Connect with us

Otomotiv

PEUGEOT INCEPTION CONCEPT LAS VEGAS CES FUARI’NDA TANITILDI!

PEUGEOT INCEPTION CONCEPT: PEUGEOT yeni bir dönem başlatıyor, otomobilin geleceğine ilişkin vizyonunu ortaya koyuyor!

 

PEUGEOT, INCEPTION CONCEPT ile markanın geleceğe yönelik vizyonunu ortaya koyuyor. INCEPTION CONCEPT, dönüşüm içinde, yeni bir döneme giren PEUGEOT’nun, “Göz Alıcılık”, “Duygu” ve “Mükemmellik” değerlerini bünyesinde barındırıyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, 2025 yılından itibaren markanın kompakt modelleri de dahil olmak üzere gelecekteki otomobillerine ilham verecek. Önümüzdeki 2 yıl içinde 5 yeni tamamen elektrikli modeli pazara sunacak olan PEUGEOT, ardından tamamen elektrikli bir ürün gamına sahip olacak. 2030 yılına kadar Avrupa’da satılan tüm PEUGEOT otomobilleri elektrikli olacak. Doğuştan elektrikli “BEV-by-design” platformundaki PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, Hypersquare’i barındıran yeni nesil PEUGEOT i-Cockpit, “STLA Brain” yapay zekâ, astronot kasklarının vizörüne uygulanan kromlu işlemi barındıran 7,25 m2’lik cam yüzeyler gibi özellikleriyle geleceğe ışık tutuyor. Konseptteki toplam güç yaklaşık 680 HP (500 kW) iken aracın 0-100 km/s hızlanması 3 saniyeden daha kısa sürüyor.

 

PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, Las Vegas’ta düzenlenen CES Tüketici Elektroniği Fuarı’ndaki “PEUGEOT Brand Forward” etkinliğinde ilk defa sergilendi. Markanın geleceği hakkında düzenlenen dijital sunum kapsamında, PEUGEOT CEO’su Linda JACKSON, PEUGEOT Tasarım Direktörü Matthias HOSSANN, PEUGEOT Ürün Direktörü Jérôme MICHERON ve PEUGEOT Pazarlama ve İletişim Direktörü Phil YORK yer aldı.

 

Latincede “Inceptio”, “Başlangıç” anlamındaki isimlendirme, PEUGEOT için yeni bir dönemin başlangıcını ortaya koyan manifestoyu özetliyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, vizyoner tasarımıyla özgün teknolojik bakış açıları sunuyor ve ayrıcalıklı bir otomotiv deneyiminin kapılarını aralıyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, rüya ile gerçek arasında yeni bir boyuta götürüyor; ona yaklaştığınız, dokunduğunuz veya bindiğiniz anda yoğun duygular uyandırıyor. Hedef, bünyesinde barındırdığı yeniliklerin büyük oranda 2025 yılından itibaren seri üretime girmesi. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, daha fazla keyif arayan ve yeni teknolojilere açık müşterilerin beklentilerine cevap vererek geleceğin otomobil vizyonunu somutlaştırıyor. Yeni nesil müşteriler, daha bağlantılı, daha fazla menzile sahip elektrikli araçlar, şarja kolay erişim, basit bir arayüz üzerinden yolculukları planlamak için yazılımla entegre bağlantı sunan bir marka istiyor. PEUGEOT olarak tüm bu beklentilere çözüm sunuluyor. Önümüzdeki 2 yıl içinde 5 yeni tamamen elektrikli model pazara sunulacak. Ardından tamamen elektrikli bir ürün gamına sahip olacak ve 2030 yılına kadar Avrupa’da satılan tüm PEUGEOT otomobilleri elektrikli olacak.

 

PEUGEOT CEO’su Linda Jackson; “PEUGEOT, ürün gamını tamamıyla elektrikliye geçmeye adamış durumda. Önümüzdeki yıldan itibaren, ürün gamındaki araçların tamamı elektrik destekli olacak. Önümüzdeki iki yıl içinde beş yeni tamamen elektrikli modeli pazara sunacağız. Hedefimiz basit: 2030 yılına kadar PEUGEOT’yu Avrupa’nın lider elektrik markası yapacağız. Bu iddialı vizyon, marka için köklü bir dönüşüm anlamına geliyor. Yeni bir çağın başlangıcı, PEUGEOT INCEPTION CONCEPT ile vücut buluyor. PEUGEOT, ‘Göz Alıcılık’ mottosu ile dünyanın daha iyi bir yer olacağını vaat ederken, PEUGEOT INCEPTION CONCEPT bu söylemi somutlaştırıyor” dedi.

 

PEUGEOT Tasarım Müdürü Matthias Hossann; “PEUGEOT değişiyor ancak PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, şüphe götürmez bir şekilde bir PEUGEOT olmaya devam ediyor. Markanın ölümsüz kedi çekiciliğini ifade ediyor, otomobilin geleceği ve sağladığı duygular konusunda ne kadar pozitif yaklaştığımızı gösteriyor. Parlak ve ışıl ışıl yapısıyla PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, 2030 yılına kadar PEUGEOT’nun karbon ayak izini %50’nin üzerinde azaltma hedeflerimizle ilgili düşüncelerimizi gösterirken, sürüşün mekansal deneyimini yeniden yorumluyor. Markanın dönüşümü, geleceğin PEUGEOT tasarımını, üretimi ve yaşamını tüm yönleriyle ilgilendiriyor. Tasarım, bu dönüşümün ayrılmaz bir parçası” dedi.

 

PEUGEOT Ürün Müdürü Jérôme Micheron; “Müşterilerin elektrikli otomobilden beklentileri yüksek. Elektrikli araçlara özel, yeni nesil ‘BEV-by-design’ platformlarımız ile beklentilerini karşılayacağız. Gelecekteki otomobillerimizle onları şaşırtacağız, sürüş davranışlarını basitleştireceğiz ve sürüş deneyimini yeniden keşfedeceğiz. Bu hedefler PEUGEOT INCEPTION CONCEPT ile şekilleniyor. PEUGEOT’nun dönüşümü, tamamen elektrikli olma hedefinin çok ötesine geçiyor. Marka, yeni deneyimler yaşamanız için elektrik teknolojisinin ve yeni yazılımların sunduğu tüm olanaklardan tam olarak yararlanmanıza olanak sağlıyor” dedi.

 

PEUGEOT Pazarlama ve İletişim Müdürü Phil York; “PEUGEOT INCEPTION CONCEPT gibi, gelecekteki modellerimiz de ‘STLA Brain’ yapay zekâsı ile donatılacak ve tamamen bağlantılı olacak. PEUGEOT müşterileri, fiziksel ve insani etkileşimin, markayla sanal diyaloglar ve akıllı çevrimiçi hizmetleri birleştiren kusursuz bir deneyimin keyfini sürecekler. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, bu yeniliklerden bazılarını ortaya koyuyor. ‘BEV-by-design’ platformlarına dayalı, geleceğin PEUGEOT modelleri sadece sıfır emisyonlu olmayacak, aynı zamanda rahatlatıcı, heyecan verici, satın alması, kullanması ve güncellenmesi kolay olacak” dedi.

 

Yeni STLA “BEV-by-design” platformlarının MÜKEMMELLİĞİ, bir devrimin temeli

 

PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, gelecekteki dört Stellantis Group “BEV-by-design” platformundan biri ile tasarlandı. Bu yeni platform serisi, 2023 yılından itibaren devreye alınacak ve geleceğin PEUGEOT modellerinde devrim yapacak. Elektrikliye geçiş için özel olarak geliştirilen bu otomobiller, tasarımcıların PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in yolcu bölümünü tamamen yeniden şekillendirmek için yararlandıkları, mimari açıdan büyük farklılıklar ortaya koyuyor. Yolculara yeni bir sürüş pozisyonu ve yeni bir kabin içi deneyim sunuluyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in temelini oluşturan STLA Büyük Platform, 5,00 m uzunluğa ve sadece 1,34 m yüksekliğe sahip, verimli bir sedan siluetine olanak sağlıyor. Söz konusu boyut, bu manifestonun yeniliklerini vurgulamak için bilinçli seçildi. Platform aynı zamanda PEUGEOT’nun marka DNA’sıyla uyumlu ilerleyen yeni resmi tasarım dilinin bir parçası. Yeni “BEV-by-design” elektrik platformları, yapay zekâ tarafından desteklenen; STLA Brain, STLA SmartCockpit ve STLA Autodrive gibi teknolojik modülleri de bünyesinde barındırıyor. Tamamen elektrikli PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, 800V teknolojisi ile donatıldı. 100 kWsa batarya, Paris’ten Marsilya’ya veya Brüksel’den Berlin’e tek bir şarjla 800 km yol kat etme olanağı sağlıyor. Tüketimi, 100 km’de sadece 12,5 kWsa ile oldukça dikkat iddialı. Batarya, bir dakikada 30 km veya beş dakikada 150 km menzile eşdeğer şarja olanak sağlıyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, kablosuz olarak şarj edilebiliyor ve böylece ek kolaylık sağlıyor.

 

Biri önde, diğeri arkada olmak üzere iki kompakt elektromotoruyla PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, dinamik bir sürüş sağlayan dört tekerlekten çekişli bir araca dönüşüyor. Toplam güç yaklaşık 680 HP (500kW). Aracın 0-100 km/s hızlanması 3 saniyeden daha kısa sürüyor. Mükemmel platform Steer-by-Wire teknolojisine olanak tanıyor. Bu teknoloji ile dijital elektrik kontroller, mekanik bağlantıların yerini alıyor. Hypersquare kontrolü ile onlarca yıllık direksiyon simidi tarihe karışıyor.

 

Yeni bir tasarım dili için kedi bakışı

 

İlk göz temasında bir PEUGEOT, kedi duruşuyla hemen fark edilir. Markanın genleri aynı ancak kodları, yeni dönem için yeniden yorumlandı. Bu yeni tasarım dili, 2025’ten itibaren yeni PEUGEOT modellerinde kullanılacak. Daha yalın ve daha zarif çizgiler, dijital dünyaya yakışır detaylara sahip. Yeni tasarımda, hareketli ve dikkat çekici çizgiler, yatay omuz çizgisi gibi daha geometrik ve daha keskin atletik hatlar arasında geçiş yapıyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, tasarımının zorluğu, kedi duruşu için dinamik bir profil ile sürücünün ve ön yolcunun ayaklarının önüne uzanan cam kapsül, yolcu bölmesi arasındaki zıtlıkta yatıyor. Yandan bakıldığında PEUGEOT’nun şık ve zarif sedan kodlarını taşıyan tasarım, kuşbakışı görünümde özel platformlarda tasarlanmış elektrikli otomobillerin yakın geleceğine rehberlik ediyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in büyüsü, özel camları ile dış ve iç tasarım arasındaki kusursuz geçişte yatıyor.

 

  • AKILLI CAM: PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in yolcuları, cesur tasarıma katkıda bulunan 7,25 m2’lik cam alanının merkezinde yer alıyor. Tüm camlar (Ön cam, yan camlar ve köşe camlar), mimari için tasarlanan camdan yapıldı. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’e uyarlanan bu teknoloji, termal niteliklerini koruyor. Başlangıçta NASA tarafından astronotların kasklarının vizörüne uygulanan kromlu işlemden (Metal oksitlerle işleme) yararlanıyor. Söz konusu NARIMA® cam, sarı tonlarında sıcak bir yansımaya ve mavi tonlarda daha soğuk bir yansımaya sahip. Bu cam yüzey, dış ve iç kısım arasında zarif bir bağ oluşturuyor. Dışarıda, nötr gövde rengine yansıyor. İçeride, yansımaları ve renk tonlarını sürekli değiştirerek ışık parlamaları yayıyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT yolcuları, renk ve malzeme açısından yeni bir deneyimin tadını çıkarırken, kromlu camın işlenmesi termal ve anti-UV sorununu çözüyor.

 

  • ÖZEL GÖVDE RENGİ: PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in gövde rengi, çok ince metal pigmentlerden oluşuyor ve tek katlı. Bu da uygulama sırasında çok daha az enerji tüketilmesi anlamına geliyor. Kaliteli görünüm, gövdenin hacimlerini vurguluyor ve cam ile dış ortama göre renklenerek etkileşime giriyor.

 

  • ÖZEL BİR ÖN CEPHE, “FÜZYON MASKESİ”: Ön tampon, üç sembolik pençeyi içeren tamamen yeni bir PEUGEOT ışık imzası benimsiyor. Bu yeni, son derece özgün ön cephe, ön ızgaranın tamamı, imza kısmı ve sensörleri de barındıran tek bir maskede birleşiyor. Bu tek hacimli maske, 3D ışıldama efektiyle büyütülen, ortasında logo bulunan tek bir cam parçadan oluşuyor. Maske, üç pençenin geçtiği üç ince yatay çubukla kaplanıyor. Dört optik modül, kendisine ayna etkisi uygulanan INKJET dijital teknolojisi ile basılan cam maskenin altına yerleştiriliyor.

 

  • İLETİŞİM KURAN KAPILAR: Bir TECH BAR, kapı katmanından yatay olarak geçiyor. Bu düz ekran, sürücü ve yolcular yaklaştığında aracın dışına farklı mesajlar gönderiyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in yapay zekası, her bir yolcunun istediği konfor ayarını (Koltuk pozisyonu, sıcaklık, sürüş modu ve bilgi-eğlence tercihleri) yapabiliyor. Batarya şarj düzeyine ek olarak, TECH BAR karşılama ve veda mesajları da veriyor. Sürüş sistemlerine bağlı birçok sensör ve radar sayesinde gövde tamamen pürüzsüz görünüyor. Sensör ve radarlar birçok işlevi beraberinde getiriyor. Örneğin aerodinamiği iyileştirmek için kapıların alt kısmı genişliyor ve öne çıkıyor.

 

  • TEKNİK ÖN CEPHE: PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, devasa ön camın önünde yer alan hareketli gövde elemanı ile kullanıcı dostu ve pratik bir yapı ortaya koyuyor. Bu küçük kapak, PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in şarj soketi ve şarj izleme dahil olmak üzere elektrikli aracın bakım işlevlerinin yer aldığı Aero Tech Deck alanına erişim sağlıyor.

 

  • ETKİLEYİCİ ARKA CEPHE: Ön cephenin imzasını devam ettiren arka tasarım son derece gelişmiş bir teknikle işlendi. İki kat cam yüzeyi ile üç pençe imzası otomobilin içine giriyormuş gibi görünüyor. Bu gerçekten büyülü bir etkiye neden oluyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in arka kısmı, geniş ve çekici bir kavis şeklinde yayılan yalın bir çizgi ile omuz çizgisini vurguluyor.

 

  • AERODİNAMİK JANTLAR: PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’teki “AERORIM” jantlar, aerodinamiği ve estetiği kusursuz bir şekilde birleştiriyor. Tıpkı yeni PEUGEOT 408’in 20 inçlik jantları gibi eksenel bir simetri ile tasarlandılar. Dövme tekstil ekler aerodinamiğe katkıda bulunurken, mikro delikli alüminyum ekler tasarımın ileri teknoloji yönünü vurguluyor. Işıklı Aslan logosu, tekerlek döndüğünde sabit kalıyor. Fren kaliperi ayna camı ile kaplanıyor. Bu ilginç tasarım, PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in Hypersquare cam alanlar ile ön ve arka kısmındaki tasarımı yansıtıyor.

 

Hypersquare ile i-Cockpit®’te devrim

 

Günümüzde 9 milyondan fazla i-Cockpit® yollarda geziyor. Ergonomik yenilikleri ile bu yeni kokpit mimarisi 10 yıl önce, ilk nesil PEUGEOT 208 ile ortaya çıkmıştı. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT ile i-Cockpit® yeniden hayat buluyor. Tasarımcılar, direksiyon simidini ve klasik kumandaları kaldırarak tamamen yeni bir mimariye yöneldiler. Video oyunlarından ilham alan tamamen dijital Hypersquare kontrol sistemi, PEUGEOT tarafından icat edilen i-Cockpit® konseptini geleceğe taşıyor.

 

  • YENİ NESİL i-COCKPIT: PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, yeni Hypersquare kontrol ile çevik sürüş özellikleri ve yeni, daha sezgisel i-Cockpit® ile gelişmiş bir araç içi deneyim sunuyor. Parmak ucu ile tüm sürüş parametreleri kontrol edilebiliyor. Steer-by-wire teknolojisi, sürüşü bir video oyunu gibi ama gerçek hayatta daha içgüdüsel ve basit hale getiriyor. Klasik direksiyon simidinin yerini alan Hypersquare’in üstün ergonomisi, yeni, doğal, daha basit ve daha güvenli bir sürüş şekli oluşturuyor. Yeni kontroller, tamamen yeni bir sürüş keyfi ve benzersiz sürüş konforu sağlıyor.

 

Dijital elektrikli kontrollere sahip Hypersquare, dört köşesinde farklı işlevlere sahip dairesel hücreler bulunan bir ekrandan oluşuyor:

  • Tamamen doğal direksiyon tutuşu ve kontrolü
  • Parmak uçlarında sürüş konforu
  • Başparmak ile araç kontrollerinin etkinleştirilmesi

 

Akıllı telefonlara benzer kullanım şekli. Sezgisel yaklaşım üst düzey güvenlik oluşturuyor. Hypersquare’in ortası, işlevlerin kumandasına ait tablet tipi bir ekran. Seçilen işleve erişimi kolaylaştırmak için farklı özelliklere (Klima, radyo sesi, ADAS, vb.) ait piktogramlar iki yan panelde gösteriliyor. Sürücü bu işlevlere ellerini direksiyondan ayırmadan başparmağı ile erişebiliyor. Daha da fazla sürüş konforu için Hypersquare’in kenarı 3D baskıdan yapılırken, ortasındaki dijital cam ekran ileri teknolojik bir görünüm sergiliyor.

 

Yeni nesil i-Cockpit, Stellantis STLA Smart Cockpit teknoloji platformunu içeriyor

 

  • HALO CLUSTER İLE BİRLEŞTİRİLEN HYPERSQUARE: Hypersquare kontrol sistemi, arka planda sürüş veya bilgi-eğlence bilgilerini 360° görüntüleyen esnek bir ekranla birleştiriliyor. Bu HALO CLUSTER, dairesel ekranı ile araca yaklaşan yolcuları bilgilendiriyor. Bu dışa dönük iletişim, paylaşım kavramını ve yeni bir otomotiv vizyonunu pekiştiriyor. L4 sürüş yetkisi seviyesine (STLA AutoDrive) geçiş sırasında, HYPERSQUARE geri çekiliyor ve yeni bir kabin deneyimi sunmak üzere zeminden büyük bir panoramik ekran çıkıyor. PEUGEOT’nun hedefi, bu on yıl sona ermeden ürün gamında yeni nesil bir araçlarda Hypersquare sistemini tanıtmak.

 

  • STEER-BY-WIRE: Marka, PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’i geliştirmeden önce, sürüş kolaylığı, güvenlik ve güvenilirlik özelliklerini en üst seviyeye çıkartmak için Steer-by-Wire teknolojisini test etti ve entegre etti. Bu sayede fiziki direksiyon kolonu ortadan kalkıyor.

 

Yeni sürüş deneyimi, artan hisler ve daha fazla konfor

 

PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, bir Grand Tourer için yeni bir iç mekân vizyonu sunuyor. Ayrıca elektrikli araçlara özel yeni “BEV-by-design” mimarisinin getirisi olarak yeni, daha uzun oturma pozisyonlarına olanak sağlıyor. Yüksek omuz çizgisi güvenlik hissini güçlendiriyor. Ön koltuklar olağanüstü bir görüş sunuyor. İkinci sıra, cömert cam alanlar ve yeni koltuk orantıları sayesinde dış dünyayı daha iyi görüyor. Ön koltukların arkasındaki cam alanlar, arka koltuk yolcularına kendi atmosferini ve ayar bölgesini sağlıyor. Kabindeki her malzeme yansıma için işlendi. Böylece iç mekân rengi ortama ve ışığa göre değişiyor. İç mekân üst düzey alan ve konfor sunuyor.

 

  • SÜRÜKLEYİCİ KOLTUKLAR: Tüm koltuk orantıları, daha fazla genişlik ve sürükleyici bir konfor deneyimi için elden geçirildi. Comfort Fit çözümü ile koltuk, her yolcunun vücut şekline uyum sağlıyor. Koltuğun mimarisi ve iskeleti vücut şekline yakın bir tasarıma sahip. Artık konu bir otomobil koltuğunda oturmak değil, dinamik sürüş koşullarına uyarlanmış yeni bir mobilyaya yerleşmek veya araç kullanma yetkisi verildiğinde rahatlamak. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in muhteşem oranlarına sahip koltukları, kullanıcının bedenine uygun koltuk başlıkları ile konforlu bir duruş sunuyor. Alçak konumlandırılan koltuklar, alandan tasarruf sağlayan bu yeni mimariye izin veriyor.

 

  • ARTIK ÖN KONSOL YOK: PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’te tüm iç unsurlar daha alçakta yer alıyor. Koltukların aksine, sürüş yetkisi verildiğinde geri çekilen minimal kokpit tamamen sürücü odaklı bir mimariye sahip. Bir ön konsol, bir yatay bar veya bir ısı duvarı artık olmayacak. Tamamen açık görüş alanı ile yolcular daha fazlasını görebiliyor ve deneyimleyebiliyor. Bu da kabin içi duygusal deneyimi en üst seviyeye çıkartıyor.

 

  • FOCAL PREMIUM HiFi: PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, üst düzey ses deneyimleri sağlayan Fransız ses sistemi uzmanı FOCAL imzasını taşıyan Premium HiFi sistemi ile donatıldı. Hoparlörlerin özel olarak ayarlanan konumları benzersiz bir kabin içi ses üretimi sağlıyor. Sistem, bir amfi, kapılarda ve kabinin önünde bulunan her biri 100 mm koaksiyel hoparlöre sahip birkaç ses barından oluşuyor. Ayrıca zeminde iki adet subwoofer da bulunuyor. İki markanın ortak çalışması ses barlarının ızgarasından bulunan “PEUGEOT-FOCAL” logosuyla gösteriliyor.

 

Dayanıklı malzemeler

 

PEUGEOT’yu elektrikli bir markaya dönüştürmek, otomobillere batarya ve elektromotor takmaktan daha fazlasını kapsıyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT’in iç mekânı, araç içi deneyimin dönüşümüne yönelik kapsamlı araştırmaları yansıtıyor. Bu mimaride siyah kullanılmıyor. Çok kromlu cam tarafından filtrelenen ışık ve nötr metalik tonlara sahip malzemelerin kombinasyonuyla yeni atmosferler yaratılıyor. Oluşturulan yansımalarla kabin atmosferi tamamen değişiyor. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, Avrupa’da 2030 yılına kadar karbon ayak izini %50’den fazla azaltmak ve 2038’de tamamen Karbon Net Sıfır olmak için markanın uygulayacağı yeni tekniklerin vitrini.

 

  • KALIPLI TEKSTİLLER: Araç mimarisini yeniden düşünmek yeterli değil. PEUGEOT INCEPTION CONCEPT, döngüsel ekonomiyi en üst düzeye çıkarmak üzere yeni çözümler barındırıyor. Bu çözümlerden biri de kalıplanmış tekstil. Tasarım merkezinin prototip atölyelerinden veya tedarikçilerden alınan %100 polyester kumaş artıkları yeniden kullanılıyor ve kaynak reçinesi şeklinde enjekte edilen bir bağla vakum altında ısıyla sıkıştırılıyor. Bu teknoloji, taşıyıcı veya trim parçası haline getirilebilen son derece sert ve dayanıklı bir malzeme üretiyor. Kapı eşikleri gibi alanlarda kullanılabiliyor ve ek parçalarla giydirme gerektirmiyor. Tasarımın görevi, önceden görünmeyen bu bölümleri görünür kılmak.

 

  • HAM GALVANİZLİ ÇELİK: Elektrikli olsa bile, burada bir otomobilin her zaman minimum %50 çelikten oluşacağı ilkesine dayanarak, yolcu bölmesindeki bileşen sayısını sınırlamak üzere otomobilin ham haliyle sergilenmesi fikrinden yola çıkıldı. Bu yaklaşım konsol veya koltuk yapılarında uygulanıyor. Çelik, ham bir estetik yansıma sağlayan, korozyon önleyici çinko banyosu gibi galvanizleme yöntemiyle işleniyor. Bu çözüm, iç mekânda kullanılan malzemelerin her birinin kendine özgü yansımalarını ön plana çıkaran konsept ile tamamen uyumlu. 10 yıl önce Onyx konsept otomobilinde kullanılan bakır örneğinde olduğu gibi, ham maddeleri çağrıştırmak DNA’nın bir parçası.

 

  • KADİFE 3D BASKIYLA BULUŞUYOR: Koltuklar ve zemin, cam kapsülün yaydığı ışıkla oynamak için çok metalik bir parlaklığa sahip, tamamen geri dönüştürülmüş polyesterden oluşan çok özel bir kadife ile kaplanıyor. Bu tamamen geri dönüştürülmüş bir malzeme. Koltukların duruşlarının sunduğu yeni görünümleri tamamlamak için kadife malzeme zemine kadar uzatılıyor. Ardından zemin paspası görevi görmesi için 3-Boyutlu desenler basılıyor. Koltuklar ile zemin arasındaki devamlılık tek bir malzeme ile sağlanıyor. STRATASYS iş birliği ile üretilen bu esnek kumaş üzerindeki 3-Boyutlu baskı, devrim niteliğinde ve tamamen geri dönüştürülebilir.

 

  • AIR QUILTING® MAT: Koltukların konforu, omuz bölgesindeki ayarlanabilir şiltelerle destekleniyor. Bu elektrik kaynaklı, tek malzemeli, geri dönüşümü kolay döşeme, klasik koltuklardan çıkarılan şişirilebilir ceplerden türetiliyor. Normalde görünmez olan bu cep, koltuklarla entegrasyon açısından metalik bir efektle işleniyor. Omuz desteğini güçlendiriyor ve sürüş tarzına bağlı olarak koltuk konforunun talep üzerine on kat artmasına olanak tanıyor. Saklananı görünür kılmak, daha fazla sadelik, daha az parça ve günün sonunda daha fazla rahatlık sağlıyor.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

Yeni G-Serisi: Zamansız lüks tasarım ve benzersiz performans

Benzersiz tasarımı üstün performansla buluşturan Yeni Mercedes-AMG G 63 ve G 450d şimdi yollara çıkmaya hazır.Zamanın ötesine geçen kendine özgü iç ve dış mekân tasarım konsepti Daha az yakıt tüketimi daha yüksek performans

Mercedes-Benz’in yenilenen G-Serisi, sahip olduğu elektrikli tahrik aksamı, modern sürüş destek sistemleri, daha yüksek konfor ve gelişmiş dijitalleşme ile performansını artırırken tüm arazi koşullarının üstesinden gelmek için tasarlandı. 1979 yılında temelleri atıldığından bu yana ikonik görüntüsünü koruyan G-Serisi, şimdi G 450d ve AMG G 63 motor seçenekleri ile Türkiye’de de satışa sunuluyor.

Yeni G-Serisi, arazi araçları segmentinde standartları belirliyor

Birçok farklı testler sonucu geliştirilen merdiven tipi şasi konseptine dayalı öncü arazi aracı, üç mekanik diferansiyel kilidi ve LOW RANGE arazi tipi devir düşürme fonksiyonları ile rijit arka aks ve bağımsız ön süspansiyon sisteminin yanında, yerden yüksekliği ve süspansiyon özelliği yeni G-Serisi’nin arazideki hakimiyetinin temelinde yatıyor. Ayrıca sahip olduğu bazı özellikler de onu birçok konuda rakipsiz konuma yükseltiyor.

  • Azamide %100 tırmanma kapasitesi
  • Aracın yerden yüksekliği: Asgari 229 mm (dizel) ve 241 mm (benzin)
  • Azami geçilebilir su derinliği: 70 cm
  • 35°’ye kadar yan eğimler üzerinden geçerken dengeli sürüş
  • Yaklaşma ve uzaklaşma açıları: Önde 31° ve arkada 30° (römork bağlama demiri olmadan)

Yeni OFF-ROAD ekranı hem sürücü ekranında hem de merkezi medya ekranında arazide sürüşle ilgili verilere hakimiyet sunuyor.

Yeni G-Serisi şimdi daha çok yönlü

Yeni Mercedes-AMG G 63 yüksek performanslı arazi aracına ek olarak, yeni Mercedes-Benz G 450 d (kombine ağırlıklı enerji tüketimi: 10,0-8,7 l/100 km | kombine ağırlıklı karbon (CO₂) emisyonları: 261-227 g/km | CO2 sınıfı: G) [1] ile seçeneklerin kapsamı daha da genişletildi. Tüm motorlar artık tamamen elektrikli bir tahrik sistemine sahip. 48 volt mild hibrit motorlar, daha az yakıt tüketimiyle birlikte daha yüksek performans sunuyor.

Yeni G-Serisi, zamanın ötesine geçen ikonik görüntüsünü koruyor

Görünümünde yaklaşık 45 yıldır büyük bir değişiklik yapılmayan Mercedes-Benz G-Serisi’nin yeni modellerinin dış tasarımında da sadece küçük ölçekli değişiklikler yapıldı. Görünen değişiklikler arasında, daha önce kullanılan üç çıta yerine dört yatay çıta ile donatılan yeni radyatör ızgarası ve yeniden tasarlanan ön ve arka tamponlar bulunuyor.

Yeni G-Serisi modellerinde, optimize edilmiş aerodinamik yapıya sahip 18 inç hafif alaşım jantlar standart sunulurken, 18-20 inç arasında farklı jant seçenekleri de mevcut. Arazideki performansı artırmak amacıyla PROFESSIONAL Dış Tasarım Paketi sunuluyor. Bu paket, taş savar ızgaralar, geniş çamurluklar ve 18 inç arazi lastiklerini içeriyor. EXCLUSIVE Dış Tasarım Paketi ise gümüş krom radyatör ızgarası, 19 inç mat siyah hafif alaşım jantları ve paslanmaz çelikten arka yükleme eşiği korumasını kapsıyor. Sunulan stiller içinde AMG Tasarım Konsepti ise sportif bir görünüm vadediyor. Ek olarak yeni G-Serisi’nin iç mekân özelliklerinde, MBUX bilgi-eğlence sistemi, Burmester® 3D surround ses sistemi gibi özellikler sunuluyor.

Yeni Mercedes-AMG G 63 elektrikli çekiş sistemi, yeni süspansiyon sistemi, sportif AMG tasarımı ve performansıyla öne çıkıyor

Yeni Mercedes-AMG G 63 (kombine ağırlıklı enerji tüketimi: 15,7–14,7 l/100 km | kombine ağırlıklı karbon (CO₂) emisyonları: 358–335 g/km | CO2 sınıfı: G) güçlü çekiş sistemi, yeni AMG ACTIVE RIDE CONTROL süspansiyon sistemi ve ayırt edici tasarım özellikleriyle, performans arazi araçları arasındaki benzersiz konumunu korumaya devam ediyor.

Elektrik destekli, AMG 4,0 litre, V8 biturbo motor

Yeni Mercedes-AMG G 63 Serisi’nin AMG 4,0 litre V8 biturbo motoru 430 kW (585 hp) güç çıkışı ve 850 Nm maksimum tork üretiyor. 48 voltluk elektrik teknolojisiyle birlikte sunulan entegre marş jeneratörü (ISG) yeni bir özellik olarak,15 kW (20 hp) ilave güç ve 200 Nm tork sağlıyor. Yeni Mercedes-AMG G 63, 0-100 km/s hıza sadece 4,4 saniyede ulaşırken bu dinamik çekiş gücü, 220 km/s azami hıza kadar devam ediyor. Opsiyonel olarak sunulan AMG Performans Paketi’yle, 240 km/s azami hız ve 4,3 saniyede 0-100 km/s hızlanma sağlanabiliyor.

AMG ACTIVE RIDE CONTROL süspansiyon sistemi

Yeni Mercedes-AMG G 63, aktif, hidrolik dengeleme ve adaptif ayarlanabilir amortisör sistemiyle donatılan AMG ACTIVE RIDE CONTROL süspansiyon sistemi ile üstün sürüş deneyimi sunuyor. Sistem, ayrı bir opsiyonel donanım olarak veya AMG Arazi (Offroad) Paketi PRO ve AMG Performans Paketi kapsamında sunuluyor.

AMG Offroad PRO Paketi kapsamında, arazide sürüş için iki ek sürüş modu sunuluyor. AMG Traction PRO, yol yüzeyine bağlı olarak, tekerleklere frenleme ve tork kontrolü sağlıyor. Araç Rock (Kayalık Zemin) ve Sand (Kum Zemin) sürüş programlarında ise maksimum çekiş gücü sağlıyor.

Hızlı vites değiştirme: AMG SPEEDSHIFT TCT 9G şanzıman

Standart AMG SPEEDSHIFT TCT 9G şanzıman, dinamik vites değiştirme özelliğiyle sportif sürücülerin beğenisini kazanıyor. Seçilen sürüş programına bağlı olarak, sportif ve hızlı veya konforlu ve neredeyse hiç fark edilmeyen bir şekilde vites değiştirmeye olanak sağlıyor. 9 ileri otomatik şanzıman sayesinde, motor genellikle en uygun devir aralığında bulunuyor.

DYNAMIC SELECT kapsamında sunulan ‘Kaygan Zemin’, ‘Comfort’, ‘Sport’, ‘Sport+’ ve ‘Kişisel’ olmak üzere 5 yol sürüş programıyla, verimli, konforlu veya son derece sportif arasından seçim yapılabiliyor.

Benzersiz görünüme sahip iç mekân ve dış mekân tasarım konsepti

Yeni Mercedes-AMG G 63 Serisi, dikkat çeken tasarım detaylarıyla benzersiz bir görünüm sunuyor. Özel olarak geliştirilen MANUFAKTUR mat hyper mavi gövde rengi ve AMG’ye özgü üç dikey kanatçıklı ön tampon öne çıkıyor. Adaptif MULTIBEAM LED ön farlar ise akıllı aydınlatma sistemleriyle yol durumuna göre aydınlatma sağlıyor ve yüksek performanslı LED farın yardımıyla, mevcut trafik durumuna yanıt veriyor. Dış mekânda AMG logolu siyah detaylar, gümüş fren kaliperleri ve 20 inçten başlayan hafif alaşımlı jantlar yer alıyor. İç tasarımda ise nappa deri kaplı AMG Performans direksiyon simidi ve sezgisel tuşlar, sürüş keyfini artıran unsurlar olarak öne çıkıyor.

Teknik veriler

Mercedes-Benz G 450 d

Motor
Silindir/sıra düzeni 6/sıralı
Motor hacmi cm3 2.989
Nominal güç kW/hp 270 (+15) / 367 (+20)
Motor devri 1/dk. 4.000
Nominal tork Nm 750 (+200)
Motor devri 1/dk. 1.350–2.800
Güç aktarımı
Tahrik sistemi düzeni Sürekli dört tekerlekten çekiş
Dört tekerlekten çekiş sistemi tork dağıtımı ön/arka (%/%) 40/60
Şanzıman 9G-TRONIC
Dişli oranı
1./2./3./4./5./6./7. vites 5,354/3,243/2,252/1,636/1,211/1,000/0,865/0,717/0,601
Geri vites 4,798
Süspansiyon
Ön aks Bağımsız süspansiyonlu aks
Arka aks Rijit aks
Frenleme sistemi İki devreli hidrolik fren sistemi
Direksiyon Elektromekanik
Jantlar 7.5J18ET43
Lastikler 265/60R18
Boyutlar ve ağırlıklar
Aks mesafesi mm 2.890
Tekerlek izi genişliği ön/arka mm 1.638/1.638
Uzunluk/genişlik/yükseklik mm 4.825/1.931[2] /2.042[3]
Dönüş çapı m 13,6
Bagaj kapasitesi litre 640[4]
Tavan yük kapasitesi kg maks. 150
Geçerli AB mevzuatı uyarınca boş ağırlık kg 2.555
Taşıma kapasitesi kg 645
Brüt araç ağırlığı kg 3.200
Maksimum römork yük ağırlığı (frenli/frensiz) kg 3.500/750
Depo kapasitesi/depo türü litre 100/12
AdBlue® depo kapasitesi litre 31,6
Performans; yakıt tüketimi, karbon emisyonları
0-100 km/saat hızlanma saniye 5,8
Maksimum hız km/saat 210
Kombine ağırlıklı yakıt tüketimi[5] l/100 km 10,0–8,7
Kombine ağırlıklı karbon (CO2) emisyonları11 g/km 261–227
Emisyon standardı Euro 6e

 

Mercedes-AMG G 63

Motor
Silindir/sıra düzeni V8
Motor hacmi cm3 3.982
Nominal güç kW/hp 430 (+15) / 585 (+20)
Motor devri 1/dk. 6.000
Nominal tork Nm 850 (+200)
Motor devri 1/dk. 2.500–3.500
Sıkıştırma oranı 8,60 : 1
Karışım oluşturma Benzinli, doğrudan enjeksiyon
Güç aktarımı
Tahrik sistemi düzeni AMG Performans 4MATIC sürekli dört tekerlekten çekiş
Dört tekerlekten çekiş sistemi tork dağıtımı ön/arka (%/%) 40/60
Şanzıman AMG SPEEDSHIFT TCT 9G şanzıman
Dişli oranı
1./2./3./4./5./6./7. vites 5,354/3,243/2,252/1,636/1,211/1,000/0,865/0,717/0,601
Geri vites 4,798
Süspansiyon
Ön aks Bağımsız süspansiyonlu aks
Arka aks Rijit aks
Frenleme sistemi İki devreli hidrolik fren sistemi
Direksiyon Elektromekanik
Jantlar 9.5J20ET35
Lastikler 275/50R20
Boyutlar ve ağırlıklar
Aks mesafesi mm 2.890
Tekerlek izi genişliği ön/arka mm 1.650/1.654
Uzunluk/genişlik/yükseklik mm 4.873/1.984[6] /1.971[7]
Dönüş çapı m 13,43
Bagaj kapasitesi litre 640[8]
Tavan yük kapasitesi kg maks. 150
Geçerli AB mevzuatı uyarınca boş ağırlık kg 2.640
Taşıma kapasitesi kg 560
Brüt araç ağırlığı kg 3.200
Maksimum römork yük ağırlığı (frenli/frensiz) kg 3.500/750
Depo kapasitesi/depo türü litre 100/12
Performans; yakıt tüketimi, karbon emisyonları
0-100 km/saat hızlanma saniye 4,3[9]
Maksimum hız km/saat 220[10]
Kombine ağırlıklı yakıt tüketimi[11] l/100 km 15,7–14,7
Kombine ağırlıklı karbon (CO2) emisyonları g/km 358–335

[1] Burada sunulan değerler, öngörülen WLTP (Dünya Genelinde Standartlaştırılmış Hafif Yük Araçları Test Prosedürü) ölçüm prosedürüne dayalı olarak hesaplanmıştır. Binek araç yakıt tüketimi ve karbon (CO2) emisyonu değerleri, araç tarafından verimli yakıt kullanımıyla birlikte, ayrıca sürüş stiline ve teknik olmayan diğer faktörlere dayalıdır.

 

[2] Dış dikiz aynaları hariç

[3] Tavan rafı dahil

[4] Arka koltuk arkasında açık bagaj bölmesi

[5] Burada sunulan değerler, öngörülen WLTP (Dünya Genelinde Standartlaştırılmış Hafif Yük Araçları Test Prosedürü) ölçüm prosedürüne dayalı olarak hesaplanmıştır. Binek araç yakıt tüketimi ve karbon (CO2) emisyonu değerleri, araç tarafından verimli yakıt kullanımıyla birlikte, ayrıca sürüş stiline ve teknik olmayan diğer faktörlere dayalıdır.

[6] Dış dikiz aynaları hariç

[7] Tavan rafı hariç

[8] Arka koltuk arkasında açık bagaj bölmesi

[9] AMG Performans paketiyle birlikte

[10] Elektronik olarak sınırlandırılmış, opsiyonel olarak maksimum hız 240 km/saate yükseltilebilir (sadece AMG Performans paketiyle birlikte)

[11] Burada sunulan değerler, öngörülen WLTP (Dünya Genelinde Standartlaştırılmış Hafif Yük Araçları Test Prosedürü) ölçüm prosedürüne dayalı olarak hesaplanmıştır. Binek araç yakıt tüketimi ve karbon (CO2) emisyonu değerleri, araç tarafından verimli yakıt kullanımıyla birlikte, ayrıca sürüş stiline ve teknik olmayan diğer faktörlere dayalıdır.

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

BMW i5 Flow NOSTOKANA, Los Angeles Frieze’den Sonra Contemporary İstanbul’a Geliyor

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, bu yıl 23 Ekim Ön İzleme ve 24-27 Ekim 2024 Genel Ziyaret tarihleri arasında gerçekleştirilecek Contemporary İstanbul’un 19. edisyonunda BMW i5 Flow NOSTOKANA ile yer alıyor. Frieze Los Angeles sanat fuarında dünya prömiyeri yapılan enstalasyon, Tersane İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor.

BMW i5 Flow NOSTOKANA, BMW’nin yenilikçi renk değiştirme teknolojisini Güney Afrikalı ünlü sanatçı Esther Mahlangu’nun geleneksel sanat anlayışıyla buluşturuyor. BMW Art Car projesinde yer alan ilk kadın ve ilk Afrikalı sanatçı Mahlangu’nun tarzını yansıtan renk ve desenleri, elektrik yüklerine tepki veren film katmanları ile araç yüzeyinde dinamik bir şekilde değişiyor. Bu teknoloji, BMW i5 Flow NOSTOKANA’yı sadece bir araç olmaktan çıkarıp, sürekli değişen bir sanat eserine dönüştürüyor.

BMW i5 Flow NOSTOKANA’da, BMW Group’un en yeni renk değiştirme teknolojisini kullanılıyor. Elektrik yüklerine duyarlı E Ink film teknolojisi sayesinde, aracın yüzeyi sürekli farklı renklerle hareket ediyor. Bu teknoloji, Mahlangu’nun sanatını dinamik bir boyuta taşıyor ve eserin her an yeni bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. E Ink teknolojisinin uygulayıcısı BMW Group’un Açık İnovasyon Araştırma Mühendisi Dr. Stella Clarke, bir otomobilin renk değiştirme konseptinin fikir aşamasında olduğu süreçte Mahlangu’dan aldığı ilhamla bunu gerçeğe dönüştürerek, projede sanatçı ile birlikte çalıştı.

Bu görsel deneyim, BMW Group’un Ses Direktörü Renzo Vitale tarafından tasarlanan işitsel bir performansla destekleniyor. Vitale, Mahlangu’nun yaşadığı toprakların kültüründen gelen sesleri ve resim yaparken kullandığı fırça seslerini kullanarak eserin görselliği ile uyumlu bir ses atmosferi yaratıyor. Böylece BMW i5 Flow NOSTOKANA, görsel ve işitsel duyulara hitap eden bir enstalasyon olarak öne çıkıyor.

BMW’nin sanat ve teknolojiye verdiği değer, bu projeyle bir kez daha vurgulanıyor. BMW i5 Flow NOSTOKANA, hem sanatseverlerin hem de teknoloji meraklılarının dikkatini çekecek eşsiz bir deneyim sunuyor.

Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW markasının, ülkenin önde gelen çağdaş sanat etkinliklerinden Contemporary Istanbul’un uzun yıllardır destekçisi olduğunu belirtti. Tiftik, “Borusan Otomotiv’in de bünyesinde yer aldığı Borusan Grubu, kurulduğu günden bu yana kültür sanat etkinliklerinin çok yakın takipçisi ve destekçisi konumunda. Türkiye’nin başlıca koleksiyonlarından Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na da sahip olan Borusan Grubu, güncel sanat alanındaki faaliyetlerine, Borusan Holding’in genel merkezi Perili Köşk binasında ‘Borusan Contemporary’ çatısı altında devam ediyor. Farklı sanat disiplininde gerçekleşen birçok etkinliği desteklediğimiz BMW markamızla, bu yıl Contemporary Istanbul’da BMW i5 Flow NOSTOKANA ile yer almanın heyecanını yaşıyoruz. Esther Mahlangu’nun özgün sanatını yansıttığı BMW i5 Flow NOSTOKANA’da, renk değiştirme teknolojisinin en iyi örneklerinden birini otomobil ve sanatseverlerle buluşturuyoruz. Ayrıca bu teknolojinin uygulayıcısı ve projede Mahlangu ile çalışan Dr. Stella Clarke’ı İstanbul’da ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Fuarın geçen yılki konuğu “The Electric AI Canvas” olmuştu

Contemporary İstanbul’da dünyaca ünlü sanatçıları ve özgün sanat eserlerini sanatseverlerle buluşturan BMW Türkiye, geçtiğimiz yıl tamamen elektrikli Yeni BMW i5 modelini “The Electric AI Canvas” enstalasyonuyla sergilemişti. Yeni BMW i5’ten ilham alarak tasarlanan “The Electric AI Canvas”, yapay zeka tarafından oluşturulan özgün animasyonlar, ünlü çağdaş sanatçıların eserlerinden oluşan bir veri kümesi ile eğitilmiş yapay zeka modelleri kullanılarak hazırlanmıştı. Yeni BMW i5’in sanat eserine dönüştürülmesinde rol alan sanatçılar arasında Esther Mahlangu da yer alıyordu.

 

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

Çok Yönlü Elektrikli: Hyundai INSTER Cross

Hyundai, geçtiğimiz aylarda tanıttığı INSTER’ın yeni bir versiyonu olan INSTER Cross’u da gün yüzüne çıkardı. Yeni crossover model, çok yakında satışa sunulurken aynı zamanda hem outdoor hem de şehir içi kullanımda çok yönlü bir kullanım imkanına sahip olacak.

A ve B segmenti modelleri arasında konumlanan INSTER, geniş iç mekanı ve cömert bagaj kapasitesiyle dikkat çekerken aynı zamanda gelişmiş manevra kabiliyeti, pratiklik ve esneklik sunuyor. INSTER Cross ise normal versiyondan daha belirgin dış ve iç tasarım öğelerine sahip olacak.

INSTER Cross, maceracı karakterini vurgulamak için geniş, dikdörtgen ön ve arka tamponlarla ve ayrıca kabartmalı siyah kaplamalarla fark yaratıyor. Ön ve arka koruma kaplamalar, tamamlayıcı 17 inç alaşım jantlarla birleşerek üstün bir crossover görüntüsü sunuyor. Tavan rayları ise açık hava gezileri veya kamp etkinlikleri için standart olarak sunuluyor. Crossover versiyon, özel bir dış renk olan Mat Amazon Yeşil ve INSTER için sunulan standart beş renk (opsiyonel siyah tavan) seçeneğiyle sunulacak.

INSTER Cross’un iç mekanı da son derece iddialı. INSTER ile benzer şekilde bir düzen sunan otomobil, kendinden daha üst segmentlerdeki modellerde yaygın olarak karşımıza çıkan özellikleri de sunacak. INSTER Cross, 360 kilometreye varan bir menzilin yanı sıra, yaklaşık 30 dakikada yüzde 10 ila yüzde 80 oranında şarj edilebiliyor. INSTER Cross ayrıca, Otoyol Sürüş Asistanı, Akıllı Hız Kontrolü ve İleri Çarpışma Önleme Asistanı 1.5 dahil olmak üzere segment lideri güvenlik donanımlarına da sahip. INSTER Cross’un üretimine bu yılın sonlarına doğru Hyundai’nin Kore’deki üretim tesisinde başlaması planlanıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler