Otomotiv
Stellantis, Opel Grandland’ın elektrikli takipçisi için Almanya’daki Eisenach Fabrikası’na 130 Milyon Euro yatırım yapıyor!
Stellantis Grubu markalarından Opel, STLA Medium platformuyla yeni Batarya Elektrikli Araç (BEV) üretimine 2024’ün ikinci yarısında başlamayı planlıyor. Almanya’daki Eisenach tesis yatırımı, Opel’in 2028’e kadar tamamen elektrikli ürün gamına sahip olmaya yönelik iddialı planlarını destekliyor. Stellantis ürünlerinin elektrikliye geçiş süreci, Dare Forward 2030 stratejik planının hedefleri kapsamında yer alıyor.
Stellantis, Almanya’daki Eisenach Fabrikası’na 130 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yapacağını açıkladı. Halen kompakt SUV Opel Grandland’ı üreten tesis, bu ek yatırımla modelin yeni STLA Medium platformu üzerine yükselecek Batarya Elektrikli Araç (BEV) takipçisini üretecek. Yeni BEV modelin 2024’ün ikinci yarısında üretime girmesi planlanıyor. Eisenach’ın üretim programına bir BEV eklemek, Opel’in Avrupa’da 2028 yılına kadar tamamen elektrikli bir ürün gamına sahip olma hedeflerini destekliyor.
Stellantis Baş Üretim Sorumlusu Arnaud Deboeuf; “Almanya’daki en kompakt fabrikamız olan Eisenach, kalite iyileştirmelerinde güçlü bir gelişim sergiledi. Stellantis’in yeni, tam BEV platformu STLA Medium ile Eisenach Fabrikası’nın kalifiye iş gücü, müşterilerimizi memnun etmek için ürettiğimiz araçların maliyetini ve kalitesini iyileştirmeye devam edecek” dedi.
Opel CEO’su Florian Huettl; “Thüringen’de 31 yıldır yüksek kalitede araçlar üretiyoruz ve rekabet gücümüzü sürekli iyileştiriyoruz. Opel Grandland’in elektrikli takipçisi ile bu yolda devam edeceğiz. Bu karar, Opel’in 2028 yılına kadar Avrupa’da tamamen elektrikli bir marka olma taahhüdünü destekliyor” dedi.
Stellantis Opel Denetim Kurulu Başkanı ve İnsan Kaynakları ve Dönüşüm Başkanı Xavier Chereau ise; “Stellantis için ‘Birlikte Kazanma’, temel bir değer ve Eisenach için yapılan yatırım açıklaması, bu temel değere vermiş olduğumuz önemi gözler önüne seriyor. Eisenach yöneticileri ve tüm çalışanların kalite ve maliyetleri iyileştirmeye odaklanması, geleceğin şekillenmesine yardımcı oluyor” dedi.
Thüringen Başbakanı Bodo Ramelow ise; “Thüringen, şu an hızla elektrikli ulaşıma geçiş yapan köklü bir geçmişe sahip bir otomotiv bölgesi. Bu köklü geçmişle birlikte, Opel’in burada belirleyici bir rol oynamasından ve Eisenach’ta geleceğe hazır bir model serisi üretecek olmasından memnunuz” dedi.
- yılına giren fabrika Dare Forward 2030 kapsamında önemli bir sorumluluk daha alıyor
Opel Astra’nın üretimiyle birlikte Eylül 1992’de açılan Eisenach Fabrikası, Almanya’nın Thüringen kentinde bulunuyor. Fabrika, 2022 yılında 30. yılını 3,7 milyon araç üretimi ile birlikte bir Açık Kapı etkinliğiyle kutlamıştı. Eisenach yatırımı, Dare Forward 2030 stratejik planının taahhütlerini yerine getirmede önemli bir adımı temsil ediyor. Stratejik plan, 2021 yılına kıyasla 2030 yılına kadar CO2’yi yarıya indirmek ve 2038 yılına kadar net 0 karbon hedefine ulaşmak için önemli emisyon kısıtlamalarını öngörüyor. Dare Forward 2030 stratejik planı; Avrupa’daki binek otomobil satışlarının tamamının ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki binek otomobil ve hafif ticari araç satışlarının yarısının, 10 yılın sonunda BEV’lerden oluşmasını hedefliyor. Ayrıca net gelirleri, 2021 yılına kıyasla, 2030 yılına kadar ikiye katlamayı ve 10 yıl boyunca çift haneli düzeltilmiş faaliyet geliri marjlarını sürdürmeyi hedefliyor. Bunun dışında, 2030 yılına kadar her pazarda ürün ve hizmetleriyle müşteri memnuniyetinde ilk sırada yer almayı da hedefliyor. Stellantis, müşteri beklentilerini karşılayan BEV’ler sunmak üzere elektrifikasyon ve yazılıma 2025 yılına kadar 30 milyar Euro’dan fazla yatırım yapacak.
Opel Grandland ve Grandland GSe, Eisenach’da üretilen güncel modeller
Eisenach’tan yollara çıkan Opel Grandland, kompakt SUV segmentinin önemli oyuncularından biri olarak öne çıkıyor. Sportif, zarif, kullanımı kolay ve yenilikçi teknolojileriyle müşterilere ilham veriyor. Tamamen dijital Pure Panel ile yepyeni bir kokpit deneyimi sunuyor. Grandland ayrıca, müşterilerin daha önce sadece daha üst araç sınıflarından tanıdığı ileri teknolojiler ve yardımcı sistemlerle donatılmış durumda olmasıyla da farkını ortaya koyuyor. Toplam 168 LED hücresine sahip uyarlanabilir IntelliLux LED® Pixel farlar, bu teknolojilerden sadece biri olarak dikkat çekiyor. Night Vision teknolojisi ise karanlıkta 100 metreye kadar mesafedeki yayaları ve hayvanları algılayarak sürücüyü aktif olarak uyarıyor. Opel SUV’u, markanın yeni yüzü “Opel Vizör”ü gururla taşıyor. Müşteriler, yüksek verimliliğe sahip içten yanmalı motor ve şarj edilebilir hibrit versiyonlar arasında seçim yapabiliyor. Ürün gamının tepe noktasını ise dört tekerlekten çekişli sportif Opel Grandland GSe oluşturuyor.
Elektrikli Otomobiller
Honda 0 Serisi’nin yeni teknolojilerini tanıttı
Honda, tamamen elektrikli 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni teknolojileri Japonya’da gerçekleştirdiği basın toplantısı ile duyurdu. Honda’nın elektrifikasyon stratejisi ve karbon nötr hedefi kapsamında hayata geçirilen Honda 0 Serisi’ndeki toplam yedi modelin 2030 yılına kadar satışa sunulması planlanıyor. Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler sayesinde Honda, müşterilerine sürüş destek sistemleri ile daha güvenli, batarya yenilikleri ile daha verimli, dijital kullanıcı deneyimi ile mobiliteyi kolaylaştıran özellikleri bir arada sunmayı hedefliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması hedefleniyor.
Honda elektrifikasyon stratejisi kapsamında tamamen elektrikli Honda 0 Serisi’ndeki güncel gelişmeleri ve yeni nesil teknolojilerini Japonya’daki toplantısında tanıttı. Gerçekleştirilen “Honda 0 Teknoloji Toplantısı”nda yeni teknolojiler ve 0 Serisi’ne dair yaklaşımlar açıklanırken; Honda’nın elektrifikasyon ile ilgili global vizyonu vurgulandı. Karbon nötr hedefi kapsamında Honda, 2030 yılına kadar küçük, orta ve büyük boyutlu olmak üzere toplam yedi adet Honda 0 Serisi modelini satışa sunmayı hedefliyor. Honda 0 Serisi ile ilgili ilk önemli adımı, bu yılın başında gerçekleştirilen CES 2024’te Saloon ve Space-Hub isimli iki konsept modelini tanıtarak atmıştı. Serinin ilk seri üretim modelinin 2026 yılında satışa sunulması planlanırken; modelin tasarımının konsepte benzer olacağı ve serinin amiral gemisi olarak öne çıkacağı belirtiliyor. Ocak ayında Amerika’da gerçekleşecek CES 2025’te ise Japonya’daki toplantıda tanıtılan teknolojilerin yer alacağı yeni bir Honda 0 Serisi modelinin tanıtılması planlanıyor.
İnsan odaklı yaklaşımı temel alan Honda 0 Serisi, “İnce, Hafif ve Bilge” prensibi ile “Sıfır” felsefesi esasına dayanarak tasarlanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım; sanatsal tasarım, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), Nesnelerin İnterneti (IoT) ile araç içi yaşam alanı, sürüş keyfi ve elektrik verimliliği olmak üzere beş temel değeri kapsıyor.
Honda 0 Serisi’ndeki yeni nesil teknolojiler
Honda, yeni tasarım yaklaşımıyla elektrikli araçları yeniden şekillendiriyor. “İnce” prensibi, alçak profilli ve kısa çıkıntılara sahip tasarımlar kullanarak araçları hem estetik hem de daha konforlu hale getirmeyi amaçlarken; “Hafif” prensibi ise, daha dinamik bir sürüş deneyimi sunarken elektrik verimliliğini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor. Bu kapsamda Honda, ultra yüksek dayanımlı çelik kullanarak yeni bir elektrikli araç platformunu hayata geçirdi. Kompakt e-Aks ve ince batarya paketiyle birleşen bu yapı, araç içi alanın daha verimli kullanılmasına olanak tanıyor. Bu platform, ince batarya paketi ve kompakt e-Aks ile birleşerek, aracın ağırlık merkezini düşürüp dengeli ve dinamik bir sürüş sağlıyor. Yüzde 40 küçültülen e-Aks, daha kompakt bir yerleşim sunarak kabin alanını genişletiyor. Diğer yandan Honda’nın geliştirdiği aktif aerodinamik sistem, aracın hızına göre ön aero deflektörünü devreye sokarak hava direncini azaltıyor. Özellikle SUV gibi yüksek yapılı araçlarda enerji verimliliğini artıran bu yeni teknoloji, düz yolda da yüksek stabilite sağlıyor. Aynı zamanda Honda’nın yeni gövde rijitliği yönetimi ile virajlarda araç üzerindeki yük dağılımı optimize edilerek yol tutuşu ve sürüş keyfi artıyor.
Honda’nın gelişmiş üretim teknolojileri
Honda, elektrikli araç üretiminde ileri üretim teknolojileriyle öne çıkıyor. Batarya gövdelerinin üretiminde kullanılan yeni döküm teknolojisi sayesinde, parça sayısının önemli ölçüde azaltılması planlanırken; bu hamlenin üretim verimliliğini artırması amaçlanıyor. Böylelikle, farklı araç modelleri için esnek bir üretim süreci sunuluyor. Araç gövdesini hafifletmek için dünyanın ilk CDC birleştirme (metal kaplama) teknolojisini kullanan Honda, yüksek dayanımlı malzemelerle aracın ağırlığını azaltırken aynı zamanda güvenlik performansını artırıyor. Honda mühendisleri tarafından geliştirilen bu teknoloji sayesinde elektrikli araçların verimliliği yükseltilerek daha hafif ve dayanıklı araçlar üretilmesine olanak sağlanıyor. Ek olarak batarya paketlerinin montaj hattında kullanılan esnek hücre üretim sistemi, otomatik yönlendirmeli araçlar ile çalışarak üretim süreçlerini daha esnek hale getiriyor. Honda’nın yeni nesil gelişmiş üretim teknolojileri, farklı araç modellerine ve üretim hacimlerine uyum sağlanması ve verimlilik iddiası ile dikkat çekiyor.
Honda’nın akıllı teknolojilerle yükselen mobilite vizyonu
Honda’nın “Bilge” prensibi doğrultusunda, gelişmiş sürüş destek sistemleri (AD/ADAS), yeni nesil teknolojilere odaklanarak sürücülere güvenli ve sorunsuz bir mobilite deneyimi sunmayı amaçlıyor. Honda SENSING Elite donanıma sahip Legend modeli, Seviye 3 otonom sürüş özellikleri ile 2021 yılında satışa sunularak gelecek dönemin habercisi oldu. Honda 0 Serisi’ndeki seri üretim modeller de otonom sürüş özelliklerine sahip olacak ve otonom sürüş teknolojisini kablosuz güncellemelerle geliştirecek. Honda, uzun vadede bilgi birikimi ve tüketici deneyimleri ile akıllı teknolojileri geliştirerek yazılım tanımlı araçlar (SDV) üretmeyi hedefliyor. Bu yeni nesil araçlar, her müşteri için kişiselleştirilmiş çözümler sunarak kendilerini daha akıllı hale getirecek.
Honda, otomatik sürüş teknolojisini geliştirerek sürüş keyfini artırmayı ve enerji yönetimini optimize etmeyi hedefliyor. Gelecek nesil elektrikli araçlar, entegre sistemler ile sürücü ve araç arasında güçlü bir bağlantı kuracak; üç boyutlu sensörleri sayesinde daha kontrollü sürüş deneyimi sunulacak. Honda 0 Serisi, batarya ve termal yönetim teknolojilerini birleştirerek konforlu bir kabin ve pratik bir menzil sağlayacak. Son olarak Honda, dijital kullanıcı deneyimi (UX) geliştirerek kullanıcı stresini azaltmayı ve araç içi keyfi artırmayı amaçlıyor. Kişiselleştirilmiş sesli asistan ve görüntü tanıma teknolojisi, kullanıcılara optimize edilmiş öneriler sunarak mobilite deneyimini eğlenceli hale getirecek yenilikçi çözümlerle desteklenecek.
Elektrikli Otomobiller
613 km Menzilli Hyundai Yeni IONIQ 5 Türkiye’de Satışa Sunuldu
Hyundai, yenilikçi özellikler ve tasarım gelişmeleri sunan ödüllü IONIQ 5 modelinin makyajlı versiyonunu Türkiye’de satışa sundu. Geliştirilmiş IONIQ 5, özellikle tasarımda, iç mekanda ve pil teknolojisinde bazı değişiklikleri sunuyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça beğenilen IONIQ 5, makyajlı versiyonla beraber dış tasarımda güncellenmiş ön-arka tampon ve yeni bir jant dizaynı ile dikkat çekiyor. Yeni IONIQ 5, bu değişikliklerle beraber bir önceki modele kıyasla 20 mm daha uzun.
Yeni IONIQ 5’in iç mekanı da modern konfor ve ileri teknolojiyi buluşturan yeniliklerle öne çıkıyor. Siyah çerçeveli ekranları, güncellenmiş hareketli orta konsolu ve yenilenen koltuk tasarımıyla konforun ve estetiğin mükemmel uyumunu en iyi şekilde sunuyor. Yeni IONIQ 5’de tasarımsal değişikliklerin yanı sıra yeni eklenen “Arka Silecek” ve “Projeksiyon Tipi LED Akıllı Ön Aydınlatma Sistemi (IFS)”, mevcut sürüş deneyimini ve konforu üst seviyeye çıkartmayı hedefliyor.
Tasarımsal değişikliklere ek olarak teknik açından da geliştirilen IONIQ 5’in batarya kapasitesi 58 kWh’den 63 kWh seviyesine yükseltilirken güç ise 125 kW (170 PS) olarak açıklanıyor. Tek elektrik motoru ve arkadan itiş sistemi ile satışa sunulan otomobil, WLTP verilerine göre bataryanın yüzde 100 dolu olduğu durumda ortalama olarak 440 km sürüş menzili sunuyor.
Yeni IONIQ 5’in şehir içi kullanımındaki menzili ise 613 km’ye kadar çıkabiliyor. Bu sayede araç bir önceki modele göre birleşik kullanımda yaklaşık yüzde 15 daha fazla menzil sunuyor. IONIQ 5’in 0-100 km/s hızlanması ise “Advance” donanım seviyesinde 8,5 saniye. Aracın ulaşabildiği maksimum hız da 185 km/s ile sınırlandırılmış.
Hyundai’nin E-GMP platformuyla üretilen Yeni IONIQ 5, 800 voltluk batarya sistemi sayesinde 350 kW ultra hızlı DC şarj cihazına bağlandığında yalnızca 18 dakikada yüzde 10’dan yüzde 80 düzeyine şarj edilebiliyor. Bu altyapı sayesinde, WLTP normlarına göre IONIQ 5 kullanıcılarının 100 km menzil elde etmek için ultra hızlı şarj istasyonlarında yalnızca 5 dakika şarj etmeleri yeterli.
Hyundai, Yeni IONIQ 5 modelini Türkiye’de Advance donanım seviyesi ve 7 farklı dış renkle satışa sunarken aynı zamanda batarya garantisini de 8 yıl olarak veriyor.
Otomotiv Sektörü
Yollardaki elektrikli araçların yüzde 80’i kaskolu
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (SEDDK) elektrikli araçların zorunlu trafik poliçesine uyguladığı yüzde 10’luk indirimin bilinirliğin artması yönünde fayda sağladığını fakat poliçe artışına katkı sunmadığını belirten Demirkan, “8 aylık rakamlara baktığımızda 20 milyon 131 bin aracın zorunlu trafik sigortası (ZTS) poliçesi bulunurken, 151 bin 679 elektrikli aracın ZTS poliçesi mevcut. Kaskoda ise 5 milyon 828 bin 712 aracın poliçe mevcutken, elektrikli araçlarda bu rakam 121 bin 390. Trafiğe çıkan elektrikli araçların tamamında zorunlu trafik sigortası yapılırken, kasko poliçesi tercih edenlerin oranı yüzde 80 seviyesinde.” diye konuştu.
Demirkan, son dönemlerde motosiklet sınıfına giren fakat kapısı ve direksiyonu olan elektrikli araçlar konusuna da değindi. Bu araçların satışının arttığını ve şehir içi trafiğe çıktığına dikkati çeken Demirkan, şunları kaydetti:
“Kayıtlı araç adetlerine bu araçlar da dahil oluyor. Kilovat nedeni ile poliçe zorunluluğu bulunmayan (Araç tipi ruhsat ve trafik tescilinde L6 ve benzerleri) bu araçların SEDDK tarafından zorunlu trafik sigortası kapsamı içerisinde yer almasının ve bu araçlara yüzde 10’luk indirim uygulamasının daha fazla fayda sağlayacağını düşünüyoruz.”
Demirkan kasko tarafında, sigorta şirketlerinin geçtiğimiz dönemde elektrikli araçlara yönelik ürün ve kampanyalar ile Togg gibi markalara yönelik altyapı hazırladıklarını ve bu doğrultuda poliçe üretimi yaptıklarını anlattı.
“Sektörümüz üretici firmalarla iş birliği içinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor”
Elektrikli araçların kaza yapma sıklığı ile hasar maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle bu yıl poliçe fiyatlarının arttığını dile getiren Demirkan, şu bilgileri paylaştı:
“Fiyat kampanyaları azalmakla birlikte, kasko sigortalılık oranında bir gerileme görmüyoruz. Elektrikli araç sahiplerinin yüzde 80’inin kasko poliçesini geçen yıla göre daha yüksek fiyatlara rağmen yaptıkları anlaşılıyor. Elektrikli araçları çeken çekiciler özel donanımlı olmak zorunda ve bu ilave maliyetler getiriyor. Ayrıca elektrikli araçlarda elektronik ya da bilgisayar ağırlıklı sensörler ile kolayca yanabilen pil alt yapıları mevcut. Bu araçlarda meydana gelebilecek orta ve büyük hasarların neredeyse tamamında araç ya tamamen hasarlanıyor, yanıyor ya da pil nedeni ile onarımları mümkün olmuyor. Son olarak bu araçlara yetkili servis verilmesi konularında da ciddi alt yapı yetersizlikleri bulunuyor. Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük iki elektrikli araç markasının tam teşekküllü yetkili servisleri sadece büyük şehirlerde bulunuyor ve tarafımıza onarımlar konusunda sıkıntılarla birlikte ve kuyruk şikayetleri iletiliyor.”
Demirkan elektrikli araçlar ile ilgili en önemli teminatın, araçların özel araçlar ile çekilebileceği, üretimden kaynaklı hatalar ile elektromekanik zararların teminat dışında kalacağına ilişkin düzenlemeler olduğunu belirtti.
Diğer teminatları hatırlatan Demirkan, “Araç pillerindeki eskime ve yıpranma nedeniyle pil kapasitelerindeki azalmalarda yine poliçelerde tanımlanan teminatlardan olmuştu. Ayrıca elektrikli ve konvansiyonel araçların birçoğu artık otonom sürüş ve araç kontrollerini yapabilecek yazılımlar ile yüklü geliyor. Bu konuda yine poliçelerde sorumluluk hacker neticesinde olacak zararların üretici sorumluluğunda olacağı teminat notu ile poliçeler üretiliyor. Sektörümüz bu hasarların yönetimini onarım yerleri, muafiyet ve teminatların yeniden tanımlanması gibi adımlarla yönetmeye çalışıyor. Buna ek olarak sigorta şirketleri üretici firmalar ile konuşarak ağır hasarların onarımı konusunda işbirliği içerisinde hasar yönetimi yapmaya çalışıyor.” dedi.
“Elektrikli araçlarda sorumluluk konusundaki çalışmalar takip ediliyor”
Kaza veya arıza durumunda, sorumluluk konusunda elektrikli araçlarla ilgili özel bir düzenleme hala bulunmuyor. Otonom özellikleri olan, kendi yazılımları ile kaza önleme sistemi bulunan, yüksek teknolojili bu araçların sorumluluklarının arıza ve kaza durumundaki sorumlulukları dünyada da çalışma konusu olmaya devam ediyor.
Demirkan, Türkiye’de olduğu gibi dünyada da elektrikli ve otonom araçların sorumluluğu konusunda çeşitli hukuki tartışmalar olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’nde bu konuda bazı direktifler ve düzenlemeler yapıldığını söyledi.
Avrupa Parlamentosu’nda otonom araçları da kapsayan yapay zeka kanununun geçen aylarda kabul edildiği ve taslağın direktif olarak yayımlanmasının beklendiğini anımsatan Demirkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapay zeka kapsamında, otonom araçlardaki kod hataları, araç üreticisinin sensör ve üretim hatalarının tespiti, loglar ve bunların tespiti gibi konular ciddi tartışma ve çalışma konularıdır. Aynı zamanda araçların kullanım ve sürücü bilgilerine ilişkin veri sahipliği, kişisel veri işlenmesi konuları da tüm dünyada tartışılıyor. Bu konuda yine ülkemizde de birçok üniversite, araç üreticileri ile dağıtıcılarının çalışma yaptığını görüyoruz. Bu çalışmalar TSB tarafından yakinen takip edilmekte, somut gelişmeler oldukça değerlendirilmektedir.”
Demirkan, Türk sigorta sektörünün dünyada olduğu gibi oto sigortalarının dinamo etkisi ile gelişimini sürdürdüğünü ifade etti.
Dünyadaki birçok yeniliğin Türk sigorta piyasasında yer bulduğunu anlatan Demirkan, “Yeni nesil teknolojiler elektrikli araçlara hızlı entegre ediliyor. Türkiye’de oto sigortacılığı, kendine özgü düzenlemeleri olan, ürün, içerik, hizmet ve hasar yönetiminde dünyadaki birçok gelişmiş ülke uygulamalarının öncüsü ve değişikliklere çok hızlı adapte olarak rekabet edecek seviyededir. Sektörümüz 2 yıldır gündemimizde olan elektrikli ve otonom araçların yönetilmesi ile mobilite konularında global sektör oyuncularını takip etmenin yanı sıra Türk piyasa koşulları ve hizmet atmosferinde çözüm ve uygulamaları çok hızlı ortaya çıkarıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
-
Genel5 yıl önce
Toyota Corolla Hatchback Tanıtıldı, İŞTE FİYAT LİSTESİ!!
-
Genel6 yıl önce
İletişim
-
Genel6 yıl önce
Biz Kimiz?
-
Genel6 yıl önce
Reklam ve Sponsorluk
-
Genel6 yıl önce
Gizlilik politikası
-
Genel5 yıl önce
Bu Tarihi Not Edin! “30-31 Mayıs 2020”
-
Genel4 yıl önce
Renault’dan Kaçırılmayacak Kampanya: “Şimdi Al Eylül’de 750TL Taksitle Ödemeye Başla”
-
Elektrikli Ticari1 yıl önce
Etrak Mühendislik Sivas’ta elektrikli bahçe traktörü üretecek