E-Car Türkiye’nin yeni konuğu Honda’nın ürün gamında e:HEV logosunu taşıyan ilk modeli olan yeni Honda Jazz ve aileye katılan Crosstar . Şık tasarımı ve ferah iç mekanı ile dikkat çeken otomobil tarzı ile şehrin yıldızı olmaya aday.
Honda Jazz, 4‘üncü nesli ile Türkiye yollarına çıktı. Yeni nesil Jazz ile birlikte aileye katılan Jazz Crosstar versiyonu ise tasarım detaylarıyla SUV benzeri görünümü ile dikkat çekiyor.
Test ettiğimiz ailenin yeni üyesi Jazz Crosstar, yerden yüksek yapısı, suya dayanıklı döşemeleri ve entegre tavan rayları ile standart versiyondan ayrışıyor.
Jazz Crosstar; iddialı ön ızgara tasarımı, çamurluk kemerindeki siyah kaplamalar ve şık yan eşikler dışında versiyona özgü 16 inçlik gümüş ve siyah alaşımlı jantlarla da SUV tarzını yansıtıyor.
Ön panjur gibi ön tamponda farklı tasarıma sahip ve SUV havası bu bölümde de devam ettiriliyor. Ön tamponun alt kısmındaki siya detaylar kapı altlarında ve arka tamponun altında da devam edip küçük bir arazi aracı görünümü destekleniyor.
Yüksek konumlandırılan ve bagaj kapağına da taşan stop grubu otomobile şık bir hava katıyor.
Jazz Crosstar’ın içine girdiğinizde ilk olarak ferahlık hissi sizi cezp ediyor. İnce A sütunları, önceki nesilde 69 derece olan yatay görüş açısını 90 dereceye çıkartıyor.
Yeni Jazz’ın tasarımında yapılan yenilikler sayesinde ince sütunlar, gizli cam silecekleri ve sade konsol tasarımı, panoramik ön cam ve ön kelebek camları daha fazla görüş alanına imkan sağlıyor. Ön camın eğimi ve kelebek camlarının büyüklüğü içeride ferahlık hissini oluşturuyor.
Çift kollu direksiyon simidi Hona E’yi anımsatıyor. Yeni Jazz’ın modern bir görünüm sunan kaliteli malzemeler ve yumuşak dokunma hissi uyandıran yüzeyleri dikkat çekiyor. Sürücü odaklı konsolun ince ve yatay tasarımı geniş bir görüş alanı sağlıyor ve kabin içi ferahlık hissini güçlendiriyor.
Pratik kullanımı ile dikkat çeken 7 inçlik TFT gösterge paneli ve tüm versiyonlarda standart olarak sunulan 9 inçlik HMI dokunmatik ekran ile kullanım kolaylığı sunuluyor.
Sürücünün elinin altında ve erişimi kolay kumandalar kullanım ergonomisini destekliyor.
Ön koltuklar bu sınıf bir otomobili için yeterli konforu sunuyor. Hibrit sisteme ait donanımların Honda mühendisliği ile şasi ve motor bölgesine entegre edilmesiyle bagaj hacmi koltukların kullanım şekline bağlı olarak 298 litre ile 1199 litre arasında değişim gösteriyor.
Arka koltuklar 1 metre diz mesafesi (tam olarak 986 mm) ve tek dokunuşla katlanıyor. Arka koltuklar daha önceki Jazz’lardaki gibi oldukça fonksiyonel.
Jazz için geliştirilen e:HEV teknolojisinde sistem; bir adet elektrik motoru, bir adet jeneratör, bir adet 1.5 i-VTEC benzinli motor, lityum iyon batarya, yenilikçi bir sabit oranlı şanzıman ve tüm sistemin birbiriyle uyum içerisinde çalışmasını sağlayan akıllı bir güç kontrol ünitesinden oluşuyor.
Elektrik motoru 109 PS gücüne sahip ve 253 Nm tork üretiyor. 1498 cc hacmindeki benzinli motoru 98 PS güç ve 131 Nm tork üretiyor. Yeni Jazz Crosstar’ın 0-100 km/s hızlanmasını 9.9 saniyede tamamlıyor ve 175 km/s maksimum hız değerine ulaşan motor performansıyla dikkat çekiyor. Akıcı bir sürüş deneyimi sunan hibrit sisteme sahip yeni Jazz Crosstar’ın ortalama yakıt tüketim değeri ise 4.0 lt.
e:HEV sistem; üstün sürüş keyfi ile yüksek yakıt verimliliği sunmak üzere üç farklı sürüş modundan yararlanıyor. EV Sürüş modunda lityum iyon batarya elektrik motoru daha yoğun bir şekilde beslerken; Hibrit Sürüş modunda iken motor, elektrik jeneratörünü harekete geçiriyor ve jeneratör elektrik motoru besliyor.
Benzinli Sürüş modunda ise benzinli motor kilitli bir kavrama üzerinden doğrudan ön tekerlekleri harekete geçiriyor. Genel olarak şehir içi sürüş koşullarında, sistem EV Sürüş ve Hibrit Sürüş arasında geçiş yaparak verimliliği en üst seviyeye taşırken; otoyol sürüşlerinde ve hızlanma anında ise Benzinli Sürüş elektrik motoru tarafından destekleniyor.
Hibrit Sürüş modunda benzinli motorun gücü, jeneratör motoru ile bataryayı şarj etmek üzere yönlendiriliyor.
Ayrıca Elektrikli Sürüş modu otomobil yavaşlarken de devreye giriyor ve rejeneratif fren yoluyla elde edilen enerji ile bataryayı şarj ediyor.
Yolcular tarafından hissedilmeyen sürüş modları arasındaki geçiş için yüksek hızlı elektrik motoru mümkün olduğu kadar hafif, kompakt ve verimli olacak şekilde Honda mühendisleri tarafından geliştirildi.
Geleneksel bir şanzıman yerine yeni Jazz, hareketli bileşenler arasında doğrudan bağlantı sağlamak için tek bir sabit dişli oranına sahip olan yeni Elektronik Sabit Hızlı Şanzıman (e-CVT) donanımı ile sunuluyor.
Sürüş İzlenimi: Yeni Nissan Juke N-Sport Test Sürüşü – “Sarı Fırtına”
E-Car Türkiye.com’un test konuğu Nissan Juke, ilk tanıtıldığı günden bu yana otomotiv dünyasının “ya sev ya nefret et” kategorisindeki en cesur üyelerinden biri olmuştur. Ancak Juke, ikinci jenerasyonuyla daha rafine, daha olgun ve daha iddialı bir kimliğe büründü. Şimdi ise, bu iddiayı zirveye taşıyan, ruhuna uygun bir donanım seviyesiyle karşımızda: Yeni Nissan Juke N-Sport. Ve elimizdeki test aracı, bu cesur ruhu tam anlamıyla yansıtan “İkonik Sarı” gövde rengine sahip.
Dış Tasarım: Sarı ve Siyahın Dansı
Test aracımızı ilk gördüğüm an, otomobilin adeta bir moda ikonu gibi poz verdiğini hissettim. Yeni Juke’un coupe-crossover silueti, N-Sport versiyonuyla ekstra bir dinamizm kazanmış. Özellikle İkonik Sarı gövde rengi, markanın bu modeldeki özgünlüğünü vurguluyor.
N-Sport donanımının getirdiği parlak siyah tavan, ayna kapakları ve 19 inçlik, derin 3D efektli siyah alaşım jantlar, sarı gövdeyle müthiş bir kontrast oluşturuyor. Bu kontrast, Juke’un kaslı hatlarını ve o ikonik dairesel far tasarımını daha da keskinleştiriyor. Ön ve arka tamponlardaki parlak siyah ekler ve yan etekler, aracın yere daha yakın ve agresif görünmesini sağlamış.
İç Mekan: Cüretkar Detaylar ve Teknolojik Yükseliş
Kapıyı açıp içeriye geçtiğimde, Juke N-Sport’un tasarım temasının iç mekanda da tavizsiz bir şekilde sürdürüldüğünü görüyorum. İşte asıl sürpriz burada yatıyor: Sarı detaylar, ambiyansı tamamen değiştirmiş.
Sürücü ve ön yolcuyu saran, sportif tasarımlı koltuklar, N-Sport’un en belirgin özelliği. Bu koltuklar, siyah Alcantara ve suni deri kombinasyonuyla kaplanmış ve can alıcı sarı Alcantara detaylarla zenginleştirilmiş. Koltuk sırtlıklarının üst kısımlarındaki ve orta konsoldaki sarı dikişler, dinamik bir atmosfer yaratıyor.
Yenilenen iç mekanda teknolojiye yapılan yatırım hemen dikkat çekiyor. Sürücünün karşısında yer alan 12.3 inçlik tamamen dijital gösterge paneli ve sürücüye hafifçe eğimli konumlandırılmış yeni 12.3 inçlik NissanConnect bilgi-eğlence ekranı, premium bir hissiyat sunuyor. Dokunmatik ekranın tepkime hızı ve grafik kalitesi oldukça başarılı. Üstelik N-Sport donanımında kablosuz Apple CarPlay ve Android Auto bağlantısı standart olarak sunuluyor.
Juke, boyutlarına göre şaşırtıcı bir 422 litrelik bagaj hacmi sunarak pratiklikten de ödün vermiyor. Ancak coupe formlu tavan çizgisi nedeniyle arka koltuk baş mesafesi, uzun boylu yolcular için hafif bir kısıtlama yaratabilir, bu bir gerçek.
Sürüş Dinamikleri ve Performans: Beklentilerin Üzerinde Çeviklik
Test aracımızda 1.0 litrelik, üç silindirli DIG-T benzinli motor ve 7 ileri çift kavramalı şanzıman (DCT) kombinasyonu bulunuyordu. 115 PS güç ve 200 Nm tork üreten bu motor, kağıt üzerindeki verilerden daha canlı hissettiriyor.
ECO, STANDART ve SPORT sürüş modları arasında geçiş yaparak aracın karakterini değiştirebiliyorsunuz. SPORT modunda direksiyon tepkileri sertleşiyor, gaz pedalı daha hassas hale geliyor ve çift kavramalı şanzımanın vites geçişleri belirgin bir şekilde hızlanıyor. Şehir içi ve virajlı yollarda Juke, kompakt boyutlarının avantajıyla son derece çevik ve eğlenceli bir sürüş sunuyor. 19 inç jantlar ve sportif süspansiyon ayarı, yol tutuşunu artırsa da, bozuk zeminlerde konfordan bir miktar ödün veriyor, bu da bir spor paketin doğasında var.
Ortalama yakıt tüketimi, agresif kullanıma rağmen 100 km’de 6.5 litre civarında seyretti. Bu, sunulan performansa kıyasla oldukça makul bir değer.
Güvenlik ve Konfor Teknolojileri
N-Sport donanımında güvenlik tarafında da tam bir donanım şöleni yaşanıyor. Akıllı Çevre Görüş Sistemi (360 derece kamera) park manevralarını çocuk oyuncağına çevirirken, Akıllı Kör Nokta Önleme Sistemi ve Akıllı Çarpışma Önleme Sistemi gibi donanımlar standart olarak sunuluyor.
Sonuç: Tarz Sahibi ve Dinamik Bir Crossover
Yeni Nissan Juke N-Sport, özellikle bu sarı rengi ve iç mekandaki cüretkar sarı detaylarıyla bir manifesto niteliğinde. Juke, sadece bir ulaşım aracı olmak yerine, sahibinin karakterini yansıtan, dikkat çekici ve dinamik bir seçenek arayanlara sesleniyor.
N-Sport, artan teknoloji ve kalite hissiyle artık sadece tarz sahibi değil, aynı zamanda olgunlaşmış ve rekabete hazır bir crossover. Eğer sıradanlık size göre değilse ve kompakt crossover pazarında “farklı” olmak istiyorsanız, Yeni Nissan Juke N-Sport tam da aradığınız sarı fırtına olabilir.
Artıları:
İkonik Sarı rengin ve N-Sport detaylarının oluşturduğu agresif ve dikkat çekici tasarım.
İç mekandaki sarı Alcantara/dikiş detaylarıyla gelen yüksek ambiyans ve sportif koltuklar.
Yeni ve büyük (12.3 inç) dijital kokpit ve bilgi-eğlence sistemi.
Şehir içi ve virajlı yollarda çevik sürüş dinamikleri.
Eksileri:
19 inç jantlar nedeniyle bozuk zeminlerde azalan sürüş konforu.
Coupe form nedeniyle arka baş mesafesi kısıtlı.
Yüksek hızlarda kabine sızan yol ve rüzgar sesi.
Teknik Veriler, Boyutlar ve Bagaj Kapasitesi
Özellik
Yeni Nissan Juke N-Sport (1.0 DIG-T DCT)
Motor Tipi
1.0 L, Üç Silindirli, Turbo Benzinli (DIG-T)
Maksimum Güç
115 PS (Beygir Gücü)
Maksimum Tork
200 Nm
Şanzıman
7 İleri Çift Kavramalı Otomatik (DCT)
Çekiş Sistemi
Önden Çekiş (FWD)
Yakıt Tüketimi (Ortalama WLTP)
5.8 – 6.1 L/100 km (Kullanıma Bağlı Değişkenlik Gösterir)
Uzunluk
4.210 mm
Genişlik
1.800 mm
Yükseklik
1.595 mm
Dingil Mesafesi
2.636 mm
Lastik Boyutları (N-Sport)
19 inç (Siyah Alaşım Jantlar)
Bagaj Kapasitesi: Yeni Juke, kompakt boyutlarına rağmen oldukça cömert bir yükleme alanı sunuyor. Standart koltuk düzeninde 422 litre olan bagaj kapasitesi, arka koltuklar katlandığında ise 1.305 litreye kadar genişleyebiliyor. Bu hacim, günlük kullanım ve küçük ailelerin ihtiyaçları için yeterli bir pratiklik sağlıyor.
TEST SÜRÜŞÜ :Mustang Mach-E: Bir Efsanenin Yeniden Doğuşu mu, Yoksa Bir Kutsal İsyan mı?
Ford, otomotiv dünyasının en cesur hamlelerinden birine imza attı. Efsanevi Mustang adını, elektrikli bir crossover modeline verdi. Bu, kimileri için bir saygı duruşu, kimileri içinse kutsal bir isyandı. Peki, bu elektrikli at, dörtnala koşabiliyor mu? Bu sorunun cevabını bulmak için Mustang Mach-E’yi enine boyuna inceledim ve tüm gerçekleri ortaya döktüm.
Tasarım: Mustang DNA’sı Elektriğe Nasıl Aktarıldı?
İlk bakışta en çok tartışılan konu, elbette Mach-E’nin bir Mustang gibi görünmemesi. Ancak biraz daha dikkatli bakınca, Ford’un klasik Mustang ruhunu nasıl modern bir bedene aktardığını görüyorsunuz. Aracın en dikkat çekici yanı, ikonik üçlü LED arka farlar. Bu detay, otomobilin genetik kodunda Mustang olduğunu haykırıyor. Kapalı ön ızgara ve aerodinamik çizgiler, onun bir içten yanmalı motorla değil, elektrikle nefes aldığını gösteriyor. Yan taraftaki kaslı hatlar ve tavan çizgisinin arkaya doğru alçalması, bir coupe silüeti illüzyonu yaratıyor. Kısacası Mach-E, bir Mustang değil, ancak kesinlikle Mustang’in soyundan geldiğini kanıtlıyor.
İç Mekan: Minimalizm ve Teknoloji Bir Arada
Aracın kapısını açtığınızda sizi, dış görünümden bile daha radikal bir değişim bekliyor. Geleneksel Mustang’in kaslı ve analog kokpiti yerine, tamamen dijital bir dünya var. Sürücünün önündeki minimal ekran hız ve menzil gibi temel bilgileri gösterirken, asıl şov, orta konsoldaki 15.5 inçlik dev ekranla başlıyor. Tüm araç ayarları, klima, navigasyon ve multimedya bu ekrandan yönetiliyor. Gelenekselci sürücülerin tepki gösterdiği bu dev ekran, Ford’un geleceğe yönelik vizyonunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Kaliteli malzemeler ve ferah kabin, Mach-E’nin sadece bir performans aracı değil, aynı zamanda konforlu bir uzun yol arkadaşı olduğunu da kanıtlıyor.
Sürüş Deneyimi: Elektrik Hissiyatı, Mustang Ruhu
Gelelim en can alıcı noktaya: sürüş! Mustang Mach-E, Unbridled (Dizginsiz), Engage (Nişan) ve Whisper (Fısıltı) olmak üzere üç farklı sürüş moduna sahip.
Dizginsiz (Unbridled) Mod: İşte Mustang adının hakkını veren mod bu! Gaz pedalına dokunduğunuz an, saf ve anlık tork sizi koltuğa yapıştırıyor. Hızlanma, içten yanmalı bir motorda kolay kolay yaşayamayacağınız türden bir fırlatma hissi veriyor. Direksiyon keskinleşiyor, süspansiyon sertleşiyor ve Mach-E adeta bir spor otomobile dönüşüyor. Bu modda otomobilin motor sesi taklidi yapması ise tamamen tercihe bağlı, ancak bana göre gereksiz bir detay. Elektrikli bir otomobilin en büyük artısı olan sessizliğin tadını çıkarmak daha mantıklı.
Tek Pedalla Sürüş (One-Pedal Drive): Bu özellik, Mach-E’nin sürüş keyfini katlayan bir detay. Ayağınızı gazdan çektiğinizde araç güçlü bir şekilde yavaşlayarak bataryayı şarj ediyor. Şehir içinde bu özellik sayesinde fren pedalına neredeyse hiç basmanıza gerek kalmıyor.
Performans ve Menzil: Güç Değerleri Ne Söylüyor?
Test ettiğim AWD Extended Range modeli, 487 PS (480 hp) güce ve 860 Nm torka sahip. 0-100 km/s hızlanmasını 3.7 saniyede tamamlayan bu versiyon, adeta bir spor otomobilin performansını bir crossover kasasında sunuyor. 98 kWh’lık bataryası ile WLTP’ye göre 540 km menzil vadediyor. Ancak performanslı sürüşlerde bu değerler elbette düşecektir. DC hızlı şarj desteğiyle 150 kW’a kadar şarj olabilmesi ise uzun yolculuklarda hayat kurtarıcı bir özellik.
Sonuç: Geleceğin Mustang’i
Mustang Mach-E, sadece bir otomobil değil, Ford’un elektrikli geleceğe attığı cesur bir manifesto. O, ne tam bir Mustang coupe’si ne de sıradan bir elektrikli SUV. O, bu iki dünyayı başarıyla birleştiren hibrit bir tür. Mustang adının ağırlığı altında ezilmek yerine, bu efsanevi ismi elektrikli çağın en modern ve en çekici modellerinden birine taşıyor. Mach-E, Ford’un geleceğe hazır olduğunu ve elektrikli otomobil pazarında rekabetin kurallarını yeniden yazmaya kararlı olduğunu gösteriyor.
Sizce de Ford, Mach-E ile Mustang adını bir üst seviyeye taşımayı başarmış mı?
Peugeot E-308: Elektrikli Hatchback’te Yeni Bir Çağ
Peugeot, E-308 modeliyle kompakt hatchback segmentine tamamen elektrikli bir soluk getiriyor. Şık tasarımı, gelişmiş teknik özellikleri ve çevre dostu yapısıyla Peugeot E-308, sürdürülebilir sürüş deneyimini yeniden tanımlıyor. İşte, teknik detaylarla zenginleştirilmiş bir test sürüşü değerlendirmesi.
Çarpıcı Tasarım: Estetik ve Aerodinamiğin Kusursuz Dengesi
Peugeot E-308, modern ve fütüristik bir tasarımı yüksek teknolojiyle birleştiriyor. Öndeki aslan dişi tasarımlı LED farlar, aracın özgün kimliğini ortaya koyuyor. Kapalı ön ızgara, aerodinamik verimliliği artırarak elektrikli sürüşün avantajlarını görsel bir şıklıkla tamamlıyor.
Yan profildeki akıcı çizgiler ve sportif duruş, E-308’in dikkat çekici bir siluet oluşturmasını sağlıyor. 18 inç aerodinamik jantlar, enerji verimliliğini optimize ederken aracın dinamik yapısını destekliyor. Arka kısımda Peugeot’nun ikonik üç pençeli LED stop lambaları, aracın sportif ve çağdaş karakterini güçlendiriyor.
Elektrikli Performans: Güç ve Verimliliğin Mükemmel Uyumu
Peugeot E-308, tamamen elektrikli 154 beygir gücündeki motoruyla dikkat çekiyor. 260 Nm tork üreten bu motor, 0-100 km/s hızlanmasını yalnızca 8 saniyede tamamlayarak hem şehir içi hem de otoyol sürüşlerinde akıcı bir performans sunuyor. Elektrikli motorun sunduğu anlık tork, sürüş keyfini maksimuma çıkarıyor.
E-308’in 54 kWh kapasiteli bataryası, WLTP standartlarına göre 400 kilometreye kadar menzil sunuyor. Bu, şehir içi ve uzun yolculuklar için ideal bir çözüm. Hızlı şarj desteği sayesinde, %80 batarya doluluğuna yalnızca 30 dakikada ulaşılabiliyor. Ev tipi AC şarj cihazlarıyla ise tam şarj yaklaşık 7.5 saatte tamamlanıyor. Şarj süresi ve menzil verimliliği, E-308’i günlük kullanım için pratik bir elektrikli araç haline getiriyor.
Sürüş Dinamikleri: Hassasiyet ve Stabilite
Peugeot E-308, hafif yapısı ve düşük ağırlık merkezi sayesinde üstün sürüş dinamikleri sunuyor. Alçak ağırlık merkezi, virajlarda dengeli bir tutuş sağlarken hassas direksiyon tepkileri, aracın manevra kabiliyetini artırıyor. Üç farklı sürüş modu (Eco, Normal, Sport) sayesinde aracın karakteri sürücünün ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Sport modu, E-308’e daha çevik bir yapı kazandırırken, Eco modu enerji tasarrufuna odaklanıyor.
Teknik Özelliklerle Zenginleştirilmiş İç Mekân
Peugeot E-308’in iç mekânı, sürücü ve yolcu konforunu artıran birinci sınıf detaylarla donatılmış. Teknoloji ve ergonominin kusursuz birleşimi olan i-Cockpit, sürüş deneyimini tamamen yeni bir seviyeye taşıyor.
10 inç Dijital Gösterge Paneli: Batarya durumu, şarj bilgileri ve hız gibi tüm detayları net bir şekilde sunuyor.
10 inç Dokunmatik Multimedya Ekranı: Apple CarPlay ve Android Auto entegrasyonuyla hem eğlence hem de bilgiye anında erişim sağlıyor.
Geri Dönüştürülmüş Malzemeler: Çevre dostu döşemeler ve iç tasarım detayları, aracın sürdürülebilir kimliğini destekliyor.
Isıtmalı Koltuklar: Konforu artırarak soğuk havalarda bile keyifli bir sürüş sağlıyor.
Güvenlik Teknolojileri: Üst Düzey Koruma
Peugeot E-308, ileri teknoloji güvenlik özellikleriyle donatılmış. Şehir içi ve uzun yolculuklarda sürücünün ve yolcuların güvenliğini en üst seviyeye çıkarıyor.
Adaptif Hız Sabitleyici: Trafik yoğunluğunda otomatik hız ayarı yaparak konforlu bir sürüş sağlar.
Şerit Takip Asistanı: Şeritten çıkmayı engelleyerek güvenliği artırır.
360 Derece Kamera Sistemi: Dar alanlarda ve park esnasında kolaylık sağlar.
Otomatik Acil Frenleme: Olası kazaları önlemek için hızlı tepki verir.
Elektrikli Araç Avantajları: Sıfır Emisyon ve Düşük İşletim Maliyeti
E-308’in elektrikli motoru, sessiz çalışma ve sıfır emisyon hedefiyle çevre dostu bir çözüm sunuyor. Elektrikli sürüş, yalnızca çevreyi korumakla kalmıyor, aynı zamanda düşük bakım maliyetleri ve enerji tasarrufu sayesinde ekonomik bir seçenek oluşturuyor. Peugeot’nun yaygın şarj ağı desteği, şarj işlemlerini kolaylaştırarak günlük kullanımda avantaj sağlıyor.
Sonuç: Peugeot E-308 ile Elektrikli Geleceği Deneyimleyin
Peugeot E-308, kompakt hatchback segmentinde güçlü bir elektrikli alternatif olarak öne çıkıyor. Şık tasarımı, gelişmiş teknolojisi ve üstün sürüş performansıyla hem estetik hem de sürdürülebilirlik arayanlar için ideal bir seçim.