Connect with us

Genel

Koç Holding, Batarya Üretimine Hazırlanıyor

   Pandemiyle birlikte elektrikli araçlara dönüşüm beklenenden hızlı gerçekleşiyor. Avrupa’da birçok ülkede dizel yakıtlı araç satışı yasaklanırken, satılan üç otomobilden biri elektrikli modellerden oluşuyor. AB’nin Yeşil Mutabakatı ve hükümetlerin artan teşvikleri de bu dönüşümü hızlandıran en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.

Otomotiv devleri birbiri ardına tam elektrikliye dönüş takvimlerini açıklıyor. 2050 yılında karbon nötr olmayı hedefl eyen Avrupa ülkeleri, 2035’ten itibaren fosil yakıtlı araçların satışını tamamen yasaklamayı planlıyor. Deloitte’un son raporunda da 2020’de 2,5 milyon olan elektrikli araç satışının, 2030 itibariyle 12 kat artarak 31,1 milyon adede yükselmesi öngörülüyor. Rekor düzeyde artan elektrikli araç satışları, batarya yatırımlarını da hareketlendirdi. Elektrikli araçların kalbi olarak nitelendirilen bataryalar için dünyada rekabet kızışırken, Türkiye’de de dev gruplar harekete geçti. Koç ve Kalyon’dan yatırım müjdesi gelirken, yabancı yatırımcıların da Türkiye’de batarya üretim tesisi kurmak için fırsat kolladığı öğrenildi.

KoçGrubu, VW’den boşalan araziye yatırım yapmayı planlıyor

Koç Grubu, 2021’i adeta otomotiv yatırım yılı ilan etti. DÜNYA’nın Koç’a yakın kaynaklardan edindiği bilgiye göre, grup batarya üretim tesisi kurmaya hazırlanıyor. Bu yatırımla ilgili bir süredir Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile görüşme halinde olan Koç Ailesi, yatırım için yer arıyordu. Bakanlık üç farklı yer gösterdi. Yatırım yeri konusunda en güçlü seçeneğin ise daha önce Alman Volkswagen’in (VW) fabrika kurması için kamulaştırılma çalışmalarının başladığı Manisa OSB yakınındaki arazi olduğu öğrenildi. Koç üst yönetiminden oluşan bir heyet, yakın dönemde Manisa’daki bu araziye ziyaret gerçekleştirdi. Bakanlık ile anlaşma sağlandı ve kurulacak batarya fabrikası için verilecek teşvikin detayları netleşti. Bakanlığa yakın kaynaklar Koç’un batarya üretim tesisi yatırım planını doğrularken, adres olarak Manisa’yı işaret ettiler. Yatırımın 500 milyon doları aşacağı iddia ediliyor. Volkswagen, yeni fabrika yatırımı için Türkiye’yi seçmiş, Eylül 2019’da Manisa Merkezli Türkiye birimini kurmuştu. 4 bine yakın istihdam sağlayacak fabrikanın Manisa’nın Yunusemre ilçesi Akgedik Mahallesi ile Manisa OSB arasında 4 bin dönümlük bir alana kurulması ön görülüyordu. Bölgedeki arazilerin tapu ile kamulaştırma işlemlerinin büyük ölçüde yapılmıştı. Ancak VW geçen yılın sonunda pandemiyi gerekçe göstererek projeyi rafa kaldırdı.

Koç Holding, mart ayında Cumhurbaşkanlığı Külliye’sinde düzenlenen törenle 2 milyar Euro’luk Cumhuriyet tarihinin en büyük otomotiv yatırımını açıklamıştı. Yatırım kapsamında Yeni Nesil Ford Transit Custom ailesinin elektrikli, hibrit ve geleneksel motor versiyonları ve Volkswagen AG’nin tonluk yeni nesil ticari araçları Kocaeli’nde üretilecek. Koç Grubu’nun bu yıl açıkladığı bir diğer önemli yatırım ise Eskişehir’de 58 milyon Euro yatırımla hayata geçirilen yerli şanzıman projesi olmuştu.

Kalyon, tüm bileşenleri üretecek

Yatırımda rotayı enerjiye çeviren Kalyon Holding de, elektrikli araçlara yönelik batarya hücresi üretmek için şirket kurdu. İstanbul merkezli Kalyon Electrical Vehicle Enerji Yatırım, batarya hücresi geliştirecek, üretimin yanı sıra dağıtım ve satış sonrası hizmetleri de verecek. Kalyon’un yeni batarya şirketi ile ilgili duyuru, 28 Ekim tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer aldı. Kalyon Enerji Yatırımları tarafından kurulan, Kalyon Electrical Vehicle Enerji Yatırım Anonim Şirketi’nin kuruluş amaçları şöyle sıralandı:

● Otomotiv sektörü veya bu sektör dışında faaliyette bulunan müşterilere enerji, depolama amacıyla sunulacak batarya hücresi pili, modülü, paketi, komple çözümleri batarya yönetim sistemi, termal (ısıl) sistemler ve bunlarla ilgili mekanik, elektrik/elektronik, elektromekanik tüm parçalara ilişkin araştırma, geliştirme, mühendislik, üretim, satış, dağıtım, tedarik, hizmet ve satış sonrası hizmet faaliyetlerini mevzuata uygun olarak gerçekleştirmek.

● Enerji depolama çözümleri ve teknolojileri üretimini gerçekleştirecek tesisler inşa etmek ve bu tesislerin bakımını sağlamak, bu tesisleri işletmek ve bu amaçla anılan tesislere yatırımda bulunmak.

● Enerji depolama çözümlerine ilişkin parçaları ve hammaddeleri temin etmek.

● İş kapsamında Türkiye’nin mevcut kaynaklarını, kurulu üretim kapasitesini ve mevcut hammadde kaynaklarını mümkün olan en üst seviyede kullanmak.

● Enerji depolama çözümlerine ilişkin patentleri, tasarımları, markaları ve sair her türlü fikri mülkiyet haklarını geliştirmek, bunları tescil etmek ve kullanmak.

● Şirketin yatırımlarını ve faaliyetlerini desteklemek amacıyla Türkiye’deki AB dahil uluslararası kuruluşlardaki devlet teşvikleri ve sübvansiyonları mümkün olan en üst seviyede kullanmak.

“Batarya ile yerli payı yüzde 25 artar”

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, son dönemde hareketlenen batarya yatırımlarının sektör için önemini DÜNYA’ya değerlendirdi. Yaklaşık 6 yıldır sektörün gündeminde olan elektrikli araç dönüşümünün beklenenden hızlı gerçekleşmeye başladığına dikkat çeken Saydam, içten yanmalı motorlarda yerlilik oranının yüzde 80’e kadar çıkabildiğini, ancak elektrikli araçta yerlilik oranının mevcut teknoloji ile yüzde 15’lerde olduğunu dile getirdi. Saydam, şu bilgileri verdi: “Elektrikli araçlarda elektrik motoru, batarya, yazılım ve otomotiv elektroniği yüzde 60’lık bir paya sahip. Batarya başlı başına 20-25 puan bunun içerisinde. Türkiye’nin ihracatta ve üretimde lokomotif sektörü olan otomotivin rekabette geri kalmaması için bu alanlara yatırım yapması şart. Dolayısıyla art arda gelen batarya yatırımı haberleri bizi mutlu ediyor. Otomotiv elektroniğinde bir hareketlenme var. Yazılımda da 3-4 sene önce faaliyete başlamış ve şu anda kuluçka dönemini geride bırakmış girişimler olduğunu memnuniyetle öğreniyoruz. Bu oran kararlı bir şekilde artıyor. Ancak batarya denilince bunun pil, paketleme, batarya yönetim sistemleri gibi birçok farklı komponenti var. Bizim daha çok yoğunlaştığımız batarya üretim sistemleri ve paketleme. Kalyon’un pilin kendisini de üreteceği anlaşılıyor. Bu tür yatırımlar Türkiye’nin otomotiv üretiminde rekabet gücünü koruması açısından önemli. Türkiye, batarya üretiminde bölgesel bir üs olma potansiyeline de sahip.”

Yabancılar yatırım için sırada

Türkiye’de şu anda elektrikli araçlara yönelik batarya üreten bir şirket yok. Ancak otomotiv elektroniğine yönelik çalışmalara hız veren ve şarj üniteleri alanında ciddi yatırımlar yapan Vestel, bisikletler için batarya üretimi yapıyor. Şirket önümüzdeki dönemde elektrikli araçlara yönelik de batarya yatırımı yapmayı planlıyor. Aspilsan yöneticileri de Türkiye’nin lityum iyon pilini kısa sürede üretmeye başlayacaklarını açıklamıştı. Şirket, makine ekipmanını getirerek 2022’nin ilk çeyreğinde seri üretime başlamayı, özellikle taşınabilir cihazların enerji ihtiyacını karşılayabilecek piller ile belirli ölçülerde araç bataryaları yapmayı planlıyor. Diğer yandan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, elektrikli araçların kalbi olan bataryaların, Türkiye’de üretilmesi konusunda da ciddi ilerleme kaydedildiğini vurgulayarak, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) ile dünya devi Farasis’in 20 GWh’lik pil yatırımına yakın zamanda Gemlik’te başlayacağını duyurdu. Bakanlığa yakın kaynaklar, Türkiye’nin AB’ye olan yakınlığı nedeniyle birçok yabancı şirketin batarya yatırımı konusunda radarında olduğunu ifade etti. Özellikle Uzakdoğulu şirketlerin yatırım fırsatlarını değerlendirmek çin Türkiye’yi ziyarete geldiği öğrenildi.

Aysel YÜCEL – DÜNYA

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler