Connect with us

Genel

Yeni Mercedes-Benz C-Serisi Türkiye’de

 Mercedes-Benz C-Serisi, 2021 yılı itibarıyla yeni nesline kavuştu. Yeni C-Serisi’nin Türkiye lansmanı, Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan’ın katılımıyla İzmir’de bir sürüş organizasyonuyla yapıldı.

Yeni C-Serisi’ni deneyimleyen katılımcılar, model tarihinde pek çok ilki bünyesinde barındıran aracın özelliklerini yakından incelediler. W206 kasa kodlu C-Serisi’nin ilkleri arasında; arka tasarımında bagaj kapağına da taşırılan stop lambaları, ikinci nesil MBUX, opsiyonel arka aks yönlendirmesi ve arka koltuklarda ısıtma fonksiyonu gibi özellikler bulunuyor. Mercedes-AMG Petronas Formula 1 ekibiyle birlikte geliştirilen yeni turbo beslemesi ile çok daha verimli olan motor, her zamankinden düşük emisyon oranlarını karşılayabiliyor.

Edition 1 AMG: Teknoloji ve sportifliğin ideal birleşimine tanık olun

Yeni C-Serisi’nin, Edition 1 AMG adındaki ilk üretime özel paketinde kapsamlı bir donanım kombinasyonu sunuluyor. Maksimum ayrıcalık ve konfor için tasarlanan Yeni C-Serisi Edition 1 AMG, hayatınızı kolaylaştıracak özelliklerle donatıldı. Otomatik bagaj kapağı kapatma sistemi ve KEYLESS-GO, sürücü ve yolcular için maksimum konfor sunarken, 19 inç çok kollu jantlar ve AMG tasarımı gövde rengi bagaj üstü spoyleri, sportif bileşenleri oluşturuyor. DIGITAL LIGHT ve Kör Nokta Yardımcısı ise yüksek güvenlik beklentilerini karşılıyor.

mercedes-benz-otomobil-grubu-baskani-sukru-bekdikhan.jpgŞükrü Bekdikhan: “Türkiye’de en çok tercih edilen modelimiz olan C-Serisi’nin yeni nesli ile Premium otomobil pazarında liderliği hedefliyoruz”

Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan; “İlk olarak 1982’de ‘190’ ismiyle ve ‘Baby Benz’ olarak adlandırdığımız modelimiz, 1993 yılından itibaren ‘C-Serisi’ unvanıyla tam anlamıyla bir başarı hikayesine dönüştü. Dünya genelinde yaklaşık 10,5 milyon C-Serisi Sedan ve Estate satılırken, 2014 yılında yollara çıkan jenerasyonumuz, 2,5 milyondan fazla satış başarısını geride bıraktı. Yalnızca geçen sene satılan yedi Mercedes-Benz otomobilinden biri C-Serisi ailesinin bir üyesiyken, Türkiye’nin de bu oranda etkisi büyüktü. C-Serisi Türkiye’de en çok tercih edilen modelimiz olarak, bizi dünya sıralamasında da 6’ncı en büyük C-Serisi pazarı yapıyor.” dedi.

Şükrü Bekdikhan sözlerini şöyle sürdürdü: “C-Serisi ile markamız içindeki en popüler modelimizin başarı hikayesinde yeni bir bölüme tanıklık etmeye hazırlanıyoruz. Ayrıca C-Serisi, Premium orta boy sedan segmentinin en fazla tercih edilen modellerinin başında geliyor. S-Serisi’ndeki pek çok özelliği taşımasıyla Yeni C-Serisi, bir kez daha Premium D Segmenti’nin mükemmel, arzu edilen paketini; lüks, sportif, dijital ve tabii ki sürdürülebilir bir biçimde müşterilerimiz ile buluşturmamızı sağlıyor. Yeni C-Serisi ile Premium otomobil pazarında liderliği hedefliyoruz.”

Tasarım: Sportif ve güzel bir form ile duygusal sadelik

Yeni C-Serisi, kısa ön tampon-tekerlek mesafesi, uzun dingil aralığı ve geleneksel bagaj çıkıntısıyla son derece dinamik gövde orantıları ortaya koyuyor. Güç kubbelerine sahip motor kaputu, sportif görünümü daha da güçlendiriyor. Geleneksel gövde orantısı yaklaşımı, “Cab-backward” tasarım doğrultusunda ön cam ve yolcu bölmesi arkaya doğru taşınıyor. Konu iç mekan kalitesi olduğunda, öncü C-Serisi zaten önemli bir adım atmıştı. Yeni C-Serisi, “Modern Lüks” kavramını bir adım daha ileriye taşıyor. İç mekan tasarımı yeni S-Serisi’nin özelliklerini esas alıyor ve bunları sportif bir şekilde yorumluyor.

mercedes-benz-c-serisi-01.jpgDış tasarımı: Özel ışık oyunlarıyla hareketlendirilen siluet

Yandan bakıldığında, özenle oyulmuş yüzeyler benzersiz bir ışık oyunu yaratıyor. Tasarımcılar çizgileri minimuma indirirken, omuz çizgisi daha da belirginleşiyor. 18 inç ile 19 inç arasında jantlar sportif görünümü tamamlıyor.

Ön görünümü dolduran, markaya özgü ön ızgara tüm versiyonlara merkezi olarak konumlandırılmış bir “Yıldız”a sahip. AMG tasarım konseptinde krom “Yıldız” ile elmas desenli ızgara kullanılıyor.

Arkadan bakıldığında bir Mercedes-Benz Sedan otomobiline özgü çizgiler göze çarparken stop lambaları benzersiz gündüz ve gece görünümüyle dikkat çekiyor. C-Serisi’nin Sedan gövde tipinde ilk kez iki parçalı arka aydınlatma grubu tasarımı kullanılırken aydınlatma fonksiyonları yan paneller ve bagaj kapağındaki stop lambası parçalarına bölünüyor. İsteğe veya donanım paketine bağlı zarif detaylar dış görünümü tamamlıyor. “Metalik Spektral Mavisi”, “Metalik Yüksek Teknoloji Gümüşü” ve “Designo Metalik Opalit Beyazı” olmak üzere üç yeni renk ile seçenekler zenginleştiriliyor.

mercedes-benz-c-serisi-07-ic-mekan.jpgİç mekan tasarımı: Sürücü odaklı yaklaşımla sportiflik vurgusu

Konsol, üst ve alt olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kanat profilini andıran mimaride uçak motoru benzeri düzleştirilmiş yuvarlak havalandırma ızgaraları ve gösterişli dekoratif yüzeyler, kalite algısını ve sportifliği güçlendiriyor. Göstergenin ve orta ekranın 6 derece kadar eğimli yapısı sürücü odaklı ve sportif bir görünüm sağlıyor.

Sürücü kokpitini yüksek çözünürlüklü, 12.3 inçlik bir LCD ekran domine ediyor. Havada süzülüyor gibi duran ekran, kokpitin geleneksel yuvarlak göstergeli ekranlarından farklı görünmesini sağlıyor.

Kabin içerisindeki dijitalleşme orta konsolda da devam ediyor. Araç fonksiyonları yüksek çözünürlüklü 11,9 inçlik dokunmatik ekran üzerinden yönetiliyor. Dokunmatik ekran da havada süzülüyor gibi görünüyor. Gösterge ekranı gibi orta konsoldaki ekran da sürücü odaklı bir tasarım sunuyor.

Kaliteli krom bir çıta, yumuşak dolgulu kolçak bölümü ve hemen önünde parlak siyah bir alan olmak üzere orta konsolu ikiye ayırıyor. Havada süzülüyor gibi görünen orta ekran, bu üç boyutlu yüzeyden yükseliyor. Yalın ve modern tasarımlı kapı panelleri konsol tasarımıyla bütünleşiyor. Orta konsol gibi kapı panelinin orta bölümünde de metalik yüzeyler kalite algısını arttırıyor. Tutma kolu, kapı açma kolu ve cam kumandaları bu bölümde bulunurken daha yukarıda ise merkezi kilit ve koltuk kumandaları bulunuyor. Suni deri kaplı konsol standart olarak sunuluyor. Açık damarlı kahverengi tonlarında veya açık damarlı siyah ahşap yüzeyler zarif alüminyum süslemelerle zenginleştiriliyor.

En güncel MBUX nesli: Sezgisel kullanım ve öğrenmeye açık yapı

Yeni S-Serisi gibi yeni C-Serisi de ikinci nesil MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sistemi ile donatılıyor. Gerek donanım gerekse de yazılımı önemli oranda gelişen ikinci nesil MBUX ile iç mekan daha da dijital ve daha da akıllı bir yapı kazanıyor. LCD ekranlardaki parlak görüntüler, aracı ve konfor donanımlarını kontrol etmeyi kolaylaştırıyor.

Ekranların görünümü, üç ekran teması (Zarif, Sportif, Klasik) ve üç mod (Navigasyon, Asistan, Servis) ile kişiselleştirilebiliyor. “Klasik” temada, ortasında sürüş bilgilerinin gösterildiği alışagelmiş iki adet yuvarlak göstergeli bir ekran sunuluyor. “Sportif” temasında, kırmızı vurgusu ile daha sportif bir merkezi devir göstergesi sayesinde daha dinamik bir ortam oluşuyor. “Zarif” temasında, gösterge ekranındaki içerik en aza indirgeniyor. Ekranlar ayrıca yedi farklı ortam aydınlatmasıyla renklendirilebiliyor.

Hey Mercedes: Her geçen gün daha da akıllı hale gelen sesli asistan

“Hey Mercedes” sesli asistan, daha fazla diyalog kurabiliyor. Örneğin; gelen çağrıyı kabul etme gibi bazı eylemler “Hey Mercedes” aktivasyon sözcüğü olmadan da kullanılabiliyor. Ayrıca “Yardım” komutu ile “Hey Mercedes” araç fonksiyonuna ait destek ve açıklamalar da sunuyor. Sistem, yolcuların “Hey Mercedes” sesini bile tanıyabiliyor.

Diğer önemli MBUX özellikleri

İsteğe bağlı donanım olarak “Artırılmış gerçekliğe sahip navigasyon” sunuluyor. Bir kamera, araç önündeki görüntüyü yakalıyor ve bunu orta ekranda gösteriyor. Ayrıca video görüntüsüne; trafik işareti, dönüş yönlendirmesi veya şerit değiştirme önerisi gibi sanal nesneler, bilgiler ve işaretler entegre ediliyor. Bu özellik, şehir içindeki navigasyon yönlendirmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca isteğe bağlı olarak ön camda renkli bir sanal gösterge paneli sunuluyor. Bu ekran sürücüye, motor kaputunun yaklaşık 4,5 m uzağında havada asılı gibi duran 23×8 cm boyutunda sanal bir görüntü gösteriyor.

İkinci nesil ISG’ye sahip dört silindirli benzinli motor

Yeni C-Serisi’nde 20 bg ek güç ve 200 Nm fazladan tork kullanımı sunan ikinci nesil entegre marş jeneratörüne (ISG) sahip dört silindirli benzinli motor (M 254) ilk kez kullanıma sunuluyor. Enerji geri kazanımı ve süzülme gibi fonksiyonların da katkısıyla benzinli motor çok daha verimli bir yapı ortaya koyuyor.

Yeni turbo beslemesi, Mercedes-AMG Petronas Formula 1 ekibiyle birlikte geliştirildi. Teknolojinin seri üretime aktarılması, performans ve verimlilik konularında tamamen yeni standartlar belirliyor.

Şanzıman: Otomatik şanzıman her daim standart

9G-TRONIC şanzıman, ISG’nin uyarlanması çerçevesinde daha da geliştirildi. Elektrik motoru, güç elektroniği ve şanzıman soğutucusu, şanzımana entegre edildiğinden, ilave hat ve bağlantılara gerek kalmıyor, alan ve ağırlık avantajı elde ediliyor. Ayrıca şanzımanın verimliliği de arttırıldı. Diğer katkıların yanı sıra, elektrikli yardımcı yağ pompasıyla mekanik pompanın iletim hacmi, önceki modele kıyasla yüzde 30 oranında azaltıldı ve bu da verimliliği arttırıyor. Ayrıca çok çekirdekli işlemciye sahip yeni nesil tam entegre iletim kontrolü, yeni montaj ve bağlantı teknolojisi kullanılıyor. Artan işlem gücüne ek olarak, elektrik arabirimlerinin sayısı azaltılırken şanzıman kontrol ünitelerinin ağırlığı öncekine kıyasla yüzde 30 azaltıldı.

Dört tekerlekten çekişli versiyonlardaki 4MATIC de geliştirildi. Yeni ön aks daha yüksek tork aktarımına olanak sağlanıyor ve ideal aks yükü dağılımı ile üstün sürüş dinamikleri elde ediliyor. Ayrıca önceki sisteme kıyasla önemli oranda ağırlık avantajı sağlanıyor ve bu da CO2 emisyonlarını düşürmeye yardımcı oluyor. Mühendisler, yeni transfer kutusu ile sürtünme kayıplarını daha da azalttılar. Ayrıca kapalı bir yağ devresine sahip olduğundan herhangi bir ek soğutma önlemi gerektirmiyor.

Yürüyen aksam: Konfor ve çeviklik

Yeni dinamik yürüyen aksamda, yeni bir dört kollu ön aks ve çok kollu arka aks kullanıyor. Yürüyen aksam, gelişmiş süspansiyon, yuvarlanma ve gürültü konforunun yanı sıra çevik sürüş özellikleri ve üstün sürüş dinamiklerini beraberinde getiriyor. Yeni C-Serisi, isteğe bağlı olarak sertliği seçilebilen süspansiyon ve spor süspansiyon ile de donatılabiliyor.

Arka aks yönlendirmesi: Daha çevik, daha dinamik

Yeni C-Serisi, isteğe bağlı olarak sunulan arka aks yönlendirme ve bununla birlikte ön aksta daha direkt çalışan direksiyon sistemiyle çok daha çevik ve stabil bir sürüş sunuyor. Arka akstaki 2,5 derecelik yönlendirme açısı, dönüş çapını 40 cm azaltarak 11,05 metreye düşürüyor. Arka aks yönlendirme ile sürüş konseptinden bağımsız olarak 2,35 yerine 2,3 (4MATIC ve konfor direksiyon ile) tur olmak üzere daha düşük direksiyon turu manevra kolaylığı sağlıyor.

60 km/s’nin altındaki hızlarda, manevralarda, arka tekerlekler ön tekerleklerin açısına göre 2,5 dereceye kadar aksi yönde yönlendiriliyor. Dingil mesafesi sanal olarak kısalıyor ve aracın daha çevik olmasını sağlıyor. 60 km/s’nin üzerindeki hızlarda arka tekerlekler ön tekerleklerle aynı yönde 2,5 dereceye kadar yönlendiriliyor. Dingil mesafesi sanal olarak uzarken, özellikle yüksek hızlarda daha dinamik ve daha stabil bir sürüş karakteri oluşuyor. Araç daha az direksiyon açısı ile dinamik ve çevik bir sürüş sunuyor, direksiyon emirlerine daha sportif tepki veriyor.

mercedes-benz-c-serisi-04.jpgSürüş destek sistemleri: Tehlikeli durumlarda sürücünün yükünü azaltıyor ve destekliyor

Sürücü destek sistemlerinin en güncel nesli, önceki C-Serisi’ne kıyasla ek ve daha gelişmiş işlevler içeriyor. Sürücünün yükünü hafifleten sistemler sayesinde sürücü çok daha rahat ve güvenli bir sürüş gerçekleştirebiliyor. Sistemler, olası bir tehlike anında sürücünün uygun şekilde tepki vermesine yardımcı oluyor. Sistemlerin işlevi, sürücü ekranındaki yeni bir ekran konseptiyle canlandırılıyor.

  • Aktif Mesafe Yardımcısı DISTRONIC; otoyol, kara yolu ve şehir içi olmak üzere farklı yol koşullarında öndeki araçla önceden ayarlanan mesafeyi otomatik olarak koruyor. Daha önce 60 km/s’ye kadar hızlarda duran araçlara tepki veren sistem geliştirildi ve artık 100 km/s hızda da duran araçlara tepki veriyor.
  • Aktif Direksiyon Yardımcısı; sürücüyü 210 km/s’ye kadar hızlarda şeridi takip etme noktasında destekliyor. Özellikle düşük hızlarda bir acil durum şeridi oluşturan 360 derecelik kamera ile birlikte şerit algılama, kara yollarında gelişmiş viraj alma performansı ve otoyollarda üstün şerit ortalama özellikleriyle sürüş güvenliğini destekliyor.
  • Gelişmiş trafik işareti algılama sistemi; hız sınırlaması gibi trafik işaretleri dışında yol üstü levhalarını ve yol çalışması işaretlerini de algılıyor. Dur işareti ve kırmızı ışık uyarısı (sürüş destek paketinin bir parçası olarak) önemli yenilikler olarak devreye alınıyor.

Manevra sırasında sürücüyü destekleyen gelişmiş park sistemleri

Gelişmiş sensörler sayesinde yardımcı sistemler sürücüyü manevra yaparken destekliyor. MBUX entegrasyonu işlemi daha sezgisel ve daha hızlı hale getiriyor. İsteğe bağlı olarak sunulan arka aks yönlendirme park asistanlarına entegre edilirken, şeritlerin hesaplanması buna göre ayarlanıyor. Acil durum fren özelliği aynı zamanda trafikteki diğer paydaşları korumaya yardımcı oluyor.

Çarpışma güvenliği: Tüm küresel gereksinimleri karşılıyor

C-Serisi pek çok ülkede satılan dünyanın nadir otomobillerinden biri. Güncel haliyle 100’ün üzerinde ülkede satılıyor. Bu, son derece kapsamlı bir geliştirme aşamasını gerektiriyor. Tüm motor ve gövde tipler, sağdan ve soldan direksiyonlu araçlar, 4MATIC araçlar ve hibrit araçlar olmak üzere versiyonların aynı gereksinimleri karşılaması gerekiyor. Bunun dışında, özel gereksinimleri karşılamak üzere özel donanımlar da devreye giriyor. Örneğin Avrupa için üretilen araçlarda sürücü koltuğunun sırtlığına entegre edilen bir orta havayastığı bulunuyor. Çarpmanın yönüne, kazanın şiddetine ve yük durumuna bağlı olarak, şiddetli bir yandan çarpma durumunda sürücü ile ön yolcu arasına doğru açılarak kafa çarpma riskini azaltıyor.

Önden ve arkadan çarpışmalarda etkili olan PRE-SAFE ile birlikte, PRE-SAFE Impulse Side (Sürüş Yardım Paketi Plus ile birlikte), aracın yanında bir tür sanal burulma bölgesi oluşturuyor. Olası bir yandan darbe anında kısıtlı bir burulma bölgesi olduğundan PRE-SAFE Impulse Side, darbe öncesinde ilgili taraftaki koltuğun sırtlığına entegre hava kesesini şişirerek burulma bölgesini arttırıyor.

DIGITAL LIGHT: Yüksek aydınlatma gücü ve isteğe bağlı olarak projeksiyon fonksiyonu

Lansmana özel olarak sunulan Edition 1 AMG donanımı ile birlikte DIGITAL LIGHT standart olarak yer alıyor. Devrim niteliğindeki far teknolojisi, yardımcı işaretlerin veya uyarı sembollerinin yola yansıtılması gibi yeni fonksiyonlar sağlıyor. DIGITAL LIGHT ile her bir farda üç adet çok güçlü LED’e sahip bir ışık modülü bulunuyor. Söz konusu LED’lerin ışığı 1,3 milyon mikro ayna yardımıyla kırılıyor ve yönlendiriliyor. Böylece araç başına 2,6 milyon pikselin üzerinde çözünürlük sağlanıyor.

Sistem, ortam koşullarına çok başarılı bir şekilde uyum sağlayan yüksek çözünürlüklü ışık dağılımı için neredeyse sınırsız olanaklar yaratıyor. Araçtaki kamera ve sensörler, trafikteki diğer paydaşları algılıyor, güçlü bilgisayarlar verileri ve dijital haritaları milisaniyeler içinde değerlendiriyor ve farlara, şartlara uygun aydınlatma komutunu veriyor. Böylece diğer trafik paydaşlarının gözünde parlama yapmadan, mümkün olan en iyi aydınlatma performansı elde ediliyor. Ayrıca yenilikçi fonksiyonlar da beraberinde geliyor. DIGITAL LIGHT, ULTRA RANGE fonksiyonu ile çok uzun bir aydınlatma menzili sağlıyor.

Konfor donanımı: Birçok noktada iyileştirildi

Ön koltukların isteğe bağlı masaj fonksiyonunun etki alanı genişledi ve tüm sırt bölgesini kapsıyor. Koltuk sırtlığındaki sekiz adet kese, mümkün olan en iyi rahatlamayı sağlıyor. Sürücü tarafında, keseye entegre, dört motorlu bir titreşim masajı da bulunuyor. Ayrıca ilk kez arka koltuk ısıtması da sunuluyor.

ENERGIZING COMFORT’un “Fit & Healthy” yaklaşımı, farklı konfor sistemlerini kombine ederek deneyim dünyaları yaratıyor. Sistem, örneğin sürücü yorgun olduğunda canlandırıcı, stres seviyesi yüksek olduğunda da rahatlatıcı olmak üzere, iç mekanda ruh haline uygun bir atmosfer oluşturuyor. ENERGIZING COACH, araç ve sürüş bilgilerine göre uygun bir sağlık veya rahatlama programı öneriyor. Sürücünün uygun bir akıllı cihaz taşıması halinde uyku kalitesi ve stres seviyesi bilgileri de algoritmaya ekleniyor.

AIR-BALANCE paketi, kişisel tercihe ve ruh haline bağlı olarak, iç mekanda kişisel bir koku deneyimi sunuyor. Sistem, havanın iyonizasyonu ve filtrelemesi ile kabin içindeki hava kalitesini iyileştiriyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Popüler