Connect with us

Otomotiv

280 HP’lik Alfa Romeo Tonale Plug-In Hybrid Q4, Türkiye’de Satışa Sunuldu

Alfa Romeo, kompakt SUV’u

Tonale’nin çevreci sportifliğin kilometre taşı olacak dört tekerlekten çekişli, şarj edilebilir Hibrit (Plug-in Hybrid Q4) versiyonunu Türkiye’de satışa sundu.

Tonale Plug-In Hybrid Q4, 1910’da kurulan Alfa Romeo markasının sportif DNA’sına sadık kalarak, elektrifikasyon dünyasına giriş yapıyor. Sınıfının en iyisi olan bu versiyon, maksimum verimlilik ile sportifliği birleştirerek Alfa Romeo’nun dönüşümünde yeni bir sayfa açıyor.

Çeviklik, sürüş dinamikleri ve dört tekerlekten çekiş performansı ile sınıfının en iyi dinamiklerini sunan Tonale Plug-in Hybrid Q4, 26 gr/km CO2 emisyon değeriyle bugüne kadar üretilen en çevreci Alfa Romeo modeli olarak öne çıkıyor.

Günlük kullanımda tamamen elektrikli moddayken 80 km’nin üzerinde menzile sahip olan Tonale Plug-in Hybrid Q4, şehir dışı kullanımda ise 600 km’nin üzerinde toplam menzile sahip. Sınıfının en iyi konfor ve ses yalıtımını sunan; ürün gamının en sportif versiyonu Tonale Plug-in Hybrid Q4’ün şarj edilebilir hibrit sistemi, toplam 280 HP

güç üretiyor, Q4 dört tekerlekten çekiş sistemiyle en iyi yol tutuş ve sürüş güvenliğini sunuyor.

 

 

Alfa Romeo, teknolojik, yeni nesil ve küçük hacimli motor seçenekleriyle Türkiye pazarındaki en önemli segment olan kompakt SUV segmentinde Tonale ile iddiasını ortaya koymayı sürdürüyor. 1910 yılından bu yana sporcu DNA’sına sadık kalan ve otomotiv tarihine damga vuran modelleri hayata geçiren Alfa Romeo’nun dönüşümünü simgeleyen Tonale’nin şarj edilebilir ve dört tekerlekten çekişli Hibrit (Plug-in Hybrid Q4) versiyonunu ülkemizde satışa sunuluyor. Sınıfının en iyi performansı için Alfa Romeo tarafından geliştirilen dört tekerlekten çekişli, şarj edilebilir hibrit (Plug-in Hybrid Q4) Tonale, çevreciliğini üst düzey sportiflikle birleştiriyor.

 

Alfa Romeo Tonale’nin 280 HP Plug-In Hybrid Q4 sistemi, performans ve pil ömrü açısından da sınıfının en iyisi olarak öne çıkıyor.

 

 

 

Sınıfının En İyi Performansını Sunan, Bugüne Kadar Üretilen En Çevreci Alfa Romeo

Şarj edilebilir ve dört tekerlekten çekişli Tonale, Alfa Romeo’ya özel 1.3 litre 280 HP’lik gücünde motor ile  satışa sunuluyor. Sistem gücünü, 6 vitesli çift kavramalı şanzıman üzerinden ön tekerleklere aktarırken 90 KW gücündeki elektromotor arka tekerleklere 250 Nm çekiş sağlıyor. 0-100 km/s hızlanmasını sadece 6,2 saniyede tamamlayan Tonale Plug-in Hybrid, Q4 çekiş ile en yüksek performans seviyesi sunarken, tamamen elektrik modunda şehir içinde 80 km’ye varan menzile ulaşıyor. Plug-in Hybrid güç-aktarma sisteminde standart olan Q4 çekiş, benzersiz bir sürüş güvenliği ve keyfi sağlıyor. Sınıfının en iyi performansı için Alfa Romeo tarafından geliştirilen Hibrit ve dört tekerlekten çekişli Şarj Edilebilir Hibrit (Plug-in Hybrid Q4) versiyonu, 100 kilometrede sadece 1.14 litre yakıt tüketimiyle bugüne kadar üretilen en çevreci Alfa Romeo modeli olarak öne çıkıyor.

 

  • Alfa Romeo DNA’sı ve En İyi Sürüş Dinamikleri

Tonale Plug-in Hybrid Q4, Alfa Romeo DNA mirasını sürdürüyor. Kullanım tercihlerine göre seçilen Dynamic modda, elektrik ve ICE motorlarını birlikte kullanılan özel bir gaz kelebeği kalibrasyonu, şanzıman yönetimi ve daha doğrudan direksiyon tepkisi ile aracın performansından en iyi şekilde yararlanmak için tasarlandı. Bu modda sürekli e-AWD devrede olurken, günlük kullanım için ideal performans sunan Natural mod e-Motor ve ICE motorun gerekli yerlerde birlikte çalışmasını ve performansı optimize etmeyi sağlıyor. Çekiş performansı, ihtiyaca göre kendiliğinden e-AWD olarak değişebiliyor. Sürüş esnasında elektrik bataryasının şarj yüzdesinin korunmasını veya dolumu sağlıyor, e-Save modu aktifleştirildiğinde ise DNA sürüş modu ‘N‘ (Natural) olarak ayarlanabiliyor.  Sürücü gaz pedalından ayağını çektiğinde devreye giren e-Coasting ise yavaşlama sırasında enerji geri kazanımı sağlıyor. Frenleme işlemi esnasında enerji geri kazanımı otomatik olarak devreye giren e-Breaking ile sağlanıyor. Advanced Efficiency modu seçildiğinde ise sadece elektrikli motor devreye giriyor ve çekiş arka tekerleklerden aktarılıyor.

 

Geniş Ekran ve Sezgisel HMI (Human Machine Interface) Arayüz

 

Alfa Romeo Tonale Plug-in Hybrid Q4, kabin içerisinde birinci sınıf malzemeler ve en son teknolojiyi birleştiriyor. Tonale’de, 22,5 inçlik 2 büyük ekrandan oluşan sofistike, smooth ve sezgisel bir kullanım sunan Sürücü Odaklı Kokpit (HMI) bilgi-eğlence sistemi yer alıyor. Gösterge panelinin ortasında, geleneksel “Cannocchiale” (teleskopik) ekran tasarımıyla, otomobilin tüm verilerine ve otonom sürüş teknolojileri ayarlarına erişim sağlayan 12,5 inçlik TFT ekran göstergeler yer alıyor. Sürücü ekran üzerinden elektrikli sürüş fonksiyonlarının gösterimine kolaylıkla erişebiliyor. Tonale Plug-in Hybrid Q4’de “Elettro Biscione” adı verilen ve Alfa Romeo’nun logosunda da yer alan yılan figüründen esinlenen sol arka kapı camındaki amblemi, onun elektirikli olduğunu vurguluyor. 12.5’’ Full TFT Gösterge panelinden kolayca takip edilebilen otomobilin elektrikli sürüş fonksiyonları ve işlevler farklı renklerle ifade ediliyor. Örneğin Elettro Biscione’nin rengi beyazken elektrikli motorun kapalı olduğu ve benzinli motorun devrede olduğu anlaşılıyor. Elettro Biscione’nin rengi açık maviyken elekrikli motorun devrede olduğu; yeşil renkteyken ise elektrik motorun şarjda olduğuna işaret ediliyor.

 

Tonale’de tamamen dijital, dokunmatik 10,25 inçlik ekran güncel akıllı telefonlarla benzer kullanım arayüz ile kullanım kolaylığı sunuyor. Yatay kaydırma ile Alfa D.N.A., radyo, medya, kablosuz şarj, uydu navigasyon, klima, bağlantılı hizmetler elektrikli sürüş uygulamaları, anlık güç gösterimi ve ADAS gibi menülere ulaşılabiliyor. Tonale Plug-in Hybrid Q4’te sportifliği öne çıkaran alüminyum vites kulakçıkları standart sunuluyor. Sürücü ve yolcu konforunu artırmak için ayrıca ısıtmalı direksiyon simidi, ısıtmalı ve sınıfında sadece Tonale’nin sunduğu havalandırmalı ön koltuklar, elektrikli ayarlanabilen ön koltuklar, Harman Kardon Premium Ses Sistemi (14 Hoparlör 465W) Luxury Pack kapsamında sunuluyor.

  • 2’nci Seviye Otonom Sürüş, Çoklu Şarj Seçenekleri

Tonale, sürüş keyfini engellemeden maksimum sürüş güvenliği sunmak üzere; hızlanma, fren ve şerit takibini otomatik yöneten 2’inci seviye otonom sürüş için yeni Alfa Romeo Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri (ADAS) ile donatılıyor. Tonale, otomobilin çevresini dikey ve yanal olarak izleyen ön kamera ile “Akıllı Uyarlanabilir Hız Sabitleme” (IACC) ve “Şerit Ortalama” (LC) sistemlerini birleştirerek Seviye 2 otonom sürüşü, Driving Asistance Pack ile mümkün kılıyor. Sistem, öndeki araçlarla güvenli bir mesafeyi korumak için otomobilin hızını otomatik olarak ayarlayan “Akıllı Uyarlanabilir Hız Sabitleme”, “Trafik İşareti Tanımlama Sistemi” ve “Akıllı Hız Sabitleme” sistemlerini kullanıyor. Entegre kamerayı kullanan sistem trafik işaretlerini algılıyor, bunları ekranda gösteriyor, sürücüyü mevcut hız sınırı konusunda uyarıyor ve sürücünün hızını tespit edilen sınıra düşürmesini öneriyor. Sürücü kabul ederse, hız sabitleyici ayarları otomatik olarak ayarlanıyor. Şerit Ortalama sistemi ise yoğun trafik koşullarında bile aracı şeridin ortasında tutmak için aracın yanal hareketini kontrol ediyor.

 

Tonale’nin, 15,5 kWh kapasiteli bataryalarıyla, WLTP döngüsünde 100km’de 1,14 lt kadar düşebilen yakıt tüketimi sağlanıyor. Şehir otomobili segmenti kullanıcılarırın günlük işe gidip gelmeleri için gerekli olan ortalama 80 km’lik menzil  7,4Kw dahili şarj cihazı kullanarak  2,5 saatten daha kısa bir sürede hızlı şarj ile dolabiliyor. Ayrıca, Mod 3 (Wallbox tipi) kabloya ilave olarak ev tipi prizlere uyumlu Mod 2 şarj kablosunu da sunan Tonale’de 7,4 kW’lık Wallbox çözümleri bulunuluyor.

 

Güvenliğe Hizmet Eden Yenilikçi Sistemler

 

Yeni Alfa Romeo Tonale’de, günlük sürüş ihtiyaçlarına uygun, sürüşü kolaylaştıran aktif ve pasif güvenlik özellikleri birlikte yer alıyor. Ön, yan ve perde hava yastıklarının yanı sıra sürücü, araç ve yol arasındaki etkileşimi mükemmelleştiren yenilikçi donanım ve teknolojiler Tonale’de standart olarak sunuluyor. Yaya veya bisikletçiyi algılayarak sürücüyü tehlikeye karşı uyaran ve bir yaya veya bisikletli ile çarpışmayı önlemek veya etkilerini azaltmak için aracı tamamen durduran “Hassas Yol Kullanıcıları ile Otonom Acil Durum Fren” veya sürücü yorgunluğunu algılamak için aracın hareketlerini denetleyen “Sürücü Yorgunluk Algılama” gibi sistemler, Tonale’deki standart özelliklerden birkaçı olarak öne çıkıyor. Tonale’de Driving Asistance Pack ile  sunulan “Kör Nokta Algılama”, “Arka Çapraz Trafik Uyarısı”, gibi güvenlik unsurları geri manevra anında, yandan gelen araçlara karşı sürücüyü uyaran “360° Kamera” çevre görünteleme sistemi ön ızgaraya, dikiz aynalarına ve bagaj kapağına entegre edilen dört adet yüksek çözünürlüklü kamera ile yakaladığı aracın çevresine ait görüntüyü kılavuz çizgileriyle birlikte 10,25 inçlik ekranda gösteriyor.

 

En üst düzey sportiflik sunan “Veloce” donanım seviyesiyle tercih edilebilecek olan Alfa Romeo Tonale Plug-in Hybrid Q4, 1.949.800 TL’lik başlangıç fiyatıyla Alfa Romeo showroomlardaki yerine alıyor.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elektrikli Otomobiller

Honda 0 Serisi’nin yeni teknolojilerini tanıttı

Honda, tamamen elektrikli 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni teknolojileri Japonya’da gerçekleştirdiği basın toplantısı ile duyurdu. Honda’nın elektrifikasyon stratejisi ve karbon nötr hedefi kapsamında hayata geçirilen Honda 0 Serisi’ndeki toplam yedi modelin 2030 yılına kadar satışa sunulması planlanıyor. Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler sayesinde Honda, müşterilerine sürüş destek sistemleri ile daha güvenli, batarya yenilikleri ile daha verimli, dijital kullanıcı deneyimi ile mobiliteyi kolaylaştıran özellikleri bir arada sunmayı hedefliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması hedefleniyor.

Honda elektrifikasyon stratejisi kapsamında tamamen elektrikli Honda 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni nesil teknolojilerini Japonya’daki toplantısında tanıttı. Gerçekleştirilen “Honda 0 Teknoloji Toplantısı”nda yeni teknolojiler ve 0 Serisi’ne dair yaklaşımlar açıklanırken; Honda’nın elektrifikasyon ile ilgili global vizyonu vurgulandı. Karbon nötr hedefi kapsamında Honda, 2030 yılına kadar küçük, orta ve büyük boyutlu olmak üzere toplam yedi adet Honda 0 Serisi modelini satışa sunmayı hedefliyor. Honda 0 Serisi ile ilgili ilk önemli adımı, bu yılın başında gerçekleştirilen CES 2024’te Saloon ve Space-Hub isimli iki konsept modelini tanıtarak atmıştı. Serinin ilk seri üretim modelinin 2026 yılında satışa sunulması planlanırken; modelin tasarımının konsepte benzer olacağı ve serinin amiral gemisi olarak öne çıkacağı belirtiliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te ise Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması planlanıyor.

İnsan odaklı yaklaşımı temel alan Honda 0 Serisi, “İnce, Hafif ve Bilge” prensibi ile “Sıfır” felsefesi esasına dayanarak tasarlanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım; sanatsal tasarım, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), Nesnelerin İnterneti (IoT) ile araç içi yaşam alanı, sürüş keyfi ve elektrik verimliliği olmak üzere beş temel değeri kapsıyor.

Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler

Honda, yeni tasarım yaklaşımıyla elektrikli araçları yeniden şekillendiriyor. “İnce” prensibi, alçak profilli ve kısa çıkıntılara sahip tasarımlar kullanarak araçları hem estetik hem de daha konforlu hale getirmeyi amaçlarken; “Hafif” prensibi ise, daha dinamik bir sürüş deneyimi sunarken elektrik verimliliğini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor. Bu kapsamda Honda, ultra yüksek dayanımlı çelik kullanarak yeni bir elektrikli araç platformunu hayata geçirdi. Kompakt e-Aks ve ince batarya paketiyle birleşen bu yapı, araç içi alanın daha verimli kullanılmasına olanak tanıyor. Bu platform, ince batarya paketi ve kompakt e-Aks ile birleşerek, aracın ağırlık merkezini düşürüp dengeli ve dinamik bir sürüş sağlıyor. Yüzde 40 küçültülen e-Aks, daha kompakt bir yerleşim sunarak kabin alanını genişletiyor. Diğer yandan Honda’nın geliştirdiği aktif aerodinamik sistem, aracın hızına göre ön aero deflektörünü devreye sokarak hava direncini azaltıyor. Özellikle SUV gibi yüksek yapılı araçlarda enerji verimliliğini artıran bu yeni teknoloji, düz yolda da yüksek stabilite sağlıyor. Aynı zamanda Honda’nın yeni gövde rijitliği yönetimi ile virajlarda araç üzerindeki yük dağılımı optimize edilerek yol tutuşu ve sürüş keyfi artıyor.

Honda’nın gelişmiş üretim teknolojileri

Honda, elektrikli araç üretiminde ileri üretim teknolojileriyle öne çıkıyor. Batarya gövdelerinin üretiminde kullanılan yeni döküm teknolojisi sayesinde, parça sayısının önemli ölçüde azaltılması planlanırken; bu hamlenin üretim verimliliğini artırması amaçlanıyor. Böylelikle, farklı araç modelleri için esnek bir üretim süreci sunuluyor. Araç gövdesini hafifletmek için dünyanın ilk CDC birleştirme (metal kaplama) teknolojisini kullanan Honda, yüksek dayanımlı malzemelerle aracın ağırlığını azaltırken aynı zamanda güvenlik performansını artırıyor. Honda mühendisleri tarafından geliştirilen bu teknoloji sayesinde elektrikli araçların verimliliği yükseltilerek daha hafif ve dayanıklı araçlar üretilmesine olanak sağlanıyor. Ek olarak batarya paketlerinin montaj hattında kullanılan esnek hücre üretim sistemi, otomatik yönlendirmeli araçlar ile çalışarak üretim süreçlerini daha esnek hale getiriyor. Honda’nın yeni nesil gelişmiş üretim teknolojileri, farklı araç modellerine ve üretim hacimlerine uyum sağlanması ve verimlilik iddiası ile dikkat çekiyor.

Honda’nın akıllı teknolojilerle yükselen mobilite vizyonu

Honda’nın “Bilge” prensibi doğrultusunda, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), yeni nesil teknolojilere odaklanarak sürücülere güvenli ve sorunsuz bir mobilite deneyimi sunmayı amaçlıyor. Honda SENSING Elite donanıma sahip Legend modeli, Seviye 3 otonom sürüş özellikleri ile 2021 yılında satışa sunularak gelecek dönemin habercisi oldu. Honda 0 Serisi’ndeki seri üretim modeller de otonom sürüş özelliklerine sahip olacak ve otonom sürüş teknolojisini kablosuz güncellemelerle geliştirecek. Honda, uzun vadede bilgi birikimi ve tüketici deneyimleri ile akıllı teknolojileri geliştirerek yazılım tanımlı araçlar (SDV) üretmeyi hedefliyor. Bu yeni nesil araçlar, her müşteri için kişiselleştirilmiş çözümler sunarak kendilerini daha akıllı hale getirecek.

Honda, otomatik sürüş teknolojisini geliştirerek sürüş keyfini artırmayı ve enerji yönetimini optimize etmeyi hedefliyor. Gelecek nesil elektrikli araçlar, entegre sistemler ile sürücü ve araç arasında güçlü bir bağlantı kuracak; üç boyutlu sensörleri sayesinde daha kontrollü sürüş deneyimi sunulacak. Honda 0 Serisi, batarya ve termal yönetim teknolojilerini birleştirerek konforlu bir kabin ve pratik bir menzil sağlayacak. Son olarak Honda, dijital kullanıcı deneyimi (UX) geliştirerek kullanıcı stresini azaltmayı ve araç içi keyfi artırmayı amaçlıyor. Kişiselleştirilmiş sesli asistan ve görüntü tanıma teknolojisi, kullanıcılara optimize edilmiş öneriler sunarak mobilite deneyimini eğlenceli hale getirecek yenilikçi çözümlerle desteklenecek.

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

613 km Menzilli Hyundai Yeni IONIQ 5 Türkiye’de Satışa Sunuldu

Hyundai, yenilikçi özellikler ve tasarım gelişmeleri sunan ödüllü IONIQ 5 modelinin makyajlı versiyonunu Türkiye’de satışa sundu. Geliştirilmiş IONIQ 5, özellikle tasarımda, iç mekanda ve pil teknolojisinde bazı değişiklikleri sunuyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça beğenilen IONIQ 5, makyajlı versiyonla beraber dış tasarımda güncellenmiş ön-arka tampon ve yeni bir jant dizaynı ile dikkat çekiyor. Yeni IONIQ 5, bu değişikliklerle beraber bir önceki modele kıyasla 20 mm daha uzun.

Yeni IONIQ 5’in iç mekanı da modern konfor ve ileri teknolojiyi buluşturan yeniliklerle öne çıkıyor. Siyah çerçeveli ekranları, güncellenmiş hareketli orta konsolu ve yenilenen koltuk tasarımıyla konforun ve estetiğin mükemmel uyumunu en iyi şekilde sunuyor. Yeni IONIQ 5’de tasarımsal değişikliklerin yanı sıra yeni eklenen “Arka Silecek” ve “Projeksiyon Tipi LED Akıllı Ön Aydınlatma Sistemi (IFS)”, mevcut sürüş deneyimini ve konforu üst seviyeye çıkartmayı hedefliyor.

Tasarımsal değişikliklere ek olarak teknik açından da geliştirilen IONIQ 5’in batarya kapasitesi 58 kWh’den 63 kWh seviyesine yükseltilirken güç ise 125 kW (170 PS) olarak açıklanıyor. Tek elektrik motoru ve arkadan itiş sistemi ile satışa sunulan otomobil, WLTP verilerine göre bataryanın yüzde 100 dolu olduğu durumda ortalama olarak 440 km sürüş menzili sunuyor.

Yeni IONIQ 5’in şehir içi kullanımındaki menzili ise 613 km’ye kadar çıkabiliyor. Bu sayede araç bir önceki modele göre birleşik kullanımda yaklaşık yüzde 15 daha fazla menzil sunuyor. IONIQ 5’in 0-100 km/s hızlanması ise “Advance” donanım seviyesinde 8,5 saniye. Aracın ulaşabildiği maksimum hız da 185 km/s ile sınırlandırılmış.

Hyundai’nin E-GMP platformuyla üretilen Yeni IONIQ 5, 800 voltluk batarya sistemi sayesinde 350 kW ultra hızlı DC şarj cihazına bağlandığında yalnızca 18 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80 düzeyine şarj edilebiliyor. Bu altyapı sayesinde, WLTP normlarına göre IONIQ 5 kullanıcılarının 100 km menzil elde etmek için ultra hızlı şarj istasyonlarında yalnızca 5 dakika şarj etmeleri yeterli.

Hyundai, Yeni IONIQ 5 modelini Türkiye’de Advance donanım seviyesi ve 7 farklı dış renkle satışa sunarken aynı zamanda batarya garantisini de 8 yıl olarak veriyor.

 

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Yollardaki elektrikli araçların yüzde 80’i kaskolu

Sessiz ve çevre dostu olmalarıyla bilinen elektrikli araçların sayısı her geçen gün artıyor. Bu araçların kasko ve trafik sigortası durumunu  değerlendiren Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Balkır Demirkan, yeni çıkan modeller ve kullanıcı ilgisine paralel olarak penetrasyonun arttığını ifade etti.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) elektrikli araçların zorunlu trafik poliçesine uyguladığı yüzde 10’luk indirimin bilinirliğin artması yönünde fayda sağladığını fakat poliçe artışına katkı sunmadığını belirten Demirkan, “8 aylık rakamlara baktığımızda 20 milyon 131 bin aracın zorunlu trafik sigortası (ZTS) poliçesi bulunurken, 151 bin 679 elektrikli aracın ZTS poliçesi mevcut. Kaskoda ise 5 milyon 828 bin 712 aracın poliçe mevcutken, elektrikli araçlarda bu rakam 121 bin 390. Trafiğe çıkan elektrikli araçların tamamında zorunlu trafik sigortası yapılırken, kasko poliçesi tercih edenlerin oranı yüzde 80 seviyesinde.” diye konuştu.

Demirkan, son dönemlerde motosiklet sınıfına giren fakat kapısı ve direksiyonu olan elektrikli araçlar konusuna da değindi. Bu araçların satışının arttığını ve şehir içi trafiğe çıktığına dikkati çeken Demirkan, şunları kaydetti:

“Kayıtlı araç adetlerine bu araçlar da dahil oluyor. Kilovat nedeni ile poliçe zorunluluğu bulunmayan (Araç tipi ruhsat ve trafik tescilinde L6 ve benzerleri) bu araçların SEDDK tarafından zorunlu trafik sigortası kapsamı içerisinde yer almasının ve bu araçlara yüzde 10’luk indirim uygulamasının daha fazla fayda sağlayacağını düşünüyoruz.”

Demirkan kasko tarafında, sigorta şirketlerinin geçtiğimiz dönemde elektrikli araçlara yönelik ürün ve kampanyalar ile Togg gibi markalara yönelik altyapı hazırladıklarını ve bu doğrultuda poliçe üretimi yaptıklarını anlattı.

“Sektörümüz üretici firmalarla iş birliği içinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor”

Elektrikli araçların kaza yapma sıklığı ile hasar maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bu yıl poliçe fiyatlarının arttığını dile getiren Demirkan, şu bilgileri paylaştı:

“Fiyat kampanyaları azalmakla birlikte, kasko sigortalılık oranında bir gerileme görmüyoruz. Elektrikli araç sahiplerinin yüzde 80’inin kasko poliçesini geçen yıla göre daha yüksek fiyatlara rağmen yaptıkları anlaşılıyor. Elektrikli araçları çeken çekiciler özel donanımlı olmak zorunda ve bu ilave maliyetler getiriyor. Ayrıca elektrikli araçlarda elektronik ya da bilgisayar ağırlıklı sensörler ile kolayca yanabilen pil alt yapıları mevcut. Bu araçlarda meydana gelebilecek orta ve büyük hasarların neredeyse tamamında araç ya tamamen hasarlanıyor, yanıyor ya da pil nedeni ile onarımları mümkün olmuyor. Son olarak bu araçlara yetkili servis verilmesi konularında da ciddi alt yapı yetersizlikleri bulunuyor. Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük iki elektrikli araç markasının tam teşekküllü yetkili servisleri sadece büyük şehirlerde bulunuyor ve tarafımıza onarımlar konusunda sıkıntılarla birlikte ve kuyruk şikayetleri iletiliyor.”

Demirkan elektrikli araçlar ile ilgili en önemli teminatın, araçların özel araçlar ile çekilebileceği, üretimden kaynaklı hatalar ile elektromekanik zararların teminat dışında kalacağına ilişkin düzenlemeler olduğunu belirtti.

Diğer teminatları hatırlatan Demirkan, “Araç pillerindeki eskime ve yıpranma nedeniyle pil kapasitelerindeki azalmalarda yine poliçelerde tanımlanan teminatlardan olmuştu. Ayrıca elektrikli ve konvansiyonel araçların birçoğu artık otonom sürüş ve araç kontrollerini yapabilecek yazılımlar ile yüklü geliyor. Bu konuda yine poliçelerde sorumluluk hacker neticesinde olacak zararların üretici sorumluluğunda olacağı teminat notu ile poliçeler üretiliyor. Sektörümüz bu hasarların yönetimini onarım yerleri, muafiyet ve teminatların yeniden tanımlanması gibi adımlarla yönetmeye çalışıyor. Buna ek olarak sigorta şirketleri üretici firmalar ile konuşarak ağır hasarların onarımı konusunda işbirliği içerisinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor.” dedi.

“Elektrikli araçlarda sorumluluk konusundaki çalışmalar takip ediliyor”

Kaza veya arıza durumunda, sorumluluk konusunda elektrikli araçlarla ilgili özel bir düzenleme hala bulunmuyor. Otonom özellikleri olan, kendi yazılımları ile kaza önleme sistemi bulunan, yüksek teknolojili bu araçların sorumluluklarının arıza ve kaza durumundaki sorumlulukları dünyada da çalışma konusu olmaya devam ediyor.

Demirkan, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da elektrikli ve otonom araçların sorumluluğu konusunda çeşitli hukuki tartışmalar olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’nde bu konuda bazı direktifler ve düzenlemeler yapıldığını söyledi.

Avrupa Parlamentosu’nda otonom araçları da kapsayan yapay zeka kanununun geçen aylarda kabul edildiği ve taslağın direktif olarak yayımlanmasının beklendiğini anımsatan Demirkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yapay zeka kapsamında, otonom araçlardaki kod hataları, araç üreticisinin sensör ve üretim hatalarının tespiti, loglar ve bunların tespiti gibi konular ciddi tartışma ve çalışma konularıdır. Aynı zamanda araçların kullanım ve sürücü bilgilerine ilişkin veri sahipliği, kişisel veri işlenmesi konuları da tüm dünyada tartışılıyor. Bu konuda yine ülkemizde de birçok üniversite, araç üreticileri ile dağıtıcılarının çalışma yaptığını görüyoruz. Bu çalışmalar TSB tarafından yakinen takip edilmekte, somut gelişmeler oldukça değerlendirilmektedir.”

Demirkan, Türk sigorta sektörünün dünyada olduğu gibi oto sigortalarının dinamo etkisi ile gelişimini sürdürdüğünü ifade etti.

Dünyadaki birçok yeniliğin Türk sigorta piyasasında yer bulduğunu anlatan Demirkan, “Yeni nesil teknolojiler elektrikli araçlara hızlı entegre ediliyor. Türkiye’de oto sigortacılığı, kendine özgü düzenlemeleri olan, ürün, içerik, hizmet ve hasar yönetiminde dünyadaki birçok gelişmiş ülke uygulamalarının öncüsü ve değişikliklere çok hızlı adapte olarak rekabet edecek seviyededir. Sektörümüz 2 yıldır gündemimizde olan elektrikli ve otonom araçların yönetilmesi ile mobilite konularında global sektör oyuncularını takip etmenin yanı sıra Türk piyasa koşulları ve hizmet atmosferinde çözüm ve uygulamaları çok hızlı ortaya çıkarıyor.” değerlendirmesinde bulundu. ​​​​​​​

Continue Reading

Popüler