Kia’nın zıtlıkların birleşimi tasarım felsefesini yansıtan Yeni Kia EV9, 563 km’ye kadar sürüş menzili ve 800V ultra hızlı şarj özelliğine sahip.
Altı ve yedi koltuklu seçeneklere sahip olan Yeni Kia EV9’un iç mekânında kullanılan tüm deri döşemeler ve detaylar geri dönüştürülmüş malzemelerden elde edildi.
Kia, sıfır emisyon hedefi ile yeni çağın modern yaşam tarzı için tasarladığı ve ürettiği tam elektrikli SUV modeli Yeni EV9’u düzenlenen global lansman toplantısında tanıttı.
Kia’nın ilk defa elektrikli bir modelinde kullandığı üç sıra koltuk düzenine sahip olan Yeni EV9, güçlü, sofistike ve teknolojik açıdan gelişmiş bir elektrikli araç deneyimi sunuyor. Altı ve yedi koltuk seçeneklerine sahip olan Yeni Kia EV9, WLTP’ye göre 563 kilometreye varan onaylı sürüş menzili ile öne çıkıyor.
Tasarım Felsefesi: ‘Zıtlıkların Birleşimi’
Aracın dikkat çekici tasarımı; doğanın, modernliğin ve teknolojinin zıt niteliklerinde uyum bulan ‘Zıtlıkların Birleşimi’ tasarım felsefesine dayanıyor. Ön cephesinde Kia’nın ikonikleşmiş kaplan burnu tasarımını dijital olarak barındıran, güçlü ancak sakin duruşu ve sahip olduğu akıllı yenilikler ile Yeni EV9; hem uzun yolda, hem şehir içinde, hem de arazide şoför ve yolculara her zaman rahat, huzurlu ve konforlu bir yolculuk sağlıyor.
Tamamen Yeni Elektrikli SUV Standartları
Kia’nın Elektrikli Küresel Modüler Platformu (E-GMP) üzerine inşa edilen Yeni EV9, E-SUV segmentinde standartları yükseltiyor. Uzun aks mesafesi ve tamamen elektrikli araç mimarisi, üç koltuk sırasının her birinde konfor ve her bir yolcu için geniş alan sağlıyor. Altı koltuklu versiyonda ikinci sıra koltukları isteğe bağlı olarak döner koltuk özelliği ya da relaxation özellikli tercih edilebiliyor. Döner koltuklar ise üçüncü sıraya bakacak şekilde hareket edebiliyor ve yolcular için yüz yüze seyahat imkânı tanıyor.
Yeni EV9 ayrıca dijital yan aynalar, elektrikli kapı kolları, birinci ve ikinci sıra için soğutmalı koltuklar ve panoramik ekran gibi yolculukları daha konforlu ve rahat kılan yeniliklere de sahip.
Yeni Kia EV9, 563 kilometreye varan sürüş menzilini, 15 dakikada 249 kilometreye ultra hızlı şarjla tamamlıyor.
Mükemmel Menzil ve Hızlanma
Yeni Kia EV9, arkadan itişli veya dört çeker olmak üzere iki seçenek sunuyor. Her iki versiyon da Kia’nın dördüncü nesil batarya teknolojisine sahip 99,8 kWsa batarya ile donatılıyor.
Arkadan itişli versiyon, 149,5 kW güç ve maksimum 350 Nm tork sağlayan bir elektromotora sahip. Bu versiyon 0-100 km/s hızlanmasını 9,4 saniyede tamamlıyor ve 185 km/s maksimum hıza ulaşıyor. WLTP normuna göre 563 km tamamen elektrikli sürüş menzili sağlıyor.
Yeni Kia EV9 dört çeker (AWD) seçeneği için her biri 141 kW güç ve 350 Nm tork üreten iki elektromotora sahiptir. GT-Line versiyonu 5,3 saniyede 100 km/s’e, en yüksek hız olarak 200 km/s’e ulaşabiliyor. AWD versiyonları WLTP normuna göre GT-Line versiyonunda 505 km elektrikli sürüş menzili sağlıyor.
800 volt ultra hızlı şarjı destekleyen altyapıya sahip olan Yeni Kia EV9, böylece şarj için daha az zaman harcıyor. 15 dakika şarj, arkadan itişli versiyonda 249 km’ye, dört çeker versiyonda ise 226 km’ye kadar sürüş menzili sunuyor.
Kia’nın bugüne kadar ürettiği en geniş binek otomobil olan Yeni EV9’un uzunluğu 5.015 mm. GT-Line versiyonunda 1.980 mm genişliğe, 1.780 mm yüksekliğe ve 3.100 mm aks mesafesine sahip olan Yeni EV9, bagaj ve ön bagajın dışında geniş yolcu kabini ile ek saklama alanları sunuyor. Arkadan itişli versiyonda önde maksimum 90 litrelik bagaj hacmi bulunurken, dört çeker versiyon 52 litre depolama alanı sağlıyor. Arka bagaj ise ikinci sıra koltuklar dik konumda 828 litre, üçüncü sıra koltuklar dik konumda 333 litreye kadar depolama alanı sunuyor.
Ocak ayı itibariyle Türkiye’de de satışa sunulan EV9’u Kia yetkili satıcılarında inceleyebilirsiniz.
Sompo Sigorta ve BYD iş birliğiyle elektrikli araç sahiplerine özel kasko çözümleri
Yeni nesil sigortacılık anlayışıyla ürün ve hizmetlerini geliştirmeye devam eden Sompo Sigorta, lider elektrikli otomobil üreticisi BYD ile iş birliği yaparak BYD sahiplerine özel ayrıcalıklar sunan Markalı Kasko ürününü hayata geçirdi.
Sigorta sektöründe yenilikçi çözümleriyle öne çıkan Sompo Sigorta, BYD Türkiye ile önemli bir iş birliği gerçekleştirdi. Bu anlaşma kapsamında, Sompo Sigorta’nın kasko alanındaki uzmanlığı ile BYD’nin elektrikli araç sektöründeki güçlü konumunu bir araya getiren Markalı Kasko ürünü hayata geçirildi. BYD sahiplerine geniş kapsamlı teminatlar ve özel avantajlar sunan Markalı Kasko, standart kasko teminatlarına ek, özel ayrıcalıklar da sağlıyor.
Markalı Kasko kapsamında, BYD yetkili servislerinde yalnızca orijinal yedek parçalar kullanılarak ve araçların orijinalliği korunarak onarım sağlanıyor. Poliçe sahipleri küçük çaplı hasarlar için BYD mini onarım hizmetlerinden yararlanabiliyorken, anahtar kaybı durumunda ise müşterilere limit sınırı olmadan destek sunuluyor. Kullanıcı konforunu ön planda tutan bu ürün, isteğe bağlı olarak sınırsız üst segment ikame araç temini imkânı da sağlıyor. Elektrikli araçların en kritik bileşeni olan bataryalar, aracın garanti süresi boyunca muafiyetsiz olarak koruma altına alınırken, şarj kablosu ve adaptör hasarları ya da çalınma durumlarına karşı kapsamlı teminat sunuluyor. Ayrıca, bataryanın tamamen bitmesi durumunda aracın en yakın şarj istasyonuna ücretsiz olarak çekilmesini de kapsayan Markalı Kasko, sunduğu ayrıcalıklarla elektrikli araç kullanıcılarına maksimum güvence ve konfor sağlamayı amaçlıyor.
Elektrikli araç kullanıcıları için kapsamlı çözümler
Dünyada hızla artan elektrikli araç kullanımı, sigorta sektöründe de bu araçların özel ihtiyaçlarını kapsayan çözümler geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Markalı Kasko, bataryadan şarj ekipmanlarına kadar elektrikli araçların en kritik bileşenlerini güvence altına alarak kullanıcılara konforlu ve güvenli bir deneyim sunuyor. Elektrikli araç sahiplerinin ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanan geniş kapsamlı teminatlarıyla öne çıkan Markalı Kasko, sunduğu sigorta çözümleriyle güvenilir bir koruma sağlıyor. Sompo Sigorta, yenilikçi hizmet anlayışı ile her zaman olduğu gibi Markalı Kasko ürünüyle de müşterilerinin güvenini en üst seviyede tutmayı ve sektörde öncü adımlar atmayı sürdürüyor.
Kompakt SUV segmentinin yeni yıldızı Jeep Avenger Hibrit, yenilikçi tasarımı ve çevre dostu hibrit teknolojisiyle otomobil tutkunlarının dikkatini çekiyor. Jeep’in güçlü off-road mirasını modern özelliklerle birleştiren bu araç, şehir içi kullanımdan doğa maceralarına kadar geniş bir kullanım yelpazesi sunuyor. İşte Jeep Avenger Hibrit’in detaylı incelemesi ve sürüş keyfi!
Çarpıcı Tasarım: Kompakt Boyutta Güçlü Duruş
Jeep Avenger Hibrit, kompakt boyutlarına rağmen güçlü ve modern tasarımıyla göz dolduruyor. İkonik yedi bölmeli Jeep ızgarası, LED teknolojisine sahip farlarla birlikte dinamik bir görünüm kazandırıyor. Yan kısımlardaki kaslı hatlar ve siyah çamurluk kaplamaları, hem şık hem de dayanıklı bir tasarım dili sunuyor. Arka bölümdeki X desenli LED stop lambaları ise Jeep’in özgün tasarım anlayışını yansıtıyor.
Güç ve Verimlilik: Hibrit Sistem ile Yüksek Performans
Jeep Avenger Hibrit, 1.6 litrelik benzinli motor ve elektrik motorunun mükemmel uyumuyla çalışıyor. Toplamda 200 beygir gücünde bir performans sunan araç, 250 Nm tork ile yüksek çekiş gücüne sahip. Elektrik motoru, şehir içi sürüşlerde sıfır emisyon sağlarken, içten yanmalı motor otoyol sürüşlerinde gerekli gücü sunuyor. 0-100 km/s hızlanmasını 8.5 saniyede tamamlayan Avenger Hibrit, maksimum 180 km/s hız sunuyor.
Arazi Yeteneği: Jeep’in Güçlü Mirası
Jeep denince akla gelen ilk özelliklerden biri off-road kapasitesidir. Avenger Hibrit, Selec-Terrain sürüş modlarıyla çamur, kum ve kar gibi farklı zeminlerde üstün performans gösteriyor. 20 cm yerden yüksekliği ve 40 derecelik yaklaşma açısıyla, engebeli arazilerde bile sorunsuz bir sürüş sağlıyor.
İç Mekan: Konfor ve Teknolojinin Mükemmel Uyumu
Jeep Avenger Hibrit, hem konforlu hem de teknolojik bir iç mekan sunuyor. Geniş ve fonksiyonel kokpit tasarımı, sürücü ve yolcular için keyifli bir yolculuk ortamı yaratıyor.
Dijital Gösterge Paneli: 10.25 inçlik ekran, hız, yakıt tüketimi ve hibrit sistem bilgilerini net bir şekilde sunuyor.
Multimedya Ekranı: 10 inç dokunmatik ekran, Apple CarPlay ve Android Auto ile modern bağlantı seçenekleri sunuyor.
Geniş Bagaj Kapasitesi: 380 litrelik bagaj alanı, günlük ihtiyaçlar ve seyahatler için yeterli depolama alanı sağlıyor.
Konfor ve İleri Teknoloji Özellikleri
Avenger Hibrit, günlük kullanım konforunu artıran birçok teknolojik özellikle donatılmış. Elektrikli ayarlanabilir koltuklar, ısıtma ve soğutma fonksiyonlarıyla her mevsimde rahatlık sağlıyor. Çift bölgeli otomatik klima, yolcuların sıcaklık tercihlerine göre kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor.
Adaptif Hız Sabitleyici: Uzun yollarda hem güvenlik hem de sürüş konforu sağlar.
360 Derece Kamera Sistemi: Park ve manevra sırasında çevrenizi tam kontrol altında tutmanıza yardımcı olur.
Güvenlik Donanımları: Üst Düzey Koruma
Jeep Avenger Hibrit, sürücü ve yolcuları güvence altına alan ileri güvenlik teknolojileriyle donatılmış. Otonom acil durum frenleme, şerit takip asistanı ve kör nokta uyarı sistemi, olası tehlikelere karşı proaktif bir koruma sağlıyor. Euro NCAP testlerinden 5 yıldız alan araç, güvenli bir sürüş deneyimi sunuyor.
Yakıt Tüketimi: Ekonomik ve Çevre Dostu
Hibrit teknolojisi sayesinde Jeep Avenger, yakıt tasarrufu konusunda da oldukça iddialı. Şehir içi kullanımda 4.5 litre, şehir dışında ise 4 litre seviyelerinde yakıt tüketiyor. Elektrikli modda 50 kilometreye kadar sıfır emisyon sunan araç, çevre bilincine sahip sürücüler için ideal bir seçenek.
Sürüş Keyfi: Her Koşulda Üstün Performans
Jeep Avenger Hibrit’in direksiyonuna geçtiğinizde, hem gücü hem de konforu hissediyorsunuz. Elektrikli modun sessizliği, şehir içi sürüşlerde huzur sağlarken, spor modu devreye girdiğinde aracın dinamizmini hissedebiliyorsunuz. Süspansiyon sistemi, engebeli yollarda bile konforlu bir deneyim sunuyor.
Sonuç: Jeep Avenger Hibrit ile Yeni Bir Maceraya Hazır Olun
Jeep Avenger Hibrit, modern tasarımı, çevre dostu teknolojisi ve üstün sürüş performansıyla SUV dünyasında yeni bir sayfa açıyor. Kompakt boyutları, geniş iç mekanı ve ileri düzey off-road yetenekleriyle hem şehir içi hem de doğa tutkunları için ideal bir seçenek. Çevreye duyarlı bir SUV arıyorsanız, Jeep Avenger Hibrit tam size göre!
“Otonom Araç Yönetmeliği Türkiye İçin Yeni Fırsatlar Sunuyor”
Türkiye, otomotiv sektöründe geleceğin teknolojilerine uyum sağlama yolunda önemli bir adım attı. 1 Aralık 2024’te yürürlüğe giren “Tam Otonom Araçların Otonom Sürüş Sistemine İlişkin Yönetmelik”, otonom araç teknolojilerinin geliştirilmesi ve düzenlenmesi açısından bir kilometre taşı niteliği taşıyor. Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, bu düzenlemenin Türkiye’nin otomotiv sanayisini uluslararası arenada rekabetçi kılacak bir fırsat sunduğunu vurguladı ve “Düzenleme, ülkemizin Avrupa Birliği standartlarıyla uyumunu güçlendirecek. Ancak, başarı için altyapının geliştirilmesi, AR-GE yatırımlarının artırılması ve yerli üreticilerin desteklenmesi şart. Türkiye’nin bu alandaki hukukçular ve uzmanlarla çalışarak daha sağlam bir zemin oluşturması gerekir. “Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırmak için otonom otobüsler ve toplu taşıma çözümleri gibi niş alanlarda inovatif uygulamalara yönelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Avrupa’da otonom otobüs kullanımı giderek artıyor ve Türkiye’nin bu pazara odaklanması büyük fırsatlar sunabilir.” açıklamasında bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete ’de duyurulan yönetmelik, otonom araçların güvenlik standartları, çevresel etkiler ve veri güvenliği gibi kritik alanlarda önemli gereklilikler belirliyor. “Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu düzenleme, ülkemizi otomotiv teknolojilerinde bir adım öne taşıyacak. Ancak, bu dönüşümün başarıya ulaşması için yerli üreticilere yönelik teşviklerin artırılması ve altyapının güçlendirilmesi kritik öneme sahiptir,” diyen Aşçı, sektörün bu fırsatı değerlendirmek için üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti ve “Otonom araç teknolojileri, sadece mobiliteyi değil, ekonomiyi ve yaşam kalitesini de dönüştürecek.” dedi.
Hukuki altyapı ve Avrupa standartları otonomda önemli unsurlar
Otonom araç gündemi ve gelişimi, birçok hukuki tanımlama ve çerçeveyi de beraberinde getirdi. Aşçı, bu alanda Avrupa standartları ve değerlendirmeleri çerçevesinde Türkiye’deki hukukçuların da derinlemesine çalışmalar yapması gerektiğini aktardı: “Hukuki altyapının netleşmesi hem üreticiler hem de kullanıcılar için güvence sağlayacaktır. Özellikle araç kazalarında sorumluluğun belirlenmesi, veri güvenliği ve sistem arızalarına yönelik yasal çerçevelerin oluşturulması, bu dönüşümün sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.”
Türkiye bu yönetmelikle ihracat potansiyelini artırabilir
Otonom araç teknolojilerinin küresel pazardaki büyüklüğü hızla artıyor. 2023’te 30 milyar doları aşan sektörün, 2030’a kadar %23,2 yıllık bileşik büyüme oranıyla büyümesi bekleniyor. Almanya gibi ülkeler, otonom araç test merkezlerine yaptıkları yatırımlarla bu alandaki liderliklerini pekiştirirken, Çin ve ABD gibi devler de AR-GE süreçleri ve tüketici odaklı inovasyonlarla dikkat çekiyor. “Türkiye, bu yönetmelikle uluslararası standartlara uyum sağlayarak ihracat potansiyelini artırabilir. Örneğin, Avrupa’da toplu taşımada kullanılan otonom otobüs sayısı 2022’de 500’ü geçti. Türkiye’nin bu alandaki inovatif uygulamalara öncülük etmesi hem ekonomiye hem de sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır,” diyen Aşçı, sektörün geleceğine dair umutlarını dile getirdi.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl 1,35 milyon insan trafik kazalarında hayatını kaybederken, 50 milyon kişi yaralanıyor. Bu kazaların %95’i insan hatasından kaynaklanıyor. Aşçı, “Otonom araçlar, insan hatalarını minimize ederek bu kayıpları azaltma potansiyeline sahip. Güvenlik odaklı bu inovasyonlar, sadece sürüşü değil, yaşam kalitesini de iyileştirecek. Otonom araç teknolojileri, sadece kazaları önlemekle kalmayacak, aynı zamanda trafik akışını iyileştirerek yaşam kalitesini artıracak.Şarj altyapısı ve yenilenebilir enerji entegrasyonu hızlandırılmalı.” ifadelerini kullandı.
Öncülük edersek sektöre yön veririz
Öte yandan Motor Aşin CEO’su Aşçı, yönetmelikteki teknik terimlerin ve kısaltmaların son kullanıcı tarafından anlaşılır hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi hedeflerine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: “2030’a kadar küresel otonom araçların %60’ının elektrikli olması bekleniyor. Türkiye’nin bu sürece öncülük etmesi, çevre dostu teknolojilere liderlik etmemizi sağlayacaktır. Kısacası Yönetmelik, Türkiye için bir başlangıç. Bundan sonra yapılacak her hamle, ülkemizi geleceğin otomotiv teknolojilerinde güçlü bir konuma taşıyacaktır.”