Connect with us

Genel

BiTaksi ve Fiat’tan Virüsle Mücadelede Örnek İş Birliği

BiTaksi ve Fiat, Yeni Tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı toplum sağlığını korumak için güçlerini birleştirerek, Türkiye’deki ilk ‘Kabinli Taksi’ projesini hayata geçirdi. Dünyada ilk kez bir mobil uygulamanın ve otomobil markasının iş birliğiyle gerçekleşen proje kapsamında, hem yolcu hem de sürücülere güvenli ve izole yolculuk imkanı sağlanmış oluyor.

   Tofaş Ar-Ge Merkezi’nde, sürücüleri ve yolcuları virüsten koruyacak özel bir izolasyon sistemi geliştirildi. Buna göre, aracın sürücü ve yolcu bölümlerini birbirinden tamamen ayıran panel, bağımsız hava filtreleriyle destekleniyor. Böylece, klima sistemindeki hava alışverişi de filtrelenmiş oluyor. Kullanılan filtre, 0,05 mikron boyutunda mikroorganizmaları ve partikülleri tutabildiğinden, 0,10 mikron boyuta sahip Kovid-19 virüsünün de geçişine engel oluyor. Üzerindeki aktif karbon ve organik katmanlar sayesinde de alerjen ve mikroorganizmaların geçiş riskini minimize ediyor.  BiTaksi’nin online ödeme seçeneği ile teması sıfıra indirdiği sistem ile kullanıcılar, BiTaksi ana ekranındaki, ‘Kabinli’ seçeneği üzerinden ‘BiTaksi Gönder’e tıkladıklarında en yakındaki Kabinli Egea ile seyahat edebilecek.

Altan Aytaç & Kaan Sancaklı

BiTaksi ve Fiat, koronavirüs salgınına karşı toplum sağlığını korumak için güçlerini birleştirerek Türkiye’deki ilk ‘Kabinli Taksi’ projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda, BiTaksi’nin talepleri ve Tofaş Ar-Ge’nin çalışmalarıyla hayata geçirilen kabinli taksi ile sürücüleri ve yolcuları virüs bulaşma riskinden  korumaya yönelik özel bir sistem oluşturuldu.

Kaan Sancaklı: “Kabinli Taksi Toplumsal Fayda Sağlayacak”

Yeni normale geçiş sürecinde halkın endişesine kulak verdiklerinin altını çizen BiTaksi Genel Müdürü Kaan Sancaklı; “BiTaksi olarak, 2013 yılından bu yana taksi sürücüleri ve yolcuları bir araya getiriyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana 35 milyon yolculuğa dijital ev sahipliği yaptık.

Yeni normale geçiş sürecinde halkımızın endişesi halen devam ederken, yolculuk yapmaktan çekinen pek çok kişi var. Öte yandan günde yaklaşık 800 bin yolculuğa ev sahipliği yapan taksi sektörü hem yolculuk sayısında hem de ekonomik olarak büyük bir durgunluğa girdi. Bu sektöre emek veren pek çok kişi de bu durgunluktan büyük ölçüde etkilendi.

Bu nedenle, tüm dünya olarak içinden geçtiğimiz bu zorlu günlerde toplumsal fayda sağlayacağına inandığımız Kabinli Taksi projemizi hayata geçirmek için Fiat ile bir araya geldik. Dünyada ilk kez bir mobil uygulamanın ve otomobil markasının iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz projemiz kapsamında, hem yolcu hem de sürücülere güvenli ve izole yolculuk imkanı sağlanmış oluyor” dedi.

Egea Kabinli Taksi’de temas yok, fiyat farkı yok!

Sancaklı; “Projemiz kapsamında, Tofaş Ar-Ge Merkezi tarafından, Fiat Egea araçlarla uyumlu ve kolayca monte edilebilen bir panel üretildi.  Bu panelin yer aldığı Egea Kabinli Taksiler ile daha güvenli bir yolculuk sunarak vatandaşlarımızın ve her gün onbinlerce yolculuğa ev sahipliği yapan BiTaksi kullanan sürücülerin hayatlarını kolaylaştırmayı hedefliyoruz” dedi.

Bu panel sayesinde;

  • Üst seviye izolasyon ile yolcu ve sürücünün daha güvenli yolculuk yapmasına olanak sağlanıyor.
  • Yolcular, BiTaksi’nin kartla online ödeme seçeneği ile teması sıfıra indirebiliyor.
  • Hem sürücü hem de yolculara ‘Sessiz Yolculuk’ sağlıyor.
  • Taksi ekosisteminde, özellikle sürücüler tarafından güvenlik amacıyla uzun yıllardır talep edilen kabin modelinin ilk adımı olma özelliği taşıyor.

Proje çerçevesinde yolcular, BiTaksi uygulamasının ana ekranından, ‘Kabinli’ seçeneğini seçtiklerinde ve ‘BiTaksi Gönder’e tıkladıklarında en yakındaki Kabinli Taksi yolculara ulaşacak. Kabinli Taksi ile ilgili detaylı bilgiye ana ekranda bulunan (i) simgesinden ulaşılabilecek. Üstelik ‘Kabinli Taksi’lerin sarı klasik taksiler ile herhangi bir fiyat farkı bulunmuyor. Proje kapsamında ilk 100 araç için panel montajı BiTaksi tarafından gerçekleştirildi. Bu 100 araç bugün itibarıyla İstanbul’da hizmete başladı.

Aracını Kabinli Taksi’ye çevirmek isteyenler…

BiTaksi’nin Ataşehir ve Kağıthane’de bulunan sürücü ofislerinden saha &  operasyon ekipleri, sürücülerle proje ile ilgili detaylı bilgileri paylaşıyor. Ek olarak, sürücü uygulaması üzerinden bildirimler göndererek projeyi anlatan BiTaksi, dileyenleri Fiat tarafından belirlenen yetkili servislere yönlendiriyor. Yetkili servislerle montajın tamamlanmasının ardından, BiTaksi’ye araç plakası ve Fiat tarafından verilen sertifika ile birlikte bilgi verilmesi gerekiyor. BiTaksi ekipleri ilgili araçları ‘Klasik Taksi’ kategorisinden ‘Kabinli Taksi’ kategorisine taşıyarak işlemi tamamlıyor. Böylece aracını ‘Kabinli Taksi’ye dönüştüren sürücüler koronavirüs dolayısıyla tercih sebebi olmanın yanı sıra izole, güvenli bir şekilde çalışmaya ve gelirlerine katkı sağlamaya devam edebiliyor.

 

Altan Aytaç: “Toplum sağlığına katkı sağlayacak hızlı çözümler üretmeyi sürdürüyoruz”

Altan Aytaç & Kaan Sancaklı

Düzenlenen ortak basın toplantısında projeyle ilgili bilgiler veren Fiat Marka Direktörü Altan Aytaç, “Fiat markası olarak amacımız konfor, tasarım ve teknolojiyi herkes için ulaşılabilir kılmak. Yaşadığımız bu sıra dışı süreçte, yetkinliklerimizi ve gücümüzü topluma ve müşterilerimize fayda yaratmaya yönelttik. Müşterilerimizin yanında olduk. Bu dönemde devreye aldığımız pek çok uygulamanın ardından BiTaksi ile yine toplum sağlığına katkı sağlayacak özel bir çözüm geliştirmiş olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Pandemi döneminde artan sosyal mesafe gerekliliği ve ulaşımda izole olma ihtiyacının da etkisiyle otomobile talebin arttığını gözlemliyoruz. Bu bakış açısıyla bize ulaşan BiTaksi’nin talebiyle, taksi yolcuları ve sürücülerini virüsten koruyacak kabin sistemini oluşturduk. Tofaş Ar-Ge Merkezi’nde geliştirilen kabin izolasyon sistemimiz,  titiz bir güvenlik anlayışı ile piyasadaki uygulamalardan farklı olarak sürücü ve yolcuyu koruyacak, teması en aza indirecek çözümler içeriyor. Örneğin, izolasyonu sağlayan panelin üst kısmında kullanılan PETG malzeme sürücü ve yolcu güvenliği düşünülerek ve gerekli testlerden geçirilerek tercih edildi. Panelin alt ve üst kısımları, araç tasarımına göre formlara sahip. Bu formlar parçaların araç ile uyumunu sağlamak amacıyla tasarlandı ve özel olarak üretilen kalıplarda oluşturuldu. Ergonomik tasarımımız bu formlar sayesinde sürücünün ve arka koltuktaki yolcunun rahat seyahat edebilmesi için optimum oturma ve diz mesafesini sunuyor.

 

Panel tasarımımız, direkt hava temasını kesecek şekilde aracın ön ve arka kısmını tamamen ayırıyor. Bu ayrımla birlikte yolcunun aracın klimasından da faydalanabilmesi ve konforlu yolculuk edebilmesi için panelin üzerine özel tasarım bir hava dağıtıcısı yer alıyor. Tercihe bağlı olarak hava, özel bir koruyucu filtreden geçerek arka bölüme ulaşıyor. Kullanılan filtre, 0,05 mikron boyutunda mikroorganizmaları ve partikülleri tutabilmektedir. Kovid-19 boyutu ise 0,10 mikrondur ve filtrenin tutabildiği boyutlardadır. Filtre, üzerindeki aktif karbon ve organik katmanlar sayesinde, alerjen ve mikroorganizmaların geçiş riskini minimize etmektedir” diye konuştu.

Türkiye’nin En Çok Tercih Edilen Otomobili Egea dayanıklılığı ve konforu ile büyük ilgi görmeye devam ediyor

Üç farklı gövde tipiyle pazarda yer alan Egea model ailesinin, farklı donanım versiyonlarıyla, “İyi bir otomobile sahip olmak herkesin hakkı” mottosuna uygun olarak; pek çok farklı kesime hitap ettiğinin altını çizen Altan Aytaç, “Küresel ölçekte dayanıklılık ve fiyat fayda dengesi ile ödüllendirilmiş olan Egea, lansmanı yapıldığı günden bu yana dört yıldır üst üste Türkiye’nin en çok tercih edilen otomobili. Egea, taksi sürücüleri açısından da dayanıklılıkta rüştünü ispatlamış bir model. Zira yoğun çalışma temposunda yılda 100-150.000 km yol yapan taksi kullanıcıları ve sahipleri, aracın genel dayanıklılığı, sağladığı konfor ve kullanışlılığının yanı sıra, sahip olduğu ekonomik ve yüksek performanslı multijet motorla da yıllardır Fiat markasına ve Egea modelimize büyük ilgi gösteriyorlar. Taksi kullanımında en çok tercih edilen versiyonumuz Egea’nın Easy donanım seviyesi. Bu yüzden de kabin üretimi ve kullanımı için önceliği bu donanım  seviyesine verdik. Öte yandan, diğer donanım versiyonlarımız için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Koruma panellerinin  montajını, yetkili servislerimizde Fiat güvencesiyle yapacağız. Ayrıca sadece İstanbul ve Ankara’da değil, tüm Türkiye’deki ihtiyaç duyan Egea sahipleri,  Fiat bayi ve yetkili servislerine giderek bu koruma panellerini satın alıp otomobillerine montajını yaptırabilecekler. Fiyatlandırmamız ise KDV ve montaj işçiliği dahil 2 bin 500 TL olacak” bilgisini verdi.

 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Hyundai Hidrojen Yakıt Hücresi İçin Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek.

Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek.

Temel Teknolojilerde İlerleme

Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor:

  • Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.
  • PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır.

Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir.

Gelişmiş Üretim Platformu

Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor.

Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak.

Hidrojen Ekosistemini Genişletmek

Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek.

Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor.

Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor.

Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor.

Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı.

Continue Reading

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler