Connect with us

Genel

Mercedes-Benz’in Gelecek Planları Yalnızca Elektrikli Araçlar Üzerine Şekillenecek

Mercedes-Benz, önümüzdeki 10 yıl içinde, koşulların izin verdiği tüm pazarlarda tamamen elektrikliye geçmek için hazırlıklarını sürdürüyor. Son dönemde özellikle güvenlik ve teknoloji donanımlarıyla lüks segmente öncülük eden marka, yarı-elektrikli araçlardan tamamen elektrikli otomobillere geçiş yaparak, emisyonsuz ve yazılım odaklı bir geleceğe doğru hızla ilerliyor.

Mercedes-Benz, 2022 yılına kadar şirketin hizmet verdiği tüm segmentlerde, batarya elektrikli araçlara sahip olmayı planlıyor. 2025 yılından itibaren ise, pazara sunulan tüm yeni araç platformları tamamen elektrikli olacak ve kullanıcılar markanın ürettiği her model için tamamen elektrikli olan alternatifi de seçebilecek. Mercedes-Benz, bu hızlı dönüşümü kârlılık hedeflerine bağlı kalarak yönetmeyi amaçlıyor.

Daimler AG ve Mercedes-Benz AG CEO’su Ola Källenius: “Elektrikli araçlara geçiş, özellikle Mercedes-Benz’in yer aldığı lüks segmentte hız kazanıyor. Kırılma noktası gittikçe yaklaşıyor. Piyasalar bu 10 yılın sonunda tamamen elektriğe geçtiğinde biz hazır olacağız. Bu adım, sermaye dağılımında radikal bir değişime işaret ediyor. Bu hızlı dönüşümü yönetirken karlılık hedeflerimizi korumaya devam edecek, Mercedes-Benz’in başarısının kalıcı olmasını sağlayacağız. Nitelikli ve motivasyon dolu ekibimiz sayesinde, bu heyecan verici yeni dönemde de başarılı olacağımıza inanıyorum.”

Mercedes-Benz bu değişimi kolaylaştırmak için AR-GE ağırlıklı kapsamlı bir plan hazırladı. 2022 ve 2030 yılları arasında batarya elektrikli araçlara yapılan yatırımlar toplamda 40 milyar Euro’yu aşacak. Elektrikli araç portföy planını hızlandırmak ve geliştirmek, elektrikli araçların benimsenmesi için kırılma noktasını tetikleyecek.

Teknoloji Planı

Mercedes-Benz 2025’te tamamen elektrikli üç platform sunacak

  • MB.EA, gelecekteki elektrikli araç portföyü için elektrikli araçlara odaklanarak ölçeklenebilir modüler bir sistem ile ortadan büyüğe tüm binek otomobilleri kapsayacak.
  • AMG.EA, teknoloji ve performans odaklı Mercedes-AMG kullanıcılarına hitap eden özel performanslı elektrikli araç platformu olacak.
  • VAN.EA, geleceğin emisyonsuz ulaşımına ve şehirlerine katkı sağlayacak, kullanım amacına yönelik elektrikli ticari ve hafif ticari araçlar için yeni bir dönem olacak.

Dikey entegrasyon: Mercedes-Benz, planlama, geliştirme, satın alma ve üretimi tek bir çatı altında toplayacak şekilde güç-aktarma sistemlerini yeniden düzenledikten sonra, üretim ve geliştirmede dikey entegrasyon seviyesini derinleştirecek ve elektrikli güç-aktarma teknolojisini tedarik edecek. Bu hamle, İngiltere merkezli elektromotor şirketi YASA’nın satın alınmasını da içeriyor. Mercedes-Benz, bu anlaşma ile yeni nesil ultra yüksek performanslı motorlar geliştirmek için benzersiz eksenel akıllı motor teknolojisine ve uzmanlığına erişim sağlıyor. Verimlilik, invertörler ve yazılım dahil tüm sistemin genel maliyetine net bir şekilde odaklanan eATS 2.0 gibi, şirket içi elektromotorlar, stratejinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Elektrikli araç bileşenleri ve yazılım teknolojilerinde uzmanlaşmış yüzlerce şirket ve tedarikçiye ev sahipliği yapan dünyanın en büyük Yeni Enerji Aracı (NEV) pazarı olan Çin’in, Mercedes-Benz elektrifikasyon stratejisini hızlandırmada önemli bir rol oynaması bekleniyor.

Batarya: Mercedes-Benz, 200 Gigawatt saatin üzerinde bir batarya kapasitesine ihtiyaç duyacak ve dünya çapındaki ortaklarıyla birlikte batarya sistemleri oluşturmaya odaklanan 9 fabrikalık güncel tesis planına ek olarak, batarya üretmek için 8 adet devasa tesis daha kurmayı planlıyor. Yeni nesil bataryalar, yüksek standarda sahip olacak ve tüm Mercedes-Benz otomobil ve ticari araçlarının yüzde 90’ından fazlasında kullanıma uygun olup, müşterilere bireysel çözümler sunacak kadar esnek olacak. Mercedes-Benz, elektrik çağında otomobil endüstrisine yön vermeye devam etmek üzere gelecekteki batarya ve modülleri geliştirmek ve verimli bir şekilde üretmek için yeni Avrupalı ortaklarla birlikte çalışmayı planlıyor. Batarya üretimi, Mercedes-Benz’e var olan güç-aktarma sistemi üretim ağını dönüştürme fırsatı verecek. Mercedes-Benz, otomobillere ve ticari araçlara her zaman en gelişmiş batarya teknolojisini entegre ederek, modelin üretim ömrü boyunca menzilini artırmayı hedefliyor. Mercedes-Benz, bir sonraki batarya nesliyle birlikte, silikon-karbon kompozit kullanarak enerji yoğunluğunu daha da artırmak için SilaNano gibi ortaklarla birlikte çalışacak. Bu, benzersiz bir menzil ve hatta daha kısa şarj sürelerine izin verecek. Mercedes-Benz, katı hal teknolojisinde, daha da yüksek enerji yoğunluğu ve güvenliği olan bataryalar geliştirmek için iş ortaklarıyla görüşüyor.

Şarj: Mercedes-Benz, şarj konusunda da yeni standartlar belirlemek için çalışıyor: “Tak ve Şarj Et”, kullanıcıların kimlik doğrulaması ve ödeme için ek adımlar olmadan sorunsuz bir şekilde araçların şarja takılmalarına, şarj edilmesine ve fişten çekilmesine olanak tanıyor. “Tak ve Şarj Et”, bu yıl içinde EQS ile birlikte hayata geçecek. Mercedes me Charge, halen dünyanın en büyük şarj ağlarından biri ve şu anda dünya genelinde 530.000’in üzerinde AC ve DC şarj noktasından oluşuyor. Ayrıca Mercedes-Benz, şarj ağını genişletmek için Shell ile birlikte çalışıyor. Müşteriler, 2025 yılına kadar Avrupa, Çin ve Kuzey Amerika’da 30.000’den fazla şarj noktasından oluşan ve dünya çapında 10.000’den fazla yüksek güçlü şarj cihazından oluşan Shell’in Recharge ağına erişebilecek. Mercedes-Benz ayrıca, Avrupa’da premium tesislerle, kişiye özel şarj deneyimi sunacak birkaç premium şarj noktası açmayı planlıyor.

VISION EQXX: Mercedes-Benz, menzili 1.000 kilometrenin üzerinde olan elektrikli otomobil Vision EQXX’i geliştiriyor ve normal otoyol sürüş hızlarında 100 kilometrede (Kwsa başına 6 milden fazla) tek haneli bir Kwsa rakamı hedefliyor. Mercedes-Benz’in F1 Yüksek Performanslı Güç-Aktarma Sistemleri Bölümü’nden (HPP) uzmanlar, projeyi iddialı hedefler doğrultusunda geliştirmeye devam ediyor. Vision EQXX’in dünya lansmanı 2022 yılında gerçekleşecek. Vision EQXX ile kaydedilen teknolojik gelişmeler, yeni elektrik platformlarında kullanım için uyarlanacak ve uygulanacak.

Üretim planı

Mercedes-Benz, şu anda küresel üretim ağını, pazar talebine uygun hızda sadece elektrik üretimi için hazırlıyor. Esnek üretime yapılan yatırımlar ve ileri teknoloji MO360 üretim sistemi sayesinde Mercedes-Benz, batarya elektrikli araçları şimdiden seri olarak üretebilir. Önümüzdeki yıl, üç kıtada, yedi noktada, sekiz Mercedes-Benz elektrikli araç üretilecek. Ayrıca Mercedes-Benz AG tarafından işletilen tüm binek otomobil ve batarya montaj tesisleri, 2022 yılına kadar karbon nötr üretime geçecek. Mercedes-Benz, üretim verimliliğini artırmak için yenilikçi batarya üretimi ve otomasyon sistemlerinde Alman dünya devi GROB ile güçlerini birleştiriyor ve batarya üretim kapasitesini ve bilgi birikimini güçlendiriyor. İşbirliği, batarya modülü montajının yanı sıra paket montajını da kapsıyor. Mercedes-Benz, ayrıca geri dönüşüm kapasitesini ve bilgi birikimini geliştirmek ve güvence altına almak için Almanya’nın Kuppenheim kentinde yeni bir batarya geri dönüşüm fabrikası kurmayı planlıyor. Tesis, yetkililerle yapılacak umut verici görüşmeler sonucunda 2023 yılında faaliyete geçecek.

İş gücü planı

İçten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçiş gayet uygulanabilir ve Mercedes-Benz’de halen devam ediyor. Çalışan temsilcileriyle birlikte hareket eden Mercedes-Benz, kapsamlı, yeniden vasıflandırma planlarından, erken emekliliğe ve satın almadan yararlanarak, işgücünün dönüşümünü sürdürecek. TechAcademies, çalışanlara, geleceğe yönelik nitelikler için eğitimler sunacak. Sadece 2020 yılında Almanya’da yaklaşık 20.000 personel e-ulaşım konusunda eğitildi. MB.OS işletim sistemini, geliştirme planlarını gerçekleştirmek için dünya genelinde 3.000 yeni yazılım mühendisliği istihdamı oluşturulacak.

Finansal plan

Mercedes-Benz, 2020 sonbaharında belirtilen marj hedeflerine bağlı kalmaya devam ediyor. Geçen yılın hedefleri, 2025 yılına kadar yüzde 25 hibrit ve elektrikli araç satışına dayanıyordu. Bugün gelinen noktada, 2025 yılına kadar yüzde 50’ye varan xEV payına ve 10 yılın sonunda tamamen elektrikli yeni otomobil satışlarına dayanıyor. Mercedes-Maybach ve Mercedes-AMG gibi üst düzey elektrikli araçların oranı yükselirken aynı zamanda fiyatlandırma ve satışlar üzerinde daha doğrudan kontrol sağlayarak birim başına net gelirin artması hedefleniyor. Dijital hizmetlerden elde edilen gelir artışı, sonuçları daha da destekleyecek. Mercedes ayrıca, değişken ve sabit maliyetleri ve yatırımların sermaye payını daha da azaltmak için çalışıyor. Batarya teknolojisindeki gelişmelerle birlikte, ortak batarya platformları ve ölçeklenebilir elektrik mimarilerinin, daha yüksek standardizasyon ve daha düşük maliyetlerle sonuçlanması bekleniyor. Araç başına batarya maliyetlerinin önemli ölçüde düşmesi bekleniyor. Sermaye tahsisi, önce elektrikliden tamamen elektrikliye geçiyor. İçten yanmalı motorlara ve şarj edilebilir hibrit teknolojilerine yapılan yatırımlar 2019 ile 2026 arasında yüzde 80 düşecek. Buna bağlı olarak Mercedes-Benz elektrikli araç dünyasında, içten yanmalı çağına benzer bir şirket marjını planlıyor.

Daimler AG ve Mercedes-Benz AG CEO’su Ola Källenius; “Bu dönüşümdeki temel görevimiz, müşterileri etkileyici ürünlerle geçiş yapmaya ikna etmek. Amiral Gemimiz EQS, Mercedes-Benz için bu yeni çağın sadece başlangıcı.” dedi.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading

Genel

Hyundai Inster’in Rekabetçi Fiyatı Belli Oldu!

Hyundai, elektrikli araç pazarındaki iddiasını her geçen gün artırırken, şimdi de Inster ile şehir içi ulaşım segmentine iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Özellikle Avrupa pazarı için tasarlanan ve A segmentinde konumlandırılan bu tamamen elektrikli modelin, Türkiye’de de önemli bir pazar payı elde etmesi bekleniyor. Uygun fiyatı, kompakt yapısı ve pratik kullanımıyla Inster, özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve çevre dostu bir ulaşım aracı arayan tüketicilerin dikkatini çekecek gibi görünüyor.

Hyundai’nin minik elektrikli otomobili INSTER, Türkiye’de satışa sunuldu. Advance donanım seviyesiyle tercih edilebilen yeni Hyundai INSTER fiyatı 1.319.000 TL olarak açıklandı.

Türkiye Pazarında Güçlü Bir Pay Beklentisi

Türkiye’deki otomobil pazarında elektrikli araçlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle ÖTV teşvikleri ve şarj altyapısının yaygınlaşmasıyla birlikte tüketiciler elektrikli modellere daha sıcak bakmaya başladı. Bu noktada Hyundai Inster, sahip olduğu avantajlarla Türkiye pazarında önemli bir yer edinebilir.

  • Uygun Fiyatlandırma: Hyundai’nin Inster’ı rekabetçi bir fiyatla sunması bekleniyor. Bu da elektrikli araç sahibi olmayı düşünen geniş bir kitle için cazip bir seçenek haline gelmesini sağlayacak.
  • Şehir İçi Kullanıma Uygunluk: Kompakt boyutları ve yüksek manevra kabiliyeti sayesinde Inster, özellikle dar şehir sokaklarında ve yoğun trafikte kolaylık sağlayacak. Park yeri bulma sorununa da çözüm sunması, şehirde yaşayanlar için büyük bir avantaj.
  • Çevre Dostu ve Ekonomik Sürüş: Sıfır emisyonlu olması Inster’ı çevre bilinci yüksek tüketiciler için ideal bir seçenek yaparken, düşük işletme maliyetleri de uzun vadede önemli bir ekonomik avantaj sunacak.
  • Hyundai Güvenilirliği: Hyundai’nin Türkiye pazarındaki güçlü bayi ağı ve satış sonrası hizmet kalitesi, Inster’ın da güvenle tercih edilmesini sağlayacaktır.

Teknik Verilerle Hyundai Inster

Hyundai Inster, boyutları ve teknik özellikleriyle şehir içi kullanım için optimize edilmiş bir yapıya sahip.

  • Boyutlar: Inster, yaklaşık 3,8 metrelik uzunluğuyla Hyundai Casper’dan (3,6 metre) biraz daha uzun olacak. Bu da iç mekanda daha fazla yaşam alanı sunarken, şehir içi manevra kabiliyetinden ödün vermeyecek.
  • Batarya ve Menzil: Inster’da 42 kWh’lik bir batarya paketinin bulunması bekleniyor. Bu batarya ile aracın WLTP standartlarına göre 300-355 kilometre civarında bir menzil sunması hedefleniyor. Şehir içi kullanım için bu menzil oldukça yeterli görünüyor.
  • Hızlı Şarj: Aracın hızlı şarj desteğiyle kısa sürede şarj edilebilmesi, pratikliğini artıracak önemli bir özellik.
  • Motor Gücü: Resmi motor gücü henüz açıklanmasa da, A segmenti bir elektrikli araç için yeterli düzeyde bir performans sunması bekleniyor. Şehir içi hızlanma ve dinamik sürüş kabiliyeti, Inster’ın beklentileri karşılayacağını gösteriyor.
  • Tasarım: Inster’ın tasarımında Hyundai’nin son elektrikli modellerinde gördüğümüz modern ve fütüristik çizgilerin korunması bekleniyor. Özellikle parametrik piksel farlar ve dinamik hatlar, araca özgün bir hava katacak.

Hyundai Inster’ın Türkiye yollarına çıkmasıyla birlikte, elektrikli araç pazarında yeni bir rekabetin başlaması ve şehir içi ulaşımda önemli bir dönüşümün yaşanması bekleniyor. Uygun fiyatı, çevreci yapısı ve pratik kullanımıyla Inster’ın Türk tüketicisinin beğenisini kazanarak pazar payında güçlü bir yer edinmesi oldukça olası görünüyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler