Genel
Toyota Geleceğin Otomotiv Haritasını Çizdi!


Toyota ikinci kez düzenlediği Kenshiki Forum’unda önümüzdeki dönemde sunacağı yeniliklerini tanıtırken, büyük bir değişimin öncüsü olacak mobilite vizyonunun ana hatlarını da aktardı. Kenshiki Forum’da tanıtılan önemli yeniliklerden biri Toyota’nın tamamen yeni bataryalı elektrikli SUV modelinin ön gösterimi oldu.
Yeni e-TNGA platform üzerine yapılacak yüzde 100 elektrikli SUV modeli, yeni platform ile birlikte, Toyota’nın önümüzdeki dönemde çıkacağı bataryalı elektrikli modellerinin ilk adımı olacak. Önümüzdeki aylarda bu yeni SUV hakkında daha fazla detay vermeye hazırlanan Toyota, ilk etapta bir tasarım silueti ve platform mimarisini paylaştı.


Toyota e-TNGA
Ön gösterimi gerçekleştirilen ancak henüz ismi açıklanmayan SUV aracı, akıllı tasarım felsefesiyle çok yönlü olacak ve farklı ürün tiplerine adapte edilebilecek. Yeni e-TNGA platformun ise bazı kilit noktaları sabit kalırken, diğer noktalar değiştirilerek farklı genişlik, uzunluk, dingil mesafesi ve yüksekliği olan araç tiplerine uygulanabilecek. Yeni e-TNGA platformu, önden çekişli, arkadan itişli veya dört çeker sürüşlü araçlara adapte edilebilecek. Platform böylece farklı batarya boyutlarına ve elektrik motorlarına sahip araçlar için de kullanılabilecek. Toyota bu çok yönlü yaklaşım sayesinde geliştirme zamanlamasını da kısaltmış olacak.
Model geliştirilmesi tamamlanan ve ilk e-TNGA üzerine yapılacak bu SUV araç Toyota’nın Japonya’daki ZEV fabrikasında üretilecek.


AR-GE’nin yüzde 40’ı güç üniteleri için kullanılacak
Toyota, gerçekleştirdiği forumda gelecek için yol haritasını belirlerken, Ar-Ge yatırımlarının yüzde 40’ını geleceğin güç ünitelerinin geliştirilmesinde kullanılacağını açıkladı. 2025 yılına kadar 60 yeni veya yenilenmiş elektrik motorlu model sunacağını bildiren Toyota, bu araçların 10 veya daha fazlasının bataryalı elektrikli veya yakıt hücreli olacağının altını çizdi.
2025’te global olarak 5.5 milyon elektrik motorlu satışı planlayan Toyota, 2030’da ise, yakıt hücreli ve bataryalı elektrikli dahil olmak üzere 1 milyondan fazla sıfır emisyonlu satışı gerçekleştirmeyi de hedefliyor. Böylelikle; 2050’ye kadar Avrupa’yı iklim açısından nötr hale getirme vizyonu uygun olarak AB’nin Yeşil Anlaşmasına uyum sağlanacak. Geleceğin enerji kaynağı olarak gösterilen hidrojen için dolum altyapısı ve elektrikli şarj ağı yatırımları da desteklenecek.
Toyota hidrojenli toplum geleceğini hızla yaklaştırıyor
Toyota, Kenshiki Forum’da sıfır emisyonlu bir toplum için “hidrojen potansiyelini” bir kez daha ortaya koydu. Global Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde de (SDG) altı çizildiği gibi, son dönemde işletmelerin ve tüketicilerin, geniş uygulama alanları açısından hidrojenin avantajlarına gittikçe artan bir ilgi gösterdikleri ortaya çıktı.


Module_Kenshiki
Toyota, dikkat çekici bu ilgi karşısında Avrupa’da hidrojenden maksimum oranda faydalanmak adına Yakıt Hücresi İş Grubu’nu kurdu. Brüksel’de kurulan grup, hidrojenin mobilite ve diğer alanlarda uygulanmasının hızlanmasını sağlayacak ve yeni ticari partnerlerin elde edilmesine katkıda bulunacak.
Hidrojen teknolojisinde öncü konumda olan Toyota, geçtiğimiz hafta yakıt hücreli Mirai’nin ikinci neslini tanıtarak bir kez daha dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştı. Toyota ilk neslini 2014’te tanıttığı Mirai’nin yakıt hücresi sistemini geliştirerek daha küçük, daha hafif ve enerji yoğunluğu daha yüksek hale getirdi. Toyota 2021’de yollara çıkacak olan Mirai ile hidrojenin yüksek potansiyelini ortaya koymaya devam edecek.
Bu teknolojinin sadece otomobillerde değil, ağır ticari araçlar, otobüs filoları, forkliftler ve jeneratörler gibi birçok farklı alanda kullanıldığının altını çizen Toyota, tekneler ve trenler için de testlere de devam ettiğini açıkladı.
Toyota aynı zamanda; hidrojen kullanımının yaygınlaşmasını hızlandırmak için Avrupa merkezlerinde hidrojen ekosistemine odaklanarak burada yerel alt yapının nakliye filolarını ve mobilite hizmetlerini destekleyecek. Toyota, yeni “Yakıt Hücresi İş Grubu” aracılığıyla daha fazla yerde hidrojen eko-sistemlerinin geliştirilmesini teşvik etmek ve herkesin yararına bir Hidrojen Topluluğu hedefine doğru ilerlemek için endüstri ortakları, ulusal ve bölgesel hükümetler ve kuruluşlarla da yakın bir şekilde çalışacak. Bu sayede yakıt hücresi iş hacminin kısa vadede 10 kat artacağı ifade ediliyor.


Toyota’nın yeni mobilite hizmeti ”KINTO Europe”
Toyota, Kenshiki Forum’da KINTO’nun bir mobilite hizmet markası projesinden KINTO Europe ismiyle yeni bir mobilite şirketine dönüştüğünü de açıkladı. Bu yeni oluşum mobilite hizmetleriyle geleneksel işlerin ötesine geçmesini sağlamayı hedefliyor. Toyota Motor Europe (TME) ve Toyota Financial Services (TFS) işbirliği ile kurulan KINTO Europe, Almanya’da Köln’de konumlandırılacak. Avrupa genelinde büyüyen KINTO mobilite hizmetleri ve ürünlerini yönetecek şirket Nisan 2021’de faaliyete geçecek.
Bilindiği gibi Covid-19 salgını, otomotiv şirketlerine ve tüketicilere olumsuz koşullar yaratırken, diğer yandan birçok insanın yaşam tarzı ile önceliklerini yeniden gözden geçirmeye yöneltti. Toyota bunu yenilikçi mobilite hizmetlerini bir fırsat olarak değerlendirerek, esnek mobiliteye olan ilginin artmasını bekliyor. KINTO Europe şirketlere, şehirlere ve kişilere özel hazırlanmış araç abonelikleri, araç paylaşımı, araç havuzu ve çoklu çözümler gibi hizmetlerle bu gereksinimleri karşılamak için ideal bir marka olarak öne çıkıyor.
KINTO Europe’un gelişiminde Toyota’nın Avrupa bayi ağı yine kritik bir rol oynamaya devam edecek. Toyota, bayilerinin bir Mobilte Hizmet Sağlayıcısı’na dönüştürerek köklü işbirliğini daha da güçlendirmeyi amaçlıyor. KINTO bayilerin geleneksel satış ve servis işlerinin ötesine geçerek müşterilerin tam olarak istedikleri hizmetleri vermesini sağlayacak.


Avrupa’da KINTO hizmetleri:
Avrupa’da ilk kez Ocak 2020’de tanıtılan KINTO giderek büyüdü ve popülerliğini artırdı. Şu anda KINTO birçok farklı ve esnek hizmetler sunuyor. Bunlar ise şu şekilde sıralanıyor;
- KINTO One, şimdiye kadar yedi Avrupa pazarında yer alan, her şey dahil bir kiralama hizmeti olarak öne çıkıyor ve 2021’de daha fazla ülkede yer alacak. Şu anda filo yönetimi pazarında 100.000’den fazla araçtan oluşan bir filo ile orta ölçekli bir oyuncu haline geldi.
- KINTO Share, kurumsal müşterilerden bireysel müşterilere kadar çok çeşitli araç paylaşım hizmetleri sunuyor. İrlanda, İtalya, Danimarka, İspanya ve İsveç’te faaliyet gösteren bu hizmetler, yeni pazarlarda da sunulacak. Bir başka KINTO Share hizmeti de bayi ağı aracılığıyla piyasaya sürülmek üzere geliştiriliyor.
- KINTO Flex, kısa vadeli, esnek bir araç abonelik hizmeti olarak dikkat çekiyor ve
- KINTO müşterilerinin tüm Toyota ve Lexus araçlarından yararlanmasına olanak tanıyor. Yıl boyunca çeşitli araç türlerine erişim sunarak, kullanıcıların zevkine ve ihtiyaçlarına hizmet ederek araç sahibi olma özgürlüğünü artırıyor.
- KINTO Join, çalışanların kendi özel ulaşım ağlarını oluşturmaları için kurulan bir kurumsal araç havuzu çözümüdür. Şu anda Norveç ve İtalya’da yer alan hizmet Birleşik Krallık’ta da yer almaya başlayacak.
- KINTO Go, çok modelli yolculuk planlaması hizmetinde toplu taşıma biletleri, park etme, taksi hizmetleri ve etkinlikleri koordine eden bir sistem olarak öne çıkıyor. İtalya’da şimdiden iyi sonuçlar elde eden sistem, kısa vadede daha da genişleyecek.
Genel
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor


Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Genel
Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!


Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.
Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.
Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket
Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”
Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”
Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Genel
Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı


Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.
Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.
Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk
Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.
Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.
Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.


An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.
Sınırları Zorlayan Verimlilik
Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.
Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.
Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.
Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart
Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.
Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri
PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.
Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim
Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.
Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri
Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.
-



Otomotiv3 ay önceTurka’dan araç muayenede yeni dönem için ilk imza
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceHotomobil Tesla Cybertruck için Tasarladığı Cyberglad Modelinin Avrupa Lansmanını “Caravan Salon Düsseldorf” Fuarı’nda Gerçekleştiriyor
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceTogg, Münih’te IAA Mobility 2025’te yerini alıyor
-



Şarj Sektörü3 ay önceWATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı
-



Otomotiv Sektörü3 ay önceHyundai Motor Türkiye’den Gençlik Kampı
-



Yeni Modeller3 ay önceElektrikli Lüksün Yeni Temsilcisi: Mercedes-Benz Yeni GLC
-



Elektrikli Otomobiller3 ay önceYeni BMW iX3 ve MINI JCW , IAA Mobility 2025’te Tanıtılacak
-



Otomobil3 ay önceHyundai Motor Türkiye’de Yeni Dönem: Online Satış Sistemi Başlıyor














