Connect with us

Genel

LOJİSTİK SEKTÖRÜNDE YATIRIMLARIMIZ 2024’TE DE SÜRECEK

Balkan ülkelerine parsiyel ve komple lojistik hizmetleri sunan Kare Lojistik, 1990 yılında kuruldu. Romanya’ya ilk parsiyel taşımacılık hizmetini sağlayarak sektörde bir ilke imza atan firma, aynı zamanda lojistik alanında ‘ilk askılı tekstil taşımacılığını gerçekleştirerek bu alanda bir ilk olmayı başardı. Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Kare Lojistik olarak ilkleri gerçekleştiren ve yatırım odaklı bir firmayız. 2023 yılını tüm olumsuzluklara rağmen büyüme ile kapattık. Zorlu geçeceğini öngördüğümüz 2024 yılında da yatırım odaklı olacak ve büyümemizi sürdüreceğiz” dedi.

Müşterilerine kesintisiz hizmet sunan Kare Lojistik, hizmet sağladığı kurumların “nakliyecisi” değil, aynı zamanda onların “çözüm ortağı ve sektörel danışmanı” olmak ilkesi ile ezber bozan işlere imza atıyor. Doğru zamanda doğru yerde olmayı kendine felsefe edinen Kare Lojistik, ihracatçı ve ithalatçı arasında en doğru iletişimi sağlayarak sevkiyatı ithalatçının fabrikasına kadar teslim ediyor. Müşterilerle aynı dili konuşan Kare Lojistik, operasyonun her aşamasında müşterilerinin beklentilerine cevap verebiliyor. Müşterinin sadece bugünkü beklentilerini değil, geleceğe yönelik beklentilerini de öngören Kare Lojistik için “kalite” en önemli değeri oluşturuyor.

LOJİSTİK SEKTÖRÜNDE İLKLERİ GERÇEKLEŞTİREREK EZBER BOZDU

Balkan ülkelerine parsiyel ve komple lojistik hizmetleri sunan Kare Lojistik, 1990 yılında kuruldu. Romanya’ya ilk parsiyel taşımacılık hizmetini sağlayarak sektörde bir ilke imza atan firma, aynı zamanda lojistik sektöründe ‘ilk askılı tekstil taşımacılığını gerçekleştirdi. Tekstil sektörünün en hızlı tedarikçilerinden biri olarak sektörde adından söz ettiren Kare Lojistik’in Romanya’da da ofisi, deposu ve filosu bulunuyor.  Firmanın müşteri portföyünü ise Balkan ülkeleri haricinde İngiltere ve Avrupa oluşturuyor.

ÖZMAL ARAÇLARI İLE KESİNTİSİZ HİZMET VERİYOR

Her zaman öz mal araçları ile hizmet veren firma, öz mal araçlarının yanına ekspres araçları da koyarak farklı enstrümanlarla iş yapış biçimini daha da güçlendiriyor. Firmanın 70’e yakın öz mal aracı bulunuyor. Bu araçların bir kısmı Türk plakalı bir kısmı ise Romanya plakalı olarak hizmet veriyor. Çekicilerde Iveco ve Ford kullanan Kare Lojistik’in, treyler olarak Krone ile anlaşması bulunuyor.

 

ÜNİVERSİTEDE OKURKEN EN ALT KADEMEDEN BAŞLADI, TÜM BİRİMLERDE ÇALIŞTI

2011 yılında sektöre adım atan Kare Lojistik’in genç müdürü Berk Yalçınkaya, çekirdekten yetişti. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü’nden mezun olan Yalçınkaya, hem okudu hem de Kare Lojistik’te çeşitli kademelerde çalışarak lojistiğin tüm süreçlerine hakim oldu. İlk olarak depoda işe yükleme ile başlayan Yalçınkaya, daha sonra operasyona geçti. Tüm evrak işlerini, müşteri yönetimini öğrendi. Yalçınkaya bundan sonra kademeye geçti. Tamirhane ve araçların takibi olan bölümüne yönelerek oradaki süreçleri de yönetti. Araçların parçalarından stokuna, stokundan maliyetine ve burada gelişen olayların hepsine hakim olan Yalçınkaya, en son muhasebe departmanında başlayarak buradaki süreçlere hakim oldu. 2011’den beri operasyonun başına geçen Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, bir işletmenin tepe yöneticisinin tüm süreçleri detaylarına kadar bilmesi gerektiğinin özenle altını çizdi.

MÜŞTERİLERİMİZİN BİZİ TERCİH ETMESİNDE ÜÇ ÖNEMLİ ETKEN VAR

Yalçınkaya, “Her sevkiyat acil. Acil olmayan bir sevkiyat yok. Kare Lojistik’in çalışkan kadrosu olarak bu aciliyete cevap verebilmek için gece gündüz çalışıyoruz. Müşterilerimizin bizi tercih etmesinin üç nedeni var. Bunlardan biri hız, diğeri ulaşılabilirlik ve güvenilirlik. Müşteri her zaman bize 7/24 ulaşabiliyor. Hızımızı artırmak adına Yetkilendirilmiş Yükümlülük Sertifikası (YYS) ve izinli gönderici belgelerimiz var. Bu belgelerimiz sayesinde sınır kapılarından daha hızlı geçebiliyor ve müşterilerimize daha hızlı ve efektif hizmet sağlayabiliyoruz. Tekstil sektöründe hız, en önemli parametrelerden biridir. Askılı tekstil taşımalarında özel dorselerimiz bulunuyor. Bu dorselerimizin içinde tekstil ürünlerinin ütüsü dahi bozulmadan, kırışmadan, yıpranmadan ürünleri teslim edebiliyoruz.” dedi.

2023’Ü BÜYÜYEREK KAPATTIK, 2024’TE DE YATIRIM ODAKLI OLACAĞIZ

Depremlerin gündemde olduğu ülkece ciğerlerimizin yandığı üzücü bir yıl olan 2023’ü bütün olumsuzluklara rağmen büyüyerek kapattıklarını belirten Yalçınkaya, şu bilgileri verdi: “Kare Lojistik olarak yatırım odaklıyız. Gerek filomuza gerekse de insan kaynaklarımıza her koşulda yatırım yapıyoruz. Filosunu her zaman yenileyen bir firmayız. Filomuz Euro 6 normundadır. Şu an filomuzun yaş ortalaması 2022-2023. Filomuzu her zaman genç tutmaya çalışıyoruz. Filomuza haricen ekstra enstrümanlar ekliyoruz. Bunlar gıda taşımacılığına yönelik frigo treyler, ekspres araçlarla daha hızlı hizmet verebiliyoruz. Müşteriden bir sevkiyatı depomuza aldığımız andan itibaren tüm beyanname işlerini buradan bitirip araçları ve yükleri gümrük alanına sokmadan ve gümrükteki bekleme süresi olan 1 gün kaybını ortadan kaldırarak hızlı bir şekilde hareket etme imkanı sunuyoruz. Müşterinin üzerindeki evrak yükünü alarak çalışma hizmeti sağlıyoruz.

MARKA BİLİNİRLİĞİMİZİ ARTIRACAK, E-TİCARETTE SES GETİRECEĞİZ

Yeni nesil bir yönetici olarak gençlere, ve bu işi yapacak genç meslektaşlarımıza önem veriyoruz. Meslek liselerinin gerçekleştirdiği seminerlere gidiyoruz. Staj imkanı sağlıyoruz. Staj fırsatı sağlayarak gençlerin tecrübe edinmesini ve A’dan Z’ye işi öğrenmesini amaçlıyoruz. Şu an Balkan ülkelerinin hepsine gidiyoruz. Kara taşımacılığında Avrupa’da sevkiyat oranımızı artırmaya çalışıyoruz. Forwarding dediğimiz hava ve deniz lojistiğinde de daha büyük adımlar atıp hedeflerimize ulaşmaya çalışıyoruz. 2024 yılı içerisinde yeni araç yatırımlarımız olacak. 2024 yılında yatırım odaklı olacağız. 2024 yılı içerisinde marka bilinirliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Kurumsal yapımızı bozmadan daha çok kurumsal müşterilere hizmet vermeyi amaçlıyoruz. E-ticaret lojistiğinde adımızdan söz ettirmeyi planlarımız içerisine aldık. Kare Lojistik olarak e-ticaretin kara taşıma yapılan yetki belgesini (ETGB izin belgesi) aldık. E-ticaret genelde hava lojistiği ile yapılıyor. Hava lojistiğinde 150 euroya yapılan taşımayı biz, kara lojistiği ile 50 euroya kadar indirebiliyor ve maliyet avantajı oluşturuyoruz. Hedeflerimiz arasında e-ticaret lojistiği üzerinde kendimizi daha geliştirmek bulunuyor. Balkanlardaki gücümüzü koruyup Avrupa’da gücümüzü artırmak istiyoruz.”

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading

Popüler