Connect with us

Genel

Peugeot 9×8’in İlk Yarışı İçin Geri Sayım Başladı

Dört tekerlekten çekişli hibrit elektrikli Hypercar, Temmuz ayında İtalya’nın Monza kentinde yapılacak 2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nın (FIA WEC) 4. ayağında ilk defa yarışa çıkmaya artık hazır.

PEUGEOT, markanın başarılarla dolu motor sporları tarihine 10 Temmuz’da yeni bir kilometre taşı oluşturmaya hazırlanıyor. İtalya’nın dünyaca ünlü Monza Pisti’nde 6 Saat Dayanıklılık Yarışları dünyasında yeni bir dönem başlayacak. Le Mans’ta tarih yazan 905 ve 908 efsanelerinin ardından PEUGEOT 9X8, FIA WEC’e benzersiz bir tasarım felsefesi getirmeye hazırlanıyor. Arka kanada yer vermeyen tasarımıyla dikkat çeken yenilikçi Hypercar, ACO ve FIA’nın LMP1’e göre daha erişilebilir olan, Le Mans Hypercar (LMH) kategorisi yönetmeliklerini karşılıyor. Benzersiz şık silueti, güçlü marka kimliği ve PEUGEOT’nun yol modelleriyle aynı üç pençeli aydınlatma imzası ile dikkat çeken 9X8, PEUGEOT stratejisini mükemmel yansıtıyor. PEUGEOT’nun, enerji geçiş stratejisinin temel unsurları olan hibrit ve elektrikliye geçiş alanlarındaki teknolojik uzmanlığının vitrini olarak hem şirketin mücadeleci yönünü hem de müşterilere mükemmeli sunma taahhüdünü gözler önüne seren 9X8, PEUGEOT’nun üç temel değeri olan çarpıcı tasarımlar, motor sporları tutkusu ve teknolojik mükemmelliği bir arada sunuyor. Bu değerler, yenilikçi fikirleri, teknolojileri değerlendirme ve hayata geçirme yaklaşımıyla Le Mans 24 Saat’e odaklanan markanın dayanıklılık yarışlarına dönüşüne rehberlik ediyor.

“2030 yılına kadar Avrupa’da sadece elektrikli olma hedefimiz için motor sporları çok önemli”

PEUGEOT CEO’su Linda Jackson konuyla ilgili yaptığı açıklama, “PEUGEOT’nun FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’na katılımı, markanın yaratıcılığının ve motor sporları tutkusunun bir kanıtı. Bu yarış otomobilleri elektrikliye geçiş alanında, yarış pistlerinden yollara teknoloji aktarımında da rol oynayacaklar. Enerji geçişi konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu göstermek için, 2024 yılına kadar tüm ürün gamımızla elektrikliye geçiş yapacağız. Ayrıca, 2030 yılına kadar Avrupa’da sadece elektrikli olma hedefimize ulaşmak istiyorsak, bu alanda üstün olmamız gerektiğini biliyoruz ve motor sporları bu hedef için çok önemli. PEUGEOT 9X8 ilk yarışına çıkmadan, mühendisler hibrit sistemi yol otomobillerimizden biri olan PEUGEOT 508 PEUGEOT SPORT ENGINEERED’a taşıdı. Diğer örnekler de yolda” dedi.

peugeot-9x8.jpgStellantis Motorsport Direktörü Jean-Marc Finot ise yaptığı açıklamada, “TEAM PEUGEOT TotalEnergies, PEUGEOT 9X8 Le Mans Hypercar prototipini yarışlara hazır hale getirdi. Bu iddialı otomobil, markamızın DNA’sını yansıtıyor ve her biri kendi alanında uzman ortaklarımız tarafından desteklenen spor ve tasarım departmanlarımızın bir ürünü. Yarış pistinde başarı ancak becerilerin bir araya getirilmesiyle elde edilebilir” derken, PEUGEOT SPORT Teknik Direktörü Olivier Jansonnie, “Yeni yarış otomobilimizi sunarken geçtiğimiz yaz verdiğimiz sözü tutuyoruz. PEUGEOT 9X8, Temmuz 2021’de tanıttığımız konseptin fiziksel olarak somutlaşmış hali. Son aylarda karşılaştığımız zorluk iki yönlüydü ve bir otomobil üretip onu son derece zorlu ilk yarışına hazırlamak için bir ekip oluşturmayı içeriyordu. Monza’daki ilk yarışa sadece haftalar kala, PEUGEOT 9X8 çeşitli pistlerdeki testlerle hızlanmaya devam ediyor. Ancak gerçek yarışların yerini hiçbir şey tutamaz. Hibrite geçiş ve diğer alanlardaki becerilerimizi göstermek için kendi bünyemizde geliştirdiğimiz hibrit-elektrikli Hypercar’ımızın potansiyelini keşfetmek için sabırsızlanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sportif ve teknolojik mücadelenin sonucu

PEUGEOT 9X8, PEUGEOT SPORT uzmanları tarafından geliştirilen güç-aktarma sistemine sahip dört tekerlekten çekişli bir yarış prototipi. 2,6 litre, bi-turbo, 520 kW, V6 içten yanmalı motor (ICE) arka tekerlekleri ve yüksek performanslı 200 kW elektromotor ön tekerlekleri harekete geçiriyor. Motor gibi, silisyum karbür tabanlı invertör Marelli ile, yüksek voltajlı, 900 voltluk batarya, TotalEnergies/Saft ile ortaklaşa geliştirildi. Bununla birlikte Michelin’den alınan Hypercar sınıfının düzenlemelerine uygun lastikler 9X8’in muazzam gücünü yola aktarıyor.

Atletik tasarımıyla PEUGEOT 9X8; 4.995 metre uzunluğa, 2.000 metre genişliğe ve 1.145 metre yüksekliğe sahip. Sadece 1.030 kg ağırlığıyla birlikte 90 litrelik yakıt deposunda TotalEnergies’in %100 yenilenebilir, Excellium Racing 100 yakıtı kullanılıyor.

Ezberleri bozan kanatsız tasarım

Matthias Hossann liderliğindeki PEUGEOT tasarım ekibi ile Olivier Jansonnie yönetimindeki Sport ekibi arasındaki benzersiz iş birliği, kalıpları kıran cesur ve şık bir yarış otomobiliyle sonuçlandı. Temmuz 2021’de PEUGEOT 9X8 Concept otomobilinin tanıtımında pek çok kişi arka kanadı olmayan yapının bir işe yaramayacağı konusunda hemfikirdi. ACO/FIA’nın LMH düzenlemeleri PEUGEOT SPORT Teknik Direktörü Olivier Jansonnie liderliğindeki departmana bu yolda devam etmek için ilham verdi. Aralık ayından bu yana farklı özelliklere sahip pistlerde (Portimão/Portekiz, Le Castellet/Fransa, MotorLand Aragón/İspanya, Barselona/İspanya ve Magny-Cours/Fransa) gerçekleştirilen testler bu çığır açan yenilikçi konseptin başarısını doğruladı. Son test öncesinde Portimão’da tanıtılan yarış otomobili, 2021’de sunulan konseptin ortaya koyduğu yenilikçi vizyona tamamen uymasıyla da dikkat çekiyor.

PEUGEOT 9X8, 25 test günü boyunca 10.000 kilometreden fazla yol kat etti. Buna paralel olarak, otomobilin homologasyonu FIA ile birlikte yönetilirken, PEUGEOT SPORT Güç-Aktarma Sistemleri Direktörü François Coudrain liderliğindeki ekip, güç-aktarma sistemini test cihazı, simülatör ve yarış pistinde geliştirmeye odaklandı. Hypercar’ın güvenilirliğini ve performansını artırmanın anahtarı olan bu hayati aşamaların tamamlanması, yarış otomobilinin tanıtımının 2022 Le Mans 24 Saat Yarışı sonrasına ertelenmesine neden oldu. Sonuç olarak PEUGEOT 9X8, İtalya’nın ünlü “Hız Tapınağı”nda 6 Saatlik Monza ile 10 Temmuz’da FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’na katılarak rekabet edecek.

İki adet PEUGEOT 9X8 için altı pilot

Paul Di Resta (İNG), Loïc Duval (FRA), Mikkel Jensen (DAN), Gustavo Menezes (ABD/BRA), James Rossiter (İNG) ve Jean-Éric Vergne (FRA) 10 Temmuz’da İtalya’nın 6 Saatlik Monza yarışında yarışacak iki ekibi oluşturan pilotlar olarak belirlendi. Ekipler otomobilin test programı tamamlandıktan sonra önümüzdeki haftalarda onaylanacak. İki PEUGEOT 9X8 daha sonra Eylül ayında Japonya’nın 6 Saatlik Fuji ve Kasım ayındaki 8 Saatlik Bahreyn yarışlarında yarışmaya devam edecek.

Alanında uzman ekiplerin ortak başarısı

TEAM PEUGEOT TotalEnergies, hem yarış pistinde hem de yarış pisti dışında mükemmel olmak için, her biri kendi alanında son derece saygın uluslararası ortaklarla güçlerini birleştirdi. Örnek olarak, yapay zekâ uzmanı Capgemini ve PEUGEOT SPORT, 9X8’in verimliliğini, özellikle de hızlanma ve rejenerasyon aşamalarında enerji yönetimini optimize etmek için birlikte çalışıyor. Ayrıca PEUGEOT SPORT ve Modex, karşılıklı olarak faydalı sinerjiler üretmek için fikirlerini, yaratıcılıklarını, teknolojik vizyonlarını ve inovasyon eğilimlerini bir araya getirdi. İkonik İtalyan yarış kıyafeti üreticisi Sparco, takıma temel motor sporları güvenlik ekipmanlarını ve Danimarkalı Jack & Jones, TEAM PEUGEOT TotalEnergies’in resmi takım kıyafetlerini sağladı.

Le Mans 2022 ve Le Mans 2023

2023 sezonunda TEAM PEUGEOT TotalEnergies, Le Mans Hybrid (LMH, PEUGEOT 9X8 ile aynı sınıf) ya da Le Mans Daytona Hybrid (LMdH) gibi sınıflarda Le Mans 24 Saat’in yüzüncü yılında yarışacak. Gelecek yılki etkinlik, birçok gözlemci tarafından dayanıklılık yarışlarının yeni altın çağının başlangıcı olarak tanımlandı.

9X8, 2022’de Le Mans’ta yer almayacak olsa da PEUGEOT, hazırlık aşamasında ve yarış hafta sonu boyunca hayranlarıyla buluşmak için bu yıl etkinliğe katılma arzusunda. ACO (Automobile Club de l’Ouest) ile birlikte, PEUGEOT’nun tarihine ve başarı öyküsüne adanan ALLURE-LE MANS başlıklı bir sergi, 21 Mayıs’ta pistin müzesinde açılacak ve burada PEUGEOT 9X8’in orijinal versiyonu Eylül ayına kadar sergilenecek. 2022 yarışını izlemeye gelen seyirciler, PEUGEOT 9X8’e özel bir alandaki Fan Village ve Jack & Jones tarafından üretilen resmi takım kıyafetlerini satın alabilecekleri bir mağazayı da ziyaret edebilecekler.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading

Genel

Hyundai Inster’in Rekabetçi Fiyatı Belli Oldu!

Hyundai, elektrikli araç pazarındaki iddiasını her geçen gün artırırken, şimdi de Inster ile şehir içi ulaşım segmentine iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa pazarı için tasarlanan ve A segmentinde konumlandırılan bu tamamen elektrikli modelin, Türkiye’de de önemli bir pazar payı elde etmesi bekleniyor. Uygun fiyatı, kompakt yapısı ve pratik kullanımıyla Inster, özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çevre dostu bir ulaşım aracı arayan tüketicilerin dikkatini çekecek gibi görünüyor.

Hyundai’nin minik elektrikli otomobili INSTER, Türkiye’de satışa sunuldu. Advance donanım seviyesiyle tercih edilebilen yeni Hyundai INSTER fiyatı 1.319.000 TL olarak açıklandı.

Türkiye Pazarında Güçlü Bir Pay Beklentisi

Türkiye’deki otomobil pazarında elektrikli araçlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle ÖTV teşvikleri ve şarj altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketiciler elektrikli modellere daha sıcak bakmaya başladı. Bu noktada Hyundai Inster, sahip olduğu avantajlarla Türkiye pazarında önemli bir yer edinebilir.

  • Uygun Fiyatlandırma: Hyundai’nin Inster’ı rekabetçi bir fiyatla sunması bekleniyor. Bu da elektrikli araç sahibi olmayı düşünen geniş bir kitle için cazip bir seçenek haline gelmesini sağlayacak.
  • Şehir İçi Kullanıma Uygunluk: Kompakt boyutları ve yüksek manevra kabiliyeti sayesinde Inster, özellikle dar şehir sokaklarında ve yoğun trafikte kolaylık sağlayacak. Park yeri bulma sorununa da çözüm sunması, şehirde yaşayanlar için büyük bir avantaj.
  • Çevre Dostu ve Ekonomik Sürüş: Sıfır emisyonlu olması Inster’ı çevre bilinci yüksek tüketiciler için ideal bir seçenek yaparken, düşük işletme maliyetleri de uzun vadede önemli bir ekonomik avantaj sunacak.
  • Hyundai Güvenilirliği: Hyundai’nin Türkiye pazarındaki güçlü bayi ağı ve satış sonrası hizmet kalitesi, Inster’ın da güvenle tercih edilmesini sağlayacaktır.

Teknik Verilerle Hyundai Inster

Hyundai Inster, boyutları ve teknik özellikleriyle şehir içi kullanım için optimize edilmiş bir yapıya sahip.

  • Boyutlar: Inster, yaklaşık 3,8 metrelik uzunluğuyla Hyundai Casper’dan (3,6 metre) biraz daha uzun olacak. Bu da iç mekanda daha fazla yaşam alanı sunarken, şehir içi manevra kabiliyetinden ödün vermeyecek.
  • Batarya ve Menzil: Inster’da 42 kWh’lik bir batarya paketinin bulunması bekleniyor. Bu batarya ile aracın WLTP standartlarına göre 300-355 kilometre civarında bir menzil sunması hedefleniyor. Şehir içi kullanım için bu menzil oldukça yeterli görünüyor.
  • Hızlı Şarj: Aracın hızlı şarj desteğiyle kısa sürede şarj edilebilmesi, pratikliğini artıracak önemli bir özellik.
  • Motor Gücü: Resmi motor gücü henüz açıklanmasa da, A segmenti bir elektrikli araç için yeterli düzeyde bir performans sunması bekleniyor. Şehir içi hızlanma ve dinamik sürüş kabiliyeti, Inster’ın beklentileri karşılayacağını gösteriyor.
  • Tasarım: Inster’ın tasarımında Hyundai’nin son elektrikli modellerinde gördüğümüz modern ve fütüristik çizgilerin korunması bekleniyor. Özellikle parametrik piksel farlar ve dinamik hatlar, araca özgün bir hava katacak.

Hyundai Inster’ın Türkiye yollarına çıkmasıyla birlikte, elektrikli araç pazarında yeni bir rekabetin başlaması ve şehir içi ulaşımda önemli bir dönüşümün yaşanması bekleniyor. Uygun fiyatı, çevreci yapısı ve pratik kullanımıyla Inster’ın Türk tüketicisinin beğenisini kazanarak pazar payında güçlü bir yer edinmesi oldukça olası görünüyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler