Genel
YENİLMEZ Geri Döndü: Yeni Toyota Hilux


Dünyanın en büyük otomotiv üreticilerinden olan Toyota’nın “Yenilmez” kimliği ile Hilux’u yeniden sahneye çıkardı. Kutuplardan volkanlara, çöllerden en zor arazi koşullarına kadar başarıyla yol aldı. Etkileyici yeni tasarımı, konforu ve üstün teknolojik donanımlarıyla bir şehir aracı olarak dikkat çeken Hilux yenilendi. Türkiye lansmanı dijital olarak gerçekleştirilen Hilux; yeni Invincible versiyonu ve çok daha geliştirilmiş araç dinamikleriyle birlikte 252.000 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu.
İlk kez tanıtıldığı 1968’den bu yana en çok tercih edilen pick-up unvanına sahip Hilux, her geçen nesil evrimleşerek efsane kimliğini sürdürürken segmentindeki standartları belirlemeye devam ediyor.
Bozkurt “Şimdi çok daha iddialıyız”
Yeni Hilux’ın lansmanında konuşma yapan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, pick-up segmentinin çok rekabetçi bir segment olduğunu belirterek “Hilux yenilmez ve durdurulamaz kimliği ile kendini kanıtlayan ve çok tercih edilen bir model. Yeni Hilux’ın güçlü duruşu ve konforuyla bu potansiyeli çok daha yukarıya taşıyacağına inanıyoruz. Avrupa’daki emisyon normlarına uyan Hilux ile bugüne kadar 52.155 adetlik satış gerçekleştirdik. Hayranlık uyandıracak Yeni Hilux için 2020 sonuna kadar 1000’e yakın, 2021 yılında ise 3.500-4.000 adetlik satış hedefimiz bulunuyor. Hafif ticari araç segmentinde Hilux ile yer alırken, gelecek yıl da CDV modelimiz olan Proace City’nin ürün gamımıza katılmasıyla hafif ticari araç pazarında iddiamızı güçlü bir şekilde ortaya koyacağız” dedi.


Pick-up segmentinin SUV pazarından da pay almaya başladığını sözlerine ekleyen Bozkurt “Yeni Hilux Invincible modelinde SUV’da bile olmayan özellikler var. SUV kitlesinden pick-up’a doğru bir kayma yaşanacaktır. Şehirde de SUV konforunu Hilux’ta hissedenler günlük kullanım için bu modelimizi tercih edeceklerdir. Bu amaçla tasarımının yanı sıra yüksek konforu ve donanımlarıyla dikkat çeken Yeni Hilux’ların yüzde 70’lere yakını üst donanımlı Invincible ve High-Cruiser versiyonlarından oluşacaktır. Perakende satışlarda ise Invincible versiyonu satışlarımızın yüzde 50’den fazlasını oluşturacaktır.” şeklinde konuştu.



Daha güçlü görünen tasarım
Hilux, her zaman ilk bakışta kendisini gösteren tasarımını ileriye taşıyarak çok daha “güçlü” görüntüsüyle dikkat çekici hale geldi. Ön tampon, ön ızgara, LED farlar yeniden tasarlandı ve LED ön sis farlar da aracı daha şık hale getirdi. Hilux’ın etkileyici dış tasarımı, LED arka stop lambalarıyla tamamlandı.
Hem şehir içerisinde hem de arazide etkileyici bir tarz sunan Hilux, yeni 18 inç alüminyum jant tasarımlarıyla daha göz alıcı bir görünüme sahip oldu. Yeni Hilux’ta, mevcut renk seçeneklerine Egzotik Kırmızı, Safir Mavi ve Güz Bronzu olmak üzere üç yeni alternatif daha eklendi.


Tüm Hilux’larda etkileyici standartlar
Toyota, yenilenen Hilux modelini Adventure, Hi-Cruiser ve Invincible olmak üzere 3 farklı donanım seviyesiyle satışa sunuyor. Hi-Cruiser ve Invincible donanım seviyeleri; premium LED farlar, LED arka stop lambaları, 18 inç alaşım jantlar gibi özelliklerle öne çıkıyor. Bununla birlikte her donanım seviyesinde 8 inç dokunmatik ekran, ön ve arka park sensörleri standart olarak yer alıyor. Geliştirilmiş 8 inç ekrana sahip multimedya sistemi, daha hızlı bir yazılım ve ekran tepkileriyle araç içi deneyimi ileriye taşırken; Apple CarPlay ve Android Auto akıllı telefon entegrasyonlarına uyumla hale getirildi. Güncellenmiş kabinde, yeni sürücü göstergesi tasarımı ve her türlü sürüş koşulunda rahatlık sağlayan mekanik düğmelerin kombinasyonuyla kolay bir kullanım elde edildi.



Sofistike Invincible Versiyonu
Ürün gamının en üstünde yer alan Invincible versiyonu ise her şartta konfor ve şıklıktan ödün vermek istemeyenler için özel olarak tasarlandı. Hilux’ın yüksek arazi kabiliyeti, Invincible ile birlikte en yüksek donanım özellikleriyle kombine ediliyor. Bu yeni versiyon, Hilux’ın güçlü ve maceracı yanıyla “Yenilmez” kimliğini vurguluyor.
Invincible versiyonu, dış ve iç tasarımıyla diğer versiyonlardan ayrılırken; aynı zamanda birçok konfor özelliğiyle de donatıldı. Bu versiyonda modele özgü LED far tasarımı, 18 inç siyah alüminyum alaşımlı jantlar, farklı ön tampon, koyu gri tampon altı koruma ve dış aynalar, mat siyah arka kasa roll-bar, siyah boyalı sürgülü kapak, modele özgü çamurluk üst koruyucu ve koyu gri arka tampon gibi farklılıklar yer alıyor.


Invincible’ın kabininde ise diğer versiyonlara ek olarak deri koltuk döşemesi, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon simidi, elektrikli ayarlanabilir ön sürücü koltuğu, segmentinde tek olan 9 hoparlörlü JBL Premium ses sistemi, mat gri detaylar ve kapı içlerindeki ambiyans aydınlatmaları öne çıkıyor. Bununla birlikte Hilux’ın Invincible versiyonunda özel anahtar tasarımı da dikkat çekiyor.


Gelişmiş araç dinamikleri
Toyota, yenilenen Hilux ile araç dinamiklerinde ileriye doğru bir adım daha atmayı başardı. Efsanevi araçta off-road kapasitesi artırılırken, sürüş konforunu geliştirmek adına da bir çalışma gerçekleştirildi. Süspansiyonda yapılan geliştirmelerle birlikte daha konforlu bir sürüş elde edildi. Hilux’ın süspansiyonu, tümseklerden veya bozuk yollardan geçerken darbeyi daha iyi emiyor ve içeride sarsıntısız bir sürüş sağlıyor. Hilux’ta daha iyi sürüş kalitesi ve konfor adına süspansiyonun yanı sıra direksiyon sisteminde de geliştirmeler yapılarak daha akıcı bir sürüş karakteri elde ediliyor.



Hilux’ın 4×4 versiyonlarında sunulan aktif elektronik çekiş kontrol sistemi A-TRC, üst versiyonlarda ek özelliğin geliştirilmesi ile araç 4×2 moduna alındığında da aktif hale gelebiliyor. Böylelikle şehiriçi kullanımlarda da daha güvenli viraj dönüşü ve daha az yakıt tüketimi sağlıyor. 450 kg artan kapasiteyle 3.5 tonluk römork çekme kapasitesi ise yeni Hilux her türlü beklentiyi aşmayı başarıyor. Bununla birlikte Hilux’ta elektronik fren donanımları arasında Yokuşta Kalkış Destek Sistemi ve Eğim İniş Kontrol Sistemi gibi özellikler de yer alıyor.


Hilux, teknik donanımının yanı sıra tasarım olarak da zorlu koşulların üstesinden gelmek üzerine tasarlandı. 29 derecelik yaklaşma ve 27 derecelik uzaklaşma açısıyla birlikte Hilux, 310 mm’lik sürüş yüksekliğine sahip. Maksimum su geçiş derinliği kapasitesi ise 700 mm.
5,325 mm uzunluğa, 1,900 mm genişliğe (versiyona göre 1,855 mm) ve 1,815 mm yüksekliğe sahip Hilux’ın 3,085 mm dingil mesafesi bulunuyor.


Hilux’ın tüm versiyonlarında 2.4 litrelik dizel motor seçeneği sunuluyor. 6 ileri manuel ve 6 ileri otomatik şanzımanla eşleştirilebilen motor, 150 HP güç ve 400 Nm tork üretebiliyor.


Güvenlikten ödün vermeyen pick-up
Hilux tatmin edici konfor ve arazi özelliklerine ek olarak aktif ve pasif güvenlik sistemlerinden de ödün vermedi. Hilux’ın her modelinde sürücü ve yolcu ön/yan hava yastıkları, ön ve arka yolcular için perde hava yastıkları, sürücü diz hava yastığı olmak üzere 9 hava yastığı standart olarak sunuluyor. Bununla birlikte Acil Fren Uyarı Sistemi (EBS), Araç Denge Kontrol Sistemi (VSC), Bozuk Yol Gövde Hareket Kontrol Sistemi, Yokuşta Kalkış Destek Sistemi (HAC), Römork Savrulma Kontrol Sistemi (TSC) ve Eğim İniş Kontrol Sistemi (DAC) gibi özellikler de standart olarak araçta yer alıyor.



Hi-Cruiser ve Invincible versiyonlarında segmentinin en iyisi Toyota Safety Sense özellikleri ile beraber Yaya ve Bisikletli Algılama Özellikli Ön Çarpışma Önleyici Sistem (PCS), Şerit Takip Sistemi (LDA) ve Adaptif Hız Sabitleme Sistemi (DRCC) özellikleri bulunuyor.
Genel
Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor


Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.
Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.
Temel Teknolojilerde İlerleme
Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:
- Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
- PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.
Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.
Gelişmiş Üretim Platformu
Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.
Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.
Hidrojen Ekosistemini Genişletmek
Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.
Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.
Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.
Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.
Genel
Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!


Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.
Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.
Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket
Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”
Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”
Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”
Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Genel
Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı


Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.
Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.
Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk
Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.
Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.
Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.


An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.
Sınırları Zorlayan Verimlilik
Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.
Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.
Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.
Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart
Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.
Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri
PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.
Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim
Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.
Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri
Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.
-



Otomotiv3 ay önceTurka’dan araç muayenede yeni dönem için ilk imza
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceHotomobil Tesla Cybertruck için Tasarladığı Cyberglad Modelinin Avrupa Lansmanını “Caravan Salon Düsseldorf” Fuarı’nda Gerçekleştiriyor
-



Elektrikli Araçlar3 ay önceTogg, Münih’te IAA Mobility 2025’te yerini alıyor
-



Şarj Sektörü3 ay önceWATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı
-



Otomotiv Sektörü3 ay önceHyundai Motor Türkiye’den Gençlik Kampı
-



Yeni Modeller3 ay önceElektrikli Lüksün Yeni Temsilcisi: Mercedes-Benz Yeni GLC
-



Elektrikli Otomobiller3 ay önceYeni BMW iX3 ve MINI JCW , IAA Mobility 2025’te Tanıtılacak
-



Otomobil3 ay önceHyundai Motor Türkiye’de Yeni Dönem: Online Satış Sistemi Başlıyor














