Connect with us

Şarj Sektörü

Türkiye Elektrikli Araç Şarj Altyapısı Hızla Büyüyor: Sayı 33 Bini Aştı

Türkiye’de elektrikli araç kullanımı her geçen gün artarken, şarj altyapısı da bu yükselişe ayak uyduruyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından açıklanan son verilere göre, ağustos ayında ülkedeki elektrikli araç şarj soket sayısı 33 bin 592’ye ulaştı. Bu rakam, bir önceki aya göre yüzde 2,8’lik bir artışa işaret ediyor.

Yeşil Şarj İstasyonları Öne Çıkıyor

Elektrikli araç sahipleri, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunuyor. Ağustos ayında şarj istasyonlarında tüketilen toplam 55 milyon kilovatsaat elektriğin büyük bir bölümü, yani yüzde 63,8’i, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriği belgeleyen “yeşil şarj istasyonlarından” karşılandı. Bu durum, elektrikli araç sektöründe çevreci yaklaşımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

En Çok Şarj İstanbul, Ankara ve İzmir’de

Elektrikli araçların en çok tüketim yaptığı şehirler de belli oldu. Listenin başında, 12 bin 285 megavatsaat tüketimle İstanbul yer alıyor. İstanbul’u sırasıyla Ankara ve İzmir takip ediyor.

Türkiye’deki Elektrikli Araç Sayısı Artıyor

Şarj altyapısının büyümesi, elektrikli araç sayısını da doğrudan etkiliyor. Temmuz ayında 291 bin 775 olan elektrikli araç sayısı, ağustos ayında yüzde 6,5’lik bir artışla 310 bin 668’e yükseldi. Bu artış, Türkiye’nin elektrikli otomobil pazarındaki potansiyelini ve sürücülerin bu yeni teknolojiye olan ilgisini kanıtlıyor.


 

Continue Reading
Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şarj Sektörü

EN YAKIT Filolar için güvenli ve pratik şarj deneyimi sağlıyor

EN YAKIT, geliştirdiği Elektrikli Taşıt Tanıma Sistemi En-ix Teknolojisi (Tak ve Şarj Et) sayesinde şarj deneyimini tüm kullanıcılar için kolaylaştırırken elektrikli filo araçlarını yöneten şirketler için de operasyonel süreçleri pratik ve güvenli hale getiriyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla şarj altyapısına erişim, güvenlik ve yönetim konularının önemi artıyor.

EN YAKIT’ın En-ix teknolojisi sayesinde, şirket çalışanlarına tahsis edilen araçlar için herhangi bir RFID karta gerek kalmadan, sadece şarj soketi takılarak şarj işlemi otomatik olarak başlatılıyor. Türkiye genelindeki 270’e yakın şarj istasyonunda sunulan bu kolaylık, zamandan tasarruf sağlıyor.

Elektrikli Taşıt Tanıma Sistemi sayesinde araçlar, şarj noktalarında otomatik olarak tanımlanıyor ve şarj işlemleri güvenle başlatılabiliyor. Kart, şifre veya mobil uygulama kullanmaya gerek kalmadan kullanıcıya zahmetsiz bir şarj deneyimi sunuluyor.

Şirket, araç tüketimini kontrol altına almak ve maliyetleri optimize etmek isteyen firmalara filo yönetimi hizmeti sunuyor. EN YAKIT ayrıca kullanıcılarına tek ödeme ile toplu faturalandırma imkanı sağlıyor. Şirketler, tüm araçlarının yakıt ve enerji tüketimlerini tek bir fatura ile ödeyerek, muhasebe işlemlerini kolaylaştırabiliyor.

EN YAKIT uygulaması ile elektrikli araçların şarj işlemi, akaryakıt tüketimi ve harcamaları kolayca EN YAKIT mobil uygulaması üzerinden anlık olarak takip edilerek yönetilebiliyor. Böylelikle kullanıcılara, 7/24 erişim ve detaylı analiz imkanı sağlanıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen EN YAKIT Genel Müdürü Tayfun Şenses, elektrikli araçların hızla yaygınlaştığı dönemde, kullanıcıların en büyük beklentisinin kolay, güvenli ve hızlı şarj deneyimi olduğunu vurgulayarak, “Biz de bu ihtiyaca yanıt vermek üzere Elektrikli Taşıt Tanıma Sistemi’ni geliştirdik. Bu sistem, 270’e yakın şarj istasyonumuzda hem bireysel kullanıcıların hem de filo yöneten şirketlerin şarj süreçlerini en verimli şekilde yönetebilmelerine imkan tanıyor.” ifadelerini kullandı.

Şenses, bu sistemi sayesinde araçların şarj istasyonlarında zahmetsizce tanımlanmasıyla kullanıcı deneyimini ileri seviyeye taşıdıklarını belirterek, “Kurumsal filolar için ise operasyonel kolaylığın en kritik unsurlardan biri olduğunu biliyoruz. Bu nedenle filoların ihtiyacına cevap olarak Elektrikli Taşıt Tanıma Sistemi sayesinde şirketler hangi aracın, ne zaman ve ne kadar şarj edildiğini detaylı olarak takip edebiliyor. Bu da maliyet yönetimini kolaylaştırıyor ve güvenliği artırıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Continue Reading

Şarj Sektörü

WATT, 500’üncü şarj lokasyonunu açtı

Türkiye elektrikli mobilite sektöründe bir ilk olan şarj istasyon tesisi WAT Şarj HUB, Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hizmete açıldı. 

WAT’ın 500’üncü şarj lokasyonu olan bu öncü tesis, yalnızca araçlara şarj hizmeti sunmakla kalmıyor; 7/24 açık olan tesiste dinlenme ve aktivite alanları, hijyen standartlarına uygun tuvaletler ve yiyecek-içecek otomatları bulunuyor. Böylece yolcular, aileler ve evcil hayvanlar için keyifli bir mola noktası oluşturuyor. Ayrıca, 4 adet 180 kW ve 2 adet 360 kW ultra hızlı şarj istasyonuyla aynı anda 12 araca enerji sağlama kapasitesine sahip ve güneş enerjisi destekli altyapısıyla sürdürülebilirliği merkeze alan bu öncü tesis, şehir içi ve şehirler arası yollarda yaygınlaştırılması hedeflenen projelere de güçlü bir örnek teşkil ediyor.

Türkiye’de elektrikli araç şarj noktalarını, yalnızca enerji alınan duraklar olmaktan çıkararak kullanıcı alışkanlıklarını yeniden şekillendirecek bir deneyim alanına dönüştürmeyi hedefleyen Koç Topluluğu şirketi WAT Mobilite, bu vizyon doğrultusunda Türkiye’de bir ilk olan WAT Şarj HUB tesisini ve aynı zamanda 500’üncü şarj lokasyonunu Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hayata geçirdi. Proje, sürdürülebilirlik yaklaşımıyla kullanıcı konforunu birleştirerek yolculuk deneyimini yeniden tanımlıyor.

WAT Şarj HUB, yalnızca araçların şarj edildiği bir nokta değil; yolculukların daha konforlu hale geldiği yeni bir durak olarak tasarlandı. 7/24 hizmet veren tesiste dinlenme ve aktivite alanları, temel ihtiyaçların giderileceği hijyenik tuvaletler ve yiyecek-içecek otomatları elektrikli araç kullanıcıları haricinde tüm ziyaretçilerine sosyal bir deneyim alanı sunuluyor. Yerel toplulukları destekleme vizyonu doğrultusunda, bölgeye özgü zeytinyağı üretimine katkı sağlıyor. Sezon dönemlerinde, tesiste zeytinyağı satışına ayrılmış özel alanlar bulunacak. Şarj süreci boyunca kullanıcılar yalnız bırakılmıyor; sahada bulunan WAT Mobilite sorumluları, destek ve yönlendirme sağlayarak güvenli ve keyifli bir deneyim yaşatıyor. Böylece elektrikli araç kullanıcıları için şarj molası, artık sadece beklemek değil; ailelerin, yolcuların ve evcil hayvanların da faydalanabildiği yeni nesil bir yolculuk alışkanlığına dönüşüyor.

 

 

 

 

 

default

Yılda 48.469 kWh temiz enerji üretiliyor

520 ağaca eşdeğer fayda sağlanıyor

WAT Şarj HUB, 4 adet 180 kW ve 2 adet 360 kW ultra hızlı şarj istasyonuyla aynı anda 12 araca yüksek performansla şarj hizmeti sunuyor. Şarj istasyonlarının ve tesisin enerji ihtiyacı güneş enerjisiyle destekleniyor. Bu sayede yılda 48.469 kWh temiz enerji üretilerek; dizel araç ile 70.619 km seyahate eş değer 18.926 kg CO₂ salınımı engelleniyor, 520 ağacın korunmasına eşdeğer çevresel fayda sağlanıyor. Böylece güçlü teknolojik altyapı, sürdürülebilir gelecek vizyonuyla buluşuyor. WAT Mobilite’nin Fenerbahçe Kalamış Marina ve Bodrum Koçtaş’ta hayata geçirdiği güneş enerjisi destekli şarj noktalarıyla başlayan bu yaklaşım, WAT Şarj HUB ile bir adım daha öteye gidip şehirlerarası yolculuklara taşınıyor ve kullanıcı deneyimini üst seviyeye çıkarıyor.

Benzer projeler şehirlerarası ve şehir içlerinde uygulanacak

Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen bu konsept, elektrikli araç kullanıcılarının yolculuk deneyimini geliştirmeyi amaçlıyor. WAT Şarj HUB, artık yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir tesis değil; aynı zamanda geleceğin yolculuk alışkanlıklarını şekillendiren yeni bir standart sağlıyor. Milas-Muğla’da açılan bu ilk tesisin ardından, önümüzdeki dönemde benzer projeler hem şehirlerarası hem de şehir içi yollarda hayata geçirilecek. Şarj molalarını yalnızca enerji dolumu değil, yolculuk deneyimini zenginleştiren bir fırsata dönüştürüyor. Tesis, 6 Eylül’den itibaren ilk ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.

Alp Karahasanoğlu: “Yeni nesil bir alışkanlığın öncüsü oluyoruz.”

WAT Şarj HUB ile elektrikli araç kullanıcılarının yolculuk deneyimini tamamen yeniden tanımladıklarına dikkat çeken WAT Mobilite & WAT Motor Genel Müdürü Alp Karahasanoğlu, “Türkiye’de bir ilk olan ve WAT Mobilite’nin 500’üncü şarj lokasyonu olarak devreye alınan bu tesisimiz, yalnızca araçları şarj etmekle kalmıyor; aynı zamanda ailelerin, yolcuların ve evcil hayvanların keyifle vakit geçirebileceği, modern ve konforlu bir durak sunuyor. Güneş enerjisi destekli altyapımız sayesinde sürdürülebilirliği merkeze alıyor, çevresel etkileri azaltarak şehirlerarası yolculuklarda yeni nesil bir alışkanlığın öncüsü oluyoruz. Bodrum-İstanbul yolu üzerinde hayata geçirdiğimiz bu öncü tesis, önümüzdeki dönemde şehirlerarası ve şehir içi yollarımızda yaygınlaşacak projelerimiz için de ilham verici bir örnek teşkil ediyor.”

Continue Reading

Şarj Sektörü

Şarj İstasyonları Türkiye’yi Aydınlatıyor: Elektrik Üretimimiz Bu Akıma Hazır mı?

Türkiye’nin dört bir yanında elektrikli araç şarj istasyonları mantar gibi bitiyor. Büyük şehirlerin caddelerinden otoyol dinlenme tesislerine kadar her yerde karşımıza çıkan bu istasyonlar, elektrikli araç sahipleri için büyük kolaylık sağlıyor. Ancak bu hızla artan şarj altyapısı, beraberinde önemli bir soruyu da getiriyor: Türkiye’nin mevcut elektrik üretim kapasitesi, bu “elektrikli akımı” karşılamaya hazır mı?

Elektrikli Araçların Yükselişi ve Şarj İhtiyacı

Elektrikli araçlar, çevre dostu olmaları ve düşük işletme maliyetleri sayesinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek daha fazla tercih ediliyor. Devlet teşvikleri, artan benzin fiyatları ve teknolojik gelişmeler bu dönüşümü hızlandırıyor. Doğal olarak, elektrikli araç sayısı arttıkça, bu araçları besleyecek şarj istasyonlarına olan ihtiyaç da katlanarak büyüyor. Şarj istasyonları ağı genişledikçe, elektrikli araç sahipleri de menzil kaygısı yaşamadan daha uzun yolculuklara çıkabiliyor, bu da elektrikli araç kullanımını daha cazip hale getiriyor.

