüm arazi koşullarının üstesinden gelmek için tasarlandı. 1979 yılında temelleri atıldığından bu yana ikonik görüntüsünü koruyan G-Serisi, şimdi G 450d ve AMG G 63 motor seçenekleri ile Türkiye’de de satışa sunuluyor.

Yeni G-Serisi, arazi araçları segmentinde standartları belirliyor

Birçok farklı testler sonucu geliştirilen merdiven tipi şasi konseptine dayalı öncü arazi aracı, üç mekanik diferansiyel kilidi ve LOW RANGE arazi tipi devir düşürme fonksiyonları ile rijit arka aks ve bağımsız ön süspansiyon sisteminin yanında, yerden yüksekliği ve süspansiyon özelliği yeni G-Serisi’nin arazideki hakimiyetinin temelinde yatıyor. Ayrıca sahip olduğu bazı özellikler de onu birçok konuda rakipsiz konuma yükseltiyor.

  • Azamide %100 tırmanma kapasitesi
  • Aracın yerden yüksekliği: Asgari 229 mm (dizel) ve 241 mm (benzin)
  • Azami geçilebilir su derinliği: 70 cm
  • 35°’ye kadar yan eğimler üzerinden geçerken dengeli sürüş
  • Yaklaşma ve uzaklaşma açıları: Önde 31° ve arkada 30° (römork bağlama demiri olmadan)

Yeni OFF-ROAD ekranı hem sürücü ekranında hem de merkezi medya ekranında arazide sürüşle ilgili verilere hakimiyet sunuyor.

Yeni G-Serisi şimdi daha çok yönlü

Yeni Mercedes-AMG G 63 yüksek performanslı arazi aracına ek olarak, yeni Mercedes-Benz G 450 d (kombine ağırlıklı enerji tüketimi: 10,0-8,7 l/100 km | kombine ağırlıklı karbon (CO₂) emisyonları: 261-227 g/km | CO2 sınıfı: G) [1] ile seçeneklerin kapsamı daha da genişletildi. Tüm motorlar artık tamamen elektrikli bir tahrik sistemine sahip. 48 volt mild hibrit motorlar, daha az yakıt tüketimiyle birlikte daha yüksek performans sunuyor.

Yeni G-Serisi, zamanın ötesine geçen ikonik görüntüsünü koruyor

Görünümünde yaklaşık 45 yıldır büyük bir değişiklik yapılmayan Mercedes-Benz G-Serisi’nin yeni modellerinin dış tasarımında da sadece küçük ölçekli değişiklikler yapıldı. Görünen değişiklikler arasında, daha önce kullanılan üç çıta yerine dört yatay çıta ile donatılan yeni radyatör ızgarası ve yeniden tasarlanan ön ve arka tamponlar bulunuyor.

Yeni G-Serisi modellerinde, optimize edilmiş aerodinamik yapıya sahip 18 inç hafif alaşım jantlar standart sunulurken, 18-20 inç arasında farklı jant seçenekleri de mevcut. Arazideki performansı artırmak amacıyla PROFESSIONAL Dış Tasarım Paketi sunuluyor. Bu paket, taş savar ızgaralar, geniş çamurluklar ve 18 inç arazi lastiklerini içeriyor. EXCLUSIVE Dış Tasarım Paketi ise gümüş krom radyatör ızgarası, 19 inç mat siyah hafif alaşım jantları ve paslanmaz çelikten arka yükleme eşiği korumasını kapsıyor. Sunulan stiller içinde AMG Tasarım Konsepti ise sportif bir görünüm vadediyor. Ek olarak yeni G-Serisi’nin iç mekân özelliklerinde, MBUX bilgi-eğlence sistemi, Burmester® 3D surround ses sistemi gibi özellikler sunuluyor.

Yeni Mercedes-AMG G 63 elektrikli çekiş sistemi, yeni süspansiyon sistemi, sportif AMG tasarımı ve performansıyla öne çıkıyor

Yeni Mercedes-AMG G 63 (kombine ağırlıklı enerji tüketimi: 15,7–14,7 l/100 km | kombine ağırlıklı karbon (CO₂) emisyonları: 358–335 g/km | CO2 sınıfı: G) güçlü çekiş sistemi, yeni AMG ACTIVE RIDE CONTROL süspansiyon sistemi ve ayırt edici tasarım özellikleriyle, performans arazi araçları arasındaki benzersiz konumunu korumaya devam ediyor.

