Connect with us

Genel

Opel, 160. Yaşını Kutluyor

Dünyanın en köklü otomobil markalarından olan Opel, 2022 yılında 160. yılını kutlamanın gururunu yaşıyor.Adam Opel, otomotiv endüstrisine yön veren Opel markasını Ağustos 1862’de kurdu. Şirketi daha sonra beş oğlu ile eşi Sophie yönetti ve geliştirdi. Sophie, şirketin gelişimine tüm enerjisi ile dahil oldu ve bu nedenle dikiş makinesi, bisiklet ve otomobil markasının ilk kadın yöneticisi olarak da tarihte çok önemli bir yere sahip diyebiliriz.

Tutkularının yanı sıra, sunduğu yeniliklere duygu ve geleneklerini de ekleyen Opel, bugüne kadar bu taahhüdüne sadık kalmaya devam etti. Efsanevi 4/12 PS “Laubfrosch”, Kadett ve Kapitän, Astra, Mokka ve elbette bu yıl 40. doğum gününü kutlayan Corsa gibi çok sayıda otomobil bu felsefe ile üretildi. 1920’lerde montaj hattı teknolojisini tanıtarak öncülük yapan Opel, şimdi de 2028’den itibaren Avrupa’da tamamen elektrikli araçlara geçerek sürdürülebilir bir ulaşım markası olma yolunda ilerliyor.

“160 yıldır insanları harekete geçiriyoruz”

Opel CEO’su Uwe Hochschurtz 160’ıncı yıl değerlendirmesinde, “Opel, 160 yıldır insanları harekete geçiriyor. Bugün, şirket kurucusu Adam Opel ile aynı ruhla hareket ediyoruz. Dikiş makineleri, bisikletler veya otomobiller olsun daima herkes için teknoloji ve yenilikler sunmayı amaçlıyoruz. Geleceğe umutla bakarak her zaman zorluklara göğüs geriyoruz. Opel’in köklü geçmişindeki en çok satan modeller kadar yeni elektrikli modellerimiz de zorluklara karşı elde ettiğimiz başarıyı temsil ediyor. Opel, 2028’den itibaren Avrupa’da tamamen elektrikli bir marka olacak. Dolayısıyla önümüzdeki 160 yıl için de iyi hazırlandık” dedi.

Dikiş makinelerinden dünyanın en büyük bisiklet üreticisine

Başarı hikayesi, Ağustos 1862’nin sonunda başladı. Adam Opel, ilk dikiş makinesini Rüsselsheim’da üreterek Opel şirketinin temelini attı.

1868 gibi erken bir tarihte Adam Opel ve çalışanları yeni bir fabrikaya taşındı. Şirket kısa sürede Almanya’nın en büyük dikiş makinesi üreticilerinden biri haline geldi ve tüm Avrupa’ya ihracat yaptı.

Opel, dikiş makinelerinin ardından bir sonraki başarılı hamlesini ise bisikletle yaptı. 1886’da Rüsselsheim’da ilk yüksek tekerlekli bisikletini üreten Opel, Almanya’nın ilk bisiklet üreticilerinden biri haline geldi. Kısa süre sonra model yelpazesini genişleterek 1888’de bisiklet üretimi için özel bir fabrika açtı. Opel, bisikletlerinde hızla modern teknolojileri devreye aldı. 1894’ten itibaren Opel, kadınlar için özel olarak tasarlanmış bisikletleri tanıttı. Başarı öyküsü onlarca yıl boyunca devam etti. 1920’lerde Opel, dünyanın en büyük bisiklet üreticisi olma yolunda ilerledi.

opel-zafira.jpg

İleri teknoloji ve seri üretim ile ekonomik ulaşım

Adam Opel’in ölümünden sonra beş oğlunun çabalarıyla gelişmeye devam eden şirketin tarihindeki asıl önemli gelişme 1899’da otomobil üretimine başlaması oldu. Opel, kısa zamanda otomotiv endüstrisinin öncülerinden ve dünyadaki en köklü markalarından biri haline geldi. Otomobil üretimi Rüsselsheim’da Opel “Patent-Motorwagen System Lutzmann” ile başladı. 1906’da 1000’inci araç üretildi. Son atılım, 1909 yılında efsanevi 4/8 PS “Doktorwagen” ile geldi. 3.950 mark ile lüks rakiplerin yarısı fiyatındaydı ve nüfusun daha geniş bir bölümünün kendi otomobiline sahip olmasının önünü açtı.

Opel, montaj hattı teknolojisini kullanarak büyük ölçekli üretime geçen ilk Alman üretici oldu. 1924’te Almanya’da montaj hattından çıkan ilk otomobil 4/12 PS “Laubfrosch” idi. Hep ünlü yeşil rengiyle üretildi. Sadece üç yıl sonra baz fiyatı sadece 2.980 mark olan Opel 4 PS, otomobili lüks ürün olmaktan çıkardı ve güvenilir bir ulaşım aracı haline getirdi. Opel’e olan talep artmaya devam etti ve ilk kez 1931’de 1,2 litre modelinin üretimiyle gerçek anlamda “halk otomobili” oldu.

Kısa bir sürenin ardından üretimdeki bir sonraki devrim geldi. 1935’te yeni Olympia modeli, tamamen çelik gövdeye sahip ilk Alman seri üretim araç oldu. Bu yapı, düşük ağırlığı sayesinde daha iyi sürüş performansı ve düşük yakıt tüketimi sağladı. Yeni tasarım gövde ve güç üniteleri arasında “evlilik” olarak tabir edilen gelişme teknik birleştirmeyi mümkün kıldı. Böylece tüm üretim süreci daha hızlı ve daha verimli olurken büyük ölçekli üretime geçişin önü açıldı.

Yenilikçi satış rekortmenleri ve yeni otomobil sınıfları

Opel, on yıllar boyunca yeni modeller ve araç türleriyle sürekli olarak trendler belirlerken, satış rekortmenleri yarattı. En kalıcı ve geleneksel model serisi, ilk olarak 1936’da gün ışığına çıkan Kadett oldu. Kadett A, 1962’de bir milyon satış adedine ulaştı. Kompakt bir otomobil olarak Alman “ekonomi mucizesinin” arkasındaki itici güç oldu ve 1991 yılında Astra adını alarak 12’nci nesil ile hala yeniliklerin kompakt sınıfa gelmesini sağlamaya devam ediyor. Yeni nesil Astra, Opel geleneğini sürdürmeye devam ederken, hatchback karoserde kullanılan yan “solungaç” görünümü önceki Kadett nesillerine bir gönderme niteliğinde.

Şu an Astra ve Insignia Sports Tourer olarak bilinen versiyonlar, birkaç on yıl önce Caravan olarak üretim hattından çıkıyordu. Opel, burada da öncü bir rol oynadı. Marka, 1953 yılında bir Alman üreticinin ilk seri üretim station wagon modeli “otomobil ve kamyonet” karışımı Olympia Rekord Caravan’ı pazara sundu.

Geçmişten gelen tecrübesi sayesinde bugün tamamı elektrikli Combo, Vivaro ve Movano; pratik, yüksek yükleme hacmi ve tamamen güncel bir yapı sunuyor. Ayrıca Movano; batarya elektrikli Vivaro-e ve hidrojen yakıt hücreli Vivaro-e HYDROGEN olmak üzere CO2 yaymayan iki versiyonla da sunuluyor.

 

Opel, on yıllar boyunca daha küçük modellerle de büyük başarılar elde etti. Bu yıl 40’ıncı yılını kutlayan Corsa bunlardan biri. Tanıtıldığı günden beri kendi segmentinin en çok satan aracı haline geldi ve başarısını sürdürüyor. Ayrıca, güncel nesilde ilk kez elektrikli olarak sunulmakta ve Almanya’da sınıfının en popüler modeli konumunda.

Opel ayrıca, 1991 yılında yeni bir araç sınıfı yarattı. “Dört tekerlekten çekişli eğlence aracı” olan Frontera, Cenevre Otomobil Fuarı’nda görücüye çıktı. Kompakt Opel Frontera Sport, günümüzde modern SUV olarak bilinen sınıfı ilk kez tüketicilere sunarken, uzun aks mesafesine sahip beş kapılı Frontera, modern arazi aracının öncüsü oldu. Yaklaşık 30 yıl önce pazar lideri olan Frontera, Avrupa’da dört tekerlekten çekiş trendinin patlamasını tetikledi.

Opel, 1999’da kalp ve aklın yenilikçi çözümlerle nasıl birleştirdiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Zafira ve değişken Flex7 sistemi ile Opel, yedi koltuklu kompakt VAN dünyasına öncülük etti. İlk kez, yedi koltuklu bir araç, herhangi bir koltuk çıkarmaya gerek kalmadan göz açıp kapanıncaya kadar geniş yükleme alanına sahip iki koltuklu bir araca dönüşebiliyordu.

opel-frontera.jpgHerkese güvenlik ve konfor: Havayastıkları, Intelli-Lux LED® Pixel Far ve AGR koltuklar

Güvenlik ve konfor, tüm araç sınıflarında Opel’in her zaman en önemli önceliği oldu. Kendi kendini destekleyen üniter yapı 1930’lardan itibaren, Olympia, Kadett ve Kapitän gibi modellerin daha stabil ve hafif olmasını sağladı.

Rekord C de yenilikçiydi. 1967’de pazara sunulduğunda arka aksta helezon yaylara sahip ilk Opel modeliydi. Ayrıca ön disk frenleri ve fren servosu ile sınıfında standartları belirliyordu. Bunun yanında, 1968 gibi erken bir tarihte güvenli teleskopik direksiyon kolonu Opel modellerinde standart hale geldi.

1991 yılında Astra, yandan darbe korumalı Opel Güvenlik Sistemi, koltuklarda öne kaymayı önleyen çıkıntılar ve gergili emniyet kemerleri ile donatıldı. Opel, 1995 yılında sürücü ve ön yolcu için tam boy hava yastıklarını tüm yeni otomobillerinde standart olarak sunan ilk Alman otomobil üreticisi oldu.

Opel ayrıca, daha önce sadece çok daha yüksek fiyatlı araçlarda kullanılan far teknolojisini orta, kompakt ve küçük otomobil sınıflarında kullanıma sunmaya başladı. Alman marka, 2003 yılında orta sınıfta AFL, dinamik ve 90 derece viraj farlarını tanıtan ilk araç üreticisi oldu. 2008’de yeni nesil AFL+ ilk kez Insignia ile görücüye çıktı. 2015’te Opel Astra, uyarlanabilir Intelli-Lux LED® Matrix Far ile donatılan ilk model oldu. Toplam 168 LED hücresiyle yeni nesil Pixel Far günümüzde Insignia, yeni Grandland ve yeni Astra’da sürüş koşullarına özel, hassas bir aydınlatma sağlıyor.

Opel, sürücülere güvenlik dışında gelişmiş bir konfor seviyesi de sunuyor. Pek çok modelde bulunan AGR sertifikalı ergonomik koltuklar, sadece birçok yönden ayarlanabilir olmakla kalmıyor soğutma ve masaj gibi üst düzey konfor seçenekleri de sunuyor.

opel-vivaro-e-hydrogen-ve-uwe-hochgeschurtz.jpgDuyguları harekete geçiren sportif otomobiller

Tarih boyunca olağanüstü otomobiller insanlarda olağanüstü duygular uyandırdı. 1970 ve 1980’lerin kült otomobili Manta spor coupe’nin elektrikli güncel bir uyarlaması olan Opel Manta GSe ElektroMOD bu sözü doğrular nitelikte. Güncel Mokka’dan Grandland’e kadar tüm yeni Opel modellerinin ön cephesini süsleyen Opel Vizör, Manta A tasarımından ilham alınarak geliştirildi.

Opel aynı zamanda son derece dinamik seri üretim modelleriyle de ünlüydü. Opel, 1965 yılında, bir Avrupalı otomobil üreticisinin ilk konsept otomobili olan Experimental GT’yi Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıttı. İki kişilik model, geleneksel Avrupa otomobil tasarımının kalıbını kırdı. Sadece üç yıl sonra, seri üretim ilk Opel GT, üretim hattından çıktı. Performansı, benzersiz tasarımı ve cazip fiyatı ile GT kısa sürede popüler oldu ve bugün hala gerçek bir rüya otomobil statüsünü korumaya devam ediyor.

1990’da Opel Calibra ürün gamına yeni bir heyecan getirdi. Aerodinamik kama şekli ile dikkat çekti ve 0,26’lık sürtünme katsayısı dünya rekoru kırdı. 204 hp’ye kadar güç üreten motorlarla birlikte gelişmiş aerodinami, 245 km/s maksimum hıza olanak tanıyordu.

Rekor kıran spor otomobiller her zaman Opel’in bir parçası oldu. İlk çarpıcı örneklerden biri 23 Mayıs 1928’de RAK 2 roket otomobil ile Berlin Avus’ta 238 km/s hıza ulaşan Adam Opel’in en büyük torunu Fritz von Opel’den geldi.

Yaklaşık yarım asır önce Walter Röhrl, Opel’in motorsporlarında ön saflara çıkmasında önemli bir rol üstlendi. 1974’te, co-pilotu Jochen Berger eşliğinde Ascona SR ile Avrupa Ralli Şampiyonu oldu. Christian Geistdörfer ile birlikte, güçlü dört tekerlekten çekişli rakiplere karşı Ascona 400 ile Monte Carlo Rallisi’ni kazandı ve sezonu Dünya Ralli Şampiyonu olarak tamamladı.

Günümüzde ise Opel Corsa-e Rally yüksek performansın çevre ile uyumlu olabileceğini gözler önüne seriyor. Opel, emisyonsuz küçük otomobille batarya elektrikli bir ralli otomobili geliştiren ilk üretici oldu. 2021’den beri dünya genelinde gerçekleştirilen elektrikli ralli otomobili kupası ADAC Opel e-Rally Cup’ta rallinin geleceğine ışık tutuyor.

 

Standart katalitik konvertörden elektrikliye

Opel çevreye karşı sorumluluğunun bilincinde ve bugün olduğu gibi geçmişte de her zaman buna göre hareket etti. Alman üretici, 1985 gibi erken bir tarihte Avrupa’nın üç yollu katalitik konvertörüne sahip ilk küçük otomobili olan Corsa 1.3i’yi sundu. 1989 baharında, Şimşek logolu marka, küçükten büyüğe tüm modellerinde egzoz gazı arındırma sistemini standart sunan ilk Avrupalı üretici, bir yıl sonra ise araçların ve kullanılan malzemelerin sürdürülebilirliğini daha da artırmak üzere sentetik malzemeler için bir geri dönüşüm döngüsü uygulayan ilk otomobil üreticisi oldu.

Opel, çok erken bir tarihte elektrikli hamlesini yapmıştı. Henüz 1971 yılında Elektro GT, Hockenheim yarış pistinde elektrikli otomobil dünya rekorunu kırdı. Opel, seri üretim araçlarda da elektrikli otomobilin öncüsü oldu. Marka, 2012 Avrupa’da ‘’Yılın Otomobili’’ seçilen elektrikli Opel Ampera ile Avrupa otomotiv pazarında yeni bir segment oluşturdu. Coupe benzeri dört koltuklu otomobil, yaklaşık 500 kilometre menzili ile günlük kullanıma uygun ilk elektrikli araçtı. Onu 2016 yılında tamamen batarya elektrikli kompakt otomobil Opel Ampera-e izledi. 60 kWsa kapasiteli lityum-iyon bataryasıyla tek şarjla 520 kilometreye kadar (NEDC’ye göre) menzil sunuyordu. Opel, 2019 yılında Avrupa’da ilk tamamen elektrikli kompakt modeli Corsa-e’yi pazara sunarak elektrikli ulaşımı erişilebilir hale getirdi. Elektrikli modellerin yelpazesi, şarj edilebilir hibrit ve batarya elektrikli olmak üzere genişlemeye devam etti. Opel, 2024 yılına kadar tüm modellerini elektrikli versiyonla sunuyor olacak.

Sıfır emisyonlu ürün gamının en yeni üyesi ise yakıt hücreli bir minibüs olan Vivaro-e HYDROGEN. Stellantis ve Opel, HydroGen1 fizibilite çalışmasından müşteri kullanımına sunulan HydroGen4 test filosuna kadar yirmi yılı aşkın süre boyunca hidrojen yakıt hücresi tahriki geliştirme konusunda çok fazla deneyim kazandı ve bu alanda uzmanlaştı.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Çin’de elektrikli araçlara şarj kolaylığı 

Çin’de elektrikli araçların akülerini yalnızca 80 saniyede değiştirmelerine olanak tanıyan ilk akıllı bölgenin kurulumu tamamlandı. 

Çin’in ilk elektrikli araç (EV) şarj ve batarya değiştirme akıllı bölgesi Jiangsu Eyaletinde kuruldu. Akıllı bölge EV şarjı için gereken bekleme süresini kısaltacak.

Çin’de yeni enerjili olarak bilinen elektrikli, hibrit ve hidrojen yakıtlı araç (NEV’ler) sayısı son yıllarda artmaya devam etti ve kullanımdaki NEV’ler 2023 sonu itibarıyla 20,41 milyona yükseldi. Çin, artan elektrikli otomobil kullanımını karşılamak için ülkenin NEV şarj tesisleri ağını geliştirmeye ve genişletmeye devam ediyor. Çin Ulusal Enerji İdaresi’ne göre, 2023’te yıllık yüzde 65 büyüyerek geçen yılın sonunda neredeyse 8,6 milyona ulaştı.

Bu çerçevede elektrikli araç şarjı için gereken bekleme süresini kısaltmak amacıyla Çin’de ilk akıllı elektrikli araç (EV) şarj ve pil değiştirme gösteri bölgesi kuruldu. Çin’in Suzhou, Wuxi ve Changzhou şehirlerinde yaklaşık 500 kilometrekarelik bir alanı kapsayan bölge, State Grid Jiangsu Electric Power’a göre yaklaşık 1,300 şarj ünitesiyle 500 binden fazla yeni enerjili araç (NEV) sürücüsüne hizmet vermesi bekleniyor.

80 SANİYEDE EV ŞARJ AKÜLERİ DEĞİŞEBİLECEK

Araçların akülerini yalnızca 80 saniyede değiştirmelerine olanak tanıyan bölge, Wuxi’den başlayarak tüm yerlere de kurulacak. Daha önce EV sürücüleri sıklıkla yakındaki şarj istasyonlarını aramak zorunda kalıyordu. Yeni bölge, şarj tesislerinin uygun zamanları ve yerleri de dahil olmak üzere sürücülerin en hızlı ve en ekonomik şarj çözümlerini bulmasına yardımcı olmak için akıllı algoritmalar kullanıyor.

BEKLEME SÜRESİ YARI YARIYA AZALACAK

State Grid Jiangsu Electric Power’ın elektrik enerjisi araştırma enstitüsünde direktör olarak çalışan Yuan Xiaodong, akıllı bölgenin şarj için gereken ortalama aylık bekleme süresini yaklaşık yüzde 50 oranında azaltmasının beklendiğini söyledi. Yuan, gösteri bölgesi modelinin, Yangtze Nehri Deltası bölgesindeki NEV endüstrisinin geliştirilmesini teşvik etmek amacıyla komşu Shanghai’ye kadar genişletilebileceğini söyledi.

Continue Reading

Genel

Opel Experimental “Işıkla Boyama” ile Geleceği Aydınlatıyor!

Alman otomotiv devi Opel, geleneksel aydınlatma teknolojilerindeki öncülüğünü Experimental konsepti ile bir adım ileri taşıyor. Opel, yayınladığı Experimental “Işıkla Boyama” videosu ile temel yapı taşlarına yeni bir yaşam enerjisi katan “Alman Enerjisi” konseptinde akıllı ışığın geleceğini gözler önüne seriyor. Videoda Opel Experimental konseptinin sıra dışı ve yenilikçi aydınlatma teknolojisinin gelecekte yolu ve çevreyi aydınlatmaktan çok daha fazlasını yapabileceğini ortaya koyuyor. Tamamen elektrikli Opel Experimental, daha az karbon ayak iziyle yeşil inovasyona, detoks etkisi oluşturan cesur ve yalın tasarımıyla temel gerekliliklere odaklanıyor. Opel, Corsa’dan Astra’ya, Mokka’dan Grandland’e ve yeni nesil Combo’ya kadar birçok modelinde sunduğu IntelliLux LED® Matrix ve Pixel Light teknolojisi ile aydınlatma teknolojisindeki öncü geleneğini sürdürüyor.

 

Opel’in geleceğe ışık tutan konsept otomobili Experimental, “Işıkla Boyama” videosu ile yenilikçi “Alman Enerjisi” konseptinin ulaştığı üst noktayı gözler önüne seriyor. İzleyicileri sürükleyici bir gece deneyimine çıkaran bu videoda geleceğin aydınlatma teknolojileri, bu alanda köklü bir geleneğe sahip Opel tarafından sergileniyor. Bununla birlikte Opel Experimental konseptinin sıra dışı ve yenilikçi aydınlatma teknolojisinin gelecekte yolu ve çevreyi aydınlatmaktan çok daha fazlasını yapabileceğini ortaya koyuyor. Sürüş güvenliği ve konforu önemli ölçüde artıran bu üstün teknoloji, kullanıcıların duygularını da harekete geçirmeyi hedefliyor.

 

Intelli-Lux LED® aydınlatma teknolojisi ile Opel’in öncü geleneği zirveye taşınıyor!

 

Opel’in köklü geçmişe sahip önemli geleneklerinden biri, her dönem öncü aydınlatma teknolojilerini müşterilerin kullanımına sunuyor olması. Opel’in Corsa’dan Astra’ya, Mokka’dan Grandland’e ve yeni nesil Combo’ya kadar birçok modelinde sunduğu IntelliLux LED® Matrix ve Pixel Light teknolojisinin sürekli geliştirilmesi, bunun bir kanıtı. Uyarlanabilir IntelliLux LED® farlar sayesinde Opel sürücüleri, yoldaki diğer kişilerin gözünü kamaştırmadan karanlıkta her zaman optimum düzeyde görüş olanağına sahip oluyor.

 

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Stellantis Kompleks Aydınlatma Sistemleri Global Yöneticisi Philipp Röckl, “Birkaç yıl önce ‘ışık bloklarını’ ayrı ayrı gizleyebiliyorduk, ancak artık gizlenmesi gereken alanlar daha hassas ve sorunsuz bir biçimde yakalanabiliyor.Bunu mümkün kılan ise, eskisine kıyasla daha da yüksek çözünürlüğe sahip ve aynı zamanda en yüksek enerji verimliliği sunan mikro LED tabanlı HD piksel sistemleri. Bunun yanında, gelecekte ışığı dijital olarak düşünmemiz gerekecek. Yüksek piksel sayısını düşündüğümüzde, günümüzün standart aydınlatma kontrol modülleri artık yeterli değil. Şimdiden ışığın grafik gösterimini sağlayan araç mimarileri üzerinde çalışıyoruz” dedi.

 

Elektrokromik malzemeler ve yapay zeka ile aydınlatma artık “sadece” farlardan ibaret değil

 

“Alman Enerjisi” konseptinin sembollerinden biri olarak çığır açan Opel Experimental, araçların hem iç kısımlarında hem de dış kısımlarında gelecekte nasıl görünebileceğini gözler önüne seriyor. İç mekanda kullanılan elektrokromik malzemeler yolcuları ortam aydınlatmasıyla sararken onların iyi hissetmesine de katkı sağlıyor. Reaktif malzemeler ise pratik özellikler sunuyor. Örneğin, Opel Experimental’ın kör noktasında kalan bir araç, bisiklet veya yaya olduğunda, ilgili kapının iç tarafında ve head-up bilgi ekranında renkli bir uyarı görüntüleniyor. Kameraların kaydettiği dış yan tarafın görüntüsü de iç kapı yüzeyine yansıtılıyor. Böylece, dışarıdaki görüntünün görünürlüğünü daha da artıran görsel bir “şeffaflık etkisi” oluşuyor. Yeni reaktif teknoloji, değişen ortam ışıklarıyla sürücünün, yolcuların ve yoldaki diğer kişilerin güvenliğini artırırken kabindeki sürücü ve yolcuların moralini yükseltip daha iyi hissetmesini de sağlayabiliyor. Opel’in “Işıkla Boyama” adını verdiği şey de tam olarak bunu gösteriyor.

 

Opel Experimental, “Işıkla Boyama” videosunda, geleceğin aydınlatma teknolojisinin görüş alanını olağanüstü bir biçimde genişletebileceğini de ortaya koyuyor. Opel Experimental gibi araçlar, kullanıcıyı çevreleyen dijital güvenlik teknolojileri sayesinde yayaları hiç olmadığı kadar hızlı ve net bir biçimde tanıyabilir. Artırılmış gerçeklik temelli teknoloji uyarı sinyali yanıp sönerek, hologramlar yoluyla sürücüler ve yoldaki diğer kişiler için önemli mesaj ve sinyalleri görüntüleyebiliyor.

 

Philipp Röckl, bu teknolojiyi, “Işığı sürücünün yanı sıra, yapay zeka yardımıyla insanları ve hayvanları daha iyi tanıyabilmesini sağlamak amacıyla kamera için de optimize etmeyi istiyoruz. Aracın tahmine dayalı ve dolayısıyla güvenlik artırıcı olanaklarının her durumda optimize edilebilmesi için gelecekte aydınlatma, kamera ve sensör teknolojisi ile algoritmaların birlikte çalışması gerekecek” şekilde açıklıyor.

 

Opel Pixel Vizor, iletişim aracı olarak ışığı kullanıyor

 

Opel, ödüllü modeli Manta GSe ile ışık sinyallerinin duyguları harekete geçirme ve güvenliği artırma konusundaki becerisini bir kez daha ortaya koydu. Bu araç, ultra modern ve benzersiz retro görünümüyle hayranlık uyandıran bakışları her yerde üzerine çekmeyi başardı. Bunun en büyük nedeni, Manta GSe’nin önüne yerleştirilmiş olan yenilikçi Opel Pixel Vizor. Araç, Pixel Vizor yoluyla çevresiyle iletişim kurabiliyor..

 

Mühendisler, yoldaki herkesin güvenliğini artırmak için sürekli olarak “geleceğin ışıklı iletişimi” üzerinde çalışıyor. Yeni, etkileyici “Işıkla Boyama” videosu, bu gelişmelerin gelecekte nasıl görünebileceğine yönelik önemli bir fikir veriyor.

 

Continue Reading

Genel

MOGAN Enerji’nin halka arzında talep toplama başlıyor

Porföyünde bulunan 9 RES, 8 JES VE 4 HES projesi ile Türkiye’nin en büyük enerji yatırımcılarından biri olan MOGAN Enerji’nin halka arzı kapsamında talep toplama süreci başlıyor.  MOGAN Enerji için 28/29 Şubat-01 Mart 2024 tarihlerinde pay başına 11,33TL’den talep toplanacak.

Yenilenebilir enerji alanında Türkiye’nin en büyük enerji yatırımcılarından biri olan MOGAN Enerji’nin halka arzında talep toplama süreci başlıyor. İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. liderliğindeki konsorsiyum tarafından yürütülen MOGAN Enerji’nin halka arzı için 28/29 Şubat-01 Mart 2024 tarihlerinde pay başına 11,33TL’den talep toplanacak.

 

Sermaye artırımı ve ortak satışı yoluyla gerçekleştirilecek halka arzda şirketin çıkarılmış sermayesi 2.230.000.000 TL’den 2.440.108.000  TL’ye yükseltilecek. Artırılacak 210.108.000 TL’lik nominal değerli paylar ile mevcut ortaklara ait 52.527.000 TL nominal değerli paylar olmak üzere toplamda 262.635.000 TL nominal değerli paylar halka arz edilecek.

 

Şirket, halka arz eden pay sahiplerinin mevcut paylarının halka arz kapsamında satılması sebebiyle herhangi bir gelir elde etmeyecek olup, sermaye artışı yoluyla ihraç edilecek yeni payların halka arz edilmesi kapsamında gelir elde edecek. Halka arz sonrası MOGAN Enerji’nin çıkarılmış  sermayesinin yüzde 10,76’sı Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görmeye başlayacak.

 

Şirketin halihazırdaki portföyünün tamamı jeotermal, hidroelektrik ve rüzgar enerjisi olmak üzere tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. Gelir çeşitlendirme fırsatı yaratan çok sayıda elektrik üretim santraline  sahip olan MOGAN Enerji’nin portföyü 30 Eylül 2023 tarihi itibarıyla 9 adet RES, 8 adet JES ve 4 adet HES olmak üzere yurt içinde faaliyet gösteren 21 adet yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi yapan enerji projesinden oluşuyor. 2022 yıl sonu itibariyle 5,1 milyar Türk Lirası FAVÖK rakamı  ve 62,3 milyar Türk Lirası aktif büyüklüğü bulunan şirketin, halka arzdan sonra çıkarılmış sermayesinin yüzde 10,76’sının halka arzı planlanıyor.

 

30 Eylül 2023 itibarıyla şirketin toplam kurulu gücü 1.024,92 MW olup, bu kurulu gücün yüzde 66,70’ine denk gelen 683,65 MW’lık kısmını RES’ler, yüzde 25,36’sına denk gelen 259,90 MW’lık kısmını JES’ler ve yüzde 7,94’üne denk gelen 81,37 MW’lık kısmını HES projeleri oluşturuyor. Son durum itibarıyla, kapasite artışı sonucu, Şirket’in toplam kurulu gücü 1.025,52 MW’a ulaştı.

 

MOGAN Enerji Genel Müdürü Ali Karaduman, talep toplama süreciyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Kurumsallaşma ve sürdürülebilirlik sürecine önem veren bir kuruluşuz. Borsa İstanbul’da işlem görerek güven ve şeffaflık ilkelerimiz doğrultusunda kurumsallaşma sürecimizi taçlandırmak istiyoruz” dedi.

 

Karaduman, “Türkiye yenilenebilir enerji sektöründe her yıl güçlü bir şekilde büyüyoruz. Sahip olduğumuz portföy doğrultusunda Türkiye enerji sektörünün önde gelen oyuncularının başında geliyoruz. İstikrarlı büyüme yolculuğumuzda yeni ortaklarımızla birlikte yürümek bizleri heyecanlandırıyor. Yatırımcılarımızla birlikte yeni başarılara imza atacağımıza inanıyoruz. Halka arzdan gelecek fonun önemli bir bölümünü yurt içi ve yurt dışındaki yeni yatırımlar için değerlendireceğiz,” diye konuştu.

 

 

 

Continue Reading

Popüler