Connect with us

Genel

Alfa Romeo’nun merakla beklenen ilk kompakt SUV’u

Sportifliği 21’inci yüzyıl için yeniden tanımlamaya hazırlanan ve “dönüşümü” simgeleyen Tonale, markanın DNA’sına sadık kalarak, ileri teknoloji çözümleri sunuyor.

Tonale, heyecan uyandıran yenilikçi tasarımının yanında; sınıfının en iyi performansı için Alfa Romeo tarafından geliştirilen Hibrit ve dört tekerlekten çekişli Şarj Edilebilir Hibrit (Plug-in Hybrid Q4) versiyonuyla dünya yollarına çıkmaya hazırlanıyor. 2‘inci seviye otonom sürüş özelliği, üst düzey güvenlik ve yenilikçi teknolojilerle donatılan Tonale, aynı zamanda otomotiv sektöründe gerçek bir yenilik olan, değiştirilemeyen dijital varlık (NFT) teknolojisini sunan ilk otomobil olarak da yaratacağı dönüşümün sinyalini veriyor.

Kurulduğu 1910 yılından bu yana sporcu DNA’sına sadık kalan Alfa Romeo, bağlanabilirlik ve elektrikliye geçiş çağına Tonale ile giriş yapıyor. İsmini, Alpler’in Stelvio Geçidi ile yakın ve bağlantılı olan görkemli zirveleri ve yıl boyunca yağan kar ile ünlü Tonale Geçidi’nden alan model, markanın DNA’sına sadık kalarak; 21. yüzyılın sportifliğini yeniden tanımlamaya hazırlanıyor. Tonale, aynı zamanda Alfa Romeo’nun ilk elektrikli ve ilk kompakt SUV’u olarak da önem arz ediyor.

Alfa Romeo için dönüşümün simgesi olan ve gerçek bir elektrikli sürüş deneyimi sunmaya hazırlanan Tonale, sınıfının en iyi performansı için Alfa Romeo tarafından geliştirilen hibrit ve dört tekerlekten çekişli şarj edilebilir (Plug-in Hybrid Q4) hibrit versiyon olmak üzere iki elektrik destekli model ve 2‘inci seviye otonom sürüş özelliği ile dünya yollarıyla buluşmaya hazırlanıyor.

Alfa Romeo’nun kompakt SUV segmentindeki yeni kozu, NFT (değiştirilemeyen dijital varlık) dijital sertifikasıyla satışa sunulan ilk otomobil olarak da fark yaratacak.

Konsept Otomobile Sadık, Kusursuz Alfa Romeo Tasarımı

Kompakt boyutları, eşsiz tasarımı ve Alfa Romeo’ya özgü benzersiz çizgileri taşıyan Tonale, İtalyan markanın mirasının ve yeni beklentilerin mükemmel uyumunu yansıtıyor. Alfa Romeo’nun manifestosuna uyguna olarak, her detayın sürücünün ihtiyaçlarına göre tasarlandığı otomobilde, ergonomi, yüksek kaliteli malzemeler ve hepsinden önemlisi eşsiz bir dinamizm sayesinde maksimum sürüş keyfi hedefleniyor. Kökenlerini aldığı konsept otomobilin tasarımına sadık kalan Tonale, özgün özellikleriyle markanın köklü mirası ile yenilikçi tasarım unsurları arasında mükemmel bir sentez oluşturuyor. Kompakt boyutlarıyla dikkat çeken model, 4,53 metre uzunluk, 1,84 m genişlik ve 1,6 m yüksekliğiyle Alfa Romeo’ya özgü, yenilikçi tasarım anlayışını yansıtırken, geçmişle gelecek arasında kusursuz bir uyum sergiliyor. Tasarımcıların “GT Line” ismini verdiği; otomobilin arkasından başlayarak farlara kadar uzanan ve Giulia GT’nin formlarından esinlenen çizgi aracın yan kısmına karakter verirken 8C Competizione gibi ikonik modelleri çağrıştıran zarif ve benzersiz bir görünüm kazandırıyor. Aracın önünde, özgün üçgen ızgara ve merkezi olarak konumlandırılan Alfa Romeo arması bulunuyor.

 

Yeni Tam-LED Uyarlanabilir Matrix’li “3+3” farlar, SZ Zagato veya Proteo konsept otomobillerini çağrıştırıyor. Üç modüllü farlar, otomobilin ön kısmında benzersiz bir görünüm oluştururken, gündüz sürüş farları, dinamik sinyaller ve “Karşılama ve Uğurlama” işlevleri ile her zaman en iyi aydınlatma koşullarını sunuyor. Üç modüllü far, hayatı kolaylaştıran ve sürüş güvenliğini destekleyen farklı teknolojileri de bünyesinde barındırıyor. Uyarlanabilir Sürüş Farı kısa farları hıza ve özel sürüş koşullarına göre ayarlıyor, ikinci modül “Parlamayan Uzun Far” işlevi ile diğer araç kullanıcılarının gözünde parlama yapmamak için önde ilerleyen ve/veya karşıdan gelen araçları otomatik olarak algılıyor ve üçüncü modül dönüş yönünü aydınlatarak etkin viraj aydınlatması sunuyor.

Bu teknolojiler, geleneksel halojen farlarla kıyaslandığında iki kat ışık yoğunluğu, daha düşük emisyon, daha fazla dayanıklılık ve enerji tasarrufu ile gelişmiş verimlilik seviyesi sunarken daha az göz yorgunluğu ile sürüş konforunu ve sürüş güvenliğini arttırıyor. Otomobilin çekiciliği ve dinamizmi, 8C Competizione tarzında arka cam kadar, “çevirmeli telefon kadranı” tarzındaki jantlar da Alfa Romeo tarzını yansıtıyor. Kabin içinde ise alüminyumun sağlamlığı ve Alcantara, deri koltukların sıcaklığı ve yumuşaklığı konforlu yolculuğu garanti ediyor. Üst düzey kalitedeki malzemelerin kombinasyonu, genç, şehirli ve dinamik kullanıcıların kişiliğini yansıtıyor. Tonale’nin “Teleskopik” gösterge paneli, Alfa Romeo stil matriksi ve 3 kollu spor direksiyon gibi detaylar, markanın ruhuna sadık kalarak; sürüş tutkunlarına dinamik bir iç mekan sunuyor.

NFT dijital sertifikalı ilk otomobil

Alfa Romeo, Tonale ile otomotiv sektöründe gerçek bir yenilik olan, değiştirilemeyen dijital varlık (NFT) teknolojisini de pazara sunuyor. Otomobili NFT ile dijital sertifikalandıran ilk otomobil üreticisi olan Alfa Romeo, her an kullanılabilen ve sürdürülebilir olan bu özel araç dışı özellikle markanın değişimindeki yenilikçi yönünü vurguluyor. Tonale’nin NFT sertifikası, müşterinin onayı ile aracın tüm verilerini kaydederek, uygun şekilde bakımının yapıldığını belgeleyerek ikinci el değerini yükseltecek bir etki yaratacak bir sertifika oluşturuyor. NFT sertifikası, ikinci el otomobil pazarında, kullanıcıların veya bayilerin güvenebileceği ek bir güvenlik kaynağı da oluşturacak.

İleri Teknoloji ve Elektrikli Çözümler

Tonale, markanın elektrikliye geçişinde giriş noktasını oluştururken, sportifliği 21’inci yüzyıl için yeniden icat ediyor, markaya ve DNA’sına da sadık kalıyor. Tonale ile Alfa Romeo’ya özel 160 HP’lik Hybrid VGT (Değişken Geometrili Turbo) motor sunuluyor. Motor gücünü 7 vitesli Alfa Romeo TCT çift kavramalı şanzıman üzerinden yola aktarırken 48 voltluk 15 kW, 55 Nm “P2” elektromotor, içten yanmalı motor kapalıyken tekerlekleri hareket ettiriyor. Sistemin ‘elektrikli sürüş’ işlevi, düşük hızlardaki sürüşlerde veya park-manevra anında elektrik modunda ilk hareket veya sürüşü mümkün kılıyor. Lansmanla birlikte, yine 7 vitesli Alfa Romeo TCT ve 48 volt “P2” elektromotorla 130 HP’lik hibrit versiyon da satışa sunuluyor.

0-100 km/s hızlanmasını sadece 6,2 saniyede tamamlayan özel 275 hp Plug-in Hybrid Q4 çekiş ile en yüksek performans seviyesi sunarken, tamamen elektrik modunda şehir içinde 80 km’ye varan menzile ulaşıyor. Plug-in Hybrid güç-aktarma sisteminde standart olan Q4 çekiş, benzersiz bir sürüş güvenliği ve keyfi sağlıyor. Ürün gamını 130 HP güç ve 320 Nm torka sahip 6 vitesli Alfa Romeo TCT çift kavramalı otomatik şanzıman ve önden çekiş sistemiyle eşleşmiş yeni 1,6 litre turbo dizel motor tamamlıyor.

Müşteri Odaklı Yeni Yaklaşım: En üst Seviyede Ürün ve Hizmet Kalitesi

Alfa Romeo, Tonale ile müşteri deneyimini yeniden tanımlayan ve markanın tüm ürün yelpazesini kapsayacak yeni hizmetler sunuluyor. Tonale ile başlayan bu sistemde aracın ana bileşenleri için 5 Yıl garanti sunulmaya başlanıyor. Tonale’nin hibrit versiyonundaki bataryalar için 8 yıl veya 150 Bin km garanti süresi de sunan Alfa Romeo, bu segmentin en iyi hizmetini de müşterileriyle buluşturuyor

Geniş Ekran ve Sezgisel HMI Arayüz

Alfa Romeo Tonale, segmentinde bir rekor olan toplam 22,5 inçlik 2 büyük ekrandan oluşan sofistike, smooth ve sezgisel bir kullanım sunan İnsan Makine Arayüzü’nden (HMI) oluşan yeni bir bilgi-eğlence sistemi sunuyor. Kişiselleştirilebilen Android işletim sistemi ve 4G bağlantılı kablosuz havadan (OTA) güncellemelerle yeni bilgi-eğlence sistemi her zaman güncel içerik, işlev ve hizmetler sunuyor. Gösterge panelinin ortasında, geleneksel “teleskopik” tasarımıyla, otomobilin tüm verilerine ve otonom sürüş teknolojileri ayarlarına erişim sağlayan tamamen dijital 12,3 inç TFT ekran bulunuyor. Gösterge ayrıca, Gelişmiş (Evolved), Rahatlatıcı (Relaxed) ve markanın ikonik renklerine sahip Gelenekçi (Heritage) olmak üzere üç seçenek halinde yeniden yapılandırılabiliyor. Ön konsolun ortasına yenilikçi 10,25 inçlik dokunmatik ekran güncel akıllı telefonlarla benzer kullanım arayüz ile kullanım kolaylığı sunuyor. Her kullanıcının kendine ait otomobil ayarlarının ve uygulamaların olduğu bir anasayfa oluşturabildiği, “Sürükle ve bırak” mantığı ile kullanılan arayüz kişiselleştirme, sezgisel bir kullanım sunma ve gelişmiş grafik bileşenler ile widget’lar ile çalışmak üzere geliştirilmiş olmasıyla dikkat çekiyor. Yatay kaydırma ile Alfa D.N.A., radyo, medya, telefon, uydu navigasyon, klima, bağlantılı hizmetler ve ADAS olmak üzere menülere ulaşılabiliyor.

  • Yeni ADAS sistemleri, 2’nci Seviye Otonom Sürüş

Tonale, sürüş keyfini engellemeden maksimum sürüş güvenliği sunmak üzere; hızlanma, fren ve şerit takibini otomatik yöneten 2’inci seviye otonom sürüş için yeni Alfa Romeo Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri (ADAS) ile donatıldı. Tonale, otomobilin çevresini dikey ve yanal olarak izleyen ön kamera ile “Akıllı Uyarlanabilir Hız Sabitleme” (IACC) ve “Şerit Ortalama” (LC) sistemlerini birleştirerek Seviye 2 otonom sürüşü mümkün kılıyor. Sistem, öndeki araçlarla güvenli bir mesafeyi korumak için otomobilin hızını otomatik olarak ayarlayan “Akıllı Uyarlanabilir Hız Sabitleme”, “Trafik İşareti Tanımlama Sistemi” ve “Akıllı Hız Sabitleme” sistemlerini kullanıyor. Entegre kamerayı kullanan sistem trafik işaretlerini algılıyor, bunları ekranda gösteriyor, sürücüyü mevcut hız sınırı konusunda uyarıyor ve sürücünün hızını tespit edilen sınıra düşürmesini öneriyor. Sürücü kabul ederse, hız sabitleyici ayarları otomatik olarak ayarlanıyor. Şerit Ortalama sistemi ise yoğun trafik koşullarında bile aracı şeridin ortasında tutmak için aracın yanal hareketini kontrol ediyor.

Güvenliğe Hizmet Eden Yenilikçi Sistemler

Yeni Alfa Romeo Tonale’de, günlük sürüş ihtiyaçlarına uygun, sürüşü kolaylaştıran aktif ve pasif güvenlik özellikleri birlikte yer alıyor. Ön, yan ve perde hava yastıklarının yanı sıra sürücü, araç ve yol arasındaki etkileşimi mükemmelleştiren yenilikçi donanım ve teknolojiler Tonale’de standart olarak sunuluyor. Yaya veya bisikletçiyi algılayarak sürücüyü tehlikeye karşı uyaran ve bir yaya veya bisikletli ile çarpışmayı önlemek veya etkilerini azaltmak için aracı tamamen durduran “Hassas Yol Kullanıcıları ile Otonom Acil Durum Fren” veya sürücü yorgunluğunu algılamak için aracın hareketlerini denetleyen “Sürücü Yorgunluk Algılama” gibi sistemler, Tonale’deki standart özelliklerden birkaçı olarak öne çıkıyor. Otomobilde ayrıca “Arka Koltuk Hatırlatma Uyarısı” da bulunuyor. Sistem, bagaj kapağından arka koltuğa yerleştirilen nesneleri algılayabiliyor. Kullanıcı aracı kilitlediğinde sistem sürücüyü uyarıyor ve ark koltukta bir nesne olduğunu hatırlatıyor. Tonale’de “Kör Nokta Algılama”, “Arka Çapraz Trafik Uyarısı”, gibi güvenlik unsurları da yer alıyor. Geri manevra anında, yandan gelen araçlara karşı sürücüyü uyaran “360° Görüşlü Kamera” ön ızgaraya, dikiz aynalarına ve bagaj kapağına entegre edilen dört adet yüksek çözünürlüklü kamera ile yakaladığı aracın çevresine ait görüntüyü kılavuz çizgileriyle birlikte 10,25 inçlik ekranda gösteriyor.

Hibrit Versiyonların Tüm Özellikleri

Yeni 4 silindirli turbo beslemeli motor, termodinamiği optimize etmek ve yakıt tüketiminden tasarruf etmek için hibrit kullanıma en uygun olacak şekilde tasarlandı. Miller döngüsünde çalışan motor; yüksek sıkıştırma oranına (12.5:1); kompakt yanma odalarıyla yeni bir silindir kafasına, çift değişken supap zamanlaması ve özel “yüksek devirli” emme portlarına sahip. Ayrıca 350 barlık tamamen yeni yüksek basınçlı direkt enjeksiyon sistemiyle donatılıyor. Alfa Romeo için özel olarak tasarlanan 160 HP’lik versiyon, yüksek verimlilik seviyesini korurken, daha düşük devirlerde yüksek gaz tepkisi ve daha sportif bir sürüş için yüksek yeni bir değişken geometrili turbo besleme ile donatılıyor. Giriş seviyesi versiyon 130 HP güç ve 240 Nm tork üretiyor.

Tonale, sadece elektromotoru kullanarak çeşitli sürüş senaryolarında çalışabiliyor:

  • e-Creeping, düşük hızlarda aracın hareketini tamamen elektrikli motor ile gerçekleştiriyor.
  • e-Launch, çalışma anında sadece elektri motorun kullanımını sağlıyor.
  • e-Queueing, otomobilin trafik sıkışıklığında “dur-kalk” düzeninde ilerlemesini sağlıyor.
  • e-Park, park etme manevralarını kolay, pratik ve sessiz hale getiriyor.

 

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading

Genel

Hyundai Inster’in Rekabetçi Fiyatı Belli Oldu!

Hyundai, elektrikli araç pazarındaki iddiasını her geçen gün artırırken, şimdi de Inster ile şehir içi ulaşım segmentine iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa pazarı için tasarlanan ve A segmentinde konumlandırılan bu tamamen elektrikli modelin, Türkiye’de de önemli bir pazar payı elde etmesi bekleniyor. Uygun fiyatı, kompakt yapısı ve pratik kullanımıyla Inster, özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çevre dostu bir ulaşım aracı arayan tüketicilerin dikkatini çekecek gibi görünüyor.

Hyundai’nin minik elektrikli otomobili INSTER, Türkiye’de satışa sunuldu. Advance donanım seviyesiyle tercih edilebilen yeni Hyundai INSTER fiyatı 1.319.000 TL olarak açıklandı.

Türkiye Pazarında Güçlü Bir Pay Beklentisi

Türkiye’deki otomobil pazarında elektrikli araçlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle ÖTV teşvikleri ve şarj altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketiciler elektrikli modellere daha sıcak bakmaya başladı. Bu noktada Hyundai Inster, sahip olduğu avantajlarla Türkiye pazarında önemli bir yer edinebilir.

  • Uygun Fiyatlandırma: Hyundai’nin Inster’ı rekabetçi bir fiyatla sunması bekleniyor. Bu da elektrikli araç sahibi olmayı düşünen geniş bir kitle için cazip bir seçenek haline gelmesini sağlayacak.
  • Şehir İçi Kullanıma Uygunluk: Kompakt boyutları ve yüksek manevra kabiliyeti sayesinde Inster, özellikle dar şehir sokaklarında ve yoğun trafikte kolaylık sağlayacak. Park yeri bulma sorununa da çözüm sunması, şehirde yaşayanlar için büyük bir avantaj.
  • Çevre Dostu ve Ekonomik Sürüş: Sıfır emisyonlu olması Inster’ı çevre bilinci yüksek tüketiciler için ideal bir seçenek yaparken, düşük işletme maliyetleri de uzun vadede önemli bir ekonomik avantaj sunacak.
  • Hyundai Güvenilirliği: Hyundai’nin Türkiye pazarındaki güçlü bayi ağı ve satış sonrası hizmet kalitesi, Inster’ın da güvenle tercih edilmesini sağlayacaktır.

Teknik Verilerle Hyundai Inster

Hyundai Inster, boyutları ve teknik özellikleriyle şehir içi kullanım için optimize edilmiş bir yapıya sahip.

  • Boyutlar: Inster, yaklaşık 3,8 metrelik uzunluğuyla Hyundai Casper’dan (3,6 metre) biraz daha uzun olacak. Bu da iç mekanda daha fazla yaşam alanı sunarken, şehir içi manevra kabiliyetinden ödün vermeyecek.
  • Batarya ve Menzil: Inster’da 42 kWh’lik bir batarya paketinin bulunması bekleniyor. Bu batarya ile aracın WLTP standartlarına göre 300-355 kilometre civarında bir menzil sunması hedefleniyor. Şehir içi kullanım için bu menzil oldukça yeterli görünüyor.
  • Hızlı Şarj: Aracın hızlı şarj desteğiyle kısa sürede şarj edilebilmesi, pratikliğini artıracak önemli bir özellik.
  • Motor Gücü: Resmi motor gücü henüz açıklanmasa da, A segmenti bir elektrikli araç için yeterli düzeyde bir performans sunması bekleniyor. Şehir içi hızlanma ve dinamik sürüş kabiliyeti, Inster’ın beklentileri karşılayacağını gösteriyor.
  • Tasarım: Inster’ın tasarımında Hyundai’nin son elektrikli modellerinde gördüğümüz modern ve fütüristik çizgilerin korunması bekleniyor. Özellikle parametrik piksel farlar ve dinamik hatlar, araca özgün bir hava katacak.

Hyundai Inster’ın Türkiye yollarına çıkmasıyla birlikte, elektrikli araç pazarında yeni bir rekabetin başlaması ve şehir içi ulaşımda önemli bir dönüşümün yaşanması bekleniyor. Uygun fiyatı, çevreci yapısı ve pratik kullanımıyla Inster’ın Türk tüketicisinin beğenisini kazanarak pazar payında güçlü bir yer edinmesi oldukça olası görünüyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler