Connect with us

Genel

Geleceği Bugünden Yaşatan Ford, En Yeni Elektrikli Araçlarını Dijital Autoshow’da Görücüye Çıkardı

Ford, bu yıl pandemi koşulları nedeniyle 14-26 Eylül tarihleri arasında ilk kez dijital olarak gerçekleşecek, “Autoshow: 2021 Mobility” fuarında en yeni elektrikli ve hibrit modellerini görücüye çıkardı. Bugün ve gelecek arasındaki farkı kapatarak, geleceği bugünden yaşatmayı amaçlayan marka, ikonik modellerinin en yeni elektrikli versiyonlarının da ilk defa Türkiye’de yer aldığı 10 araç ile Dijital Autoshow’da otomobil severlere sıra dışı bir deneyim yaratıyor.

Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, etkinlikle ilgili “Bugün Autoshow’da sunduğumuz araçlarımız, daha sürdürülebilir motor teknolojilerine, otonom ve bağlantılı özelliklere sahip, Ford’un gelecek vizyonunu yansıtan modeller. Geleceği, Ford teknolojileri ile ‘gerçeğe’ dönüştürürken, bu heyecan verici dönüşümü herkese deneyimletmek, Ford’un en yeni modellerini, yeni nesil teknolojileri ve ‘geleceği’ müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

‘Geleceği Bugünden Yaşa’söylemiyle otomotiv sektöründe yeni bir dönemin kapılarını aralayan Ford, geleceğin teknolojileri ile donatılan en yeni otomobillerini, bu yıl 14-26 Eylül tarihleri arasında, ilk kez dijital olarak gerçekleştirilen “Autoshow 2021 Mobility” fuarında sergiliyor.

Mach-E

Ford için yeni bir elektrikli dönemin başlangıcını sembolize eden, yepyeni ve tamamen elektrikli Mustang Mach-E, ticari işletmeler ve filo müşterileri için heyecan verici bir yolculuğun başlangıcı, tam elektrikli ilk Transit olan E-Transit‘in yanı sıra retro stili, etkileyici arazi yetenekleri ile dünya çapında ses getiren Ford Bronco gibi modeller etkinlikte otomobil severlerin beğenisine sunuluyor. İleri sürüş destek teknolojileri, Sync4 iletişim ve eğlence sistemi gibi en yeni teknolojilere sahip araçlarını ilk kez görücüye çıkaran Ford, ayrıca SUV&Crossover segmentinin öncü modelleri Kuga ST-Line, Puma ST-Line, Ecosport ST-Line’ın yanı sıra Focus 4K Titanium, Ranger Wildtrak ve Ranger Raptor da Dijital Autoshow’da sergiliyor.

Puma

Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, etkinlikle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:

“Otomotivde gelecek ve gerçek arasındaki boşluk kapanırken, Ford olarak geleceği bugünden yaşamaya yönlendiren teknolojiler ile gelecekle gerçeği buluşturuyoruz. Bugün dijital Autoshow’da sunduğumuz araçlarımız, daha sürdürülebilir motor teknolojilerine, otonom ve bağlantılı özelliklere sahip, Ford’un gelecek vizyonunu yansıtan modeller. En ileri teknolojilere sahip araçlarımızı, elektrifikasyonda öncü modellerimizi ve geleceğe dair heyecan duyduğumuz en yeni teknolojileri, otomobil tutkunlarının beğenisine sunuyoruz. İkonik Mustang’in ilk yepyeni ve tamamen elektrikli, 335 ile 600km arası menzil imkanı sunan versiyonu Mustang Mach-E, bu dönüşümün en önemli göstergesi niteliğinde. Diğer yandan Türkiye’de üretilecek, ilk tam elektrikli Transit olma özelliğini taşıyan E-Transit, etkileyici arazi kabiliyeti ile yepyeni Ford Bronco ile mobilite ve elektrifikasyonun öncü rol oynadığı bu yeni dünyanın kapılarını aralıyoruz. Geleceği, Ford teknolojileri ile ‘Gerçeğe’ dönüştürürken, bu heyecan verici dönüşümü herkese deneyimletmek, Ford’un en yeni modellerini, yeni nesil teknolojileri ve ‘geleceği’ müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Yeni bir elektrikli dönemin başlangıcı, Ford’un ilk tam elektrikli SUV’u: Mustang Mach-E

 

Gelecek yılın son çeyreğinde Türkiye’de satışa sunulması planlanan Mustang Mach-E, ikonik Ford Mustang ruhuna sahip elektrikli bir SUV olarak dikkatleri üzerine çekiyor. “Car and Driver” tarafından ‘2021 – Yılın Elektrikli Aracı’ seçilen Mach-E, 67-88kwh batarya ve 198-216kw elektrik motoru seçenekleriyle 335 ile 600 km arası menzil imkanı sunuyor. Ayrıca hızlı şarj ile 45 dakika içerisinde %80 şarja ulaşılabiliyor. Aracın 0-100km/h hızlanma süresi GT serisinde sadece 3.7 saniye.

 

Sürüş konforunun ön plana çıkarıldığı Mach-E, “Ford Co-Pilot 360” ile sürüş deneyimi hiç olmadığı kadar konforlu hale getirildi. Geliştirilmiş Adaptif Hız Kontrol Sistemi, Dur-Kalk fonksiyonu, Şerit Takip Sistemi Trafik Levha Tanıma Sistemi gibi teknolojilerin yanı sıra 360 derece kamera, Aktif Park Sistemi, anahtarsız giriş ve çalıştırma gibi sürüş deneyimini benzersiz hale getirecek birçok özellik bulunuyor. Ford’un ilk kez Mach-E ile sunduğu dikey yerleştirilmiş 15.5″ dokunmatik bilgi ve eğlence ekranı, yepyeni SYNC4 bilgi eğlence sistemi ile birlikte yer alıyor. Bunlara ek olarak ilk defa Mach-E’de sunulacak özelliklerden birisi de tek pedaldan sürüş seçeneği. Bu özellik sayesinde sürücüler, aracın hızlanıp yavaşlamasını tek pedal üzerinden yönetebilecek ve özellikle dur-kalk trafikte sürüş konforunun keyfini çıkarabilecekler.

Ticari işletmeler ve filo müşterileri için heyecan verici bir yolculuğun başlangıcı: Tam elektrikli E-Transit

 

Dünyanın en çok tercih edilen hafif ticari aracı olma özelliğine sahip Transit’in ilk tam elektrikli versiyonu E-Transit, segmentinin en güçlü elektrik motoruyla geliyor. Mustang Mach-E’de kullanılan 67kwh batarya ve 198kw elektrik motoru ile 269PS güç ve 310 km menzil sunan E-Transit, DC hızlı şarj ile de 34 dakika içinde yüzde 80 doluluk oranına ulaşıyor. Van, Kamyonet ve Çift kabin van gövde seçeneklerinde çeşitli uzunluk ve tavan yükseklikleri ile müşterilerin ihtiyaçlarına yanıt veren 25 farklı konfigürasyon ile sunulacak E-Transit’te, kargo alanının yükleme iç hacminin korunması amacıyla batarya aracın altına konumlandırıldı. Bu sayede müşteriler, elektrikli bir Transit kullanırken yükleme alanı kaybı yaşamıyor.

 

Ford’un hafif ticari araçlarda ilk kez sunduğu “Pro Power on Board” yani ‘mobil güç ünitesi’ özelliği E-Transit’i 2.3 kw’a kadar bir mobil jeneratöre dönüştürüyor. Böylece müşterilerin iş mekânlarında araç gereçlerini kullanmaya devam etmelerine ve onları şarj etmelerine yardımcı oluyor. Ayrıca ticari segmentte sunulan en büyük ekran olan 12″ dokunmatik ekranı, E-Transit’te yeni SYNC4 özellikleri ile müşterilerin beğenisine sunuluyor. Bunlara ek olarak E- Transit’te döner vites konsolu, anahtarsız çalıştırma ve elektronik park freni özellikleri sayesinde sürüş deneyimi daha konforlu ve keyifli bir hale geliyor. Türkiye’de üretilen E-Transit’in 2022 yılının ikinci yarısında Türkiye’de satışa sunulması planlanıyor.

Bronco

Arazi yetenekleri ile dünya çapında ses getiren yepyeni Ford Bronco

 

Retro stili, etkileyici arazi yetenekleri ile dünya çapında ses getiren Ford Bronco’da Autoshow’da ilk kez görücüye çıkan araçlar arasında dikkatleri kendine çekiyor. Etkileyici görüntüsü ve şık tasarım detayları ile Bronco, 4X4 çekiş sistemi, manuel ve otomatik şanzıman seçenekleriyle arazi yeteneklerinin yanı sıra şehir ihtiyaçlarına cevap verebilecek alternatiflere sahip bir SUV olarak öne çıkıyor.

Puma

Puma’da dizel motora yeni bir alternatif: Hibrit  

 

Elektrikli araçlara geçiş sürecinin öncü teknolojilerinden olan hibrit seçeneği, Ford Puma’da yüksek performans sunan EcoBoost motor ve ilk kez 7 ileri otomatik şanzıman ile birlikte, Dijital Autoshow ile müşterilerimizin beğenisine sunulacak. Böylece, dizel motor seçeneğine güçlü bir alternatif olarak, hibrit teknolojisiyle %7-10’a varan yakıt tasarrufu sunulacak. Puma’nın iç tasarımında ise 12.3″ dijital gösterge paneli ve gelişmiş 8″ dokunmatik ekran ile SYNC 3 bilgi-eğlence sistemi yer alıyor. Ayrıca sürüş konforu ve güvenlikten ödün vermeyen Puma, çarpışma önleme yardımcısı, adaptif hız kontrol sistemi ve gelişmiş otomatik park gibi öncü teknolojilerine sahip bulunuyor. ST-Line donanım ile sunulan hibrit seçeneği, Puma’nın çarpıcı tasarımı ST-Line tasarım detayları ile birleşiyor. Parçalı deri döşeme tasarım, LED farlar,  kablosuz şarj ünitesi, B&O ses sitemi gibi donanımlar, stil sahibi dikkat çekmeyi seven ve en iyiye sahip olmak isteyen müşterilerimizin beğenisine sunuluyor.

 

Sergilenen araçlar arasında ayrıca, Ford SUV ailesinin amiral gemisi Kuga’nın ST-Line versiyonu da yer alıyor. Çarpıcı tasarımı, verimli ve çevreci motor seçenekleri, rafine ve ergonomik iç dizaynı ve ileri teknolojileri ile Kuga otomobil severlerin bir SUV’den beklediklerinin çok daha fazlasını sunuyor. Kuga, şık ve güçlü formuyla C-SUV segmentindeki ayırt edici görünümünü sürüş konforuyla birleştirerek sizin ve ailenizin güvenliğini sağlamaya devam ediyor. 2. Seviye otonom sürüş seviyesine sahip olan Kuga, şeritte kalma ve adaptif hız kontrolü aracılığıyla güvenliği sağlayarak keyifli sürüş deneyimini kullanıcılara yaşatıyor.

Standartlara meydan okuyan Ranger Wildtrak ve Ranger Raptor

 

Autoshow’da sergilenen araçlar arasında Ford’un pick-up ailesinin en yeni üyeleri Ranger Wildtrak ve Ranger Raptor da yer alıyor. Segmentindeki benzersiz özelliklerle çıtayı iyice yükselten Ford Ranger Raptor ve Ranger Wildtrak yenilenen motoruyla yüksek performans ve üstün yakıt verimliliğini bir arada sunuyor. 213 PS gücünde çift turbolu versiyonu da bulunurken yeni 10 ileri vitesli otomatik şanzımanı ile bu sınıfta bir ilk olmasıyla dikkat çekiyor. Ford’un efsanevi Ford F150 Raptor’dan ilham alarak geliştirdiği, 500 Nm tork üreten yüksek performanslı yeni pick-up modeli Ranger Raptor, Autoshow’da Ford Performance ruhunu sonuna kadar yansıtıyor. Ranger Raptor, 9 farklı Seçilebilir Sürüş Modları (Baja / Spor / Çim / Çakıl / Kar / Çamur / Kum / Kaya / Normal) ile sınırları yeniden belirliyor. Performans tipi 2,5’’ Fox Racing süspansiyonların yanı sıra, 8 yöne elektrikli ayarlanabilen bel destekli Ranger Raptor sürücü koltuğu da sürüş deneyimini daha konforlu hale getiriyor.

 

Avrupa’nın en çok satan pick-up’ı unvanına sahip Ranger ise Ranger 4×4 Wildtrak versiyonu ile Ranger Raptor’da da sunulan 213PS güç ve 500Nm tork değeri sunan motoru ve 10 ileri otomatik şanzumanıyla daha güçlü, verimli ve akıllı özellikleri ile dikkatleri üzerine çekiyor. Yeni Ranger Wildtrak, olası çarpışmaları önleyen veya etkilerini azaltan Yaya Algılama Özelliğine Sahip ‘Çarpışma Önleme Yardımcısı’ ve ‘Akıllı Hız Sistemleri (ISA)’ ve ‘Otonom Acil Frenleme (AEBS)’ teknolojileriyle yollara çıkan sınıfının ilk modeli olarak Dijital Autoshow’da müşterilerin beğenisine sunuluyor.

Tamamen Türkiye’de müşterilere özel olarak tasarlandı: Focus 4K Titanium

Ford’un sergilediği bir diğer araç olan Focus 4K Titanium, tamamen Türkiye’ye özel, Türkiye’deki müşterilerin beklentileri odağa alınarak geliştirildi. Anahtarsız giriş ve çalıştırma özelliğine sahip, seçilebilir sürüş modları, karartılmış arka camlar ve ikincil çarpışma freni, Focus 4K Titanium’un beğenilen konfor ve güvenlik özellikleri arasında bulunuyor. Olası çarpışma anında gövde dayanıklılık performansını iyileştirmiş olan Focus, hem daha geniş iç alan hem de artan bagaj hacimleri ile eşsiz bir deneyim sunuyor. Ford Co-Pilot 360 teknolojisi sayesinde 2. seviye otonom sürüş deneyimine imkan tanıyan araç, Geliştirilmiş Adaptif Hız Kontrol Sistemi, Dur& Kalk (Stop&Go), Çarpışma Önleme Yardımcısı (Yaya ve Bisikletli algılama özelliği ile), Acil Durum Manevra Destek Sistemi, Park Paketi, Kör Nokta Uyarı Sistemi ve Çapraz Trafik Uyarısı, Aktif Park Asistanı ve Focus ile ilk defa sunulan tam otomatik park özellikleri ile sürüş keyfini ve güvenliği maksimuma taşıyor. Açılabilir Panoramik Cam Tavan, B&O Müzik Sistemi ve SYNC3 bilgi ve eğlence sistemi ile yolculukların her anını bir keyfe dönüştürüyor.

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Şarj Sektörü Artan Elektrikli Araç Satışlarına Hızla Ayak Uydurdu!

Elektrikli araç (EV) pazarında son iki yılda yaşanan hızlı büyüme, şarj altyapısında da tarihi bir ivmeyi beraberinde getirdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Ağustos 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam 33.592 şarj soketi aktif durumda. Bunların 14.308’i DC (hızlı), 19.284’ü AC (yavaş) tipte hizmet veriyor. Aynı dönemde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 310.668 adede ulaşarak bir önceki yıla göre %100’ün üzerinde artış kaydetti. Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı.

 

Güncel elektrikli araç pazarı gelişiminin yanında, şarj sektörünün nihai konumu hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, “Bu tablo, Türkiye’nin elektrikli araç pazarında Avrupa’nın en dinamik ülkelerinden biri haline geldiğini bizlere gösteriyor. 2024’te otomotiv pazarının yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan hibrit ve elektrikli araçların toplam payının, 2025 sonunda yüzde 30’un üzerine çıkması bekleniyor. Yerli üretici Togg’un lokomotif etkisi, ABD’li (Tesla) ve Çinli markaların (özellikle BYD) agresif girişleri, bu büyümenin başlıca itici güçleri arasında ve bu rekabet sektöre yeni dinamikler katıyor. şeklinde konuştu.

 

Diğer yandan enerji altyapısı tarafında da dikkat çekici gelişmeler olduğunu aktaran Koca, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı” kapsamında bu yıl 81 ilde 529 yeni hızlı şarj ünitesine destek sağlandı. Bu kapsamda yaklaşık 1 milyar TL’lik yatırımın 300 milyon TL’si hibe olarak açıklandı. Ayrıca YEK-G sertifikalı “yeşil şarj” noktaları sayesinde, istasyonlarda yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması yönünde önemli adımlar atılıyor. Yatırımcı bir şirket olarak bunu çok değerli buluyoruz.” dedi.

Hedef 2026’da Güçlü 1000 soket

Ovolt & Sharz.net Genel Müdürü Hakan Koca, Türkiye’nin şarj altyapısındaki hızlı gelişimini “dijital dönüşümün enerjiyle birleştiği bir dönem” olarak tanımladı: “Elektrikli araç ekosistemi, yalnızca araç satışlarındaki artışla değil, kullanıcı deneyimi ve güvenilir altyapı ile büyüyebilir. Biz Ovolt & Sharz.net olarak, bugün 570’in üzerinde soketle faaliyet gösteriyoruz. OPET ile stratejik iş birliğimiz sayesinde 2026’da 1000’in üzerinde güçlü (kapasitesi yüksek) sokete ulaşarak, her segment için en erişilebilir ve güvenilir şarj ağını oluşturmayı hedefliyoruz.”

 

Koca, ayrıca sektörün geleceğini belirleyecek en önemli unsurun şarj hızına erişim ve enerji verimliliği olduğunu özellikle vurguladı: “Şarj altyapısının yaygınlaşması kadar, hızlı şarj (DC) istasyonlarının adil ve verimli dağılımı da çok kritik. Kullanıcı güveni, fiyat şeffaflığı, veri paylaşımı ve sürdürülebilir enerji kullanımı bu dönüşümün bel kemiğini oluşturuyor.”

Ovolt & Sharz.net, mobil uygulama üzerinden doluluk durumu takibi, şeffaf fiyatlandırma, 7/24 teknik destek ve yenilenebilir enerjiyle çalışan şarj noktalarıyla kullanıcı deneyimini sadeleştirmeyi hedefliyor. Ayrıca Müşteri Memnuniyeti ve Güvenliği için elektrikli araç şarj deneyimini IoT tabanlı alarm sistemleri, kamera izleme ve 7/24 personeli olan OPET akaryakıt istasyonlarıyla birleştirip, uzaktan izleme ve sigorta destekli koruma altyapıları ile sektörün güvenlik standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.

“Şarj altyapısındaki dönüşüm tüm hayatımızı değiştirecek”

Türkiye’nin 310 bini aşan elektrikli araç parkı, önümüzdeki dönemde 500 bin sınırına yaklaşırken; şarj sektörü de artık yalnızca enerji değil, sürdürülebilir ulaşımın temel omurgası olarak konumlanıyor. Hakan Koca, “Bizim için şarj altyapısı, mobilitenin değil yaşamın dönüşümüdür. Şarj altyapısındaki dönüşüm ile tüm hayatımız yıllar içinde değişecek. Ovolt & Sharz.net bu dönüşümün güvenilir omurgası olmayı sürdürmeyi istiyor.” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Continue Reading

Genel

Audi A6 Sportback e-tron: Uzun Yolculukların Sessiz ve Güçlü Yol Arkadaşı

Elektrikli mobilitede yeni bir dönem başlatan Audi A6 e-tron, üstün menzili, gelişmiş sürüş teknolojileri ve konfor odaklı donanımlarıyla uzun yolculukların vazgeçilmez yol arkadaşı oluyor. Modelin Sportback kasa tipiyle gerçekleştirilen test sürüşü de bunu kanıtlar nitelikte. 1.000 kilometreden uzun bir rotada sergilediği performans, modelin elektrikli mobilitede konfor ve verimliliği bir araya getirdiğini ortaya koyuyor.

 

Audi’nin tamamen elektrikli ürün gamında, Premium Platform Electric (PPE) altyapısı üzerinde geliştirilen ikinci modeli olan A6 e-tron; uzun mesafeli yolculuklarda sunduğu sessizlik, sürüş konforu ve yüksek performansla öne çıkıyor. Aerodinamik gövde yapısı, gelişmiş batarya teknolojisi ve segment lideri menzil değerleriyle A6 e-tron, her iki gövde seçeneğiyle hem günlük kullanıma hem de uzun yolculuklara en ideal bir yanıt veriyor.

 

Gerçek Bir Uzun Yol Testi: 1.000 Kilometrelik Elektrikli Yolculuk

Audi A6 e-tron’un uzun yol performansı, Sportback versiyonunun kullanıldığı ve Danimarka’nın Kopenhag kentinden başlayarak Norveç’in Bergen şehrine uzanan 1.000 kilometrelik rotada, farklı zemin ve yükseklik koşullarında test edildi. Bu testte amaç, WLTP ölçüm standartlarının ötesine geçerek aracın gerçek sürüş koşullarındaki performansını değerlendirmekti.

 

Sürüş boyunca A6 Sportback e-tron, enerji tüketimini optimize eden termal yönetim sistemi ve adaptif enerji geri kazanım fonksiyonları gibi verimliliği artıran teknlojileri kullandı. Ayrıca, yalnızca 0,21‘lik aerodinamik sürtünme katsayısı sayesinde yüksek hızlarda hava direncini minimuma indirerek enerji verimliliğine katkı sağladı. Ortalama hava sıcaklığının 20°C civarında seyrettiği, hız sınırlarının 100–110 km/s aralığında olduğu rotada, aracın ortalama enerji tüketimi 15–16 kWh/100 km olarak ölçüldü. Bu değer, günlük sürüş şartlarında tam şarjla yaklaşık 625 ila 670 kilometrelik menzil anlamına geliyor.

 

Yolculuk sırasında şarj planlaması da rota tasarımı kadar önemliydi. 350 kW gücündeki hızlı şarj istasyonlarında yapılan kısa duraklamalarla, yalnızca 7 dakikalık bir şarjda 140 kilometre ek menzil sağlandı. Bu performans, 800 voltluk elektrik mimarisine sahip PPE platformunun sunduğu yüksek voltaj desteği sayesinde mümkün oldu.

An Audi A6 Sportback e-tron in Glacier white metallic is parked in the harbor of the Norwegian city of Bergen. Historic buildings and a fishing boat are in the immediate background.

Sınırları Zorlayan Verimlilik

Audi A6 Sportback e-tron performance, WLTP normlarına göre 754 kilometreye kadar menzil sunarak segmentinde referans bir noktaya ulaşıyor. 100 kWh kapasiteli batarya paketi ve optimize edilmiş enerji yönetim sistemi sayesinde bu menzil yalnızca laboratuvar koşullarında değil, günlük kullanımda da yüksek verimlilikle elde edilebiliyor.

 

Gerçek dünyada gerçekleştirilen 1.000 kilometrelik uzun yol testi de bu verimliliği doğruladı. WLTP standardına göre elde edilen teorik menzil değeri ile gerçek sürüş verileri karşılaştırıldığında, A6 Sportback e-tron’un hem test ortamlarında hem de gerçek yolda üst düzey enerji yönetimi sunduğu net biçimde ortaya kondu.

 

Test boyunca yalnızca iki şarj molası yeterli oldu. Her biri önceden planlanan yüksek güçlü şarj noktalarına, batarya seviyesi yüzde 10’un altına inmeden ulaşıldı ve sürüş kesintisiz bir şekilde sürdürüldü.

 

Sürüş Konforunda Yeni Bir Standart

Gelişmiş süspansiyon sistemi ve özel ön aks mimarisi sayesinde A6 Sportback e-tron, uzun mesafeli yolculuklarda bile yorgunluk hissini en aza indiriyor. Opsiyonel olarak alınabilen adaptif havalı süspansiyon, yük durumuna göre otomatik olarak ayarlanarak hem sürüş konforunu artırıyor hem de aracın aerodinamik verimliliğine katkı sağlıyor. Audi Drive Select’in “Efficiency” modunda, gövde yüksekliği 20 mm’ye kadar düşürülerek menzil daha da optimize ediliyor.

 

Geniş Yaşam Alanı ve Akıllı Saklama Çözümleri

PPE platformunun sunduğu düz zemin tasarımı, iç mekânda ferah bir yaşam alanı yaratıyor. A6 Sportback e-tron ve A6 Avant e-tron modellerinin her ikisinde de 502 litrelik arka bagaj ve 27 litrelik ön bagaj hacmi sunuluyor. Bu kapasite, yaz tatilleri, kamp yolculukları veya sportif aktiviteler için gereken tüm eşyaları kolayca taşıyacak alan sunuyor.

 

Dijital Konfor ve Etkileşimli Deneyim

Yeni nesil Audi iç mekân mimarisi, “İnsan Odaklılık” ve “Dijital Sahne” ilkeleri doğrultusunda tasarlandı. 14,5 inç OLED merkezi ekran, 11,9 inç Audi sanal kokpit ve opsiyonel 10,9 inç yolcu ekranı, sürücü ve yolculara bütünsel ve etkileşimli bir dijital deneyim sunuyor. PDLC teknolojili panoramik cam tavan ise iç mekâna hem ferahlık hem de estetik bir dokunuş katıyor.

 

Güvenlik ve Estetik Bir Arada: Aydınlatma Teknolojileri

Kişiselleştirilebilir dijital OLED arka farlar, ikinci nesil Matrix LED teknolojisi ve iletişim ışığı gibi yeniliklerle donatılan A6 Sportback e-tron, sadece şık bir görünüm sunmakla kalmıyor; aynı zamanda sürüş güvenliğine de katkı sağlıyor. Özellikle tünel geçişlerinde ve düşük görüş koşullarında sağladığı görüş desteği, güvenli sürüş deneyimine katkı sağlıyor.

Continue Reading

Genel

Mercedes-Benz Türk’ten Depremzede Çocuklara Umut Olacak Kalıcı Destek

Mercedes-Benz Türk ve Çukurova Üniversitesi arasında, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) için kalıcı bir hizmet binası ve bir konukevi yapılmasını kapsayan niyet mektubu imzalandı. Üniversite bünyesinde yer alan ÇOİM, 6 Şubat 2023 depremlerinde ampütasyon geçirmiş çocuklara yönelik fiziksel ve psikososyal rehabilitasyon hizmetleri sunmak amacıyla faaliyet gösteriyor. İmzalanan niyet mektubu kapsamında merkeze kalıcı bir hizmet binası ve 24 odalı konukevi inşa edilecek.

1967 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği üretim, ihracat ve istihdam ile ülke ekonomisine sağladığı katkının yanı sıra; aynı zamanda toplumsal fayda üreterek Türkiye’nin sosyal gelişimine de destek oluyor. Şirket, eğitimden çevreye, gençlerin istihdamından kadınların güçlendirilmesine, afet bölgelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve somut projeler hayata geçiriyor.

Bu vizyon doğrultusunda, şirketin en anlamlı projelerinden biri, depremden etkilenen çocukların iyiliğini gözetmek ve sürdürülebilir sosyal fayda yaratmak amacıyla kurulan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile başlatılan iş birliği oldu. Adana Çukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ÇOİM, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş’in imzaladığı niyet mektubu ile ÇOİM’in kalıcı bir hizmet binasına kavuşması sağlanacak ve üst katında çocuklar ile bakım verenlerinin konaklayabileceği 24 odalı bir konukevi inşa edilecek. Bu konukevi, yalnızca tedavi gören çocuklara değil, onların refakatçilerine de barınma imkânı sağlayarak iyileşme sürecini daha sağlıklı ve konforlu bir zemine taşıyacak.

“Kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendiriyoruz”

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak uzun yıllardır toplumsal fayda odaklı projeleri işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramının ötesine geçerek, kalıcı sosyal fayda yaratmayı önceliklendirdiğimiz bir vizyonla hareket ediyoruz” dedi.

Sülün, 6 Şubat depremlerinin ardından felaketin yaşandığı ilk andan itibaren çalışanlar, bayi ağı ve yetkili servisleriyle tam bir seferberlik ruhuyla sahaya indiklerini belirterek, “Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçları karşıladık, ardından uzun vadeli ve kalıcı çözümler üretmeye odaklandık. Bu süreçte en kırılgan gruplardan biri olan çocukların fiziksel ve ruhsal iyileşmesini önceliklendirdik.” ifadelerini kullandı.

Sülün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çukurova Üniversitesi’nde yer alan Çocuk İyilik Merkezi (ÇOİM) ile anlamlı bir iş birliği başlattık. Merkez, depremde uzuvlarını kaybetmiş 21 yaş altı çocuklara ortez, protez, fizik tedavi ve psikolojik destek sunuyor. Geçtiğimiz yıl biz de iki adet Sprinter araç bağışlayarak, çevre illerde yaşayan ve merkeze ulaşımı olmayan çocukların merkeze taşınmasına destek olduk. Bu desteği kalıcı hâle getirmek için Çukurova Üniversitesi ile bir iyi niyet mektubu imzaladık. Bu niyet mektubu ile, Çocuk İyilik Merkezi’ne kalıcı bir bina kazandırmayı ve üst katında 24 odalı bir konukevi inşa etmek üzere yola çıktık. Hedefimiz, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil; deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın sembollerinden biri olacak, iyileşmenin, güvenin ve umudun kapısını aralayacak bir yapıyı hayata geçirmek. Çocuklar bizim geleceğimiz. Geleceği daha sağlam inşa etmek için çocuklarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Deprem bölgesinde seferberlik başlattı

Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm imkanlarını, çalışanlarını, bayilerini ve yetkili servislerini seferber ederek kapsamlı bir destek başlattı. Öncelikli olarak barınma ve gıda gibi acil temel ihtiyaçların karşılanmasının ardından, halen faaliyette olan destek fonunu kurdu. Mercedes-Benz Türk bu fonla, akut dönem sonrasında deprem bölgesinde sosyal yaşamın yeniden canlanması, çocukların sosyal gelişimi, gençlerin eğitimi ve kadınların toplumsal hayata katılımını destekleyen çalışmaların hayata geçirilmesine odaklandı.

Mercedes-Benz Türk, İstanbul Sanayi Odası Vakfı’nın Hatay’daki 1.000 adetlik konteynerden oluşan “İSO Yaşam Kenti”ne 100 konteyner ve sosyal yaşam alanlarıyla katkıda bulundu. İSO Yaşam Kenti içerisinde sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamak amacıyla çocuk parkı, kantin/kafeterya, çamaşırhane ve spor salonu gibi alanlar Mercedes-Benz Türk desteğiyle tamamlandı. Ayrıca, kentte bulunan okul, eğitim materyalleriyle desteklendi; çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli donanım sağlandı. Bölgeye bir kreş inşa edilerek okul öncesi eğitim imkânı sunuldu ve çocukların ve gençlerin moralini artıracak sosyal alanlar oluşturuldu.

Mercedes-Benz Türk, desteklerin sürekliliğini sağlamayı önceliklendirdi ve düzenli ziyaretlerle ihtiyaçları takip ederek bölgeye hızlı ve etkin yanıt vermeye odaklandı. Deprem bölgesini ve bölge insanını tekrar ayağa kaldırmanın uzun vadeli bir süreç olduğunu kabul eden şirket, bu nedenle bölgeye uzun süreli destek sağlamayı hedefledi.

23 Nisan Şenlikleri kapsamında 900 çocuk için etkinlikler düzenlendi ve Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası Tiyatro Kulübü, 900 çocuk ve 700 genç için özel tiyatro gösterisi sergiledi.

Hatay İSO Yaşam Kenti’nde “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” kapsamında seminerler düzenlendi. Şirket doktorları, erken teşhis, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgilendirme yaptı.

Ayrıca, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle depremden etkilenen 30 yaş altı sanatçılara açık çağrı yapıldı. 84 başvuru arasından seçilen 6 sanatçıya (Rozelin Akgün, Cemil Çalkıcı, Aylin Çankaya, Gökçe Çetin, Nesime Karateke, Macide Yalçınkaya) 5.000 € hibe ve alanında uzman mentorluk desteği sağlandı. Sanatçılar, mentorlarıyla bir araya getirilerek İstanbul’da ağırlanıp üretim süreçleri desteklendi.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler