Connect with us

Genel

Opel Corsa, 40’ıncı Yılında 6. Nesliyle Yollarda

2022 yılında 160’ıncı yaşını kutlayan Opel, 1982 yılından günümüze tam 14 milyonun üzerinde satılan ve her nesliyle sınıfının referans modeli olmayı başaran Corsa’nın da 40’ıncı yılını kutluyor.

160 yıldır yenilikleri herkes için ulaşılabilir kılan Opel, aynı zamanda en çok satan modellerinden olan Corsa’nın 40’ıncı yaş gününü de kutluyor. Opel Corsa, 1982’de tanıtılmasıyla küçük otomobil sınıfında devrim yaratırken, bugün gelinen noktada altıncı nesliyle her zamankinden daha fazla talep görüyor. Corsa, geçen sene Almanya’nın “En Çok Satılan Kompakt Otomobili” ve “İngiltere’nin En Çok Satan Otomobili” olma başarısını göstermişti. 2020 Altın Direksiyon ödülünü Opel müzesine kazandıran Corsa-e, şimdiden dünya pazarındaki Corsa satışlarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.

Başarı hikayesi Kadett ile başladı

Corsa’nın 1982’deki ilk çıkışından bu yana popülaritesini tam olarak anlamak için öncelikle başarılı bir başka model olan Opel Kadett’e bakmak gerekiyor. Opel Kadett, otomobil kullanmanın hala gerçek bir lüks olduğu dönemlerde, daha fazla insana ulaşmak için tasarlanan ve geliştirilen küçük bir otomobildi. Kullanıcılar, on yıllar içinde refahın artmasıyla hızla daha talepkar olmaya başladılar. Böylece küçük Opel Kadett, 20. yüzyılın ikinci yarısında büyüdü, güçlendi ve her yeni versiyon ile kompakt sınıfa daha da yaklaştı. Bu gelişim hikayesi, Alman markanın giriş seviyesi modelinin altında bir boşluk yarattı.

Böylece yeni, orijinal ve kompakt bir otomobil için doğru zaman gelmiş oldu. Corsa ilk kez 1982 sonbaharında Zaragoza’da inşa edilen yeni otomobil fabrikasının üretim hattından çıktı ve kısa sürede Opel için en çok satan model olma yolunda ilerlemeye başladı. Üretilmeye başlandığı günden günümüze kadar geçen 40 yılda, çoğu Zaragoza ve Eisenach olmak üzere 14 milyonun üzerinde Corsa üretildi.

Bu başarının büyük bir kısmı, farklı Corsa nesillerinde tanıtılan ve daha önce sadece daha üst sınıf araçlarda sunulan sayısız üst düzey teknolojiden kaynaklanıyor. ABS ve hava yastıkları gibi güvenlik ve destek sistemlerinin yanı sıra, 180 derece panaromik geri dönüş kamerası, trafik işareti tespit sistemi, aktif şerit takip sistemi ve Intelli-Lux LED® Matrix Farlar bunlardan sadece birkaçı. Corsa altıncı nesliyle geleceğe de ne kadar uygun olduğunu gösteriyor. 2019 yılından bu yana Opel Corsa-e ilk kez tamamen emisyonsuz sürüş sunuyor.

Altı nesildir süren başarı hikayesi

opel-corsa-a.jpgOpel Corsa A (1982 – 1993)

Corsa A, sadece 3,62 metre uzunluğu ile oldukça kompakt boyutlara sahipti. Bir ralli otomobiline benzer şişkin çamurluk kemerleriyle dikkat çekiyordu. Baş tasarımcı Erhard Schnell, keskin hatlara sahip daha çok erkeklere hitap eden sportif kompakt bir otomobil yaratmıştı. 100 hp’lik Corsa GSi çok dikkat çekmişti ve ayrıca bir dizel versiyona da sahipti. İki kapılı hatchback ve sedan versiyonlara 1985 yılında popüler beş kapılı versiyon eklendi. Corsa A çok beğenildi ve 3,1 milyon adet ile en çok satan model olarak tarihe geçti.

opel-corsa-b.jpgOpel Corsa B (1993 – 2000)

İlk Corsa’nın yakalamış olduğu başarıya karşın Opel ikinci nesilde strateji değiştirdi ve Corsa’yı kadın kullanıcıların da sevgilisi olarak konumlandırma kararı aldı. Opel tasarım efsanesi Hideo Kodama; sevimli, çocuksu görünüme mükemmel şekilde uyan, çekici yuvarlak gözlü farlarıyla çok daha yumuşak hatlı bir Corsa yarattı. Corsa B, öncüsünden 10 santimetre daha uzun ve çok daha genişti. Ayrıca ABS, yan darbe koruması ve ön hava yastıkları dahil olmak üzere segmentine daha yüksek güvenlik standartları getirdi. Özel pazarlar için, hatchback dışında Opel yine bir sedan ve ayrıca station wagon ile bir pikap versiyonu da sundu. İkinci nesil Corsa, dünya genelinde başarılı oldu ve satışlar 4 milyonu aştı.

opel-corsa-c.jpgOpel Corsa C (2000- 2006)

Kazanan bir takımı asla değiştirmeme yaklaşımıyla Hideo Kodama, Corsa C için de görevlendirildi. Tasarım bilinçli olarak başarılı olan öncüsünün yolunda devam etti. Corsa bir kez daha 10 santimetre uzadı, daha uzun bir aks mesafesi ile daha olgun görünüyordu ve bu da iç mekandaki yaşama alanını önemli ölçüde arttırdı. İlk kez tamamen galvaniz gövde kullanıldı. Tüm versiyonlar Euro 4 emisyon standartlarını karşılıyordu. Corsa C de bir yıldız oldu ve 2,5 milyon adet sattı.

opel-corsa-d.jpgOpel Corsa D (2006 – 2014)

Üç ve beş kapılı versiyonlar farklı amaçlar için üretilmişti. Üç kapılı Corsa, orijinal Corsa A gibi, sportif müşterilere yönelik benzersiz, coupe tarzında bir tasarıma sahipti. Beş kapılı versiyon, geniş, eksiksiz bir aile otomobili karakteri sergiliyordu. Corsa D, hala dört metreden kısaydı. Opel’in ecoFLEX teknolojisi ile yakıt tasarrufu sağlayan start/stop sistemleri ve yüksek verimlilik seviyesine sahip motorlarla yollara çıkıyordu. Dördüncü nesil Corsa 2,9 milyon adet sattı.

opel-corsa-e.jpgOpel Corsa E (2014 – 2019)

Dinamik, pratik ve şık Corsa E de yaklaşık 1,3 milyon adet ile en çok satanlar listesine girdi. Beşinci nesil de Zaragoza ve Eisenach’taki Opel fabrikalarında üretildi. 4,02 metre ile ilk kez dört metre barajının üzerine çıkan küçük yıldız, üstün konfor ve teknolojilerle sınıfının standartlarını belirlemeye devam etti. Önceki nesillerde sunulan güvenlik donanımlarına ek olarak ısıtmalı direksiyon, koltuk ısıtması ve otomatik klima kontrolü gibi konfor özellikleri de sunuyordu. Corsa sürücüleri, 7 inç renkli dokunmatik ekran dahil olmak üzere Apple CarPlay ve Android Auto uyumlu IntelliLink bilgi-eğlence sistemi ile gelişmiş bağlanabilirlik özelliklerinin keyfini sürüyordu. Küçük otomobilin üst düzey sportif modeli başlangıçta 207 hp Corsa OPC olurken, daha sonra yerini 150 hp Corsa GSi’a bıraktı.

opel-corsa-f-at-iaa-2019-img-0693.jpgOpel Corsa F ile 2019 yılında elektrikli versiyon tanıtıldı

Opel, altıncı nesil Corsa ile geleceğe güvenle göğüs germeye hazır olduğunu kanıtladı. 2019 Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı’nda dünya tanıtımı yapılan kompakt otomobilin en güncel nesli, ilk kez tamamen batarya elektrikli, emisyonsuz ulaşımı herkes için ulaşılabilir kılıyor. Opel, güncel Corsa ile kompakt otomobil segmentinde ilk kez Intelli-Lux LED® Matrix Farı sunuyor. Bunun dışında aktif acil frenleme sistemi ve yaya algılama işlevi ile önden çarpışma ikazı ile sürüşü daha da güvenli ve rahat hale getiren radar tabanlı uyarlanabilir hız kontrolü gibi çok sayıda ileri teknolojik sürüş destek sistemi bulunuyor. 4.06 metre uzunluğu ile beş koltuklu Corsa; yol tutuşu, yalın tasarımı ve pratik kullanım özellikleriyle örnek teşkil etmeye devam ediyor. Yeni Corsa daha fazla sürüş keyfi için daha direkt ve dinamik sürüş özellikleri sunuyor. Başarıya giden bu yol ile Şimşek logolu kompakt otomobil, sırasıyla Almanya ve İngiltere’de bir kez daha en popüler kompakt otomobil ve en çok satan otomobil modeli oldu.

En çok satan elektrikli model farklı şekillerde kullanıcıların dikkatini çekmeye ve gönlünü kazanmaya devam ediyor. Seri üretim Corsa-e, Almanya’da 2020 Altın Direksiyon ödülünü kazandı. Modifiye Corsa-e Rally ise motor sporlarında yüksek performansın dahi çevre ile uyumlu olabileceğini gözler önüne seriyor. Opel, sıfır emisyonlu kompakt otomobille 2021 yılından bu yana düzenlenen ve dünyanın ilk elektrikli tek marka ralli kupası olan ADAC Opel e-Rally Cup’ta yarışan ve böylece rallinin geleceğine yön veren elektrikli bir ralli aracı geliştiren ilk üretici olmayı da başardı.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Popüler