Elektrik Üretimine Etkisi: Talep Artışı ve Zorluklar

Şarj istasyonlarının yaygınlaşması, elbette elektrik şebekesi üzerindeki talebi de artırıyor. Her ne kadar tekil bir elektrikli aracın şarjı, evdeki birçok elektrikli cihaza kıyasla anlık olarak daha yüksek güç çekse de, toplamda binlerce aracın aynı anda veya benzer zaman dilimlerinde şarj edilmesi, şebekede önemli bir yük oluşturabilir.

Peki, bu durum Türkiye’nin elektrik üretimi için ne anlama geliyor?

  • Pik Talep Yönetimi: Elektrikli araçlar genellikle akşam saatlerinde, yani konutların da yoğun elektrik tükettiği dönemlerde şarj ediliyor. Bu durum, şebekedeki pik talep eğrisini daha da yükseltebilir. Bu pik talepleri karşılamak, enerji üretim tesisleri için bir zorluk teşkil edebilir ve ek kapasite yatırımlarını gerektirebilir.
  • Altyapı Güçlendirme İhtiyacı: Yalnızca üretim değil, aynı zamanda iletim ve dağıtım altyapısının da bu artan talebe uyum sağlaması gerekiyor. Mevcut elektrik hatları ve trafoların, özellikle yoğun şarj istasyonu bölgelerinde, bu ek yükü kaldırabilecek kapasitede olması şart. Aksi takdirde, bölgesel kesintiler veya voltaj düşüşleri yaşanabilir.
  • Enerji Kaynaklarının Çeşitliliği: Türkiye’nin elektrik üretiminde kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtların payı hala yüksek. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla bu kaynaklara olan bağımlılık daha da artabilir. Bu da hem çevresel sürdürülebilirlik hem de enerji güvenliği açısından riskler barındırır. Bu nedenle, elektrikli araçların karbon ayak izini gerçekten azaltabilmek için yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş, rüzgar, hidroelektrik) elektrik üretimine daha fazla ağırlık verilmesi kritik önem taşıyor.

Çözüm Yolları ve Gelecek Vizyonu

Türkiye, bu potansiyel zorlukların farkında ve çeşitli stratejiler geliştiriyor.

  • Yenilenebilir Enerji Yatırımları: Güneş ve rüzgar enerjisi santrallerine yapılan yatırımlar hız kesmeden devam ediyor. Bu sayede, elektrikli araçların şarj edildiği elektriğin daha büyük bir kısmı temiz kaynaklardan sağlanabilecek.
  • Akıllı Şebeke Çözümleri: Akıllı şebeke (smart grid) teknolojileri, elektrik talebini daha etkin bir şekilde yönetmek için büyük bir potansiyele sahip. Bu sistemler, şarj sürelerini optimize ederek, şebeke üzerindeki yükü dengeleyebilir ve enerji verimliliğini artırabilir. Örneğin, araçların elektrik talebinin düşük olduğu saatlerde şarj edilmesi teşvik edilebilir.
  • Batarya Depolama Sistemleri: Büyük ölçekli batarya depolama sistemleri, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen fazla elektriği depolayarak, pik saatlerde şebekeye geri verebilir. Bu, hem elektrik arz güvenliğini artırır hem de şebeke dalgalanmalarını azaltır.
  • Teşvikler ve Farkındalık: Elektrikli araç şarjını pik saatler dışında yapmaya teşvik eden tarifeler ve bilinçlendirme kampanyaları da önemli rol oynayabilir.

Türkiye’deki şarj istasyonlarının hızla artması, elektrikli araç devriminin ne kadar gerçek olduğunu gösteriyor. Ancak bu devrimin sürdürülebilir olması için, elektrik üretim ve dağıtım altyapımızın bu artan talebe tam anlamıyla hazır olması gerekiyor. Yenilenebilir enerjiye yatırım, akıllı şebeke teknolojileri ve bilinçli tüketim alışkanlıkları, Türkiye’nin elektrikli geleceğini aydınlatacak temel taşlar olacaktır.

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

Popüler