Elektrik destekli, AMG 4,0 litre, V8 biturbo motor

Yeni Mercedes-AMG G 63 Serisi’nin AMG 4,0 litre V8 biturbo motoru 430 kW (585 hp) güç çıkışı ve 850 Nm maksimum tork üretiyor. 48 voltluk elektrik teknolojisiyle birlikte sunulan entegre marş jeneratörü (ISG) yeni bir özellik olarak,15 kW (20 hp) ilave güç ve 200 Nm tork sağlıyor. Yeni Mercedes-AMG G 63, 0-100 km/s hıza sadece 4,4 saniyede ulaşırken bu dinamik çekiş gücü, 220 km/s azami hıza kadar devam ediyor. Opsiyonel olarak sunulan AMG Performans Paketi’yle, 240 km/s azami hız ve 4,3 saniyede 0-100 km/s hızlanma sağlanabiliyor.

AMG ACTIVE RIDE CONTROL süspansiyon sistemi

Yeni Mercedes-AMG G 63, aktif, hidrolik dengeleme ve adaptif ayarlanabilir amortisör sistemiyle donatılan AMG ACTIVE RIDE CONTROL süspansiyon sistemi ile üstün sürüş deneyimi sunuyor. Sistem, ayrı bir opsiyonel donanım olarak veya AMG Arazi (Offroad) Paketi PRO ve AMG Performans Paketi kapsamında sunuluyor.

AMG Offroad PRO Paketi kapsamında, arazide sürüş için iki ek sürüş modu sunuluyor. AMG Traction PRO, yol yüzeyine bağlı olarak, tekerleklere frenleme ve tork kontrolü sağlıyor. Araç Rock (Kayalık Zemin) ve Sand (Kum Zemin) sürüş programlarında ise maksimum çekiş gücü sağlıyor.

Hızlı vites değiştirme: AMG SPEEDSHIFT TCT 9G şanzıman

Standart AMG SPEEDSHIFT TCT 9G şanzıman, dinamik vites değiştirme özelliğiyle sportif sürücülerin beğenisini kazanıyor. Seçilen sürüş programına bağlı olarak, sportif ve hızlı veya konforlu ve neredeyse hiç fark edilmeyen bir şekilde vites değiştirmeye olanak sağlıyor. 9 ileri otomatik şanzıman sayesinde, motor genellikle en uygun devir aralığında bulunuyor.

DYNAMIC SELECT kapsamında sunulan ‘Kaygan Zemin’, ‘Comfort’, ‘Sport’, ‘Sport+’ ve ‘Kişisel’ olmak üzere 5 yol sürüş programıyla, verimli, konforlu veya son derece sportif arasından seçim yapılabiliyor.

Benzersiz görünüme sahip iç mekân ve dış mekân tasarım konsepti

Yeni Mercedes-AMG G 63 Serisi, dikkat çeken tasarım detaylarıyla benzersiz bir görünüm sunuyor. Özel olarak geliştirilen MANUFAKTUR mat hyper mavi gövde rengi ve AMG’ye özgü üç dikey kanatçıklı ön tampon öne çıkıyor. Adaptif MULTIBEAM LED ön farlar ise akıllı aydınlatma sistemleriyle yol durumuna göre aydınlatma sağlıyor ve yüksek performanslı LED farın yardımıyla, mevcut trafik durumuna yanıt veriyor. Dış mekânda AMG logolu siyah detaylar, gümüş fren kaliperleri ve 20 inçten başlayan hafif alaşımlı jantlar yer alıyor. İç tasarımda ise nappa deri kaplı AMG Performans direksiyon simidi ve sezgisel tuşlar, sürüş keyfini artıran unsurlar olarak öne çıkıyor.

Teknik veriler

Mercedes-Benz G 450 d

Motor
Silindir/sıra düzeni 6/sıralı
Motor hacmi cm3 2.989
Nominal güç kW/hp 270 (+15) / 367 (+20)
Motor devri 1/dk. 4.000
Nominal tork Nm 750 (+200)
Motor devri 1/dk. 1.350–2.800
Güç aktarımı
Tahrik sistemi düzeni Sürekli dört tekerlekten çekiş
Dört tekerlekten çekiş sistemi tork dağıtımı ön/arka (%/%) 40/60
Şanzıman 9G-TRONIC
Dişli oranı
1./2./3./4./5./6./7. vites 5,354/3,243/2,252/1,636/1,211/1,000/0,865/0,717/0,601
Geri vites 4,798
Süspansiyon
Ön aks Bağımsız süspansiyonlu aks
Arka aks Rijit aks
Frenleme sistemi İki devreli hidrolik fren sistemi
Direksiyon Elektromekanik
Jantlar 7.5J18ET43
Lastikler 265/60R18
Boyutlar ve ağırlıklar
Aks mesafesi mm 2.890
Tekerlek izi genişliği ön/arka mm 1.638/1.638
Uzunluk/genişlik/yükseklik mm 4.825/1.931[2] /2.042[3]
Dönüş çapı m 13,6
Bagaj kapasitesi litre 640[4]
Tavan yük kapasitesi kg maks. 150
Geçerli AB mevzuatı uyarınca boş ağırlık kg 2.555
Taşıma kapasitesi kg 645
Brüt araç ağırlığı kg 3.200
Maksimum römork yük ağırlığı (frenli/frensiz) kg 3.500/750
Depo kapasitesi/depo türü litre 100/12
AdBlue® depo kapasitesi litre 31,6
Performans; yakıt tüketimi, karbon emisyonları
0-100 km/saat hızlanma saniye 5,8
Maksimum hız km/saat 210
Kombine ağırlıklı yakıt tüketimi[5] l/100 km 10,0–8,7
Kombine ağırlıklı karbon (CO2) emisyonları11 g/km 261–227
Emisyon standardı Euro 6e

 

Mercedes-AMG G 63

Motor
Silindir/sıra düzeni V8
Motor hacmi cm3 3.982
Nominal güç kW/hp 430 (+15) / 585 (+20)
Motor devri 1/dk. 6.000
Nominal tork Nm 850 (+200)
Motor devri 1/dk. 2.500–3.500
Sıkıştırma oranı 8,60 : 1
Karışım oluşturma Benzinli, doğrudan enjeksiyon
Güç aktarımı
Tahrik sistemi düzeni AMG Performans 4MATIC sürekli dört tekerlekten çekiş
Dört tekerlekten çekiş sistemi tork dağıtımı ön/arka (%/%) 40/60
Şanzıman AMG SPEEDSHIFT TCT 9G şanzıman
Dişli oranı
1./2./3./4./5./6./7. vites 5,354/3,243/2,252/1,636/1,211/1,000/0,865/0,717/0,601
Geri vites 4,798
Süspansiyon
Ön aks Bağımsız süspansiyonlu aks
Arka aks Rijit aks
Frenleme sistemi İki devreli hidrolik fren sistemi
Direksiyon Elektromekanik
Jantlar 9.5J20ET35
Lastikler 275/50R20
Boyutlar ve ağırlıklar
Aks mesafesi mm 2.890
Tekerlek izi genişliği ön/arka mm 1.650/1.654
Uzunluk/genişlik/yükseklik mm 4.873/1.984[6] /1.971[7]
Dönüş çapı m 13,43
Bagaj kapasitesi litre 640[8]
Tavan yük kapasitesi kg maks. 150
Geçerli AB mevzuatı uyarınca boş ağırlık kg 2.640
Taşıma kapasitesi kg 560
Brüt araç ağırlığı kg 3.200
Maksimum römork yük ağırlığı (frenli/frensiz) kg 3.500/750
Depo kapasitesi/depo türü litre 100/12
Performans; yakıt tüketimi, karbon emisyonları
0-100 km/saat hızlanma saniye 4,3[9]
Maksimum hız km/saat 220[10]
Kombine ağırlıklı yakıt tüketimi[11] l/100 km 15,7–14,7
Kombine ağırlıklı karbon (CO2) emisyonları g/km 358–335

[1] Burada sunulan değerler, öngörülen WLTP (Dünya Genelinde Standartlaştırılmış Hafif Yük Araçları Test Prosedürü) ölçüm prosedürüne dayalı olarak hesaplanmıştır. Binek araç yakıt tüketimi ve karbon (CO2) emisyonu değerleri, araç tarafından verimli yakıt kullanımıyla birlikte, ayrıca sürüş stiline ve teknik olmayan diğer faktörlere dayalıdır.

 

[2] Dış dikiz aynaları hariç

[3] Tavan rafı dahil

[4] Arka koltuk arkasında açık bagaj bölmesi

[5] Burada sunulan değerler, öngörülen WLTP (Dünya Genelinde Standartlaştırılmış Hafif Yük Araçları Test Prosedürü) ölçüm prosedürüne dayalı olarak hesaplanmıştır. Binek araç yakıt tüketimi ve karbon (CO2) emisyonu değerleri, araç tarafından verimli yakıt kullanımıyla birlikte, ayrıca sürüş stiline ve teknik olmayan diğer faktörlere dayalıdır.

[6] Dış dikiz aynaları hariç

[7] Tavan rafı hariç

[8] Arka koltuk arkasında açık bagaj bölmesi

[9] AMG Performans paketiyle birlikte

[10] Elektronik olarak sınırlandırılmış, opsiyonel olarak maksimum hız 240 km/saate yükseltilebilir (sadece AMG Performans paketiyle birlikte)

[11] Burada sunulan değerler, öngörülen WLTP (Dünya Genelinde Standartlaştırılmış Hafif Yük Araçları Test Prosedürü) ölçüm prosedürüne dayalı olarak hesaplanmıştır. Binek araç yakıt tüketimi ve karbon (CO2) emisyonu değerleri, araç tarafından verimli yakıt kullanımıyla birlikte, ayrıca sürüş stiline ve teknik olmayan diğer faktörlere dayalıdır.

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

BMW i5 Flow NOSTOKANA, Los Angeles Frieze’den Sonra Contemporary İstanbul’a Geliyor

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, bu yıl 23 Ekim Ön İzleme ve 24-27 Ekim 2024 Genel Ziyaret tarihleri arasında gerçekleştirilecek Contemporary İstanbul’un 19. edisyonunda BMW i5 Flow NOSTOKANA ile yer alıyor. Frieze Los Angeles sanat fuarında dünya prömiyeri yapılan enstalasyon, Tersane İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor.

BMW i5 Flow NOSTOKANA, BMW’nin yenilikçi renk değiştirme teknolojisini Güney Afrikalı ünlü sanatçı Esther Mahlangu’nun geleneksel sanat anlayışıyla buluşturuyor. BMW Art Car projesinde yer alan ilk kadın ve ilk Afrikalı sanatçı Mahlangu’nun tarzını yansıtan renk ve desenleri, elektrik yüklerine tepki veren film katmanları ile araç yüzeyinde dinamik bir şekilde değişiyor. Bu teknoloji, BMW i5 Flow NOSTOKANA’yı sadece bir araç olmaktan çıkarıp, sürekli değişen bir sanat eserine dönüştürüyor.

BMW i5 Flow NOSTOKANA’da, BMW Group’un en yeni renk değiştirme teknolojisini kullanılıyor. Elektrik yüklerine duyarlı E Ink film teknolojisi sayesinde, aracın yüzeyi sürekli farklı renklerle hareket ediyor. Bu teknoloji, Mahlangu’nun sanatını dinamik bir boyuta taşıyor ve eserin her an yeni bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. E Ink teknolojisinin uygulayıcısı BMW Group’un Açık İnovasyon Araştırma Mühendisi Dr. Stella Clarke, bir otomobilin renk değiştirme konseptinin fikir aşamasında olduğu süreçte Mahlangu’dan aldığı ilhamla bunu gerçeğe dönüştürerek, projede sanatçı ile birlikte çalıştı.

Bu görsel deneyim, BMW Group’un Ses Direktörü Renzo Vitale tarafından tasarlanan işitsel bir performansla destekleniyor. Vitale, Mahlangu’nun yaşadığı toprakların kültüründen gelen sesleri ve resim yaparken kullandığı fırça seslerini kullanarak eserin görselliği ile uyumlu bir ses atmosferi yaratıyor. Böylece BMW i5 Flow NOSTOKANA, görsel ve işitsel duyulara hitap eden bir enstalasyon olarak öne çıkıyor.

BMW’nin sanat ve teknolojiye verdiği değer, bu projeyle bir kez daha vurgulanıyor. BMW i5 Flow NOSTOKANA, hem sanatseverlerin hem de teknoloji meraklılarının dikkatini çekecek eşsiz bir deneyim sunuyor.

Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW markasının, ülkenin önde gelen çağdaş sanat etkinliklerinden Contemporary Istanbul’un uzun yıllardır destekçisi olduğunu belirtti. Tiftik, “Borusan Otomotiv’in de bünyesinde yer aldığı Borusan Grubu, kurulduğu günden bu yana kültür sanat etkinliklerinin çok yakın takipçisi ve destekçisi konumunda. Türkiye’nin başlıca koleksiyonlarından Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na da sahip olan Borusan Grubu, güncel sanat alanındaki faaliyetlerine, Borusan Holding’in genel merkezi Perili Köşk binasında ‘Borusan Contemporary’ çatısı altında devam ediyor. Farklı sanat disiplininde gerçekleşen birçok etkinliği desteklediğimiz BMW markamızla, bu yıl Contemporary Istanbul’da BMW i5 Flow NOSTOKANA ile yer almanın heyecanını yaşıyoruz. Esther Mahlangu’nun özgün sanatını yansıttığı BMW i5 Flow NOSTOKANA’da, renk değiştirme teknolojisinin en iyi örneklerinden birini otomobil ve sanatseverlerle buluşturuyoruz. Ayrıca bu teknolojinin uygulayıcısı ve projede Mahlangu ile çalışan Dr. Stella Clarke’ı İstanbul’da ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Fuarın geçen yılki konuğu “The Electric AI Canvas” olmuştu

Contemporary İstanbul’da dünyaca ünlü sanatçıları ve özgün sanat eserlerini sanatseverlerle buluşturan BMW Türkiye, geçtiğimiz yıl tamamen elektrikli Yeni BMW i5 modelini “The Electric AI Canvas” enstalasyonuyla sergilemişti. Yeni BMW i5’ten ilham alarak tasarlanan “The Electric AI Canvas”, yapay zeka tarafından oluşturulan özgün animasyonlar, ünlü çağdaş sanatçıların eserlerinden oluşan bir veri kümesi ile eğitilmiş yapay zeka modelleri kullanılarak hazırlanmıştı. Yeni BMW i5’in sanat eserine dönüştürülmesinde rol alan sanatçılar arasında Esther Mahlangu da yer alıyordu.

 

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Yollardaki elektrikli araçların yüzde 80’i kaskolu

Sessiz ve çevre dostu olmalarıyla bilinen elektrikli araçların sayısı her geçen gün artıyor. Bu araçların kasko ve trafik sigortası durumunu  değerlendiren Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Balkır Demirkan, yeni çıkan modeller ve kullanıcı ilgisine paralel olarak penetrasyonun arttığını ifade etti.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) elektrikli araçların zorunlu trafik poliçesine uyguladığı yüzde 10’luk indirimin bilinirliğin artması yönünde fayda sağladığını fakat poliçe artışına katkı sunmadığını belirten Demirkan, “8 aylık rakamlara baktığımızda 20 milyon 131 bin aracın zorunlu trafik sigortası (ZTS) poliçesi bulunurken, 151 bin 679 elektrikli aracın ZTS poliçesi mevcut. Kaskoda ise 5 milyon 828 bin 712 aracın poliçe mevcutken, elektrikli araçlarda bu rakam 121 bin 390. Trafiğe çıkan elektrikli araçların tamamında zorunlu trafik sigortası yapılırken, kasko poliçesi tercih edenlerin oranı yüzde 80 seviyesinde.” diye konuştu.

Demirkan, son dönemlerde motosiklet sınıfına giren fakat kapısı ve direksiyonu olan elektrikli araçlar konusuna da değindi. Bu araçların satışının arttığını ve şehir içi trafiğe çıktığına dikkati çeken Demirkan, şunları kaydetti:

“Kayıtlı araç adetlerine bu araçlar da dahil oluyor. Kilovat nedeni ile poliçe zorunluluğu bulunmayan (Araç tipi ruhsat ve trafik tescilinde L6 ve benzerleri) bu araçların SEDDK tarafından zorunlu trafik sigortası kapsamı içerisinde yer almasının ve bu araçlara yüzde 10’luk indirim uygulamasının daha fazla fayda sağlayacağını düşünüyoruz.”

Demirkan kasko tarafında, sigorta şirketlerinin geçtiğimiz dönemde elektrikli araçlara yönelik ürün ve kampanyalar ile Togg gibi markalara yönelik altyapı hazırladıklarını ve bu doğrultuda poliçe üretimi yaptıklarını anlattı.

“Sektörümüz üretici firmalarla iş birliği içinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor”

Elektrikli araçların kaza yapma sıklığı ile hasar maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bu yıl poliçe fiyatlarının arttığını dile getiren Demirkan, şu bilgileri paylaştı:

“Fiyat kampanyaları azalmakla birlikte, kasko sigortalılık oranında bir gerileme görmüyoruz. Elektrikli araç sahiplerinin yüzde 80’inin kasko poliçesini geçen yıla göre daha yüksek fiyatlara rağmen yaptıkları anlaşılıyor. Elektrikli araçları çeken çekiciler özel donanımlı olmak zorunda ve bu ilave maliyetler getiriyor. Ayrıca elektrikli araçlarda elektronik ya da bilgisayar ağırlıklı sensörler ile kolayca yanabilen pil alt yapıları mevcut. Bu araçlarda meydana gelebilecek orta ve büyük hasarların neredeyse tamamında araç ya tamamen hasarlanıyor, yanıyor ya da pil nedeni ile onarımları mümkün olmuyor. Son olarak bu araçlara yetkili servis verilmesi konularında da ciddi alt yapı yetersizlikleri bulunuyor. Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük iki elektrikli araç markasının tam teşekküllü yetkili servisleri sadece büyük şehirlerde bulunuyor ve tarafımıza onarımlar konusunda sıkıntılarla birlikte ve kuyruk şikayetleri iletiliyor.”

Demirkan elektrikli araçlar ile ilgili en önemli teminatın, araçların özel araçlar ile çekilebileceği, üretimden kaynaklı hatalar ile elektromekanik zararların teminat dışında kalacağına ilişkin düzenlemeler olduğunu belirtti.

Diğer teminatları hatırlatan Demirkan, “Araç pillerindeki eskime ve yıpranma nedeniyle pil kapasitelerindeki azalmalarda yine poliçelerde tanımlanan teminatlardan olmuştu. Ayrıca elektrikli ve konvansiyonel araçların birçoğu artık otonom sürüş ve araç kontrollerini yapabilecek yazılımlar ile yüklü geliyor. Bu konuda yine poliçelerde sorumluluk hacker neticesinde olacak zararların üretici sorumluluğunda olacağı teminat notu ile poliçeler üretiliyor. Sektörümüz bu hasarların yönetimini onarım yerleri, muafiyet ve teminatların yeniden tanımlanması gibi adımlarla yönetmeye çalışıyor. Buna ek olarak sigorta şirketleri üretici firmalar ile konuşarak ağır hasarların onarımı konusunda işbirliği içerisinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor.” dedi.

“Elektrikli araçlarda sorumluluk konusundaki çalışmalar takip ediliyor”

Kaza veya arıza durumunda, sorumluluk konusunda elektrikli araçlarla ilgili özel bir düzenleme hala bulunmuyor. Otonom özellikleri olan, kendi yazılımları ile kaza önleme sistemi bulunan, yüksek teknolojili bu araçların sorumluluklarının arıza ve kaza durumundaki sorumlulukları dünyada da çalışma konusu olmaya devam ediyor.

Demirkan, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da elektrikli ve otonom araçların sorumluluğu konusunda çeşitli hukuki tartışmalar olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’nde bu konuda bazı direktifler ve düzenlemeler yapıldığını söyledi.

Avrupa Parlamentosu’nda otonom araçları da kapsayan yapay zeka kanununun geçen aylarda kabul edildiği ve taslağın direktif olarak yayımlanmasının beklendiğini anımsatan Demirkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yapay zeka kapsamında, otonom araçlardaki kod hataları, araç üreticisinin sensör ve üretim hatalarının tespiti, loglar ve bunların tespiti gibi konular ciddi tartışma ve çalışma konularıdır. Aynı zamanda araçların kullanım ve sürücü bilgilerine ilişkin veri sahipliği, kişisel veri işlenmesi konuları da tüm dünyada tartışılıyor. Bu konuda yine ülkemizde de birçok üniversite, araç üreticileri ile dağıtıcılarının çalışma yaptığını görüyoruz. Bu çalışmalar TSB tarafından yakinen takip edilmekte, somut gelişmeler oldukça değerlendirilmektedir.”

Demirkan, Türk sigorta sektörünün dünyada olduğu gibi oto sigortalarının dinamo etkisi ile gelişimini sürdürdüğünü ifade etti.

Dünyadaki birçok yeniliğin Türk sigorta piyasasında yer bulduğunu anlatan Demirkan, “Yeni nesil teknolojiler elektrikli araçlara hızlı entegre ediliyor. Türkiye’de oto sigortacılığı, kendine özgü düzenlemeleri olan, ürün, içerik, hizmet ve hasar yönetiminde dünyadaki birçok gelişmiş ülke uygulamalarının öncüsü ve değişikliklere çok hızlı adapte olarak rekabet edecek seviyededir. Sektörümüz 2 yıldır gündemimizde olan elektrikli ve otonom araçların yönetilmesi ile mobilite konularında global sektör oyuncularını takip etmenin yanı sıra Türk piyasa koşulları ve hizmet atmosferinde çözüm ve uygulamaları çok hızlı ortaya çıkarıyor.” değerlendirmesinde bulundu. ​​​​​​​

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler