Connect with us

Genel

Peugeot 9×8’in İlk Yarışı İçin Geri Sayım Başladı

Dört tekerlekten çekişli hibrit elektrikli Hypercar, Temmuz ayında İtalya’nın Monza kentinde yapılacak 2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın (FIA WEC) 4. ayağında ilk defa yarışa çıkmaya artık hazır.

PEUGEOT, markanın başarılarla dolu motor sporları tarihine 10 Temmuz’da yeni bir kilometre taşı oluşturmaya hazırlanıyor. İtalya’nın dünyaca ünlü Monza Pisti’nde 6 Saat Dayanıklılık Yarışları dünyasında yeni bir dönem başlayacak. Le Mans’ta tarih yazan 905 ve 908 efsanelerinin ardından PEUGEOT 9X8, FIA WEC’e benzersiz bir tasarım felsefesi getirmeye hazırlanıyor. Arka kanada yer vermeyen tasarımıyla dikkat çeken yenilikçi Hypercar, ACO ve FIA’nın LMP1’e göre daha erişilebilir olan, Le Mans Hypercar (LMH) kategorisi yönetmeliklerini karşılıyor. Benzersiz şık silueti, güçlü marka kimliği ve PEUGEOT’nun yol modelleriyle aynı üç pençeli aydınlatma imzası ile dikkat çeken 9X8, PEUGEOT stratejisini mükemmel yansıtıyor. PEUGEOT’nun, enerji geçiş stratejisinin temel unsurları olan hibrit ve elektrikliye geçiş alanlarındaki teknolojik uzmanlığının vitrini olarak hem şirketin mücadeleci yönünü hem de müşterilere mükemmeli sunma taahhüdünü gözler önüne seren 9X8, PEUGEOT’nun üç temel değeri olan çarpıcı tasarımlar, motor sporları tutkusu ve teknolojik mükemmelliği bir arada sunuyor. Bu değerler, yenilikçi fikirleri, teknolojileri değerlendirme ve hayata geçirme yaklaşımıyla Le Mans 24 Saat’e odaklanan markanın dayanıklılık yarışlarına dönüşüne rehberlik ediyor.

“2030 yılına kadar Avrupa’da sadece elektrikli olma hedefimiz için motor sporları çok önemli”

PEUGEOT CEO’su Linda Jackson konuyla ilgili yaptığı açıklama, “PEUGEOT’nun FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’na katılımı, markanın yaratıcılığının ve motor sporları tutkusunun bir kanıtı. Bu yarış otomobilleri elektrikliye geçiş alanında, yarış pistlerinden yollara teknoloji aktarımında da rol oynayacaklar. Enerji geçişi konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu göstermek için, 2024 yılına kadar tüm ürün gamımızla elektrikliye geçiş yapacağız. Ayrıca, 2030 yılına kadar Avrupa’da sadece elektrikli olma hedefimize ulaşmak istiyorsak, bu alanda üstün olmamız gerektiğini biliyoruz ve motor sporları bu hedef için çok önemli. PEUGEOT 9X8 ilk yarışına çıkmadan, mühendisler hibrit sistemi yol otomobillerimizden biri olan PEUGEOT 508 PEUGEOT SPORT ENGINEERED’a taşıdı. Diğer örnekler de yolda” dedi.

peugeot-9x8.jpgStellantis Motorsport Direktörü Jean-Marc Finot ise yaptığı açıklamada, “TEAM PEUGEOT TotalEnergies, PEUGEOT 9X8 Le Mans Hypercar prototipini yarışlara hazır hale getirdi. Bu iddialı otomobil, markamızın DNA’sını yansıtıyor ve her biri kendi alanında uzman ortaklarımız tarafından desteklenen spor ve tasarım departmanlarımızın bir ürünü. Yarış pistinde başarı ancak becerilerin bir araya getirilmesiyle elde edilebilir” derken, PEUGEOT SPORT Teknik Direktörü Olivier Jansonnie, “Yeni yarış otomobilimizi sunarken geçtiğimiz yaz verdiğimiz sözü tutuyoruz. PEUGEOT 9X8, Temmuz 2021’de tanıttığımız konseptin fiziksel olarak somutlaşmış hali. Son aylarda karşılaştığımız zorluk iki yönlüydü ve bir otomobil üretip onu son derece zorlu ilk yarışına hazırlamak için bir ekip oluşturmayı içeriyordu. Monza’daki ilk yarışa sadece haftalar kala, PEUGEOT 9X8 çeşitli pistlerdeki testlerle hızlanmaya devam ediyor. Ancak gerçek yarışların yerini hiçbir şey tutamaz. Hibrite geçiş ve diğer alanlardaki becerilerimizi göstermek için kendi bünyemizde geliştirdiğimiz hibrit-elektrikli Hypercar’ımızın potansiyelini keşfetmek için sabırsızlanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sportif ve teknolojik mücadelenin sonucu

PEUGEOT 9X8, PEUGEOT SPORT uzmanları tarafından geliştirilen güç-aktarma sistemine sahip dört tekerlekten çekişli bir yarış prototipi. 2,6 litre, bi-turbo, 520 kW, V6 içten yanmalı motor (ICE) arka tekerlekleri ve yüksek performanslı 200 kW elektromotor ön tekerlekleri harekete geçiriyor. Motor gibi, silisyum karbür tabanlı invertör Marelli ile, yüksek voltajlı, 900 voltluk batarya, TotalEnergies/Saft ile ortaklaşa geliştirildi. Bununla birlikte Michelin’den alınan Hypercar sınıfının düzenlemelerine uygun lastikler 9X8’in muazzam gücünü yola aktarıyor.

Atletik tasarımıyla PEUGEOT 9X8; 4.995 metre uzunluğa, 2.000 metre genişliğe ve 1.145 metre yüksekliğe sahip. Sadece 1.030 kg ağırlığıyla birlikte 90 litrelik yakıt deposunda TotalEnergies’in %100 yenilenebilir, Excellium Racing 100 yakıtı kullanılıyor.

Ezberleri bozan kanatsız tasarım

Matthias Hossann liderliğindeki PEUGEOT tasarım ekibi ile Olivier Jansonnie yönetimindeki Sport ekibi arasındaki benzersiz iş birliği, kalıpları kıran cesur ve şık bir yarış otomobiliyle sonuçlandı. Temmuz 2021’de PEUGEOT 9X8 Concept otomobilinin tanıtımında pek çok kişi arka kanadı olmayan yapının bir işe yaramayacağı konusunda hemfikirdi. ACO/FIA’nın LMH düzenlemeleri PEUGEOT SPORT Teknik Direktörü Olivier Jansonnie liderliğindeki departmana bu yolda devam etmek için ilham verdi. Aralık ayından bu yana farklı özelliklere sahip pistlerde (Portimão/Portekiz, Le Castellet/Fransa, MotorLand Aragón/İspanya, Barselona/İspanya ve Magny-Cours/Fransa) gerçekleştirilen testler bu çığır açan yenilikçi konseptin başarısını doğruladı. Son test öncesinde Portimão’da tanıtılan yarış otomobili, 2021’de sunulan konseptin ortaya koyduğu yenilikçi vizyona tamamen uymasıyla da dikkat çekiyor.

PEUGEOT 9X8, 25 test günü boyunca 10.000 kilometreden fazla yol kat etti. Buna paralel olarak, otomobilin homologasyonu FIA ile birlikte yönetilirken, PEUGEOT SPORT Güç-Aktarma Sistemleri Direktörü François Coudrain liderliğindeki ekip, güç-aktarma sistemini test cihazı, simülatör ve yarış pistinde geliştirmeye odaklandı. Hypercar’ın güvenilirliğini ve performansını artırmanın anahtarı olan bu hayati aşamaların tamamlanması, yarış otomobilinin tanıtımının 2022 Le Mans 24 Saat Yarışı sonrasına ertelenmesine neden oldu. Sonuç olarak PEUGEOT 9X8, İtalya’nın ünlü “Hız Tapınağı”nda 6 Saatlik Monza ile 10 Temmuz’da FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’na katılarak rekabet edecek.

İki adet PEUGEOT 9X8 için altı pilot

Paul Di Resta (İNG), Loïc Duval (FRA), Mikkel Jensen (DAN), Gustavo Menezes (ABD/BRA), James Rossiter (İNG) ve Jean-Éric Vergne (FRA) 10 Temmuz’da İtalya’nın 6 Saatlik Monza yarışında yarışacak iki ekibi oluşturan pilotlar olarak belirlendi. Ekipler otomobilin test programı tamamlandıktan sonra önümüzdeki haftalarda onaylanacak. İki PEUGEOT 9X8 daha sonra Eylül ayında Japonya’nın 6 Saatlik Fuji ve Kasım ayındaki 8 Saatlik Bahreyn yarışlarında yarışmaya devam edecek.

Alanında uzman ekiplerin ortak başarısı

TEAM PEUGEOT TotalEnergies, hem yarış pistinde hem de yarış pisti dışında mükemmel olmak için, her biri kendi alanında son derece saygın uluslararası ortaklarla güçlerini birleştirdi. Örnek olarak, yapay zekâ uzmanı Capgemini ve PEUGEOT SPORT, 9X8’in verimliliğini, özellikle de hızlanma ve rejenerasyon aşamalarında enerji yönetimini optimize etmek için birlikte çalışıyor. Ayrıca PEUGEOT SPORT ve Modex, karşılıklı olarak faydalı sinerjiler üretmek için fikirlerini, yaratıcılıklarını, teknolojik vizyonlarını ve inovasyon eğilimlerini bir araya getirdi. İkonik İtalyan yarış kıyafeti üreticisi Sparco, takıma temel motor sporları güvenlik ekipmanlarını ve Danimarkalı Jack & Jones, TEAM PEUGEOT TotalEnergies’in resmi takım kıyafetlerini sağladı.

Le Mans 2022 ve Le Mans 2023

2023 sezonunda TEAM PEUGEOT TotalEnergies, Le Mans Hybrid (LMH, PEUGEOT 9X8 ile aynı sınıf) ya da Le Mans Daytona Hybrid (LMdH) gibi sınıflarda Le Mans 24 Saat’in yüzüncü yılında yarışacak. Gelecek yılki etkinlik, birçok gözlemci tarafından dayanıklılık yarışlarının yeni altın çağının başlangıcı olarak tanımlandı.

9X8, 2022’de Le Mans’ta yer almayacak olsa da PEUGEOT, hazırlık aşamasında ve yarış hafta sonu boyunca hayranlarıyla buluşmak için bu yıl etkinliğe katılma arzusunda. ACO (Automobile Club de l’Ouest) ile birlikte, PEUGEOT’nun tarihine ve başarı öyküsüne adanan ALLURE-LE MANS başlıklı bir sergi, 21 Mayıs’ta pistin müzesinde açılacak ve burada PEUGEOT 9X8’in orijinal versiyonu Eylül ayına kadar sergilenecek. 2022 yarışını izlemeye gelen seyirciler, PEUGEOT 9X8’e özel bir alandaki Fan Village ve Jack & Jones tarafından üretilen resmi takım kıyafetlerini satın alabilecekleri bir mağazayı da ziyaret edebilecekler.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler