Genel
Aracınızı ve Evinizi Dezenfekte Etmek için Profesyonel Destek Şart!


Günümüzün en büyük tehlikelerinden biri olanhiç şüphesiz Koronavirüs. Virüs salgını günden güne artarken hepimiz kendimizi ve sevdiklerimizi bu virüsten korumanın yollarını arıyoruz. Bireysel olarak bu çaba içindeyken konunun uzmanlarından destek almak şart! Mikroplar, virüsler ve dolayısıyla bulaşıcı hastalıklar sağlığımızı tehdit etmeye devam ediyor. Yaşları nedeniyle bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmeyen çocuklarımız da bu virüs ve mevsimsel hastalıklara daha kolay yakalanır.
Nano Gümüş İyon Teknolojisi İle Ev Dezenfeksiyonu
Evlerimiz ne kadar sıklıkla temizlenirse temizlensin ne yazık ki yüzeylerin sadece dörtte biri temizlenebilmekte. Özellikle duvarlar, tavanlar ve bir çok yüzey temizlenemediği gibi mikropların çoğalmasına da uygun ortam yaratılmaktadır. Aynı şekilde tekstil yüzeylerde iyi temizlenemediği sürece bakterilerin çoğalmasına neden olur.
Temizliğin etkisi sadece anlıktır ya da ağırlıklı olarak aslında sadece kir ve toz temizliği yapabiliriz. Kullandığımız temizleyici malzemelerin ise büyük bir kısmı uçucu ve kısa süreli etkilidir. Özellikle triklosan, çamaşır suyu, formaldehit gibi kimyasallar sağlığa zararlı olup, kanserojen etki yapabilir. Yüzeylerde bulunan bu kimyasal kalıntıların kuruyarak teneffüs ettiğimiz hayaya karışması ile insan sağlığını tehdit eden hastalıklarla karşı karşıya kalabiliriz.
Nano gümüş iyon teknolojisi ile evler artık ameliyathane hijyenine sahip olurken bu uygulama temizlik alışkanlıklarını da değiştirecek. Böylece temizlik için devamlı kimyasal malzeme kullanılmak zorunda kalınmayacak.
Böylece sağlıklı ve konforlu yaşam alanlarının oluşturulması ile yaşam kalitesi daha da yükselecek.
Kimler İçin Uygundur?
- Çocuklu aileler
- Evcil hayvan besleyenler
- Hasta bakımı yapanlar
- Hastaneden eve geçecek hastalar
- Hamileler
Nano gümüş iyon teknolojisi ile uzun süreli antimikrobiyal koruma
Nano gümüş iyonları içeriğindeki gümüşün iyonlaşması ile birlikte yüzeylerde uzun süreli antibakteriyel koruma sağlar. Ar-Ge ve patentinin özelliği sayesinde anti-viral etkenlik göstererek etraftaki bakteriyi kendine çekerek yok etme özelliği sağlamaktadır.
Tüm yüzeylere soğuk sisleme yöntemi ile uygulanarak el değmeden tüm kapalı alanlar ve yüzeyler uzun süreli koruma altına alınır.
Nano teknoloji sayesinde gümüşün yüzey alanı artırılarak etkenliği 1000 kat artırılmış ancak aktif madde kullanımı minimumda kalması sağlanmıştır. Böylece yüzeylere ve çevreye minimum aktif madde ile maksimum etkenlik sağlanmış olur.
Yüksek düzey geniş spektrumlu etkisi ile gram pozitif, gram negatif bakteri ve virüslere etki eder ve çoğalmalarına engel olur. Kokusuzdur, çevreye, insanlara, hayvanlara zarar vermez biyosidal ruhsat risk ibaresi boştur. Yüzeylerde korozif etki yapmaz leke bırakmaz. Tekrar silmenize ve sıvama işlemleri yapmanıza gerek kalmaz. İdeal bir dezenfektandır.


Önce Evimizden başlamalı; Ev dezenfeksiyonunda uzun süreli hijyen
Halıdan kilime, yataktan yastığa, nevresim içinde yer alan battaniyeden tüm ev eşyalarına kadar Nano gümüş iyon teknolojisi ile spreyleme yapılabilir. Bu uygulama eşyaları uzun süreli ve çok etkin bir şekilde antibakteriyel hale getirerek, yeni mikroorganizma, mantar oluşumlarını engeller ve istenmeyen, rahatsız edici kokulardan arındırır.
Nano gümüş iyon teknolojisi yatağınızda, yastığınızda ve etrafta bulunan, uçuşan patojenleri, doğal kokuları da kendisine çekerek yok eder.
Nano gümüş iyon teknolojisi, halı, kilim, yatak, yastık gibi uygulamanın yapıldığı ürünlerde sabunlu – deterjanlı su ile yıkanana, silinene kadar etkilidir.
Hijyene önem veriyorsanız, hasta olmak istemiyorsanız, evde hayvan besliyorsanız, alerjik yapıdaysanız, bilhassa bebeğiniz, küçük çocuğunuz, hamile eşiniz varsa, trilyonlarca bakteri, mantar, virüs barındıran halıların üzerinde çıplak ayakla yürümekten, çocuğunuzun emeklemesinden, yatmasından, ibadet ederken yüzünüzü, elinizi, ayağınızı, insanların, hayvanların bastığı – oturduğu halıya dokundurmaktan çekiniyorsanız, ter, ayak, rutubet kokusunu sevmiyorsanız…..
Yatak – Yastık Hijyeni
İki yıl boyunca kullanılan yastıkların ağırlıklarının üçte biri ölü ve canlı maytlar, ölü deriler ve bakterilerden oluşur.
Yatakları ve yastıkları hijyenik hale getirmeden, yastık kılıflarını ve çarşafları değiştirmekle, yataktaki ve yastıktaki bakteri, mantar ve mikropları ve doğal kokuları yok edemezsiniz. Yatak çarşafından ve yastık kılıfından geçen insan teri, ölü deri ve doğal salgıları da zararlı patojenlerin üremesi için mükemmel bir ortam yaratır.
Yastıklarınız, yataklarınız sürekli dezenfekte edilmiyorsa, aranızda sadece yastık kılıfı ve çarşaf olan bir bakteri, mikrop, mantar denizi üzerindesiniz demektir.
Nano gümüş iyon teknolojisi ile yapılan testlerde gram pozitif, gram negatif, zarflı, zarfsız bakterileri yok ettiği, etkinliğinin uzun süre sürdüğü raporlanmıştır.
Nano Gümüş Teknolojisi ile Otomobil Dezenfeksiyonu


Aracınız Salgın Hastalıklara Karşı Uzun Süreli Koruma Altında
Hergün kullandığımız otomobillerin içi ile havalandırmalarının yapılan araştırmalara göre bakteri ve mikroplar için ideal bir ortam olduğu, kolayca çoğalabildiği ve hava yoluyla ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verdiği tespit edilmiştir.
Araca binen herkes kendi mikroplarını getirir ve bırakır. Hapşırık ve öksürük ile havaya yayılan virüsler, solunum yolu ve el temasıyla araç havalandırma sistemine bulaşır ve çoğalır. Bu virüsler, üst solunum yolu enfeksiyonları, grip, nezle, soğuk algınlığı, sinüzit, bademcik iltihabı, dış kulak yolu iltihabı, bronşit, hatta zatürre gibi ölümcül olabilecek hastalıklara bile neden olabilmektedir.
Arabaların klimaları ve yüzeyleri sürekli salgın hastalık üreten bir ortam haline gelmektedir.
Çocuklarımızın ve ailenizin sağlığı açısından alerjen olmayan ve kimyasal içermeyen modern dezenfeksiyon yöntemlerinin kullanılması gerekir. İstenmeyen kokuları yok etmek için kullanılan bir kısım oto kokuları, içerdiği yüzlerce zararlı madde nedeniyle ciddi birçok sağlık sorununa yol açmaktadır.
Ayrıca, araçlarda hijyen uygulamasının kalitesiz kimyasallar ile yapılması kanser riskini artırmaktadır. Bu kimyasallar ellere bulaşarak, yiyeceklerle beraber veya solunum yoluyla vücudumuza girerler.
Hastalığın belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavi edilmesi yerine, hastalığın oluşması, gelişmesi ve vücuda girmeden, salgın hale gelmeden engellenmesi şarttır.
Modern ve Etkili Bir Dezenfeksiyon Yöntemi : Nano Gümüş İyon Teknolojisi Nasıl Uygulanır?
ULV sisleme yöntemi ile aracın tüm iç yüzeylerine uygulanır. Tüm kapı ve camlar kapatılır. Sis buharının çökmesi için 3 – 5 dakika beklenir. Klimanın iç hava modu ile devri daim aktif hale getirilir ve 1 dakika beklenir. Kapılar açılır, araba havalandırılır ve araç sahibine teslim edilir. Tekrar silme, sıvama ve temizleme işlemi yapılmaz. Leke yapmaz, korozif etkisi yoktur.
Nano Gümüş İyon Teknolojisi Etkisi
- Mikroorganizmaları, mantarları, virusleri ve küf oluşumları kendine çekip yok eder.
- Sigara, ayak, ter, 4 küf, rutubet, gibi istenmeyen kokuları yok eder. Koku döşeme içine sinmemiş ise temas ettiği yüzeylerdeki ve kapaklanmış kokuları yok eder, oluşmasına engel olur.
- Alkol, amonyak, antibiyotik ve triklozan veya başka bir kimyasal içermez.İnsan sağlığına, hayvanlara ve bitkilere zarar vermediği, alerji yaratmadığı belgelenmiştir.
- Klima mikrobu olarak bilinen Lejyoner mikrobunun filtre üzerinde çoğalmasına engel olur.
- Anti – mikrobiyal etkilidir yani virüslere karşı da etki gösterir
- Kokusuzdur. Kokuyu koku ile örtmez, etkenliği uzun sürelidir.
- Sağlık Bakanlığından onaylı, TSE standartlarına göre üretilir. ISO 9001 ve 14001 belgelerine sahiptir, patentlidir.
Diğer Dezenfektesyon işlemeri için BURAYA tıklayabilirsiniz.




Detaylar için:
Kleentech Biyosidal ve End.Ürün.San.Tic.Ltd.Şti
Adres
Merkez Mah. Ertuğrulgazi Cad. Atlas Sok. No:9/1 Bolelli Dream Village
Çekmeköy – İstanbul / Türkiye
Telefon
0850 460 55 36 ( Çağrı Merkezi )
0216 642 02 47 – 0216 640 07 23
Faks
0216 640 07 22
Genel
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor


Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Genel
Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!


Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.
Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.
Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket
Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”
Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”
Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Genel
Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı


Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.
Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.
Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk
Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.
Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.
Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.


An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.
Sınırları Zorlayan Verimlilik
Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.
Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.
Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.
Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart
Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.
Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri
PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.
Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim
Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.
Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri
Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.
-



Otomotiv3 ay önceTurka’dan araç muayenede yeni dönem için ilk imza
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceHotomobil Tesla Cybertruck için Tasarladığı Cyberglad Modelinin Avrupa Lansmanını “Caravan Salon Düsseldorf” Fuarı’nda Gerçekleştiriyor
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceTogg, Münih’te IAA Mobility 2025’te yerini alıyor
-



Şarj Sektörü3 ay önceWATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı
-



Otomotiv Sektörü3 ay önceHyundai Motor Türkiye’den Gençlik Kampı
-



Yeni Modeller3 ay önceElektrikli Lüksün Yeni Temsilcisi: Mercedes-Benz Yeni GLC
-



Elektrikli Otomobiller3 ay önceYeni BMW iX3 ve MINI JCW , IAA Mobility 2025’te Tanıtılacak
-



Otomobil3 ay önceHyundai Motor Türkiye’de Yeni Dönem: Online Satış Sistemi Başlıyor














