Genel
Alfa Romeo’nun merakla beklenen ilk kompakt SUV’u


Sportifliği 21’inci yüzyıl için yeniden tanımlamaya hazırlanan ve “dönüşümü” simgeleyen Tonale, markanın DNA’sına sadık kalarak, ileri teknoloji çözümleri sunuyor.
Tonale, heyecan uyandıran yenilikçi tasarımının yanında; sınıfının en iyi performansı için Alfa Romeo tarafından geliştirilen Hibrit ve dört tekerlekten çekişli Şarj Edilebilir Hibrit (Plug-in Hybrid Q4) versiyonuyla dünya yollarına çıkmaya hazırlanıyor. 2‘inci seviye otonom sürüş özelliği, üst düzey güvenlik ve yenilikçi teknolojilerle donatılan Tonale, aynı zamanda otomotiv sektöründe gerçek bir yenilik olan, değiştirilemeyen dijital varlık (NFT) teknolojisini sunan ilk otomobil olarak da yaratacağı dönüşümün sinyalini veriyor.
Kurulduğu 1910 yılından bu yana sporcu DNA’sına sadık kalan Alfa Romeo, bağlanabilirlik ve elektrikliye geçiş çağına Tonale ile giriş yapıyor. İsmini, Alpler’in Stelvio Geçidi ile yakın ve bağlantılı olan görkemli zirveleri ve yıl boyunca yağan kar ile ünlü Tonale Geçidi’nden alan model, markanın DNA’sına sadık kalarak; 21. yüzyılın sportifliğini yeniden tanımlamaya hazırlanıyor. Tonale, aynı zamanda Alfa Romeo’nun ilk elektrikli ve ilk kompakt SUV’u olarak da önem arz ediyor.


Alfa Romeo için dönüşümün simgesi olan ve gerçek bir elektrikli sürüş deneyimi sunmaya hazırlanan Tonale, sınıfının en iyi performansı için Alfa Romeo tarafından geliştirilen hibrit ve dört tekerlekten çekişli şarj edilebilir (Plug-in Hybrid Q4) hibrit versiyon olmak üzere iki elektrik destekli model ve 2‘inci seviye otonom sürüş özelliği ile dünya yollarıyla buluşmaya hazırlanıyor.
Alfa Romeo’nun kompakt SUV segmentindeki yeni kozu, NFT (değiştirilemeyen dijital varlık) dijital sertifikasıyla satışa sunulan ilk otomobil olarak da fark yaratacak.


Konsept Otomobile Sadık, Kusursuz Alfa Romeo Tasarımı
Kompakt boyutları, eşsiz tasarımı ve Alfa Romeo’ya özgü benzersiz çizgileri taşıyan Tonale, İtalyan markanın mirasının ve yeni beklentilerin mükemmel uyumunu yansıtıyor. Alfa Romeo’nun manifestosuna uyguna olarak, her detayın sürücünün ihtiyaçlarına göre tasarlandığı otomobilde, ergonomi, yüksek kaliteli malzemeler ve hepsinden önemlisi eşsiz bir dinamizm sayesinde maksimum sürüş keyfi hedefleniyor. Kökenlerini aldığı konsept otomobilin tasarımına sadık kalan Tonale, özgün özellikleriyle markanın köklü mirası ile yenilikçi tasarım unsurları arasında mükemmel bir sentez oluşturuyor. Kompakt boyutlarıyla dikkat çeken model, 4,53 metre uzunluk, 1,84 m genişlik ve 1,6 m yüksekliğiyle Alfa Romeo’ya özgü, yenilikçi tasarım anlayışını yansıtırken, geçmişle gelecek arasında kusursuz bir uyum sergiliyor. Tasarımcıların “GT Line” ismini verdiği; otomobilin arkasından başlayarak farlara kadar uzanan ve Giulia GT’nin formlarından esinlenen çizgi aracın yan kısmına karakter verirken 8C Competizione gibi ikonik modelleri çağrıştıran zarif ve benzersiz bir görünüm kazandırıyor. Aracın önünde, özgün üçgen ızgara ve merkezi olarak konumlandırılan Alfa Romeo arması bulunuyor.
Yeni Tam-LED Uyarlanabilir Matrix’li “3+3” farlar, SZ Zagato veya Proteo konsept otomobillerini çağrıştırıyor. Üç modüllü farlar, otomobilin ön kısmında benzersiz bir görünüm oluştururken, gündüz sürüş farları, dinamik sinyaller ve “Karşılama ve Uğurlama” işlevleri ile her zaman en iyi aydınlatma koşullarını sunuyor. Üç modüllü far, hayatı kolaylaştıran ve sürüş güvenliğini destekleyen farklı teknolojileri de bünyesinde barındırıyor. Uyarlanabilir Sürüş Farı kısa farları hıza ve özel sürüş koşullarına göre ayarlıyor, ikinci modül “Parlamayan Uzun Far” işlevi ile diğer araç kullanıcılarının gözünde parlama yapmamak için önde ilerleyen ve/veya karşıdan gelen araçları otomatik olarak algılıyor ve üçüncü modül dönüş yönünü aydınlatarak etkin viraj aydınlatması sunuyor.
Bu teknolojiler, geleneksel halojen farlarla kıyaslandığında iki kat ışık yoğunluğu, daha düşük emisyon, daha fazla dayanıklılık ve enerji tasarrufu ile gelişmiş verimlilik seviyesi sunarken daha az göz yorgunluğu ile sürüş konforunu ve sürüş güvenliğini arttırıyor. Otomobilin çekiciliği ve dinamizmi, 8C Competizione tarzında arka cam kadar, “çevirmeli telefon kadranı” tarzındaki jantlar da Alfa Romeo tarzını yansıtıyor. Kabin içinde ise alüminyumun sağlamlığı ve Alcantara, deri koltukların sıcaklığı ve yumuşaklığı konforlu yolculuğu garanti ediyor. Üst düzey kalitedeki malzemelerin kombinasyonu, genç, şehirli ve dinamik kullanıcıların kişiliğini yansıtıyor. Tonale’nin “Teleskopik” gösterge paneli, Alfa Romeo stil matriksi ve 3 kollu spor direksiyon gibi detaylar, markanın ruhuna sadık kalarak; sürüş tutkunlarına dinamik bir iç mekan sunuyor.
NFT dijital sertifikalı ilk otomobil
Alfa Romeo, Tonale ile otomotiv sektöründe gerçek bir yenilik olan, değiştirilemeyen dijital varlık (NFT) teknolojisini de pazara sunuyor. Otomobili NFT ile dijital sertifikalandıran ilk otomobil üreticisi olan Alfa Romeo, her an kullanılabilen ve sürdürülebilir olan bu özel araç dışı özellikle markanın değişimindeki yenilikçi yönünü vurguluyor. Tonale’nin NFT sertifikası, müşterinin onayı ile aracın tüm verilerini kaydederek, uygun şekilde bakımının yapıldığını belgeleyerek ikinci el değerini yükseltecek bir etki yaratacak bir sertifika oluşturuyor. NFT sertifikası, ikinci el otomobil pazarında, kullanıcıların veya bayilerin güvenebileceği ek bir güvenlik kaynağı da oluşturacak.
İleri Teknoloji ve Elektrikli Çözümler
Tonale, markanın elektrikliye geçişinde giriş noktasını oluştururken, sportifliği 21’inci yüzyıl için yeniden icat ediyor, markaya ve DNA’sına da sadık kalıyor. Tonale ile Alfa Romeo’ya özel 160 HP’lik Hybrid VGT (Değişken Geometrili Turbo) motor sunuluyor. Motor gücünü 7 vitesli Alfa Romeo TCT çift kavramalı şanzıman üzerinden yola aktarırken 48 voltluk 15 kW, 55 Nm “P2” elektromotor, içten yanmalı motor kapalıyken tekerlekleri hareket ettiriyor. Sistemin ‘elektrikli sürüş’ işlevi, düşük hızlardaki sürüşlerde veya park-manevra anında elektrik modunda ilk hareket veya sürüşü mümkün kılıyor. Lansmanla birlikte, yine 7 vitesli Alfa Romeo TCT ve 48 volt “P2” elektromotorla 130 HP’lik hibrit versiyon da satışa sunuluyor.
0-100 km/s hızlanmasını sadece 6,2 saniyede tamamlayan özel 275 hp Plug-in Hybrid Q4 çekiş ile en yüksek performans seviyesi sunarken, tamamen elektrik modunda şehir içinde 80 km’ye varan menzile ulaşıyor. Plug-in Hybrid güç-aktarma sisteminde standart olan Q4 çekiş, benzersiz bir sürüş güvenliği ve keyfi sağlıyor. Ürün gamını 130 HP güç ve 320 Nm torka sahip 6 vitesli Alfa Romeo TCT çift kavramalı otomatik şanzıman ve önden çekiş sistemiyle eşleşmiş yeni 1,6 litre turbo dizel motor tamamlıyor.
Müşteri Odaklı Yeni Yaklaşım: En üst Seviyede Ürün ve Hizmet Kalitesi
Alfa Romeo, Tonale ile müşteri deneyimini yeniden tanımlayan ve markanın tüm ürün yelpazesini kapsayacak yeni hizmetler sunuluyor. Tonale ile başlayan bu sistemde aracın ana bileşenleri için 5 Yıl garanti sunulmaya başlanıyor. Tonale’nin hibrit versiyonundaki bataryalar için 8 yıl veya 150 Bin km garanti süresi de sunan Alfa Romeo, bu segmentin en iyi hizmetini de müşterileriyle buluşturuyor
Geniş Ekran ve Sezgisel HMI Arayüz
Alfa Romeo Tonale, segmentinde bir rekor olan toplam 22,5 inçlik 2 büyük ekrandan oluşan sofistike, smooth ve sezgisel bir kullanım sunan İnsan Makine Arayüzü’nden (HMI) oluşan yeni bir bilgi-eğlence sistemi sunuyor. Kişiselleştirilebilen Android işletim sistemi ve 4G bağlantılı kablosuz havadan (OTA) güncellemelerle yeni bilgi-eğlence sistemi her zaman güncel içerik, işlev ve hizmetler sunuyor. Gösterge panelinin ortasında, geleneksel “teleskopik” tasarımıyla, otomobilin tüm verilerine ve otonom sürüş teknolojileri ayarlarına erişim sağlayan tamamen dijital 12,3 inç TFT ekran bulunuyor. Gösterge ayrıca, Gelişmiş (Evolved), Rahatlatıcı (Relaxed) ve markanın ikonik renklerine sahip Gelenekçi (Heritage) olmak üzere üç seçenek halinde yeniden yapılandırılabiliyor. Ön konsolun ortasına yenilikçi 10,25 inçlik dokunmatik ekran güncel akıllı telefonlarla benzer kullanım arayüz ile kullanım kolaylığı sunuyor. Her kullanıcının kendine ait otomobil ayarlarının ve uygulamaların olduğu bir anasayfa oluşturabildiği, “Sürükle ve bırak” mantığı ile kullanılan arayüz kişiselleştirme, sezgisel bir kullanım sunma ve gelişmiş grafik bileşenler ile widget’lar ile çalışmak üzere geliştirilmiş olmasıyla dikkat çekiyor. Yatay kaydırma ile Alfa D.N.A., radyo, medya, telefon, uydu navigasyon, klima, bağlantılı hizmetler ve ADAS olmak üzere menülere ulaşılabiliyor.
- Yeni ADAS sistemleri, 2’nci Seviye Otonom Sürüş
Tonale, sürüş keyfini engellemeden maksimum sürüş güvenliği sunmak üzere; hızlanma, fren ve şerit takibini otomatik yöneten 2’inci seviye otonom sürüş için yeni Alfa Romeo Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri (ADAS) ile donatıldı. Tonale, otomobilin çevresini dikey ve yanal olarak izleyen ön kamera ile “Akıllı Uyarlanabilir Hız Sabitleme” (IACC) ve “Şerit Ortalama” (LC) sistemlerini birleştirerek Seviye 2 otonom sürüşü mümkün kılıyor. Sistem, öndeki araçlarla güvenli bir mesafeyi korumak için otomobilin hızını otomatik olarak ayarlayan “Akıllı Uyarlanabilir Hız Sabitleme”, “Trafik İşareti Tanımlama Sistemi” ve “Akıllı Hız Sabitleme” sistemlerini kullanıyor. Entegre kamerayı kullanan sistem trafik işaretlerini algılıyor, bunları ekranda gösteriyor, sürücüyü mevcut hız sınırı konusunda uyarıyor ve sürücünün hızını tespit edilen sınıra düşürmesini öneriyor. Sürücü kabul ederse, hız sabitleyici ayarları otomatik olarak ayarlanıyor. Şerit Ortalama sistemi ise yoğun trafik koşullarında bile aracı şeridin ortasında tutmak için aracın yanal hareketini kontrol ediyor.
Güvenliğe Hizmet Eden Yenilikçi Sistemler
Yeni Alfa Romeo Tonale’de, günlük sürüş ihtiyaçlarına uygun, sürüşü kolaylaştıran aktif ve pasif güvenlik özellikleri birlikte yer alıyor. Ön, yan ve perde hava yastıklarının yanı sıra sürücü, araç ve yol arasındaki etkileşimi mükemmelleştiren yenilikçi donanım ve teknolojiler Tonale’de standart olarak sunuluyor. Yaya veya bisikletçiyi algılayarak sürücüyü tehlikeye karşı uyaran ve bir yaya veya bisikletli ile çarpışmayı önlemek veya etkilerini azaltmak için aracı tamamen durduran “Hassas Yol Kullanıcıları ile Otonom Acil Durum Fren” veya sürücü yorgunluğunu algılamak için aracın hareketlerini denetleyen “Sürücü Yorgunluk Algılama” gibi sistemler, Tonale’deki standart özelliklerden birkaçı olarak öne çıkıyor. Otomobilde ayrıca “Arka Koltuk Hatırlatma Uyarısı” da bulunuyor. Sistem, bagaj kapağından arka koltuğa yerleştirilen nesneleri algılayabiliyor. Kullanıcı aracı kilitlediğinde sistem sürücüyü uyarıyor ve ark koltukta bir nesne olduğunu hatırlatıyor. Tonale’de “Kör Nokta Algılama”, “Arka Çapraz Trafik Uyarısı”, gibi güvenlik unsurları da yer alıyor. Geri manevra anında, yandan gelen araçlara karşı sürücüyü uyaran “360° Görüşlü Kamera” ön ızgaraya, dikiz aynalarına ve bagaj kapağına entegre edilen dört adet yüksek çözünürlüklü kamera ile yakaladığı aracın çevresine ait görüntüyü kılavuz çizgileriyle birlikte 10,25 inçlik ekranda gösteriyor.
Hibrit Versiyonların Tüm Özellikleri
Yeni 4 silindirli turbo beslemeli motor, termodinamiği optimize etmek ve yakıt tüketiminden tasarruf etmek için hibrit kullanıma en uygun olacak şekilde tasarlandı. Miller döngüsünde çalışan motor; yüksek sıkıştırma oranına (12.5:1); kompakt yanma odalarıyla yeni bir silindir kafasına, çift değişken supap zamanlaması ve özel “yüksek devirli” emme portlarına sahip. Ayrıca 350 barlık tamamen yeni yüksek basınçlı direkt enjeksiyon sistemiyle donatılıyor. Alfa Romeo için özel olarak tasarlanan 160 HP’lik versiyon, yüksek verimlilik seviyesini korurken, daha düşük devirlerde yüksek gaz tepkisi ve daha sportif bir sürüş için yüksek yeni bir değişken geometrili turbo besleme ile donatılıyor. Giriş seviyesi versiyon 130 HP güç ve 240 Nm tork üretiyor.
Tonale, sadece elektromotoru kullanarak çeşitli sürüş senaryolarında çalışabiliyor:
- e-Creeping, düşük hızlarda aracın hareketini tamamen elektrikli motor ile gerçekleştiriyor.
- e-Launch, çalışma anında sadece elektri motorun kullanımını sağlıyor.
- e-Queueing, otomobilin trafik sıkışıklığında “dur-kalk” düzeninde ilerlemesini sağlıyor.
- e-Park, park etme manevralarını kolay, pratik ve sessiz hale getiriyor.
Genel
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor


Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Genel
Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!


Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.
Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.
Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket
Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”
Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”
Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Genel
Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı


Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.
Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.
Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk
Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.
Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.
Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.


An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.
Sınırları Zorlayan Verimlilik
Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.
Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.
Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.
Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart
Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.
Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri
PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.
Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim
Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.
Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri
Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.
-





Şarj Sektörü3 ay önceWATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı
-



Yeni Modeller3 ay önceElektrikli Lüksün Yeni Temsilcisi: Mercedes-Benz Yeni GLC
-



Otomotiv Sektörü3 ay önceHyundai Motor Türkiye’den Gençlik Kampı
-



Elektrikli Otomobiller3 ay önceYeni BMW iX3 ve MINI JCW , IAA Mobility 2025’te Tanıtılacak
-



Otomobil3 ay önceHyundai Motor Türkiye’de Yeni Dönem: Online Satış Sistemi Başlıyor
-



Yeni Modeller3 ay önceHyundai’nin Beklenen Modeli i30 Türkiye’de Yeniden Satışta
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceHyundai, IAA Mobility 2025 Öncesinde Concept THREE’nin İlk Çizimini Paylaştı
-





Şarj Sektörü3 ay önceTürkiye Elektrikli Araç Şarj Altyapısı Hızla Büyüyor: Sayı 33 Bini Aştı








