Connect with us

Otomotiv

Yeni Mercedes-Benz GLC, Türkiye’de satışa sunuldu

Haziran ayında gerçekleşen dünya lansmanında tanıtılan yeni Mercedes-Benz GLC Türkiye’de yollara çıkıyor.

Tamamen yenilenen ve daha dinamik bir karaktere bürünen yeni GLC Türkiye’de GLC 220 d 4MATIC motor seçeneğiyle satışa sunuluyor.

Yeni GLC’nin başlangıç fiyatı ise 3.407.500 TL olarak belirlendi.

Haziran ayında gerçekleşen dijital dünya lansmanıyla tanıtılan Mercedes-Benz SUV ailesinin en dinamik üyesi yeni GLC, Türkiye yollarına çıkmaya hazır. Her ayrıntısı ile modern, sportif ve lüks bir SUV karakteri ortaya koyan yeni GLC’nin benzersiz gövde orantıları, dikkat çekici yüzeyleri ve büyük bir özenle şekillendirilen kaliteli iç mekanı ilk anda hemen göze çarpıyor. Yeni GLC, hem şehir içi asfalt yollarda hem de arazide her zaman üstün performans ve sürüş konforu sunuyor. İlk defa sunduğu arka aks yönlendirme sistemi ise manevra kabiliyetini ve sürüş güvenliğini daha da ileriye taşıyor.

Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Şükrü Bekdikhan; “Mercedes-Benz olarak duyusal sadelik tasarım felsefemizi sürdürüyoruz. Yeni GLC de bütün SUV portföyü modellerimiz gibi duyguları harekete geçiriyor. Dinamik sürüş keyfi, modern tasarımı ve off-road detaylarına sahip MBUX ve Artırılmış Gerçekliğe Sahip Navigasyon gibi özellikleriyle yeni GLC’nin hem macera tutkunları hem de ailelerde merak uyandıracağına eminim. Ayrıca yeni GLC, asfaltta üstün yol tutuş ve sürüş dinamikleri ve arazide üstün performans gibi tüm Mercedes-Benz SUV araçlarına özgü özelliklere de sahip” dedi.

Yeni GLC’nin yüksek standartları her ayrıntıda kendini gösteriyor. Yeni nesil MBUX (Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi) bilgi-eğlence sistemi, onu daha dijital ve akıllı hale getiriyor. Gösterge paneli ve medya ekranındaki canlı görüntüler, araç ve konfor işlevlerini kontrol etmeyi kolaylaştırıyor. İki ayrı ekran ile yapılandırılmış yeni nesil MBUX net bir bilgi sunumu ile bütünsel, estetik bir deneyim sunuyor. Tam ekranda navigasyon, sürücüye mümkün olan en iyi rota yönlendirmesini sağlıyor. Ayrıca navigasyon için MBUX Artırılmış Gerçeklik opsiyonu da sunuluyor. Bir kamera, aracın ön bölgesini kaydediyor. Merkezi ekran hareketli görüntüleri gösterirken örneğin trafik işaretleri, yön tabelaları, şerit değiştirme önerileri ve ev numaraları gibi sanal nesneleri, bilgileri ve işaretleri de üst üste getiriyor.

“Hey Mercedes” akıllı sesli komut sisteminin öğrenme yeteneği, gelişmiş teknolojik algoritmalara dayanıyor. Sistem, kullanıcının istek ve tercihlerine göre kendini sürekli olarak uyarmasının yanı sıra önerilerde de bulunuyor.

Duyusal sadelik ve duyguları harekete geçiren tasarım

Yeni GLC, Mercedes-Benz SUV ailesinin bir üyesi olarak hemen kendini gösteriyor. Özenle şekillendirilen dış tasarımda yan gövde panelleri dinamik ve şık bir görünüm sunuyor. Yan gövde panelleriyle bütünleşengeniş çamurluklar zarafet ile arazi performansı arasında bir denge oluşturuyor.

AMG Tasarım Konsepti ile modern bir görünüm sunmakla kalmayan yeni GLC, gelişmiş bir aerodinamik verimlilik de sunan 20 inç jant seçenekleri ile sportif ve kendinden emin görünümünü destekliyor.

Yeniden tasarlanan iki parçalı arka aydınlatma grubu, üç boyutlu bir iç tasarıma sahip arka cephenin genişliğini vurguluyor. Krom görünümlü egzoz çıkışları ve krom tampon alt koruma kaplaması da sportif ve şık görünümü destekliyor.

İç mekan: Lüks, modern, konforlu

Ön konsol sade bir tasarıma sahip. Üst kısım, uçak motorlarını andıran türbin görünümlü  havalandırma çıkışlarıyla ikonik bir görüntü ortaya koyuyor. Alt kısımda uyumlu bir çizgi ile kavisli orta konsol ile bütünleşiyor. Sürücüye ait 12,3 inç büyüklüğündeki yüksek çözünürlüklü gösterge paneli havada yüzüyor gibi görünürken, 11,9 inçlik merkezi medya ekranı da yine orta konsolun üst kısmında havada süzülüyor gibi görünüyor. Tıpkı ön konsol gibi, bu ekran da hafifçe sürücüye dönük duruyor.

Yeni GLC’nin koltuk ve koltuk başlığı tasarımı, katmanlar ve konturlu yüzeylerle kabin içine ferahlık kazandırıyor. Yeni GLC, nappa görünümlü bel çizgisine sahip deri astarlı bir ön konsol ile sunuluyor. Alüminyum süslemelere sahip açık gözenekli kaplamaların kahverengi tonlardaki yeni yorumu ile açık gözenekli siyah ahşap kaplama gibi yenilikçi yüzeyler farklı opsiyonlarda kullanılıyor.

Boyut konsepti ve pratik detaylar: Günlük kullanım kolaylığı

Yeni GLC boyutlarıyla daha da dinamik ve güçlü bir SUV görünümünü sunuyor. 4.716 mm uzunluğu ile önceki modele göre 60 mm daha uzun ve 4 mm daha alçak. İz genişliği önde 6 mm (1.627 mm) ve arkada 23 mm (1.640 mm) artırıldı. Aracın genişliği ise 1.890 mm olarak kaldı.

Bagaj hacmi, daha büyük arka çıkıntıdan yararlanarak 70 litre artışla 620 litreye ulaşıyor. Bu, günlük sürüşün yanı sıra aile ile yapılan yolculuklarda veya eşya taşıma noktasında farklılık yaratıyor. EASY-PACK elektrikli bagaj kapağı standart olarak sunuluyor. Bagaj kapağı; kontak anahtarı, sürücü kapısındaki düğme veya bagaj kapağındaki kilit açma kolu kullanılarak açılabiliyor.

Boyutlar (öncüsü ile karşılaştırmalı)

GLC

Eski

Yeni

Fark

Dış boyutlar (mm)

Uzunluk

4.716

4.656

+60

Genişlik

1.890

1.890

  0

Genişlik, aynalar dahil

2.075

2.096

-21

Yükseklik

1.640

1.644

-4

Dingil mesafesi

2.888

2.873

+15

Bagaj hacmi, VDA (lt)

620

550

+70

İyileştirilmiş aerodinamik: 0.29 Cd’lik sürtünme katsayısı

Aerodinamik olarak en uygun konfigürasyonunda GLC, 0,29 Cd gibi gelişmiş bir sürtünme katsayısına ulaşıyor. Öncüsüne kıyasla (0,31 Cd) kaydedilen 0,02’lik iyileşme, bir SUV için kayda değer bir ilerleme. Aracın aerodinamik sürtünme ve rüzgar gürültüsü optimizasyonu, kapsamlı dijital akış simülasyonları (CFD) ve aeroakustik rüzgar tünelinde gerçek araçlarla yapılan testlerle gerçekleştirildi.

Konfor donanımları: Kapsamlı iyileştirmeler

ENERGIZING, daha etkili bir sürüş deneyimi için farklı konfor sistemlerini birleştiriyor. ENERGIZING Plus paketi, bir düğme dokunuşu veya sesli komutla konfor işlevlerini yedi adede kadar konfor programı üzerinden bir araya getiriyor. Sistem, örneğin yorgunluk anında canlandırıcı veya yüksek stres seviyesi durumunda rahatlatıcı olmak üzere iç mekanda uygun bir atmosfer yaratıyor.

AIR-BALANCE paketi de ENERGIZING Plus paketinin bir parçası. Kişisel tercihe ve ruh haline bağlı olarak iç mekanda özel koku deneyimi sunuyor. Tazeleyici iyonizasyonu, dış ve iç havanın filtrelenmesi sayesinde kabin içi hava kalitesi iyileştiriliyor. İsteğe bağlı ENERGIZING AIR CONTROL kabin içindeki hava kalitesini izliyor. Limit değerler aşıldığında klimayı hava sirkülasyonu moduna geçiriyor.

Yeni GLC, olarak yeni bir panoramik cam açılır tavanla sunuluyor. İnce tasarımlı destek kirişi çok daha geniş bir görüş sağlarken, stor perde sıcak günlerde kabin içi konforu destekliyor.

Motor: Elektrik destekli dört silindirli motor

Yeni GLC sadece dizel motor seçeneği ile sunuluyor. Güncel 4 silindirli FAME (Family of Modular Engines) motor ailesinden gelen motor entegre ikinci nesil marş jeneratörü (ISG) ile alt devirlerde motoru destekleyen yarı hibrit sisteme sahip.

Motoru destekleyen 48 Volt beslemeli ISG, süzülme, ek destek veya geri kazanım işlevleriyle önemli ölçüde yakıt tasarrufu sağlıyor. Bunun dışında ISG sayesinde motor çok hızlı ve konforlu bir şekilde çalışıyor. Böylece start-stop işlevi sürücü tarafından neredeyse algılanmadan işlevini yerine getiriyor.

Teknik özellikler:

GLC 220 d 4MATIC

Hacim

cc

1.993

Güç, d/d

HP/kW

197/145, 3.600

Ek güç (boost etkisi)

HP/kW

23/17

Maksimum tork, d/d

Nm

440, 1.800-2.800

Ek tork (boost etkisi)

Nm

200

Karma yakıt tüketimi (WLTP)

lt/100 km

5,9-5,2

Karma CO2 emisyonu (WLTP)1

gr/km

155-136

Hızlanma 0-100 km/s

Sn

8,0

Maksimum hız

km/s

219

 

Süspansiyon: Çevik ve güvenli

GLC’nin dinamik süspansiyon sistemi; önde yeni dört kollu süspansiyon ve yardımcı şasiye monte edilen çok kollu bağımsız arka süspansiyondan oluşuyor. Standart süspansiyon, gelişmiş sürüş ve gürültü konforu, üstün yol tutuş ve sürüş keyfi sunuyor. Off-road Engineering Paketi ile birlikte AIRMATIC havalı süspansiyon ve arka aks yönlendirmesi devreye giriyor. Ayrıca aracın yüksekliğini 20 mm arttıran ve önde alt koruma ve gövde altı koruması bulunan Off-road Engineering Paketi de sunuluyor. AMG dış tasarım konsepti ile spor süspansiyon sunuluyor.

Yeni GLC, opsiyon olarak sunulan ve 4,5 dereceye kadar açı yapabilen arka aks yönlendirme ve daha direkt direksiyon oranına sahip ön aks ile son derece çevik sürüş özellikleri sunuyor. Arka aks yönlendirme ile dönüş çapı 80 cm azalarak 11,0 metreye düşüyor.

60 km/s’den daha düşük hızlarda, arka tekerlekler ön tekerleklere zıt yönde, park ederken, ön aks tekerlek açısına 4,5 dereceye kadar ters yönde dönüyor. Bu özellik sürüş koşullarına bağlı olarak dingil mesafesini sanal olarak kısaltıyor ve daha çevik sürüş özelliklerini beraberinde getiriyor. 60 km/s ve üzerindeki hızlarda arka tekerlekler ön tekerleklerle 4,5 dereceye kadar aynı yöne dönüyor. Bu sanal olarak dingil mesafesi arttırarak yüksek hızlı sürüşlerde daha kıvrak ve dengeli sürüş özellikleri sağlıyor.

 

 

Güncel sürüş destek sistemleri: Sürücüyü destekliyor

En güncel Sürüş Yardım Paketi yeni ve ek işlevler içeriyor. Destek sistemleri, bir tehlike anında yaklaşan çarpışmalara yanıt verebiliyor. Birkaç gelişmiş özellik, sürüşü daha da güvenli hale getirebiliyor. Aktif Mesafe Yardımcısı DISTRONIC, artık 100 km/s (önceden 60 km/s) hıza kadar yolda duran araçlara tepki verebiliyor. Aktif Direksiyon Yardımcısı, 360 derecelik kamera ile şerit algılama işlevi örneğin bir acil durum şeridi oluşturma avantajı sunuyor

Gelişmiş park sistemleri: Düşük hız desteği

Park yardımcıları, daha güçlü sensörler sayesinde manevra yaparken sürücüyü daha iyi destekleyerek güvenlik ve konforu artırıyor. MBUX entegrasyonu sistemi daha sezgisel hale getiriyor ve ekran üzerinden görsel olarak destekliyor arka aks yönlendirmesi park asistanlarına entegre ediliyor ve sistem hesaplaması buna göre koordine ediliyor. Acil fren işlevleri, diğer yol kullanıcılarını korumaya yardımcı oluyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elektrikli Otomobiller

Honda 0 Serisi’nin yeni teknolojilerini tanıttı

Honda, tamamen elektrikli 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni teknolojileri Japonya’da gerçekleştirdiği basın toplantısı ile duyurdu. Honda’nın elektrifikasyon stratejisi ve karbon nötr hedefi kapsamında hayata geçirilen Honda 0 Serisi’ndeki toplam yedi modelin 2030 yılına kadar satışa sunulması planlanıyor. Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler sayesinde Honda, müşterilerine sürüş destek sistemleri ile daha güvenli, batarya yenilikleri ile daha verimli, dijital kullanıcı deneyimi ile mobiliteyi kolaylaştıran özellikleri bir arada sunmayı hedefliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması hedefleniyor.

Honda elektrifikasyon stratejisi kapsamında tamamen elektrikli Honda 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni nesil teknolojilerini Japonya’daki toplantısında tanıttı. Gerçekleştirilen “Honda 0 Teknoloji Toplantısı”nda yeni teknolojiler ve 0 Serisi’ne dair yaklaşımlar açıklanırken; Honda’nın elektrifikasyon ile ilgili global vizyonu vurgulandı. Karbon nötr hedefi kapsamında Honda, 2030 yılına kadar küçük, orta ve büyük boyutlu olmak üzere toplam yedi adet Honda 0 Serisi modelini satışa sunmayı hedefliyor. Honda 0 Serisi ile ilgili ilk önemli adımı, bu yılın başında gerçekleştirilen CES 2024’te Saloon ve Space-Hub isimli iki konsept modelini tanıtarak atmıştı. Serinin ilk seri üretim modelinin 2026 yılında satışa sunulması planlanırken; modelin tasarımının konsepte benzer olacağı ve serinin amiral gemisi olarak öne çıkacağı belirtiliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te ise Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması planlanıyor.

İnsan odaklı yaklaşımı temel alan Honda 0 Serisi, “İnce, Hafif ve Bilge” prensibi ile “Sıfır” felsefesi esasına dayanarak tasarlanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım; sanatsal tasarım, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), Nesnelerin İnterneti (IoT) ile araç içi yaşam alanı, sürüş keyfi ve elektrik verimliliği olmak üzere beş temel değeri kapsıyor.

Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler

Honda, yeni tasarım yaklaşımıyla elektrikli araçları yeniden şekillendiriyor. “İnce” prensibi, alçak profilli ve kısa çıkıntılara sahip tasarımlar kullanarak araçları hem estetik hem de daha konforlu hale getirmeyi amaçlarken; “Hafif” prensibi ise, daha dinamik bir sürüş deneyimi sunarken elektrik verimliliğini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor. Bu kapsamda Honda, ultra yüksek dayanımlı çelik kullanarak yeni bir elektrikli araç platformunu hayata geçirdi. Kompakt e-Aks ve ince batarya paketiyle birleşen bu yapı, araç içi alanın daha verimli kullanılmasına olanak tanıyor. Bu platform, ince batarya paketi ve kompakt e-Aks ile birleşerek, aracın ağırlık merkezini düşürüp dengeli ve dinamik bir sürüş sağlıyor. Yüzde 40 küçültülen e-Aks, daha kompakt bir yerleşim sunarak kabin alanını genişletiyor. Diğer yandan Honda’nın geliştirdiği aktif aerodinamik sistem, aracın hızına göre ön aero deflektörünü devreye sokarak hava direncini azaltıyor. Özellikle SUV gibi yüksek yapılı araçlarda enerji verimliliğini artıran bu yeni teknoloji, düz yolda da yüksek stabilite sağlıyor. Aynı zamanda Honda’nın yeni gövde rijitliği yönetimi ile virajlarda araç üzerindeki yük dağılımı optimize edilerek yol tutuşu ve sürüş keyfi artıyor.

Honda’nın gelişmiş üretim teknolojileri

Honda, elektrikli araç üretiminde ileri üretim teknolojileriyle öne çıkıyor. Batarya gövdelerinin üretiminde kullanılan yeni döküm teknolojisi sayesinde, parça sayısının önemli ölçüde azaltılması planlanırken; bu hamlenin üretim verimliliğini artırması amaçlanıyor. Böylelikle, farklı araç modelleri için esnek bir üretim süreci sunuluyor. Araç gövdesini hafifletmek için dünyanın ilk CDC birleştirme (metal kaplama) teknolojisini kullanan Honda, yüksek dayanımlı malzemelerle aracın ağırlığını azaltırken aynı zamanda güvenlik performansını artırıyor. Honda mühendisleri tarafından geliştirilen bu teknoloji sayesinde elektrikli araçların verimliliği yükseltilerek daha hafif ve dayanıklı araçlar üretilmesine olanak sağlanıyor. Ek olarak batarya paketlerinin montaj hattında kullanılan esnek hücre üretim sistemi, otomatik yönlendirmeli araçlar ile çalışarak üretim süreçlerini daha esnek hale getiriyor. Honda’nın yeni nesil gelişmiş üretim teknolojileri, farklı araç modellerine ve üretim hacimlerine uyum sağlanması ve verimlilik iddiası ile dikkat çekiyor.

Honda’nın akıllı teknolojilerle yükselen mobilite vizyonu

Honda’nın “Bilge” prensibi doğrultusunda, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), yeni nesil teknolojilere odaklanarak sürücülere güvenli ve sorunsuz bir mobilite deneyimi sunmayı amaçlıyor. Honda SENSING Elite donanıma sahip Legend modeli, Seviye 3 otonom sürüş özellikleri ile 2021 yılında satışa sunularak gelecek dönemin habercisi oldu. Honda 0 Serisi’ndeki seri üretim modeller de otonom sürüş özelliklerine sahip olacak ve otonom sürüş teknolojisini kablosuz güncellemelerle geliştirecek. Honda, uzun vadede bilgi birikimi ve tüketici deneyimleri ile akıllı teknolojileri geliştirerek yazılım tanımlı araçlar (SDV) üretmeyi hedefliyor. Bu yeni nesil araçlar, her müşteri için kişiselleştirilmiş çözümler sunarak kendilerini daha akıllı hale getirecek.

Honda, otomatik sürüş teknolojisini geliştirerek sürüş keyfini artırmayı ve enerji yönetimini optimize etmeyi hedefliyor. Gelecek nesil elektrikli araçlar, entegre sistemler ile sürücü ve araç arasında güçlü bir bağlantı kuracak; üç boyutlu sensörleri sayesinde daha kontrollü sürüş deneyimi sunulacak. Honda 0 Serisi, batarya ve termal yönetim teknolojilerini birleştirerek konforlu bir kabin ve pratik bir menzil sağlayacak. Son olarak Honda, dijital kullanıcı deneyimi (UX) geliştirerek kullanıcı stresini azaltmayı ve araç içi keyfi artırmayı amaçlıyor. Kişiselleştirilmiş sesli asistan ve görüntü tanıma teknolojisi, kullanıcılara optimize edilmiş öneriler sunarak mobilite deneyimini eğlenceli hale getirecek yenilikçi çözümlerle desteklenecek.

Continue Reading

Elektrikli Otomobiller

613 km Menzilli Hyundai Yeni IONIQ 5 Türkiye’de Satışa Sunuldu

Hyundai, yenilikçi özellikler ve tasarım gelişmeleri sunan ödüllü IONIQ 5 modelinin makyajlı versiyonunu Türkiye’de satışa sundu. Geliştirilmiş IONIQ 5, özellikle tasarımda, iç mekanda ve pil teknolojisinde bazı değişiklikleri sunuyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça beğenilen IONIQ 5, makyajlı versiyonla beraber dış tasarımda güncellenmiş ön-arka tampon ve yeni bir jant dizaynı ile dikkat çekiyor. Yeni IONIQ 5, bu değişikliklerle beraber bir önceki modele kıyasla 20 mm daha uzun.

Yeni IONIQ 5’in iç mekanı da modern konfor ve ileri teknolojiyi buluşturan yeniliklerle öne çıkıyor. Siyah çerçeveli ekranları, güncellenmiş hareketli orta konsolu ve yenilenen koltuk tasarımıyla konforun ve estetiğin mükemmel uyumunu en iyi şekilde sunuyor. Yeni IONIQ 5’de tasarımsal değişikliklerin yanı sıra yeni eklenen “Arka Silecek” ve “Projeksiyon Tipi LED Akıllı Ön Aydınlatma Sistemi (IFS)”, mevcut sürüş deneyimini ve konforu üst seviyeye çıkartmayı hedefliyor.

Tasarımsal değişikliklere ek olarak teknik açından da geliştirilen IONIQ 5’in batarya kapasitesi 58 kWh’den 63 kWh seviyesine yükseltilirken güç ise 125 kW (170 PS) olarak açıklanıyor. Tek elektrik motoru ve arkadan itiş sistemi ile satışa sunulan otomobil, WLTP verilerine göre bataryanın yüzde 100 dolu olduğu durumda ortalama olarak 440 km sürüş menzili sunuyor.

Yeni IONIQ 5’in şehir içi kullanımındaki menzili ise 613 km’ye kadar çıkabiliyor. Bu sayede araç bir önceki modele göre birleşik kullanımda yaklaşık yüzde 15 daha fazla menzil sunuyor. IONIQ 5’in 0-100 km/s hızlanması ise “Advance” donanım seviyesinde 8,5 saniye. Aracın ulaşabildiği maksimum hız da 185 km/s ile sınırlandırılmış.

Hyundai’nin E-GMP platformuyla üretilen Yeni IONIQ 5, 800 voltluk batarya sistemi sayesinde 350 kW ultra hızlı DC şarj cihazına bağlandığında yalnızca 18 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80 düzeyine şarj edilebiliyor. Bu altyapı sayesinde, WLTP normlarına göre IONIQ 5 kullanıcılarının 100 km menzil elde etmek için ultra hızlı şarj istasyonlarında yalnızca 5 dakika şarj etmeleri yeterli.

Hyundai, Yeni IONIQ 5 modelini Türkiye’de Advance donanım seviyesi ve 7 farklı dış renkle satışa sunarken aynı zamanda batarya garantisini de 8 yıl olarak veriyor.

 

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Yollardaki elektrikli araçların yüzde 80’i kaskolu

Sessiz ve çevre dostu olmalarıyla bilinen elektrikli araçların sayısı her geçen gün artıyor. Bu araçların kasko ve trafik sigortası durumunu  değerlendiren Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Balkır Demirkan, yeni çıkan modeller ve kullanıcı ilgisine paralel olarak penetrasyonun arttığını ifade etti.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) elektrikli araçların zorunlu trafik poliçesine uyguladığı yüzde 10’luk indirimin bilinirliğin artması yönünde fayda sağladığını fakat poliçe artışına katkı sunmadığını belirten Demirkan, “8 aylık rakamlara baktığımızda 20 milyon 131 bin aracın zorunlu trafik sigortası (ZTS) poliçesi bulunurken, 151 bin 679 elektrikli aracın ZTS poliçesi mevcut. Kaskoda ise 5 milyon 828 bin 712 aracın poliçe mevcutken, elektrikli araçlarda bu rakam 121 bin 390. Trafiğe çıkan elektrikli araçların tamamında zorunlu trafik sigortası yapılırken, kasko poliçesi tercih edenlerin oranı yüzde 80 seviyesinde.” diye konuştu.

Demirkan, son dönemlerde motosiklet sınıfına giren fakat kapısı ve direksiyonu olan elektrikli araçlar konusuna da değindi. Bu araçların satışının arttığını ve şehir içi trafiğe çıktığına dikkati çeken Demirkan, şunları kaydetti:

“Kayıtlı araç adetlerine bu araçlar da dahil oluyor. Kilovat nedeni ile poliçe zorunluluğu bulunmayan (Araç tipi ruhsat ve trafik tescilinde L6 ve benzerleri) bu araçların SEDDK tarafından zorunlu trafik sigortası kapsamı içerisinde yer almasının ve bu araçlara yüzde 10’luk indirim uygulamasının daha fazla fayda sağlayacağını düşünüyoruz.”

Demirkan kasko tarafında, sigorta şirketlerinin geçtiğimiz dönemde elektrikli araçlara yönelik ürün ve kampanyalar ile Togg gibi markalara yönelik altyapı hazırladıklarını ve bu doğrultuda poliçe üretimi yaptıklarını anlattı.

“Sektörümüz üretici firmalarla iş birliği içinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor”

Elektrikli araçların kaza yapma sıklığı ile hasar maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bu yıl poliçe fiyatlarının arttığını dile getiren Demirkan, şu bilgileri paylaştı:

“Fiyat kampanyaları azalmakla birlikte, kasko sigortalılık oranında bir gerileme görmüyoruz. Elektrikli araç sahiplerinin yüzde 80’inin kasko poliçesini geçen yıla göre daha yüksek fiyatlara rağmen yaptıkları anlaşılıyor. Elektrikli araçları çeken çekiciler özel donanımlı olmak zorunda ve bu ilave maliyetler getiriyor. Ayrıca elektrikli araçlarda elektronik ya da bilgisayar ağırlıklı sensörler ile kolayca yanabilen pil alt yapıları mevcut. Bu araçlarda meydana gelebilecek orta ve büyük hasarların neredeyse tamamında araç ya tamamen hasarlanıyor, yanıyor ya da pil nedeni ile onarımları mümkün olmuyor. Son olarak bu araçlara yetkili servis verilmesi konularında da ciddi alt yapı yetersizlikleri bulunuyor. Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük iki elektrikli araç markasının tam teşekküllü yetkili servisleri sadece büyük şehirlerde bulunuyor ve tarafımıza onarımlar konusunda sıkıntılarla birlikte ve kuyruk şikayetleri iletiliyor.”

Demirkan elektrikli araçlar ile ilgili en önemli teminatın, araçların özel araçlar ile çekilebileceği, üretimden kaynaklı hatalar ile elektromekanik zararların teminat dışında kalacağına ilişkin düzenlemeler olduğunu belirtti.

Diğer teminatları hatırlatan Demirkan, “Araç pillerindeki eskime ve yıpranma nedeniyle pil kapasitelerindeki azalmalarda yine poliçelerde tanımlanan teminatlardan olmuştu. Ayrıca elektrikli ve konvansiyonel araçların birçoğu artık otonom sürüş ve araç kontrollerini yapabilecek yazılımlar ile yüklü geliyor. Bu konuda yine poliçelerde sorumluluk hacker neticesinde olacak zararların üretici sorumluluğunda olacağı teminat notu ile poliçeler üretiliyor. Sektörümüz bu hasarların yönetimini onarım yerleri, muafiyet ve teminatların yeniden tanımlanması gibi adımlarla yönetmeye çalışıyor. Buna ek olarak sigorta şirketleri üretici firmalar ile konuşarak ağır hasarların onarımı konusunda işbirliği içerisinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor.” dedi.

“Elektrikli araçlarda sorumluluk konusundaki çalışmalar takip ediliyor”

Kaza veya arıza durumunda, sorumluluk konusunda elektrikli araçlarla ilgili özel bir düzenleme hala bulunmuyor. Otonom özellikleri olan, kendi yazılımları ile kaza önleme sistemi bulunan, yüksek teknolojili bu araçların sorumluluklarının arıza ve kaza durumundaki sorumlulukları dünyada da çalışma konusu olmaya devam ediyor.

Demirkan, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da elektrikli ve otonom araçların sorumluluğu konusunda çeşitli hukuki tartışmalar olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’nde bu konuda bazı direktifler ve düzenlemeler yapıldığını söyledi.

Avrupa Parlamentosu’nda otonom araçları da kapsayan yapay zeka kanununun geçen aylarda kabul edildiği ve taslağın direktif olarak yayımlanmasının beklendiğini anımsatan Demirkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yapay zeka kapsamında, otonom araçlardaki kod hataları, araç üreticisinin sensör ve üretim hatalarının tespiti, loglar ve bunların tespiti gibi konular ciddi tartışma ve çalışma konularıdır. Aynı zamanda araçların kullanım ve sürücü bilgilerine ilişkin veri sahipliği, kişisel veri işlenmesi konuları da tüm dünyada tartışılıyor. Bu konuda yine ülkemizde de birçok üniversite, araç üreticileri ile dağıtıcılarının çalışma yaptığını görüyoruz. Bu çalışmalar TSB tarafından yakinen takip edilmekte, somut gelişmeler oldukça değerlendirilmektedir.”

Demirkan, Türk sigorta sektörünün dünyada olduğu gibi oto sigortalarının dinamo etkisi ile gelişimini sürdürdüğünü ifade etti.

Dünyadaki birçok yeniliğin Türk sigorta piyasasında yer bulduğunu anlatan Demirkan, “Yeni nesil teknolojiler elektrikli araçlara hızlı entegre ediliyor. Türkiye’de oto sigortacılığı, kendine özgü düzenlemeleri olan, ürün, içerik, hizmet ve hasar yönetiminde dünyadaki birçok gelişmiş ülke uygulamalarının öncüsü ve değişikliklere çok hızlı adapte olarak rekabet edecek seviyededir. Sektörümüz 2 yıldır gündemimizde olan elektrikli ve otonom araçların yönetilmesi ile mobilite konularında global sektör oyuncularını takip etmenin yanı sıra Türk piyasa koşulları ve hizmet atmosferinde çözüm ve uygulamaları çok hızlı ortaya çıkarıyor.” değerlendirmesinde bulundu. ​​​​​​​

Continue Reading

Popüler