Connect with us

Genel

Mercedes-Benz C-Serisi All-Terrain Türkiye’de

Artırılmış yerden yükseklik ve standart 4MATIC dört tekerlekten çekiş sistemi ile Yeni Mercedes-Benz C-Serisi All-Terrain, Türkiye’de 1.387.000 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu.

Yeni C-Serisi All-Terrain, daha büyük lastikleriyle asfalt dışındaki patikalarda da hareket özgürlüğü sunuyor.

Özel bir arazi aydınlatmasını içeren, opsiyonel DIGITAL LIGHT far sistemi ile hafif arazideki engellerin sürücü tarafından daha rahat algılanabilmesi sağlanıyor.

ENERGIZING Comfort’un bütünsel “Fit & Healthy” yaklaşımı, S-Serisi’ndeki farklı konfor sistemlerini deneyimleme ortamı yaratıyor.

Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Emre Kurt: “Binek otomobiller ile SUV’ler arasında muhteşem bir denge sunan Yeni C-Serisi All-Terrain ile tarz sahibi lüks tutkunlarına seslenmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Mercedes-Benz, station’ların araziye uygun olmadığını ancak bir SUV’nin de yerden çok fazla yüksek olduğunu düşünenler için, 2017 yılının baharında tanıttığı E-Serisi All-Terrain’ın ardından şimdi de C-Serisi için ilk kez All-Terrain seçeneğini müşterileriyle buluşturarak çok yönlü bir çözüm daha sunuyor.

Geleneksel C-Serisi Estate’e göre yaklaşık 40 milimetre daha fazla yerden yükseklik, standart olarak sunulan 4MATIC dört tekerlekten çekiş sistemi ve iki arazi sürüş modu ile C-Serisi All-Terrain, daha büyük lastikleriyle asfalt dışındaki patikalarda da hareket özgürlüğü sunuyor. Özgün radyatör ızgarası, özel tamponlar, ön ve arkada tampon altı koruma kaplamaları ve yanlarda mat koyu gri çamurluk ağzı kaplamaları arazi aracı görünümünü destekliyor. Crossover model aynı zamanda kısa süre önce pazara sunulan Yeni C-Serisi’ne ait birçok önemli özelliği de kullanıma sunuyor. 48 volt teknolojisiyle desteklenen verimli benzinli motor, uyarlanabilir ve sezgisel MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sistemi ve yeni nesil sürüş destek sistemleri bunlardan bazıları. Opsiyon olarak sunulan DIGITAL LIGHT, özel bir arazi aydınlatmasını içeriyor. Geçtiğimiz Eylül ayında Münih Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Mercedes-Benz C-Serisi All-Terrain, ülkemizde 1.387.000 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.

Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Emre Kurt; “Kasım 2021’de satışına başladığımız ve kısa zamanda yoğun sipariş aldığımız Yeni C-Serisi’ni, sedan gövdenin ardından All-Terrain ile çeşitlendiriyoruz. Otomotiv pazarındaki payını sürekli artıran SUV’ler kadar yüksek olmayan ancak hafif arazi koşullarında da konforlu yolculuk yapmak isteyen müşterilerimizin beklentilerini rahatlıkla karşılayacak C-Serisi All-Terrain ile çok yönlü model seçeneklerimizden bir yenisini daha ülkemiz pazarına dahil ediyoruz. Binek otomobiller ile SUV’ler arasında muhteşem bir denge sunan Yeni C-Serisi All-Terrain ile tarz sahibi lüks tutkunlarına seslenmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Bir station’dan fazlası

Geleneksel C-Serisi Estate ile karşılaştırıldığında, All-Terrain biraz daha büyük boyutlara sahip. 4755 mm uzunluğundaki Yeni C-Serisi All-Terrain, 4 milimetre farkla daha uzun. Çamurluk kaplamaları sayesinde genişliği 21 milimetre artarak 1841 milimetreye ulaşıyor. 40 mm artırılmış yerden yükseklik sayesinde toplam yüksekliği 1494 mm’ye ulaşıyor. Standart olarak 8 J x 18 H2 ET 41 jantlarla 245/45 R 18 lastikler sunulurken ayrıca opsiyon olarak 8 J x 19 H2 ET 41 jantlarla 245/40 R 19 lastikler de sunuluyor.

Bagaj hacmi ve işlevselliği açısından bir fark bulunmuyor. Sportif arka kısım 490 ila 1510 litre arasında bir hacmi kullanıma sunuyor. C-Serisi Estate’de olduğu gibi arka koltuk sırtlıkları 40:20:40 oranında üç parça halinde katlanıyor. Standart olarak sunulan EASY-PACK bagaj kapağı, kontak anahtarındaki düğme, sürücü kapısındaki düğme veya bagaj kapağındaki düğme kullanılarak rahatlıkla açılabiliyor veya kapatılabiliyor.

Mercedes-Benz C 200 4MATIC All-Terrain 

Çarpıcı görünüm: Arazi görünümünü vurgulayan tasarım özellikleri

Yeni C-Serisi All-Terrain’e önden bakıldığında, krom kaplamalar ve radyatör ızgarasındaki merkezi yıldıza sahip ön panjur dikkat çekiyor. Radyatör ızgarasındaki dikey çıtalar ve parlak siyah kaplamalar kalite algısını artırıyor. Ön tamponda kullanılan koyu gri damarlı plastik ve parlak kromdan alt koruma kaplaması modelin güçlü karakterini tamamlıyor.

C-Serisi’nin bu versiyonunda yanlarda ve çamurluklarında mat koyu gri kaplamalar bulunuyor. Versiyona özgü, bu kaplamalar boyalı gövde yüzeyleriyle görsel olarak kontrast oluşturuyor. Yan kaplamaya ek bir krom şerit entegre ediliyor. All-Terrain için 18 ile 19 inç arasında jant seçenekleri sunuluyor. Çok parçalı arka tampon, versiyona özgü krom bagaj eşiği koruması ve parlak krom alt koruma kaplamasıyla yine bu versiyonun özel yapısını vurguluyor.

All-Terrain versiyonları AVANTGARDE dış tasarımı esas alıyor. Buna bağlı olarak yan kaplamalarda, yan cam çerçevelerinde ve tavan barlarında cilalı alüminyum kullanılıyor. B sütunlarındaki süslemeler ve arka yan camlardaki çıtalar parlak siyah uygulanıyor. Gece Paketi ile donatıldığında; diğer özellikler (örneğin omuz çizgisi, yan aynalar) ve ön ve arkadaki süsleme elemanları (ön ve arkada alt koruma kaplamaları ve ayrıca bagaj eşiği koruması) parlak siyah uygulanıyor.

İç mekanda yüksek konfor ve kalite 

C-Serisi All-Terrain, iç tasarımında da AVANTGARDE paketini baz alıyor. Siyah, macchiato beji/siyah ve sienna kahvesi/siyah olmak üzere üç renk seçeneği bulunuyor. Gösterge paneli, gümüş krom bir ek ve mat elmas serigrafi kaplamaya sahip. Ayrıca farklı kaplama seçenekleri de sunuluyor.

Merkezi gösterge ekranı altı derece eğimli yapısıyla sürücü odaklı bir yapı sergiliyor. Sürücü alanındaki yüksek çözünürlüklü 12,3 inç LCD ekran, bağımsız ve havada süzülüyormuş gibi görünüyor. Bu uygulama, sürücü ekranını klasik kadranlı göstergelere sahip geleneksel kokpitlerden ayırıyor. All-Terrain için eğim veya direksiyon açısı gibi bilgiler dışında coğrafi koordinat ve pusula bilgilerini de gösteren yeni bir “Off-Road” içeriği eklendi.

Diğer iç donanımlar gibi AVANTGARDE seviyesine özgü üst seviye konfor ve yanal destek sağlayan koltuklar sunuluyor. Gümüş süslemeli siyah, deri, çok fonksiyonlu spor direksiyon simidi şık bir görünüm sunarken rahat bir tutuş sağlıyor. AVANTGARDE iç tasarım ayrıca ortam aydınlatmasını da içeriyor.

Mercedes-Benz C 200 4MATIC All-Terrain

Zorlu görevler için: Yaklaşık 40 mm daha fazla yerden yükseklik ve konforlu süspansiyon

C-Serisi All-Terrain, geleneksel C-Serisi Estate’ten yaklaşık 40 mm daha fazla yerden yüksekliğe sahip ve tekerleklerin çapı daha büyük. Bu, C-Serisi All-Terrain’i bozuk yol yüzeyleri için uygun hale getiriyor. Dört kollu ön süspansiyon biraz daha büyük direksiyon mafsallarına sahipken, arka aksta çok kollu bir süspansiyon devreye giriyor.

Daha konforlu ve yüksek sürüş dengesi için pasif sönümleme sistemine sahip konforlu süspansiyon standart olarak sunuluyor.

Karakter meselesi: Arazi modları ile DYNAMIC SELECT

EKO, KONFOR, SPORT ve BİREYSEL dışında, C-Serisi All-Terrain’de arazi sürüşü için iki ilave DYNAMIC SELECT modu bulunuyor. OFFROAD, toprak yollar, çakıl veya kum gibi daha hafif araziler için tasarlanırken, daha zorlu ve dik araziler için DSR’li (Eğim İniş Hız Sabitlemesi) OFFROAD+ devreye giriyor.

DYNAMIC SELECT, motor, şanzıman, direksiyon, ESP® ve 4MATIC sistemlerinin çalışma karakteristiğini uyarlıyor. Sürücü, merkezi ekranın altındaki dokunmatik yüzey ile sürüş modları arasında geçiş yapabiliyor.

Geniş etki alanı: Off-Road aydınlatması dahil DIGITAL LIGHT

C-Serisi, standart olarak LED Yüksek Performanslı farlarla donatılıyor. Yeni S-Serisi’nden aktarılan DIGITAL LIGHT isteğe bağlı olarak sunuluyor. Far sistemi C-Serisi All-Terrain için özel bir arazi aydınlatması içeriyor. Hafif arazi sürüşlerinde geniş aydınlatma alanı, sürücünün virajlar dahil engelleri daha erken görmesini sağlıyor. Off-Road sürüş modu etkinleştirilir etkinleştirilmez, off-road aydınlatması yanıyor. İşlev, 50 km/s’ye kadar etkin olup bu hızın üzerinde otomatik olarak kapanıyor.

DIGITAL LIGHT, her farda ışığı kıran ve 1,3 milyon mikro ayna tarafından yönlendirilen son derece güçlü üç LED’li bir ışık modülü bulunuyor. Böylece araç başına çözünürlük 2,6 milyon pikselin üzerine çıkıyor.

Dinamik ve hassas yapısıyla bu sistem, koşullara uyum sağlayan yüksek çözünürlüklü bir ışık dağıtımı için neredeyse sınırsız olanaklar sağlıyor. Ancak sistem sadece fardaki teknolojiyle değil, arkasındaki dijital zekayla üstün aydınlatma performansı sunuyor. Entegre bir kamera ve sensör sistemleri diğer yol kullanıcılarını algılıyor. Güçlü bir işlemci, verileri ve dijital haritaları milisaniyeler içinde değerlendiriyor ve farlara, koşullara uygun ışık dağılımını ayarlama talimatlarını veriyor.

Çeki demiri: Akıllı asistanlarla römork desteği

Standart olarak dört tekerlekten çekiş ve 1800 kilograma kadar çekme kapasitesi ile C-Serisi All-Terrain, römork de çekebiliyor. Opsiyon olarak kısmen elektrikli mafsallı katlanabilir bir çeki demiri ve ESP® römork stabilizasyonu sunuluyor. Bagajdaki bir düğme, bağlantı kilidini açıyor, ardından çeki demiri açılabiliyor. Kullanıma hazır olduğunda kontrol ışığı sönüyor.

65 km/s veya üzeri hızlarda, ESP® römork stabilizasyonu, kritik durumlarda otomatik olarak müdahale edebiliyor. Sistem, istenmeyen salınımlarda tekerlere fren müdahalesi yapıyor ve salınımları azaltıyor. Sistem, gerekirse motor torkunu azaltarak veya frenleri uygulayarak araç hızını da düşürüyor.

Bu isteğe bağlı ekstra ve 360 derece kameralı Park Paketi ile birlikte bir römork manevra asistanı da devreye giriyor. Bu işlev sayesinde römorkle de manevra yapmak kolaylaşıyor. Römork manevra asistanı, çekici aracın direksiyon açısını 5 km/s hıza ve yüzde 15’e kadar eğimde otomatik olarak ayarlıyor. Sistem dururken, geri vites seçilerek ve orta konsoldaki dokunmatik yüzeyin solundaki Park düğmesine basılarak etkinleştiriliyor.

Römork manevra asistanı MBUX üzerinden sezgisel olarak çalıştırılabiliyor. Merkezi ekran veya orta konsoldaki dokunmatik yüzey üzerinden sürücünün istediği manevrayı belirtmesi yeterli oluyor. İşlev 90 dereceye ye kadar dönüş manevralarını gerçekleştirebiliyor. Açının korunması için direksiyon otomatik olarak yönlendiriliyor. Sürücü, römork doğru yönde ilerliyor ve düz geri geri gitmeye devam etmesi gerekiyorsa “düz gitme” işlevini de seçebiliyor. Manevra farklı kamera açılarından takip edilebiliyor. Dinamik kılavuz çizgileri, yörüngeyi, araç genişliğini ve nesnelere olan mesafeyi gösteriyor.

Üstün çekiş ve stabilite: Yeni nesil 4MATIC

C-Serisi All-Terrain ile standart olarak sunulan 4MATIC dört tekerlekten çekiş sistemi zorlu yüzeylerde de yüksek çekiş ve sürüş dengesi sağlıyor. Motor gücünün yüzde 45’e kadarı ön aksa, yüzde 55’e kadarı arka aksa aktarılıyor. Daha fazla verimlilik ve 9 kademeli otomatik şanzıman, 4MATIC tahrik sisteminin daha da geliştirilmesini gerektirdi.

Yeni ön aks tahriki, ideal bir aks ağılık dağılımı ile daha yüksek tork seviyelerinin aktarılmasını sağlıyor. Bu çözüm, önceki nesildeki ilgili bileşene kıyasla önemli bir ağırlık avantajı sağlıyor ve buna bağlı olarak CO2 emisyonlarını azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca teknisyenler, yeni şanzımandaki sürtünme kayıplarını da azalttı. Bunun dışında kapalı bir yağ devresine sahip ve ek soğutma önlemi gerektirmiyor.

Elektrik destekli motorlar

C-Serisi All-Terrain, C 200 4MATIC All-Terrain adındaki (karma yakıt tüketimi (WLTP): 7,6 -6,8 lt/100 km; karma CO2 emisyonu (WLTP): 174-155 gr/km) yeni dört silindirli benzinli motor (M 254) ve entegre ikinci nesil marş jeneratörü (ISG) ile birlikte sunuluyor. 204 bg (150 kW) güç kısa bir süre için elektrikli sistem tarafından 20 bg (15 kW)’ne kadar destekleniyor.

Enerji geri-kazanımı ve motorun kapatılması halinde “süzülme” işlevi sayesinde benzinli motor yüksek verimlilik seviyesi sunuyor. Mercedes-Benz, M 254 ile modüler 4 silindirli benzinli motorun; NANOSLIDE® silindir kaplaması, CONICSHAPE® silindir honlama ve doğrudan motora yerleştirilen egzoz gazı arındırma sistemi dahil tüm yeniliklerini tek bir motorda birleştirdi. Twin Scroll teknolojisi, daha da hızlı turbo besleme yanıtı için geliştirilerek birleşik akışlı kademeli turbo besleme işlevi devreye alındı.

Mercedes-Benz C 200 4MATIC All-Terrain

Motor
Silindir adedi/düzeni   4/sıralı
Hacim cc 1496
Güç üretimi bg/kW 204/150
Devir sayısı d/d 5800-6100
Destek gücü (Boost) bg/kW 20/15
Tork üretimi Nm 300
Devir sayısı d/d 1800-4000
Destek torku (Boost) Nm 200
Sıkıştırma oranı   10.5:1
Yakıt karışımı   Yüksek basınçlı enjeksiyon
Güç aktarımı
Aktarma şekli   Dört tekerlekten çekiş
Şanzıman   9G-TRONIC
Vites oranları
1./2./3./4./5./6./7./8./9. Vites   5,35/3,24/2,25/1,64/1,21/1,00/0,87/0,72/0,60
Süspansiyon
Ön aks Dört kollu bağımsız, helezon yay, gaz-basınçlı amortisör, stabilizatör
Arka aks Beş kollu bağımsız, helezon yay, gaz-basınçlı amortisör, stabilizatör
Fren sistemi Önde ve arkada hava kanallı diskler, elektrikli park freni, ABS, Fren Yardımcısı, ESP®
Direksiyon Elektrik destekli kremayer servo direksiyon sistemi
Jantlar 8 J x 18 H2 ET 41
Lastikler 245/45 R 18 W
Boyutlar ve Ağırlıklar
Dingil mesafesi mm 2.865
Ön/Arka iz genişliği mm 1.584/1.582
Uzunluk/Genişlik/Yükseklik mm 4.755/1.820/1.494
Dönüş çapı m 11,51
Bagaj hacmi, VDA litre 490-1.510
Boş ağırlık (EC’ye göre) Kg 1.720
Yükleme kapasitesi Kg 650
Yüklü ağırlık Kg 2.370
Yakıt deposu kapasitesi/Yedek litre 66/7
Performans, Tüketim, Emisyon
Hızlanma 0-100 km/s sn 7,5
Maksimum hız km/s 231
Karma tüketim (WLTP) lt/100 km 7,6-6,8
Karma CO2 emisyonu (WLTP) gr/km 174-155
Emisyon sınıfı   Euro 6d ISC-FCM

 

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler