Connect with us

Genel

Otomotiv Sanayii Derneği, Ocak-Ekim  Verilerini Açıkladı

  Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, Ocak-Ekim döneminde otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 azalarak 1 milyon 4 bin 974 adet, otomobil üretimi yüzde 15 azalarak 671 bin 676 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 33 bin 485 adete ulaştı. Bu dönemde, ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 30 azalarak 720 bin 208 adet olarak gerçekleşti.

  Otomobil ihracatı yüzde 29 oranında azalarak 480 bin 702 adet olurken, ticari araç ihracatı yüzde 33 azaldı. Traktör ihracatı ise 2019 yılına göre yüzde 21 azalarak 10 bin 950 adet olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, otomotiv sektörü 20,4 milyar dolarlık ihracat yaparken, yüzde 14,8 pay ile ülkemiz ihracat sıralamasında ilk sıradaki yerini korumayı sürdürdü.

 

OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, “Son iki yılda yarı yarıya daralan iç pazar sebebiyle ertelenen talep, finansal koşullar nedeniyle araç alımının yatırım aracı haline dönüşmesi ve uygun faiz koşulları gibi etmenler Haziran’dan itibaren iç pazarın hızlıca toparlanmasını sağladı. Temmuz, Eylül ve Ekim aylarından tarihsel olarak en yüksek iç pazar rakamlarına ulaştık. İhracat açısından bakacak olursak, pandeminin ikinci dalgasıyla birlikte en önemli pazarımız olan AB pazarlarında bayilerin kapanma oranı yüzde 35 civarında. Bu durumun, kısa vadede binek araç satışlarında bir miktar düşüşe sebep olsa da ticari araç sınıfında normalleşmenin devam etmesini sağlayacağını öngörüyoruz. Kısa vadede sanayiimiz açısından olumsuz etkiler söz konusu olsa bile orta ve uzun vadede olumsuz bir etki beklemiyoruz” dedi.

 

Türkiye otomotiv sanayiine yön veren 14 büyük üyesiyle sektörün çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Ocak-Ekim dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı.

10 aylık süreçte üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 azalarak 1 milyon 4 bin 974 adet, otomobil üretimi yüzde 15 azalarak 671 bin 676 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 33 bin 485 adede ulaştı.

 

Ekim ayında Türk otomotiv sanayisinin toplam üretimi geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 14 artarak 150 bin 746 adet olurken, bu dönemde 95 bin 915 adet otomobil üretildi. Otomotivin 10 aylık kapasite kullanım oranı yüzde 60 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 62, ağır ticaride yüzde 43, traktörde ise yüzde 46 oldu.

 

OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, yılın son günlerine girilirken yaptığı sektörel değerlendirmede, “Son iki yılda yarı yarıya daralan iç pazar sebebiyle ertelenen talep, finansal koşullar nedeniyle araç alımının yatırım aracı haline dönüşmesi ve uygun faiz koşulları gibi etmenler Haziran’dan itibaren iç pazarın hızlıca toparlanmasını sağladı. Temmuz, Eylül ve Ekim aylarından tarihsel olarak en yüksek iç pazar rakamlarına ulaştık. İhracat açısından bakacak olursak, pandeminin ikinci dalgasıyla birlikte en önemli pazarımız olan AB pazarlarında bayilerin kapanma oranı yüzde 35 civarında. Bu durumun, kısa vadede binek araç satışlarında bir miktar düşüşe sebep olsa da ticari araç sınıfında normalleşmenin devam etmesini sağlayacağını öngörüyoruz. Kısa vadede sanayiimiz açısından olumsuz etkiler söz konusu olsa bile orta ve uzun vadede olumsuz bir etki beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“Yılın başında 500 bin adet civarında öngördüğümüz 2020 iç pazarını, bugün 800 bin adet civarında tahmin ediyoruz.”

“Diğer yandan, 2015-17 döneminde ulaşılan 1 milyon adetlik iç pazar büyüklüğüne yeniden ulaşılması ve hatta pazarın öngörülebilir şekilde daha da büyümesinin sağlanması için kalıcı düzenlemeler önem taşıyor. Daha fazla araç satışı ile vergi gelirini yükseltmeyi hedefleyen, satın alma vergi yükünün aracın kullanım sürecine yayıldığı bir vergi sistemi ve yaşlı araç değişim programı ile iç pazarın önce 1 milyon ardından 1,5 milyon sonrasında da 2 milyon adetlik potansiyeline kısa sürede ulaşabileceğini düşünüyoruz” diyerek sözlerine devam eden Haydar Yenigün, “OSD olarak gelecekten beklentimiz, değişen otomotiv eko-sisteminde ülkemizin mevcut rekabetçiliğinin korunması ve geliştirilmesini hedefleyen uzun vadeli planlar üzerine kurgulu bir yaklaşım ile ihracatımızı artırmak, öngörülebilir ve büyüyen bir iç pazar ile  ülkemize daha fazla yatırım gelmesi için gerekli ortamın oluşturulması” diye konuştu.

 

Ticari araçta daralma yüzde 16

Ocak-Ekim döneminde ticari araç üretimi bir önceki yıla kıyasla yüzde 16 daralırken, ağır ticari araç grubu üretimindeki daralma yüzde 2, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 17 oranında kaydedildi. Bu dönemde, toplam ticari araç pazarı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 98, hafif ticari araç pazarı yüzde 100 ve ağır ticari araç pazarı yüzde 87 arttı. Baz etkisi dikkate alındığında Ocak-Ekim döneminde ticari araç pazarı 2017 yılının yüzde 23 gerisinde kaldı. Yalnızca Ekim ayına bakıldığında ise yük ve yolcu taşıyan ticari araç üretimi 54 bin 831 adet, traktör üretimi ise 4 bin 575 adet oldu.

Pazardaki artış yüzde 78’e ulaştı

Bu dönemde otomotiv pazarındaki toplam satışlar, 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 78 artış kaydederek 605 bin 390 adet oldu. Aynı dönemde, otomobil pazarı da yüzde 73 oranında artış gösterdi ve 465 bin 31 adet seviyesinde gerçekleşti. Son 10 yıllık ortalamalar dikkate alındığında, Ocak-Ekim döneminde toplam pazar yüzde 3, hafif ticari araç pazarı yüzde 18, ağır ticari araç pazarı yüzde 39, otomobil pazarı ise yüzde 4 oranında düşüş gösterdi. İlk 10 aylık dönemde, otomobil pazarında yerli araçların payı yüzde 40 olurken, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı yüzde 63 olarak gerçekleşti.

Otomotiv ihracattaki liderliğini korudu

Ocak-Ekim döneminde ihracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 30 azalarak 720 bin 208 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ihracatı yüzde 29 oranında azalarak 480 bin 702 adet olurken, ticari araç ihracatı yüzde 33 azaldı. Traktör ihracatı ise 2019 yılına göre yüzde 21 azalarak 10 bin 950 adet olarak gerçekleşti. Pandemi nedeniyle Avrupa’da ticaretin durma noktasına geldiği Nisan 2020’de 10 bin 613 adet olan otomotiv ihracatı; Mayıs’ta 44 bin 406, Haziran’da 70 bin 809, Temmuz’da 78 bin 242, Ağustos’ta 42 bin 865, Eylül’de 92 bin 832 adet olmuştu. Ekim’de ise bu rakam 104 bin 93 adet olarak kayıtlara geçti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, toplam otomotiv ihracatı Ocak-Ekim yüzde 14,8 pay ile ihracat sıralamasında ilk sıradaki yerini korumayı sürdürdü. Ekim ayında toplam ihracatın yüzde 16,8’ini gerçekleştiren otomotiv sanayi, sektörel ihracat sıralamasında zirvedeki yerini korudu.

On ayda 20,4 milyar dolarlık ihracat yapıldı

Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 21, Euro bazında ise yine yüzde 22 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 20,4 milyar dolar olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 24 azalarak 7,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yine yüzde 24 azaldı ve 6,4 milyar Euro oldu. Aynı dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 25 oranında, tedarik sanayi ihracatı da yüzde 15 oranında azaldı.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading

Genel

Hyundai Inster’in Rekabetçi Fiyatı Belli Oldu!

Hyundai, elektrikli araç pazarındaki iddiasını her geçen gün artırırken, şimdi de Inster ile şehir içi ulaşım segmentine iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa pazarı için tasarlanan ve A segmentinde konumlandırılan bu tamamen elektrikli modelin, Türkiye’de de önemli bir pazar payı elde etmesi bekleniyor. Uygun fiyatı, kompakt yapısı ve pratik kullanımıyla Inster, özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çevre dostu bir ulaşım aracı arayan tüketicilerin dikkatini çekecek gibi görünüyor.

Hyundai’nin minik elektrikli otomobili INSTER, Türkiye’de satışa sunuldu. Advance donanım seviyesiyle tercih edilebilen yeni Hyundai INSTER fiyatı 1.319.000 TL olarak açıklandı.

Türkiye Pazarında Güçlü Bir Pay Beklentisi

Türkiye’deki otomobil pazarında elektrikli araçlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle ÖTV teşvikleri ve şarj altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketiciler elektrikli modellere daha sıcak bakmaya başladı. Bu noktada Hyundai Inster, sahip olduğu avantajlarla Türkiye pazarında önemli bir yer edinebilir.

  • Uygun Fiyatlandırma: Hyundai’nin Inster’ı rekabetçi bir fiyatla sunması bekleniyor. Bu da elektrikli araç sahibi olmayı düşünen geniş bir kitle için cazip bir seçenek haline gelmesini sağlayacak.
  • Şehir İçi Kullanıma Uygunluk: Kompakt boyutları ve yüksek manevra kabiliyeti sayesinde Inster, özellikle dar şehir sokaklarında ve yoğun trafikte kolaylık sağlayacak. Park yeri bulma sorununa da çözüm sunması, şehirde yaşayanlar için büyük bir avantaj.
  • Çevre Dostu ve Ekonomik Sürüş: Sıfır emisyonlu olması Inster’ı çevre bilinci yüksek tüketiciler için ideal bir seçenek yaparken, düşük işletme maliyetleri de uzun vadede önemli bir ekonomik avantaj sunacak.
  • Hyundai Güvenilirliği: Hyundai’nin Türkiye pazarındaki güçlü bayi ağı ve satış sonrası hizmet kalitesi, Inster’ın da güvenle tercih edilmesini sağlayacaktır.

Teknik Verilerle Hyundai Inster

Hyundai Inster, boyutları ve teknik özellikleriyle şehir içi kullanım için optimize edilmiş bir yapıya sahip.

  • Boyutlar: Inster, yaklaşık 3,8 metrelik uzunluğuyla Hyundai Casper’dan (3,6 metre) biraz daha uzun olacak. Bu da iç mekanda daha fazla yaşam alanı sunarken, şehir içi manevra kabiliyetinden ödün vermeyecek.
  • Batarya ve Menzil: Inster’da 42 kWh’lik bir batarya paketinin bulunması bekleniyor. Bu batarya ile aracın WLTP standartlarına göre 300-355 kilometre civarında bir menzil sunması hedefleniyor. Şehir içi kullanım için bu menzil oldukça yeterli görünüyor.
  • Hızlı Şarj: Aracın hızlı şarj desteğiyle kısa sürede şarj edilebilmesi, pratikliğini artıracak önemli bir özellik.
  • Motor Gücü: Resmi motor gücü henüz açıklanmasa da, A segmenti bir elektrikli araç için yeterli düzeyde bir performans sunması bekleniyor. Şehir içi hızlanma ve dinamik sürüş kabiliyeti, Inster’ın beklentileri karşılayacağını gösteriyor.
  • Tasarım: Inster’ın tasarımında Hyundai’nin son elektrikli modellerinde gördüğümüz modern ve fütüristik çizgilerin korunması bekleniyor. Özellikle parametrik piksel farlar ve dinamik hatlar, araca özgün bir hava katacak.

Hyundai Inster’ın Türkiye yollarına çıkmasıyla birlikte, elektrikli araç pazarında yeni bir rekabetin başlaması ve şehir içi ulaşımda önemli bir dönüşümün yaşanması bekleniyor. Uygun fiyatı, çevreci yapısı ve pratik kullanımıyla Inster’ın Türk tüketicisinin beğenisini kazanarak pazar payında güçlü bir yer edinmesi oldukça olası görünüyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler