Genel
Otomotiv Sanayii Derneği, Ocak-Ekim Verilerini Açıkladı


Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, Ocak-Ekim döneminde otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 azalarak 1 milyon 4 bin 974 adet, otomobil üretimi yüzde 15 azalarak 671 bin 676 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 33 bin 485 adete ulaştı. Bu dönemde, ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 30 azalarak 720 bin 208 adet olarak gerçekleşti.
Otomobil ihracatı yüzde 29 oranında azalarak 480 bin 702 adet olurken, ticari araç ihracatı yüzde 33 azaldı. Traktör ihracatı ise 2019 yılına göre yüzde 21 azalarak 10 bin 950 adet olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, otomotiv sektörü 20,4 milyar dolarlık ihracat yaparken, yüzde 14,8 pay ile ülkemiz ihracat sıralamasında ilk sıradaki yerini korumayı sürdürdü.
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, “Son iki yılda yarı yarıya daralan iç pazar sebebiyle ertelenen talep, finansal koşullar nedeniyle araç alımının yatırım aracı haline dönüşmesi ve uygun faiz koşulları gibi etmenler Haziran’dan itibaren iç pazarın hızlıca toparlanmasını sağladı. Temmuz, Eylül ve Ekim aylarından tarihsel olarak en yüksek iç pazar rakamlarına ulaştık. İhracat açısından bakacak olursak, pandeminin ikinci dalgasıyla birlikte en önemli pazarımız olan AB pazarlarında bayilerin kapanma oranı yüzde 35 civarında. Bu durumun, kısa vadede binek araç satışlarında bir miktar düşüşe sebep olsa da ticari araç sınıfında normalleşmenin devam etmesini sağlayacağını öngörüyoruz. Kısa vadede sanayiimiz açısından olumsuz etkiler söz konusu olsa bile orta ve uzun vadede olumsuz bir etki beklemiyoruz” dedi.
Türkiye otomotiv sanayiine yön veren 14 büyük üyesiyle sektörün çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Ocak-Ekim dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı.
10 aylık süreçte üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 azalarak 1 milyon 4 bin 974 adet, otomobil üretimi yüzde 15 azalarak 671 bin 676 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 33 bin 485 adede ulaştı.
Ekim ayında Türk otomotiv sanayisinin toplam üretimi geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 14 artarak 150 bin 746 adet olurken, bu dönemde 95 bin 915 adet otomobil üretildi. Otomotivin 10 aylık kapasite kullanım oranı yüzde 60 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 62, ağır ticaride yüzde 43, traktörde ise yüzde 46 oldu.
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, yılın son günlerine girilirken yaptığı sektörel değerlendirmede, “Son iki yılda yarı yarıya daralan iç pazar sebebiyle ertelenen talep, finansal koşullar nedeniyle araç alımının yatırım aracı haline dönüşmesi ve uygun faiz koşulları gibi etmenler Haziran’dan itibaren iç pazarın hızlıca toparlanmasını sağladı. Temmuz, Eylül ve Ekim aylarından tarihsel olarak en yüksek iç pazar rakamlarına ulaştık. İhracat açısından bakacak olursak, pandeminin ikinci dalgasıyla birlikte en önemli pazarımız olan AB pazarlarında bayilerin kapanma oranı yüzde 35 civarında. Bu durumun, kısa vadede binek araç satışlarında bir miktar düşüşe sebep olsa da ticari araç sınıfında normalleşmenin devam etmesini sağlayacağını öngörüyoruz. Kısa vadede sanayiimiz açısından olumsuz etkiler söz konusu olsa bile orta ve uzun vadede olumsuz bir etki beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Yılın başında 500 bin adet civarında öngördüğümüz 2020 iç pazarını, bugün 800 bin adet civarında tahmin ediyoruz.”
“Diğer yandan, 2015-17 döneminde ulaşılan 1 milyon adetlik iç pazar büyüklüğüne yeniden ulaşılması ve hatta pazarın öngörülebilir şekilde daha da büyümesinin sağlanması için kalıcı düzenlemeler önem taşıyor. Daha fazla araç satışı ile vergi gelirini yükseltmeyi hedefleyen, satın alma vergi yükünün aracın kullanım sürecine yayıldığı bir vergi sistemi ve yaşlı araç değişim programı ile iç pazarın önce 1 milyon ardından 1,5 milyon sonrasında da 2 milyon adetlik potansiyeline kısa sürede ulaşabileceğini düşünüyoruz” diyerek sözlerine devam eden Haydar Yenigün, “OSD olarak gelecekten beklentimiz, değişen otomotiv eko-sisteminde ülkemizin mevcut rekabetçiliğinin korunması ve geliştirilmesini hedefleyen uzun vadeli planlar üzerine kurgulu bir yaklaşım ile ihracatımızı artırmak, öngörülebilir ve büyüyen bir iç pazar ile ülkemize daha fazla yatırım gelmesi için gerekli ortamın oluşturulması” diye konuştu.
Ticari araçta daralma yüzde 16
Ocak-Ekim döneminde ticari araç üretimi bir önceki yıla kıyasla yüzde 16 daralırken, ağır ticari araç grubu üretimindeki daralma yüzde 2, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 17 oranında kaydedildi. Bu dönemde, toplam ticari araç pazarı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 98, hafif ticari araç pazarı yüzde 100 ve ağır ticari araç pazarı yüzde 87 arttı. Baz etkisi dikkate alındığında Ocak-Ekim döneminde ticari araç pazarı 2017 yılının yüzde 23 gerisinde kaldı. Yalnızca Ekim ayına bakıldığında ise yük ve yolcu taşıyan ticari araç üretimi 54 bin 831 adet, traktör üretimi ise 4 bin 575 adet oldu.
Pazardaki artış yüzde 78’e ulaştı
Bu dönemde otomotiv pazarındaki toplam satışlar, 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 78 artış kaydederek 605 bin 390 adet oldu. Aynı dönemde, otomobil pazarı da yüzde 73 oranında artış gösterdi ve 465 bin 31 adet seviyesinde gerçekleşti. Son 10 yıllık ortalamalar dikkate alındığında, Ocak-Ekim döneminde toplam pazar yüzde 3, hafif ticari araç pazarı yüzde 18, ağır ticari araç pazarı yüzde 39, otomobil pazarı ise yüzde 4 oranında düşüş gösterdi. İlk 10 aylık dönemde, otomobil pazarında yerli araçların payı yüzde 40 olurken, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı yüzde 63 olarak gerçekleşti.
Otomotiv ihracattaki liderliğini korudu
Ocak-Ekim döneminde ihracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 30 azalarak 720 bin 208 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ihracatı yüzde 29 oranında azalarak 480 bin 702 adet olurken, ticari araç ihracatı yüzde 33 azaldı. Traktör ihracatı ise 2019 yılına göre yüzde 21 azalarak 10 bin 950 adet olarak gerçekleşti. Pandemi nedeniyle Avrupa’da ticaretin durma noktasına geldiği Nisan 2020’de 10 bin 613 adet olan otomotiv ihracatı; Mayıs’ta 44 bin 406, Haziran’da 70 bin 809, Temmuz’da 78 bin 242, Ağustos’ta 42 bin 865, Eylül’de 92 bin 832 adet olmuştu. Ekim’de ise bu rakam 104 bin 93 adet olarak kayıtlara geçti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, toplam otomotiv ihracatı Ocak-Ekim yüzde 14,8 pay ile ihracat sıralamasında ilk sıradaki yerini korumayı sürdürdü. Ekim ayında toplam ihracatın yüzde 16,8’ini gerçekleştiren otomotiv sanayi, sektörel ihracat sıralamasında zirvedeki yerini korudu.
On ayda 20,4 milyar dolarlık ihracat yapıldı
Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 21, Euro bazında ise yine yüzde 22 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 20,4 milyar dolar olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 24 azalarak 7,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yine yüzde 24 azaldı ve 6,4 milyar Euro oldu. Aynı dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 25 oranında, tedarik sanayi ihracatı da yüzde 15 oranında azaldı.
Genel
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor


Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Genel
Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!


Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.
Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.
Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket
Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”
Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”
Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Genel
Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı


Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.
Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.
Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk
Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.
Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.
Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.


An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.
Sınırları Zorlayan Verimlilik
Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.
Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.
Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.
Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart
Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.
Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri
PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.
Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim
Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.
Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri
Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.
-



Otomotiv3 ay önceTurka’dan araç muayenede yeni dönem için ilk imza
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceHotomobil Tesla Cybertruck için Tasarladığı Cyberglad Modelinin Avrupa Lansmanını “Caravan Salon Düsseldorf” Fuarı’nda Gerçekleştiriyor
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceTogg, Münih’te IAA Mobility 2025’te yerini alıyor
-



Şarj Sektörü3 ay önceWATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı
-



Otomotiv Sektörü3 ay önceHyundai Motor Türkiye’den Gençlik Kampı
-



Yeni Modeller3 ay önceElektrikli Lüksün Yeni Temsilcisi: Mercedes-Benz Yeni GLC
-



Elektrikli Otomobiller3 ay önceYeni BMW iX3 ve MINI JCW , IAA Mobility 2025’te Tanıtılacak
-



Otomobil3 ay önceHyundai Motor Türkiye’de Yeni Dönem: Online Satış Sistemi Başlıyor










